Filistin’de çocuk olmak
Bir çocuksunuz diyelim. Hem de Filistin’de bir çocuk. Bir sabah anacığınızın yumuşak sesi ve tatlı sözleriyle değil de silah dipçikleriyle her tarafınıza vurularak uyandırılıyorsunuz. Hatta sabah bile değil, gece yarısı. Uykunun en tatlı yerinde…
Bir anda zorla evinize girenler ite kaka uyandırıyorlar sizi. Daha siz ne olduğunu anlamadan ellerinizi ve kollarınızı bağlıyorlar. Ve gözlerinizi. Sonra da vurup sırtlarına ya da sürükleyerek, annenizin, babanızın, kardeşlerinizin çığlıkları arasında alıp götürüyorlar sizi.
Nereye?
Kimsenin bilmediği bir yere.
Kim bunlar?
Filistin’in bağrına bir kama gibi sokulan İsrail’in insanlıktan çıkmış askerleri.
Niye yapıyorlar bunu?
Siz taş attınız diye bir İsrail tankına. Ya da onlar sizin taş attığınızı düşündüğü için. Topuyla tüfeğiyle, son teknoloji ürünü ağır silahlı askerlerine taş attınız, diye.
Filistin’in “Taş Generalleri” bu çocuklar. Çocuk olduklarına bakmayın, her türlü silaha sahip bir işgal ordusuna karşı, ellerindeki tek şeyle direniyorlar: Taşla!
Amerikalı yazar Ben Norton, bağımsız bir insan hakları örgütü olan Filistinli Tutsaklar Derneği tarafından yayımlanan rapora dayanarak bu çocukların yaşadıklarıyla ilgili bazı bilgiler veriyor. Biz de bu yazarın verdiği bilgilerden yararlanarak konuya değinmek istedik.
Adı geçen derneğin yayımladığı rapora göre, geçtiğimiz 5 ay içerisinde sadece Kudüs’te tutuklanan çocukların sayısı en az 600. Bu çocuklardan yaklaşık yüzde 40’ı ne acıdır ki, tecavüze uğradı.
Filistinli Tutsaklar Derneği Avukatı Mufeed al-Haj’ın verdiği bilgiye göre, çocuk kaçırma İsrail’in her gün işlediği, artık onlar için sıradanlaşmış bir suç. Sadece Kasım ayının ilk üç haftasında, İsrail işgali altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te 380 Filistinli çocuğu kaçırdı İsrail askerleri.
Hiçbir elle tutulur gerekçe olmadan, illegal olarak gözaltına alınan çocuklara İsrailli yetkililer tarafından dayak, tecrit, kendilerine yöneltilen suçlamaları kabul edene kadar, saatlerce yemek ve su vermeme, tuvalete göndermeme gibi işkenceler yapılıyor. Cinsel istismar da bunun bir parçası. Ayrıca bu çocukların babalarına da işkence yapılıyor, anneleri ve kız kardeşlerine cinsel istismar saldırısında bulunuluyor.
Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Komitesi’nin (CRC-İngilizce adının kısaltılmışı) hazırladığı, İsrail’in çocuk hakları karnesine baktığımızda, İsrail’in Filistinli çocuklara sistematik olarak işkence uyguladığını görebiliyoruz. Komite, “Tutuklanan Filistinli çocuklara kötü muamele edildiği ve işkence yapıldığına dair bilgiler çok endişe verici. Ayrıca taraf devletin, bu muamelelere maruz kalan çocukların defalarca verdiği ifadelere rağmen hiçbir tedbir almayışı, bu tür kötü muamelelere bir son vermeyişi de derin bir endişe yaratıyor,” diyor.
Komite, Filistinli çocukların ifadelerinde belirttiği, İsrail’in fiziksel ve sözlü şiddet, aşağılama, baş ve yüze çuval geçirme, ölümle tehdit etme, fiziksel saldırı, çocuklara ya da aile bireylerine cinsel istismar, tuvalet, yemek ve su ihtiyaçlarının yasaklanması gibi sistematik işkencelerin yapıldığını doğruluyor.
Ayrıca BM Çocuk Hakları Komitesi raporunda, İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF)’nin Filistinli çocukları defalarca canlı kalkan olarak kullandığı açıklanıyor.
İsrail’deki Arap Azınlığın Hakları İçin Legal Merkez (Adalah) tarafından yayımlanan bir başka raporda da İsrailli askerler tarafından canice gözaltına alınan çocukların ifadeleri yer alıyor. İfadelerden özetçe çıkarılabilecek bilgiler şöyle:
Çocuklar, tutuklamaların büyük çoğunluğunun gece yarısı baskınlarıyla yapıldığını belirtiyor. Onlarca İsrail askeri zorla evlere girerek çocukları yasadışı bir biçimde gözaltına alıyor. İfadelerin neredeyse tamamında çocuklar, İsrail askerlerinin kendilerini darp ederek uyandırdığını belirtiyor. Daha yataktayken ellerinin, ayaklarının ve gözlerinin bağlandığını ve askeri bir araçla bu şekilde kilometrelerce uzağa götürüldüklerini söylüyorlar. Bir çocuk, parmağı yaralı olmasına rağmen, İsrail askerinin buna aldırmadığını, el ve ayaklarını bağlamaya devam ettiğini, bu şekilde 12 saat kaldığını belirtiyor. Parmağının artık tedavi edilemeyecek şekilde enfeksiyon kaptığını belirtiyor.
Filistinli çocukların ailelerine çocuklarının niye gözaltına alındığı ve nereye götürüldüğü söylenmiyor.
İsrail askerleri çocukları sorgulamak için götürürken bağırıp çağırmak, hakaret etmek, tecavüz etmekle tehdit etmek, kafalarını duvara vurmak gibi fiziksel ve sözlü şiddet uyguluyor. İsrail askerlerinin, taş attığını düşündüğü çocuklara yaptıkları şeyler bunlar.
Peki ya bu çocuklar sorgu yerine götürüldüğünde neler oluyor?
Çocukların verdiği ifadelere göre, bu sorgulamalar saatler sürüyor. Bu süre boyunca çocuklara yemek ve su verilmiyor. Tuvalet ihtiyaçlarını gidermelerine engel olunuyor. Bazı durumlarda çocuklara yüklenen suçlamaları kabul edene kadar ihtiyaçlarının giderilmeyeceği söyleniyor.
Çocuklar bir avukat isterse, bunun yasak olduğu söyleniyor kendilerine.
İfadelerin neredeyse tamamında çocuklar, hapisliklerinin günlerce hatta haftalarca sürdüğünü belirtiyor. Bir çocuk, kesintisiz 28 gün sorgulamasının sürdüğünü ifade ediyor.
Çocuklar bu süre içinde kaldıkları hücrelerin çok kötü koşullarda olduğunu söylüyor. Hücrelerin penceresiz olduğunu, hücrede bir yatak ve kötü kokulu bir tuvalet bulunduğunu belirtiyorlar. Ayrıca duvarlara yaslanmalarının yasak olduğunu ifade ediyorlar. Hücreler 24 saat boyunca parlak bir ışıkla aydınlatılıyor. Çocuklar bu ışığın gözlerini acıttığını, birazcık olsun uyumalarını engellediğini belirtiyor. Zorla uykudan mahrum edilmeleri sonucunda çocuklarda zaman kavramı yok oluyor ve uykusuzluğa bağlı başka rahatsızlıklar ortaya çıkıyor.
ABD Emperyalizminin Ortadoğu’daki petrollerinin bekçi köpeği İsrail budur işte. Ve onun efendisi, dünya halklarının en büyük düşmanı, dünya halklarına kendini demokrasi havarisi diye yutturmaya çalışan ABD Emperyalistleri budur.
Filistinli çocuklara bile bunları yapabilenlerin, Filistin Halkına neler yapabileceğini, ne yaptığını, neredeyse her gün yaşanan ve insanın içini sızlatan, öfkesini kabartan insanlıkdışı olayları görüyoruz, biliyoruz…
Ve ABD’nin Ortadoğu’daki kanlı kasabı İsrail’in yakın dostu da Tayyipgiller’dir bildiğimiz gibi. Tayyip daha önce, Irak’ta Müslüman kadınlara tecavüz eden sapık, cani Amerikan askerleri için, “kahraman Amerikan askerlerinin sağ salim evlerine dönmeleri için dua ediyorum”, diyordu. Müslümanın Tanrısına, Müslüman kadınların ırzına geçen sapık Coniler için dua eder. Bugün de benzeri işkenceleri Filistin Halkına, Filistinli çocuklara yapan insanlıktan çıkmış İsrail’le askeri ve ticari anlaşmalar yapan yine Tayyip’tir. Bunların Tanrısı Para Tanrısı’dır çünkü. Bunlar Para Tanrı’sından başka Tanrı tanımaz.
Müslüman çocuklara işkence eden, onları katleden İsrail’le müttefiktir. Çünkü ikisinin de sahibi ABD Emperyalizmidir. Onları var eden, onları Türkiye ve Ortadoğu Halklarının başına bela eden ABD Emperyalizmidir. Onların tek Tanrıları vardır, o da Para Tanrısı’dır.
Gün gelecek, sadece Türkiye’de değil, Ortadoğu’da da halklar bu kan emicilerden, yaptıkları bütün zulümlerin, işkencelerin, çektirdikleri acıların, döktükleri her gözyaşı damlasının hesabını soracak.