Hukuk, kanun koruyucu Yargıtay, hukuku, yargı kararlarını tanımıyor
Halkın Kurtuluş Partisi mücadeleye devam ediyor:
Partimiz hukukçuları Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Siyasi Partiler Sicil Bürosu Savcısı Haluk Beşer ve Siyasi Partiler Bürosu Müdürü Fahrinaz Ünlü hakkında suç duyurusunda bulundu
Partimiz yasada aranan şartları gerçekleştirerek örgütlenmesini tamamlamış, biri yerel ikisi genel olmak üzere tüm Türkiye’de seçimlere katılmıştır.
Tüm bu süreç binbir hukuk mücadelesi ile geçmiştir, geçmeye de ne yazık ki devam etmektedir.
Bu zorluklardan biri de;2010 yılında örgütlenmemiz devam ederken kurucuların örgütlenilen şehir ve ilçelerde ikamet etme şartı yasada olmamasına rağmen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Siyasi Partiler Bürosunun teşkilat kuruluşlarımızı kabul etmemesi olmuştu. Buna karşı Ankara 7. İdare Mahkemesine 2011/168 Esas sayı numarası ile Partimiz hukukçuları tarafından dava açılmış, bu dava yasada olmayan şartın tarafımızdan beklenemeyeceği gerekçesiyle lehimize sonuçlanarak kesin biçimde karara bağlanmıştı.
Ancak 8 yıl sonra aynı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Siyasi Partiler Bürosu kesinleşmiş mahkeme kararını hiçe sayarak, gerekçedeki kelimeleri bile değiştirme ihtiyacı duymaksızın aynı gerekçeyi önümüze sunarak, devam eden il ilçe kuruluş bildirimlerimizi kabul etmeyerek parti kuruluşlarımızı sicile kaydetmemiştir.
Kesinleşmiş mahkeme kararını tanımayarak hukuka, kanuna, anayasaya aykırı işlemler yapan Yargıtay’ın bu son kararınıda hukukçularımız idari yargı yoluna taşıdılar, 17 Ocak 2018’de.
Bu kez de hukukçularımız, yapmış oldukları hukuksuz işlemler, mahkemeler üzerinde kurmuş oldukları baskılarla Partimizin seçimlere girmesine engel olan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Siyasi Partiler Sicil Bürosu Savcısı Haluk Beşer ve Siyasi Partiler Bürosu Müdürü Fahrinaz Ünlü hakkında; kesinleşmiş mahkeme kararına uymadıkları, siyasi hamaset duygularıyla hareket ederek görevi kötüye kullanmaları gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu.
Kurtuluş Partili Hukukçuların eylemli olarak bir basın açıklamasıyla gerçekleştirdikleri basın açıklaması metni ve suç duyurusu dilekçesi aşağıdadır:
***
Konuyla ilgili Basın Açıklaması:
Partimize karşı açıkça suç işleyen
Siyasi Partilerden Sorumlu Yargıtay Cumhuriyet Savcısı ve
Yazı İşleri Müdürü hakkında suç duyurusunda bulunuyoruz
AKP iktidarının hukuk bürosuna dönüşen Yargıtay Savcılığı Siyasi Partiler Bürosu, Partimizin seçimlere girme yeterliliğini, yasada olmayan kurallar uydurarak yok etmektedir.
2820 sayılı Siyasi partiler yasasında seçimlere katılmak için yeterli örgütlenme sayısı en az 42 il ve bu illerdeki ilçelerin 1/3’ü olmalıdır. HKP’nin bugün için örgütlendiği il sayısı 49 il ve bağlı ilçeleridir. Yine yasa, büyük genel kurulunu yapmış olma şartını aramaktadır. HKP bu gerekliliği de doğaldır ki yerine getirmektedir.
Ancak 2820 sayılı yasada hiç olmayan bir kural getiren Yargıtay Savcılığı Siyasi Partiler Bürosu, tüm il ve ilçelerin de genel kurulunu yapmış olması kuralını uydurmuştur. Bu genel kurullarını tamamlamayan hiçbir partinin seçimlere katılmayacağı kuralı geliştiren ve kanun dışı davranan Yargıtay Savcılığı Siyasi Partiler Bürosunun, bu emri özel olarak Partimiz için aldığı anlaşılmaktadır.
Bu meseleyi gerek idari davalar, gerek Anayasa Mahkemesi, gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar götürdük.
Ancak bu hukuksuzluğa karşı örgütlenme çalışmalarımızı da hızla sürdürdük ve yeni il ve ilçelerde parti örgütleri kurmaya başladık.
Ancak Partimize karşı siyasi bir husumet ve siyasi bir kararla hareket ettiği artık açık olan siyasi partilerden sorumlu Yargıtay Cumhuriyet Savcısı ve Yazı İşleri Müdürü, bu kez de, teşkilatlarınızda görev alanların o ilçede ikamet etmemesi sebebiyle teşkilat bilgileriniz siyasi partiler sicilinize kaydedilememiştir gerekçesiyle yeni örgütlenmelerimizi yok saymıştır.
NE VAR Kİ, Yargıtay Savcılığı Siyasi Partiler Bürosu 2010 yılında da aynı yönde karar almıştı ve açtığımız dava sonucunda 2011 yılında Ankara İdare Mahkemesi bu hukuksuz uygulamayı iptal etmişti. Şöyle demişti Ankara İdare Mahkemesi:
Siyasi partilerin ilk kuruluşları sırasında görev alacakların seçimi veya atanması hususunda ilgili hukuki metinlerde bir düzenleme bulunmaması, aynı şekilde ilk teşkilat kuruluşu sırasında teşkilatların atama suretiyle belirlenmesi hususu ile bu şekilde belirlenen kişilerin ikamet ettikleri yer hususunda da herhangi bir hukuki düzenleme olmaksızın ‘kıyas yoluyla’ sınırlama getirilmesinin de hukuka aykırılık teşkil edecek olması karşısında davacı siyasi partinin teşkilatında atama suretiyle belirlenen kişilerin ‘teşkilatın bulunduğu yerde ikamet etme’ koşulunu sağlamadığı gerekçesiyle siyasi partiler siciline kaydedilmemesinde açıkça hukuka aykırılık bulunmaktadır.
Ankara İdare Mahkemesinin bu kararı kesinleşmiştir. Ve siyasi partilerden sorumlu Yargıtay Cumhuriyet Savcısı ve Yazı İşleri Müdürü, bu kararı bilmelerine rağmen, kendilerine “mahkeme kararı hilafına işlem yapıyorsunuz suç işliyorsunuz” demiş olmamıza rağmen, KASTEN BU SUÇU İŞLEMİŞLERDİR.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu “(…) yargı kararlarının hukuksal sonuçlarının etkisiz bırakılmasının amaçlandığı dosyada bulunan bilgi ve belgelerden anlaşıldığından (…) görev onayında imzası bulunan ..’un eylemine uyan TCK’nın 228. maddesi uyarınca lüzumu muhakemesine” şeklindeki kararı, Partimize karşı mahkeme kararını geçersizleştirmek isteyen işbu şüpheliler hakkında da birebir uygulanmak zorundadır.
Çok daha yukarıdan bir emirle geldiği açık olan YSK kararının asıl sebebi seçim propaganda olanaklarıyla, Genel Başkan’ımızın TRT konuşmalarıyla, Partimizin milyonlara ulaşması, aldığı 82 bin oy ve aslında daha fazla oranda insanın gönlünde taht kurmasıdır. Ulusal ve Uluslararası hukuk mücadelesi, etkili eylemleri, yurtseverliği ve AKP’nin tüm gericiliklerine karşı militan devrimci mücadele yürütmesidir.
Zalimden ve onun hukukundan başka türlüsünü beklemiyoruz. Tüm meşru yollarla mücadelemiz sürecek ve er-geç Emekçi Halklarımızı hak ettiği yere, İktidara taşıyacağız! 02.02.2018
Kurtuluş Partili Avukatlar