Afrika’da Ebola can almaya devam ediyor
Afrika ülkelerinde ebola salgınından insanlar ölmektedir. Açlık susuzluk ve iç savaşlarla bildiğimiz Afrika’da bu kez bir hastalık nedeniyle can kayıpları sürüyor. Orman hayvanlarından insanlara bulaşan, bilinen bir aşısı ve tedavisi olmayan hastalık % 25-90 oranında ölümcül seyrediyor.
Bölgeye seyahatler nedeniyle de diğer ülkelere yayılma ve bulaşma riski taşıyor.
Hastalığın ortaya çıkmasında virüsü taşıyan vahşi hayvanların etlerinin yenmesi bir bulaşma yolu olarak belirtiliyor. Tarım arazilerinin yetersizliği, yeterli gıda ve temiz suya ulaşımla ilgili sorunlar başta Afrika’da olmak üzere dünya çapında bir sorun.
Açlık, yolsuzluk ve gıda sıkıntısının insanları vahşi hayvanları daha fazla avlamaya yöneltmiş olabileceğini düşündürtüyor.
Ebola nedir nasıl bir hastalıktır?
Virüs ilk olarak 1976 yılında Sudan ve Kongo’daki salgınlarda tespit edilmiştir ve Kongo’daki bir nehre ithafen Ebola adı verilmiş.
Afrika’da hastalığın görüldüğü ülkeler
Liberya Cumhuriyeti, Gine Cumhuriyeti, Sierra Leone Cumhuriyeti, Demokratik Kongo Cumhuriyeti (Zaire), Gabon, Güney Sudan, Fildişi Sahilleri, Uganda, Kongo Cumhuriyeti, Nijerya Cumhuriyeti
2014 yılında salgın yaşanan ülkeler
Liberya Cumhuriyeti, Gine Cumhuriyeti, Sierra Leone Cumhuriyeti, Nijerya Cumhuriyeti.
Salgın, Aralık 2013’te Gine’den başlamış, Liberya, Nijerya ve Sierra Leone’ye kadar yayılmıştır. 12 Ağustos 2014 tarihi itibarı ile toplam vaka sayısı 1848 (1176 konfirme (doğrulanmış), 672 olası) ölen vaka sayısı 1013’tür. (Güncel vaka sayıları; (http://www.cdc.gov/vhf/ebola/outbreaks/guinea/index.html,http://www.who.int/csr/disease/ebola/en/), (http://www.seyahatsagligi.gov.tr/page/who/who_hastalik.asp) linklerinden takip edilebilir.]
Bulaş Yolu
Ebola virüsü, insanlara enfekte hayvanların organ, kan ve vücut sıvılarından yakın teması ile bulaşır. Afrika’da infekte şempanze, goril, maymun, meyve yarasası ve antiloptan bulaştığı düşünülmektedir. İnsandan insana geçiş, bütünlüğü bozulmuş deri veya mukozanın infekte insanların kan ve vücut sıvılarıyla direk teması ile meydana gelir. Ayrıca hastanın vücut sekresyonlarıyla salgınlarıyla kirlenmiş çevresel materyal ile de bulaş meydana gelebilir. Endemik bölgede yarasa, kemirgen veya maymun, şempanze gibi primatlar ile doğrudan temas (dokunma, ısırılma, etini yemek vb) bulaşabilir.
Klinik
Ebola virüsü hastalığı için kuluçka dönemi 2-21 gün, ancak vakaların büyük kısmında yaklaşık 7 gün olarak görülmektedir.
Hastalık akut yüksek ateş (38.5°C) ve özgün olmayan ilk bulgular ile başlar.
Sık görülen belirti ve bulgular;
Ateş, baş ağrısı, kas ve eklem ağrısı, halsizlik, ishal, kusma, mide ağrısı, iştahsızlık.
Eşlik edebilecek diğer belirti ve bulgular
Döküntü, gözlerde kızarıklık, hıçkırık, öksürük, boğaz ağrısı, göğüs ağrısı, nefes almada zorluk, yutma güçlüğü.
Cilt ve mukozal kanamalar veya organ içine kanamalar. Ölüm, sıklıkla klinik bulguların gelişimini takiben 9 ile 10’uncu günler sonrasında septik şok, çoklu organ yetmezliği ve yaygın damar içi pıhtılaşma bozukluğu (DIC) ile olur.
Hastalık, neden olan virüse ve nitelikli sağlık hizmeti alabilme özelliğine göre % 25-90 oranında ölümcül seyretmektedir.
Bölgeye seyahat etmek veya bu bölgeden gelenlerle temas, hastalık riski taşımaktadır. Hastalık bulgular ortaya çıktıktan sonra bulaştırıcıdır. Ama bulguların başlangıçta gribal enfeksiyon benzeri olması ve ülkemizin çok yoğun mülteci akınıyla karşı karşıya olması nedeniyle başka birçok hastalıkla birlikte ebola da bir risk oluşturmaktadır.
Afrika ve Ortadoğu’da emperyalist ülkelerin paylaşım ve sömürge hırsları halklara açlık, yoksulluk, susuzluk, salgın hastalıklar ve ölümden başka bir şey getirmiyor. Emperyalizm ölüm demektir sloganını Afrika’da ve Ortadoğu’da yaşananlar bize bir kez daha kanıtlıyor.