Site rengi

Tasarım

 Suruç Katliamı üzerine

21.07.2015
760
A+
A-

Bölgemizdeki ve dünyadaki tüm katliamların, vurgunların, soygunların olduğu gibi bu katliamın da sorumlusu ABD ve AB Emperyalistleridir ve onların bölgelerdeki yerel işbirlikçileridir.

1950-1953 aralığında Kore’de 1.5 milyon insanın, 1950, 1960, 1970’li yıllarda Vietnam’da 3 milyon insanın, Kamboçya’da 1 milyon insanın, Endonezya’da Amerikan uşağı general Suharto’nun faşist darbesi sonucunda  katledilen 1 milyon insanın, Cezayir’de Fransız sömürgeciler tarafından katledilen 1.5 milyon insanın, Ruanda’da katledilen 800 bin insanın ve de 1953 ve 2002 yılları arasında ABD Emperyalistlerinin ve onların CIA’sının tezgahlayıp yönettiği faşist darbeler sonucu hayatını kaybeden 3 milyon insanın sorumlusu ve baş suçlusu da yani katliamcısı da hep bu emperyalist haydut devletler sürüsüdür, onların hain işbirlikçileridir.

Bu emperyalist çakal sürüleri 1990 sonrasında bölgemiz Ortadoğu’ya ve Yugoslavya’ya gözlerini dikmişler, alçakça emellerini gerçekleştirmek için Yugoslavya’ya saldırarak 1945’ten beri barış içinde, dostlukla ve kardeşçe yaşayan farklı milliyetlerden halkları birbirlerine karşı kışkırtmışlar, aralarına onulmaz düşmanlıklar sokmuşlar, on binlerce insanın kanını akıtarak hayatını yok ederek sonunda ülkeyi yedi parçaya bölmüşlerdir. Tabiî artık eski antiemperyalist Yugoslavya’nın yerinde yeller esmektedir. Yeni oluşan bu yedi parçanın hepsi de AB-D Emperyalistlerinin yeni uydularıdır artık. Orada varılmak istenen amaç da zaten buydu.

Bu emperyalist çakal sürüleri Irak’a saldırmışlardır bildiğimiz gibi. Ülkede 5 milyonu aşkın masum insanı katletmişler ve ülkeyi üç parçaya bölmüşlerdir.

Afganistan’a saldırmışlardır bu insan düşmanı haydutlar. Oradaki sosyalist iktidarı yıkmışlar, 1 milyona yakın insanı katlederek ülkeyi Ortaçağın karanlıklarına yuvarlayıp düşürmüşlerdir.

Libya’ya saldırmışlar, ülkenin lideri, Türkiye dostu, samimi Müslüman Muammer Kaddafi’yi alçakça ve canice linç ettirerek öldürmüşler ve 100 bin civarında masum ülke insanın da canına kıymışlardır. Bugün Libya parça parça bölünmüş ve cehenneme çevrilmiş durumdadır.

Libya sonrasında Suriye’ye saldırmıştır bu alçaklar. 300 bin civarında masum insanın hayatını yok ederek, ülkeyi ölüm tarlalarına çevirerek üç parçaya bölmüşlerdir şu anda.

3 milyon Suriye insanı da Türkiye’de sığınmacı durumundadır bugün. 6 milyon Suriye insanı da ülkesini, evini bucağını terk etmiş durumdadır canını kurtarmak için. Yani ülke cehenneme çevrilmiştir bu emperyalist haydut sürüleri tarafından.

ABD Emperyalistlerinin insan sefaleti sözcüleri tarafından ve askeri örgütleri tarafından yapılan resmi açıklamalarda aleni biçimde ortaya konduğu gibi, bu şerefsizler Fas’tan Basra Körfezi’ne kadar uzanan coğrafyada yer alan 22 ülkenin mevcut sınırlarını ortadan kaldırıp yeni sınırlar çizeceklermiş kendi aşağılık çıkarlarına daha uygun düşecek biçimde. Bu namussuzca işlerine BOP yani “Büyük Ortadoğu ve Genişletilmiş Afrika Projesi” adını koymuştur bu çakallar.

Bu projeleri hayata geçirilmektedir 1990’dan beri yaşanan süreçte.

Hatırlanacağı gibi bu projede Türkiye de yer almaktadır hem de üç parçaya bölünmüş olarak.

İşte son bir aydan bu yana Suriye’de ve Türkiye’nin güneydoğu sınırlarında yeniden şiddetlenen ve alevlendirilen savaşın, katliamların sebebi de BOP projesinin pratiğe geçirilme uğraşından başka bir şey değildir.

AB-D Emperyalistleri hep söylediğimiz gibi, tarihleri boyunca nereye adım atmışlarsa ölüm cellâdını da yanı başlarında götürmüşlerdir. Girdikleri mazlum ülkeleri de ölüm tarlalarına, kan denizine ve cehennemin en karanlık ve yakıcı bölgesine çevirmişlerdir.

Bunların aşağılık vurgunları, soygunları, talanları, savaşları, işgalleri; acısız, kansız, ölümsüz olmaz. Bunlar gözlerini kırpmadan ve en ufak bir acıma hissi duymadan emperyalist çıkarları için onlarca, binlerce ve hatta gerektiğinde on milyonlarca insanın hayatına kıymaktan hiç çekinmezler. İnsan yüreği, insan vicdanı, insan ruhu taşımaz bunlar. Robotlaştırılmış, canavarlaştırılmış insan görünümündeki yaratıklardır artık karşımızda duranlar. Yani Bush’lar, Obama’lar, Tony Blair’ler, Sarkozy’’ler, Holland’lar ve Merkel’ler vb.., bunların tekelci kapitalistleri ve bu kapitalistler yönetimindeki devletleri böyle davranmaya mecbur kılar bunları. Bunlar dünyanın nüfusça % 85’ini oluşturan mazlum ülkeleri sömürmek, yağmalamak, talan etmek ve pazarlarına el koymak için savaşlara, katliamlara, işgallere, çakallıklara, haydutluklara mecburdurlar. Bunlar yeryüzünde var oldukları sürece bu kötü huylarını yani doğalarını hep taşıyacaklardır. Bu yüzden hep söylediğimiz gibi emperyalizm yeryüzünden yok edilmedikçe insanlık bu katliamları, savaşları, işgalleri, acıları, trajedileri hep yaşayacaktır ne yazık ki. İnsanlığın kurtuluşu bunların yeryüzünden silinmesiyle mümkün olacaktır. Yanlış anlaşılmasın, yeryüzünden silinmesi gereken bunların halkları değil, tekelci şirketleri ve o şirketlerin birer yürütme komitesinden ibaret olan devletleridir.

İşte dünkü Suruç Katliamı’nda hayatını kaybeden 32 kişinin de katili ve suçlusu AB-D Emperyalistleri ve onların bölgedeki, ülkemizdeki işbirlikçi hizmetkârlarıdır.

Yani bu katiller güruhu ABD’dir, AB’dir, Siyonist İsrail’dir, Suudi’lerdir, Ürdün Krallığı’dır, Kuveyt’tir, Katar’dır ve de Türkiye de Meclisteki başta AKP gelmek üzere dört Amerikancı burjuva partisidir.

ABD’ye saygıda, sadakatte ve hizmette birbirleriyle yarış halinde olan AKP’dir, CHP’dir, MHP’dir ve HDP’dir. Türkiye’nin Parababalarıdır, TÜSİAD’dır, MÜSİAD’dır, TİSK’tir, TOBB’dur. Amerikancı satılmışlar medyasıdır.

Bu yerli işbirlikçiler, katliamın sorumluluğunu sadece bir yerli piyon olan IŞİD’in üzerine yıkarak efendileri olan ABD Emperyalistlerini ve AB Emperyalistlerini ve kendilerini temize çıkarmaya çabalamaktadırlar. Oysa IŞİD de kendileri gibi bir ABD hizmetkârı ve piyonudur. Bunların kendileri gibi IŞİD’i de var eden ve oynatan ABD Emperyalistleridir. Bizdeki yerli uşaklar, IŞİD’i kim yarattı diye asla sormuyorlar. IŞİD’i de, El Kaide’yi de, El Nusra’yı da ve diğer onlarca Ortaçağcı hareket ve örgütü de yaratan, doktrine eden hep ABD Emperyalistleridir.

Bizdeki yerli uşakların tamamı iki yıl öncesine kadar IŞİD’le de, El Kaide’yle de, El Nusra’yla da, Müslüman Kardeşler’le de müttefiktiler, içli dışlıydılar. Bundan dolayı kendilerini hiç suçlamıyor, sorgulamıyor bizdeki işbirlikçiler.

Bu yaptıkları utanmazlıktır, sahtekârlıktır.

AB-D Emperyalistlerinin bölgesel işbirlikçileri-piyonları olur her yerde ve her zaman. Zamana, duruma ve şartlara ve sürecin değişik aşamalarına göre bu piyonları farklı farklı oynatırlar. Kimisini dost, kimisini müttefik, kimisini düşman ilan ederler. Kimisini melekleştirip, kimisini şeytanlaştırırlar ama onların bu adlandırmaları sürekli değişiklik gösterir. Dün melek ilan ettiklerini, bugün sürecin gelinen aşaması öyle gerektirdiği için, şeytanlaştırabilirler.

Mesela dün Afganistan’da sosyalist iktidara karşı savaştırdıkları Ortaçağcıları “Afgan Mücahitler”, “İslami Özgürlük Savaşçıları” olarak adlandırıyorlardı. Bugün ise aynı Ortaçağcı grupları “İslami Köktendinciler”, “İslamcı Teröristler” olarak adlandırmaktadırlar.

Onlara göre yerel işbirlikçilerin tamamı sıradan basit birer piyondur. Önemli olan onları yere ve zamana yani oluşan yeni şartlara, gereklere uygun düşecek biçimde kullanmaktır. Tabiî bu kullanış çoğu zaman bunların birbiriyle çatıştırılması şeklinde de tezahür eder.

Hani ne demişti ABD’li emperyalist; buralardaki çıkarlarımızı gözetmek için bizim askerlerimiz öleceğine Müslümanlar ölsün. Onlar birbirini öldürsün, diye. Aynen şöyle demektedir CIA’nın eski Ortadoğu şeflerinden biri olan Robert Baer:

Niye biz (Amerikalılar!) ölelim ki?” diyor kısaca eski CIA görevlisi Baer, “Bırakalım (Sünni ve Şii) Müslümanlar kendi aralarında birbirlerini öldürsünler!” (Nilgün Cerrahoğlu, Cumhuriyet Gazetesi, 14.04.2012)

Tabiî emperyalist sözcünün yukarıdaki söylemi; Sünniler, Şiiler, Araplar, Kürtler birbirini öldürsün  bizim projelerimizi uygulamak için anlamını da içerir.

İşte on yıllardan beri hep olduğu gibi dün Suruç’ta da bu olmuştur.

ABD Emperyalistlerinin BOP planının hayata geçirilmesi için 30 küsur gencecik Türkiye insanı hayatını caniyane bir planın uygulanması sonucu kaybetmiştir.

Bizdeki yerli işbirlikçiler bu gerçeği el birliğiyle örtme, kapama, gözlerden uzak tutma çabası içindedirler. Onlar AKP ile koalisyon kurma ve Meclisteki yalandan kavgalarına bir an önce dönme gayreti içindedirler. Her biri kendince onun hesabını, kitabını yapmakla uğraşmaktadır. Hep deriz ya onların milletle de, vatanla da, halklarımızla da hiç ilgileri yoktur, diye. İşte yine öyledir bu son katliam sonrası yaptıkları da. Birbirlerine yönelik göstermelik, sözde eleştirilerle  halklarımızı kandırmaya, aldatmaya uğraşmaktadır her biri.

Oysa bunların dördü de Amerikancı burjuva siyasetçisi kardeşler topluluğudur.

Bunların asıl derdi makamdır, ündür, pozdur, koltuktur ve de küp doldurmadır. Efendilerine hizmetin karşılığında bunlara sahip olmanın telaşı ve yarışı içindedir bunlar.

Halkımızın evlatlarının katledilmesi bunların hiçbirinin umurunda olmaz. Kılları kıpırdamaz ve zerrece acı duymazlar. Dün akşam hepsinin sahtekâr yüzlerini gördük ekranlarda. Bir tekinin olsun gerçekten acı duymuş bir insanın yüz hali var mıydı?

Hayır. ABD’li efendileri gibi bunlar da his yoksunudur, insani duygu yoksunudur.

Yerli Parababalarından, bunların Meclisteki siyasi partilerinden ve satılmışlar medyasından Türkiye Halklarının sorunlarına halktan yana çözümler beklemek beyhudedir. Halkımızın deyişiyle şeytandan iman beklemektir. Bunlar Amerika’nın, AB Emperyalistlerinin memurlarıdır, piyonlarıdır. Bunlar, Amerika’nın BOP planının hayata geçirilmesini efendilerinin buyruğu üzerine öncelikli görev edinmiş durumundadırlar ve ne yazık ki Türkiye’yi çok daha büyük felaketlerin içine sürüklemeye çabalamaktadırlar. Daha açığı bunlar Türkiye’yi Yugoslavya’laştırmak, Libya’laştırmak ve Suriye’leştirmekle görevlendirilmiş piyonlardır.

Bunlar Mecliste yıllardan beri AKP ile iktidar muhalefet oyunu oynamakla, halkı kandırmaya yönelik göstermelik yalandan kavgalarla meşgulken, Partimiz yani Türkiye’nin biricik gerçek devrimci partisi olan Halkın Kurtuluş Partisi, Tayyipgiller iktidarını onlarca kez ulusal ve uluslararası mahkemelere vermiştir. Yani Tayyipgiller’in yaptığı vurgunlara, soygunlara, katliamlara ve Ortadoğu’daki Ortaçağcılarla girdiği işbirlikçiliklere karşı mahkemelere suç duyurusunda bulunmuştur.

Haziran başında, yani seçimlerin hemen öncesinde MİT TIR’larının Suriye’deki “Özgür Suriye Ordusu, El Kaide, El Nusra, IŞİD” gibi Ortaçağcılara silah taşıdığının tüm kanıtlarıyla ortaya çıkması üzerine Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne Tayyipgiller hakkında suç duyurusunda bulunmuştur. Partimizin suç duyurusundan dolayı Tayyipgiller Genel Başkanımız hakkında soruşturma açtırmışlardır ve önümüzdeki günlerde Genel Başkanımız davet edilmiş olduğu savcılığa gidip bu konuya ilişkin savunmada bulunacaktır.

Demek istediğimiz, Tayyipgiller’in ihanetlerine, soygunlarına, vurgunlarına ve yaptıkları, destek oldukları katliamlara ilişkin ölümüne mücadele eden tek gerçek muhalefeti, gerçek devrimci partimiz yapmaktadır.

Meclisteki muhalefet rolü oynayan diğer Amerikancı burjuva partileri ise yıllardan beri geyik çevirmektedir Meclisin ceylan derisiyle kaplı koltuklarında oturarak.

Dolayısıyla  tüm bu katliamların, vurgunların, soygunların, talanların ve her türden halk düşmanlıklarının hesabını soracak olan sadece biziz çünkü biz tek gerçek devrimci hareketiz.

Son söz olarak da; ABD Emperyalistlerinin, IŞİD piyonunu kullanarak dün Suruç’ta yaptığı canice katliamı lanetler, 32 gencin acılı ailelerine içten başsağlığı mesajlarımızı iletir, acılarını paylaştığımızı belirtiriz. 21.07.2015

Halkın Kurtuluş Partisi

Genel Merkezi