Çocuktan İşçi olur mu?
Çocuk işçiliği işsizliğin, yoksulluğun, Parababalarının azgın sömürüsünün sonucudur. Ve bir göstergesidir aynı zamanda. Ucuz işgücüdür çocuk işçiliği. Düşük ücret, kayıt yok; Parababaları için pek âlâ bir sömürü.
DİSK-AR’ın Nisan 2014’te yayımladığı rapora göre, dünya genelinde 2012 yılında 5-17 yaş aralığında 168 milyon çocuk işçi bulunmakta. Bunu daha çarpıcı bir istatistik bilgisiyle tamamlarsak,dünyada her beş çocuktan biri çalışmak zorunda bırakılmakta.
Ülkelerin kapitalizmce gelişmişlik düzeyi arttıkça çocuk işçi sayısı o ülke için azalıyor. Fakat kapitalizmce gelişmiş ülkeler dünyanın geri kalanını amansız ve acımasızca sömürdükleri için, bizim gibi kapitalizmce geri kalmış ülkelerde çocuk işçiliği tam tersi bir seyir izliyor.
Emperyalist savaşlar en çok çocukları ve kadınları vuruyor. Savaşın çocukları katletmesi insanı kahreden bir acı. Kardeş Suriye ve Filistin Halkları ABD-AB (AB-D) Emperyalistlerinin ve onların bekçi köpeği İsrail’in katliamına uğruyor. Savaşlar, çocukları sadece katletmekle kalmıyor, aynı zamanda emperyalist savaştan-katliamdan kaçarak mülteci durumuna düşen ailelerin çocukları çocuk işçiliğinin pençesine atılıyor.
Suriye’de savaşın başlamasından bu yana yaklaşık 2,5 milyon kişinin Suriye’den başka ülkelere göç ettiği biliniyor. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)’nun verilerine göre, sadece Lübnan’daki Suriyeli mülteci sayısı bir milyondan fazla. Lübnan dışında büyük ölçüde Türkiye (son rakamlara göre 1,5 milyonu buluyor), Ürdün, Irak, Mısır ve diğer ülkelere sığındılar.
ILO’nun, “12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliğine Karşı Mücadele Günü” dolayısıyla yayımladığı rapor, büyük ölçüde Lübnan’daki Suriyeli mülteci çocuk işçilere ayrılmış. ILO’nun mülteci kamplarında yaptığı araştırmaya göre, Suriyeli mültecilerin büyük çoğunluğu, hatta bazı tahminlere göre yüzde ellisi çocuklardan oluşuyor.
Suriyeli mülteciler çadır kamplarda yaşıyor. İşsizlik ve yoksulluğun pençesinde kıvranıyorlar. Bu yüzden mültecilerin çoğunluğu, yaşamlarını sürdürebilmek için çok düşük ücretlerle çocuklarını çalışmaya gönderiyor.
Lübnan’da çocuk işçiliği yasak olmasına rağmen, 180 bin ile 300 bin arası çocuk işçi olduğu tahmin ediliyor. Bunların çoğunu Suriyeli çocuklar oluşturuyor. Çocuklar, tarım işçiliği, seyyar satıcılık gibi tehlikeli işlerde çalışıyorlar ya da dilencilik yapıyorlar. Bazı çocuklar da fabrikada ya da kayıt dışı farklı sektörlerde çalıştırılıyor. Lübnan’da çalışan Suriyeli çocukların yüzde sekseni tarlalarda ağır ve tehlikeli şartlarda çalışıyor. Bu çocukların çoğu doğu Bekaa Vadisi’ne gönderiliyor çalıştırılmak üzere. Onlar için gün erken başlıyor. Kamplardan kamyonlarla sabah altıda toplanan çocuklar, çalıştırılacakları yere götürülüyor.
ILO yetkililerinin, Lübnan’daki mülteci kampında çocuklarla yaptığı konuşmalardan, ne şartlarda çalıştıklarını daha iyi görebiliriz (çocukların isimleri ILO tarafından değiştirilerek yazılmış, sıkıntı yaşamamaları için):
11 yaşındaki Hüseyin, bir araba tamircisinde tamirci olarak yetiştiriliyor ve hiç para almadan çalışıyormuş.
11 yaşındaki Maysa ve 10 yaşındaki kardeşi Rana, Suriye’nin Alepo bölgesinden göç eden bir ailenin çocukları. Onlar sabahın erken saatlerinden 11.00’e kadar çalışıyorlar. Rana, “patatesler çok ağır. Soğanlar acı ve beni ağlatıyor.” diyor. Çocuklar, işten sonra okula gitmek üzere mülteci kampına dönüyorlar. Maysa doktor, Rana da öğretmen olmak istiyor.
Çocuklar, yaklaşık 6,5 dolar günlük alıyorlar. Bunun 1,3 doları çocuklara iş bulan ve bu işi organize eden Kamp Koordinatörü’ne kalıyor.
Bir başka tarla işçisi olan Cildar 12 yaşında. Anne ve babası iş bulamadığı için 14 kardeşten ikisi çalışıyor. İşten sonra kamptaki okula devam ediyorlar. Cildar, “Suriye’deki okulumuz çok daha iyiydi. Çünkü o bir binaydı, buradaki ise bir çadır”, diyor. Mülteci durumuna düşmeden önce üniversiteye gitme planları yapıyormuş.
12 yaşındaki Ahmad ve 16 yaşındaki Mahmut da mülteci olmadan önce Suriye’nin Dara bölgesinde okula gidiyorlarmış. Şimdi Lübnan’ın başkenti Beyrut sokaklarında ayakkabı boyuyorlar.
Onların hayalleri şimdi çok uzakta kaldı.
Çocuklarını çalıştırmak zorunda kalan aileler, anneler için de durum içler acısı. Nisan ayında Lübnan’daki mülteci kampında dört çocuk annesi bir kadın, yaşadığı acılara daha fazla dayanamayarak kendini yaktı.
Bugün, Ortadoğu ve Güney Afrika’da yaklaşık 9,2 milyon çocuk işçi var. Bu,dünya genelinde yüzde 8,4’e tekabül ediyor. AB-D Emperyalistlerinin doğal zenginliklerini sömürdüğü, talan ettiği, yağmalamak için yakıp yıktığı, bölüp parçaladığı ülkeler. Ve bu ülkelerin, bütün diğer ülkelerin çocukları gibi, hayalleri, umutları olan, katledilen, vatanından sürülen, çocukluğunu bilemeden işçiliği bilen çocukları…
Çocuk işçiliğinin ülkemizdeki yüzü ayrı bir yazı konusu elbette. Bu yazıda özellikle, yanı başımızda büyük acılar çeken, katliamlara uğrayan Suriye Halkının vatansız duruma düşen masum çocuklarına çevirmek istedik yüzümüzü. Gittikleri yerlerde onları nasıl bir yaşamın beklediğine, umutlarına, özlemlerine, yaşadıkları zorluklara değelim istedik.