Berkin’i mezarı başında andık
11 Mart, hepimizin bildiği üzere Berkin Elvan’ın katledişinin yıldönümü. Daha 15 yaşındaydı, hayatının başındaydı. Gezi Direnişi devam ederken evinden çıkıp ekmek almaya gittiği sırada, bir gaz kapsülü Berkin Elvan’ı komaya sokmaya yetti. Hemen yılmadı Berkin, mücadele etti, yaşamak istedi. Ama onun zayıf, çocuk bedeni daha fazla dayanamadı ve O gözlerini hayata, geleceğe yumdu.
Bizler de Berkin Elvan’ı, bedence aramızdan ayrılışının ikinci yılında anmak için mezarı başındaydık.
Halk Kurtuluşçu Liseliler’in düzenlemiş olduğu Anma programımız için saat 14.00’da Şişli Metro İstasyonunda buluştuk. Programımız mezarlığın girişinden Berkin’in mezarına yaptığımız yürüyüşle başladı.
Anmada Halk Kurtuluşçu Liseliler’den Efe Yoldaş basın açıklamasını okudu.
Kurtuluş Partisi Gençliği’nden Utku Yoldaş, Berkin için yazdığı şiiri okudu.
Mezar başına karanfillerimizi ve ekmeğimizi bırakarak “Berkin Elvan Onurumuzdur!” pankartı ve “Halk Kurtuluşçu Liseliler” dövizimizi açtık. “Gezi Şehitleri Ölümsüzdür” , “Berkin Elvan Ölümsüzdür, “Berkin’in Katili AKP’nin Polisi” sloganları ile anma programımızı sonlandırdık. 12.03.2016
İstanbul’dan Halk Kurtuluşçu Liseliler
Bir çocuk uyandı
Fırladı yatağından
Bitişik evler üst üste sıralı
Boğuk hava
Tarlabaşı
Bir şey olduğu kesin aralıksız namlu sıcağı
Kenetli dişler
Aynı öfke 77’den kalan
Yatışır mı ortalık birini vurmadan
Gelenek bu ya sallandıracaksın ya indireceksin
Karar bakkallardan çıkar
Fermanı her ne kadar padişah yazsa da
Kin birikir birikir bir insan kellesi edinceye kadar
Bu seferki farklı oldu ama bir çocuktu bu kaşları iki kolunu açmış Mart’ı
Fakirliğin verdiği eziklik
Yüzünde bulantı
Tarlabaşı’nda böyle doğar çocuklar sabah ezanına karşı
Doğdu Berkin de bir çığlık savurdu özgürlüğe annesinin karnındaki tutsaklığa inat
Bir çocuk uyandı
Fırladı yatağından
Biliyordu dönmeyeceğini kısa kesti ondan annesine bakışlarını
Aslında bu bir aldatmaydı annesini diğer annelerle
Dünya’nın her bir yerinden
Mithat paşa bulvarı…
Bulandı gökyüzünün akı mavisine
Siyahı, moru, kızıl sarısına
İstemezdi belki bir çocuk bu uğurda ölmeyi bir sabah polis namlusunda
Kızaran namlu son görevini aslında tek görevini yerine getirdi sonra kendisi de birçok Ölüme karışmasına rağmen böylesini ilk gördü
Mithat paşa bulvarı…
Küçük beden bu kavgaya takılmış kırmızı bir karanfildi artık
Asfalta düştü
Asfalt taşıyamadı bu matemi
Asfalt eridi, belki ekmek buğusundan belki kan sıcağından
Olmayasıya koşuşturan sirenler ölmesini istiyordu
En acısı ise bu küçük bedenin koca koca düşmanları vardı
Öldükten sonra tanıdık
Fermanı veren de bakkalda oturanda bu işe seyirci kalanda düşmanıydı
Ekmek her zaman siyah bu ülkede bazen namlu barutu bazen kömür karası
Var varası içimizde bir ezik yan bin bir yara gömüyoruz çocuklarımızı öyle mermere falan gerek yok başına bir tahta, bu Savaş’ta ölenlere…
Ölüp de meydanlarda dirilenlere, çevik bir ses meydanlara yeniden Çağıran bu kavga