ABD Emperyalistlerinin ve işbirlikçileri AKP’giller’in “Kanal İstanbul” adını verdikleri “Talan İstanbul” İhanetini Beşiktaş’ta protesto ettik!
ABD- Emperyalistlerinin “Kanal İstanbul” Projesi Talan, Yağma, Peşkeş Çekme Projesidir.
Vatana İhanet Projesidir.
ABD-AB Emperyalistleri ve onların yerli işbirlikçisi olan AKP’giller’in “Kanal İstanbul” ile göz bebeğimiz İstanbul’u yok etmelerine ve Karadeniz’i ABD gölü haline getirmelerine izin vermeyeceğiz.
Kanal İstanbul Projesi, ABD-AB Emperyalizminin ülkemize dayattığı bir Projedir. Kanal İstanbul aynı zamanda AKP’giller’in bir rant projesidir. Kanal İstanbul Projesi, bir çevre felaketi projesidir.
Kurtuluş Partisi olarak bu Talan Projesine sessiz kalamazdık. Proje gündeme geldiği günden beri gerek hukuki olarak gerekse de eylemlerimizle halkımıza bu projenin neyi amaçladığını anlatmaya devam ediyoruz.
Bugün de yine Halkın Kurtuluş Partisi olarak AKP’giller’in “çılgın proje”si, olan ve başta İstanbul Halkı olmak üzere, vatana ve doğaya ihanet anlamına gelen Kanal İstanbul’u Beşiktaş’ta gerçekleştirdiğimiz basın açıklaması ile protesto ettik.
Basın açıklamamızda AB-D’nin ülkemizin ve Karadeniz’in bağrına saplayacağı hançer olan ve İstanbul Halkına, Türkiye Halkına İhanet projesi olan “Talan İstanbul” ihanetine karşı mücadele etmeye devam edeceğimizi bir kez daha haykırdık. Halkımıza da bu bilim ve akıl dışı projeyi durdurmak için Partimiz öncülüğündeki mücadeleye katılma çağrısı yaptık.
Beşiktaş Barbaros Hayrettin Paşa Heykeli önünde gerçekleştirdiğimiz basın açıklamasını HKP Sancaktepe İlçe Örgütünden Evrim Bin Yoldaş’ımız yaptı.
Beşiktaş Halkının ilgiyle dinlediği, izlediği basın açıklamamızda sık sık “İstanbul Kanalı ABD Planı”, “Kanala, Talana Geçit Yok”, “Katil ABD Ülkemizden Defol”, “Emperyalistler, İşbirlikçiler, Geldikleri Gibi Gidecekler”, “Gün Gelecek, Devran Dönecek, AKP Halka Hesap Verecek” sloganları atıldı.
Basın açıklamamızda okunan metni aynen yayınlıyoruz:
***
AB-D Hançeri “Talan İstanbul Projesi” İstanbul Halkına, Türkiye Halkına İhanettir!
Saygıdeğer halkımız ve basın emekçileri;
Sonu yavaş yavaş yaklaşan, çürümüş AKP’giller İktidarı, bir süre daha ömrünü uzatabilmek için efendilerine hizmette sınır tanımamaktadır. Kendilerini devşirip, örgütleyip partileştirerek iktidara getiren ABD Emperyalizmine hizmetlerinden biri de medyada “Kanal İstanbul Projesi” adı ile duyduğunuz projedir. AKP’giller bu ihanet projesini hayata geçirmek için baştan itibaren binbir türlü hukuksuzluk yapmış, bilimsel değeri olmayan ÇED raporları hazırlatmış, hayali şirketlere duyurular yaptırarak kaynak bulunduğunu dahi iddia etmiştir.
AKP iktidarının “çılgın proje’” olarak dile getirdiği Talan İstanbul Projesi, başta İstanbul halkına olmak üzere, vatanımıza ve doğamıza karşı bir ihanet projesidir. Bu tespiti sadece biz değil, namuslu tarihçiler, amiraller, çevre bilimciler, mimarlar-mühendisler, jeoloji uzmanları ve şehir plancıları yani uzman kişiler de yapmaktadır.
Bugün ise AKP’giller, söz konusu ihanet projesinin ilk köprüsünün temel atma töreninin yapılacağını iddia ediliyor. Oysa temeli atılan şey, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da belirttiği gibi Sazlıdere’yi köprü ile geçeceği çok önceden planlanmış Hasdal Kavşağı-Nakkaş Kavşağı arası yol yapım temelidir. Bunu da kanunsuz bir şekilde, ihaleye çıkarmadan yapmaktadırlar. Görüldüğü gibi AKP’giller, bir kez daha halkımızı kandırmaktadır.
Talan İstanbul Projesi Emperyalist Projedir!
Talan İstanbul Projesi, sadece İstanbul’a değil, Çanakkale’ye de açılacak bir kanal ile Montrö Sözleşmesi’nin kadük kalması projesidir.
Batılı Emperyalistlere karşı verdiğimiz Antiemperyalist Birinci Kurtuluş Savaşı’mız ve zaferimizin sonucunda imzalanan Lozan Antlaşması sonucu Montrö Boğazlar Sözleşmesi yapılmış, ülkemiz Boğazlar’da egemenlik hakkı kazanmıştır. İşte bu durum hâlâ Batılı Emperyalistler tarafından sindirilebilmiş değildir. ABD Emperyalist Haydutları, bayrak dalgalandıramadıkları tek deniz olan Karadeniz’e işbirlikçileri AKP’giller’in talan projesiyle girmenin derdindedirler. Bununla birlikte ABD Emperyalistleri, taraf olmadıkları Montrö Sözleşmesi’nin özellikle savaş gemilerinin geçişlerini ve tonajlarını sınırlayan maddelerinden rahatsızlık duymaktadır.
Yani Talan İstanbul Projesi, ABD Emperyalistlerinin Karadeniz ülkelerinin bağrına soktuğu bir kama-hançer olacaktır! Bu ihanet projesiyle birlikte Karadeniz’in bir ABD gölü haline gelmesi planlanmaktadır.
Bu nedenle hukukçu ve tarihçi bilim insanlarımız projenin hayata geçmesi halinde Boğazlar’daki egemenliğimizin tehlikeye gireceğini belirtmektedirler. Montrö Sözleşmesi’nin delinmesiyle birlikte ABD ve NATO savaş gemileri bu kanallardan geçerek Karadeniz’de uzun süre kalıp üs kurabilecek, böylelikle emperyalist politikaları doğrultusunda Kafkasya ve Balkanları kan gölüne dönüştürecek savaşlara kapı açacaktır. Ortadoğu’da olduğu gibi, Karadeniz’e kıyısı olan ülkelerde de barışçıl ve huzurlu bir ortam yerine; savaşların, çatışmaların ve ölümlerin hüküm sürdüğü bir durum yaratılacaktır.
Talan İstanbul Projesi Bir Rant Projesidir!
Kanalın yapılması planlanan araziler, petrol zengini Katarlılara, Kuveytlilere, Suudiler ile AKP’nin bakanlarına peşkeş çekilmiş durumdadır. Bugün İstanbul’un sahil kısımlarını ve Karadeniz’imizin yemyeşil coğrafyasını betona boğan bu kirli ittifak, İstanbul’un kalan yeşil alan ve tarım alanlarını da betona ve kalabalığa boğacaktır.
Tüm bu yıkımlara ek olarak, 145 milyar dolara mal olacağı öngörülen Talan İstanbul Projesi zaten işsizlik ve pahalılık cehenneminde inletilen yoksul halkımızın sırtına çok ağır bir yük daha yükleyecektir.
Talan İstanbul Projesi, Bir Çevre Felaketidir!
Saygıdeğer halkımız, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Jeofizik Mühendisliği Bölümünden emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Haluk Eyidoğan’a göre “ÇED raporunda her biri 19.96 tonluk atımla patlatma yapılacağını, 4 yıl boyunca her gün 57 bin ton hafriyat çıkarılacağını belirtiyor. 10 bin tona yakın dinamit patlatılacak bir atımda. Bu büyüklükte bir dinamit atımı sismik enerji olarak 3.8 büyüklüğünde depreme eş değer enerji çıkacak.”
Prof. Dr. Naci Görür ise şunları dile getiriyor: “Marmara’nın altındaki fay kılırsa en az 7.2 deprem üreteceğini düşünülüyor. Fay kırıldığında kanal 9 şiddetinde etkilenecektir. Kanal özellikle, Küçükçekmece-Marmara arasındaki en zayıf halkaya yapılıyor.”
Kısacası Kanalın açılması ile birlikte İstanbul’u bekleyen deprem felaketinin sonuçları ağırlaşacaktır. Ekoloji uzmanlarından Prof. Dr. Doğan Kantarcı ise; İstanbul’un önemli su havzaları olan Küçükçekmece Gölü, Sazlıdere Barajı ve Durusu’yu kaybetme riski ile karşılaşacağını, tatlı su kaynaklarının tuzlu suyun karışması ile birlikte içilmez hale geleceğini içme suyumuzun kalmayacağını dile getirmektedir.
Zaten milyonlarca insanın zorla yaşadığı bölgede kaynaklar tüketilecektir. Binlerce vatandaş evlerinden, tarlalarından, meralarından mahrum kalacak. Hayvanların yuvası olan ormanlar yok edilecek, göçmen kuşların yararlandığı sulak alanlar kullanışsız hale gelecek.
Betonlaşma beraberinde nüfusun, araç sayısının ve hava kirliliğinin artışını getirecek, İstanbul’da maskesiz dolaşmak imkânsız hale gelecek. Kanalın açılmasıyla birlikte yaklaşık 5 milyar metreküp civarında toprak çıkarılacak, bunların hafriyat tozu, kamyonların çıkardığı karbon evimize, yediğimize içtiğimize karışacaktır.
Bunun yanında yapısı gereği yüksek hidrosülfür gazı yüklü olan Karadeniz’in akıntısı, Tuna Nehri’nin getirdiği atıklarla birlikte, olduğu gibi Marmara Denizi’ne geçecek. Haliç’in kötü koktuğu yılları aratmayan bir havaya sahip olacak İstanbul…
Bunu görmek için çok uzağa gitmemize gerek yok, şu anda yanı başımızda Marmara Denizi, ölüm sinyalleri veriyor. Denizcilerimizin dili ile Deniz Salyası felaketi, Marmara Denizi’nin ölümü anlamına gelmekte. Bu felakete karşılık, devlet tarafından yeterli düzeyde bir temizlik yapılmadığı gibi, devletin en yetkili ağızları “Kanal İstanbul olur ise, Karadeniz’den gelecek su ile Marmara Denizi temizlenir” türünden akla hayale sığmayacak, bilimle bağdaşmayan sözler sarf edebiliyorlar. Yaşadığımız deniz salyası felaketi, tek başına Talan İstanbul Projesi’nin reddine yeterlidir.
Tüm bu felaketlere ilaveten namuslu bilim insanlarının tahminlerine göre en az 400 bin ağaç kesilecektir. Su alanları yok olacak, o doğa harikası bölgelerde yaşayan hayvan türleri tehlikeye girecektir.
Saygıdeğer halkımız, uzmanların da dile getirdiği gibi Talan İstanbul Projesi için harcanacak para ile İstanbul’da depreme daha dayanıklı binalar inşa edilip, altyapısı ve çevre düzenlenmesi ile İstanbul daha yaşanılabilir bir şehir haline getirebilir. Hatta uzmanlara göre deprem merkezlerindeki 35 ilde tüm yapılar yeniden yapılabilir.
Saygıdeğer Halkımız;
Partimiz Talan İstanbul Projesi’nin zikredildiği ilk andan itibaren, AKP’giller’in bu ihanet projesine karşı etkin bir mücadele yürütmüş, İstanbul 10. İdare Mahkemesinde dava açmış, basın açıklaması gerçekleştirmiştir. Çünkü Partimiz bu ülkenin en yurtsever, en halksever, en doğasever, en hayvansever partisidir. Partimiz, her alanda olduğu gibi Talan İstanbul ihanetine karşı mücadele etmeye devam edecektir.
Son zamanlarda tüm kirli çamaşırları ortaya dökülen AKP iktidarının tek çabası, vurgun, soygun, mal mülk küpleme yönündedir. Çoktan çürümüş, yok olmaya mahkûm olmuş AKP iktidarı, Tarihin lanetli sayfalarına doğru gitmek üzeredir. Ancak giderken, göz bebeğimiz İstanbul’u yok etmesine, Karadeniz’i AB-D gölü haline getirmelerine izin vermeyeceğiz.
Tüm bu sebeplerden dolayı halkımızı, AB-D Hançeri projesine karşı örgütlü ve kararlı bir mücadeleye çağırıyoruz. Bu bilim ve akıl dışı projeyi durduracak güç, halkımızın kendi örgütlü gücüdür. 26.06.2021
Talan İstanbul Projesi İstanbul Halkına İhanettir!
AB-D Hançerine Geçit Yok!
Marmara Geçilmez!
Emperyalistler, İşbirlikçiler! Geldikleri Gibi Gidecekler!
26 Haziran 2021
HKP İstanbul İl Örgütü