Bre Kaçak Saraylı Reis!…
Bre Kaçak Saraylı Reis!
Seni ve AKP’giller’ini vatana ihanetten Çeşme ya da Didim Meydanı’nda mahkeme kurup yargılayacağız, Ege’deki 18 Adamızı Yunanistan’a peşkeş çekişinizden dolayı
Bundan hiç kaçışınız, kurtuluşunuz yok. Kurtuluruz sanırsanız, yanılırsınız. Hem de fena halde…
Adınız gibi bilmektesiniz ki, sizin işlediğiniz suçlar saymakla bitmez. Önce de söylediğimiz gibi, TCK’deki tüm suçları, hem de bir değil, onlarca, yüzlerce kez işlemiş bulunmaktasınız siz.
Fakat biz, Adalar’dan başlayalım, dedik. Birinci yargılanmanız o meydanlarda olacak. Mevsim yaz ise açık havada olacak mahkeme. Kış ise, hani devasa iftar çadırları kuruyorsunuz ya Ramazanlarda, işte onlar gibi bir çadır kuracağız. Tüm dünya medyası izleyecek yargılanmanızı. Naklen de verilecek zaten, yani canlı olarak.
Mevcut, bugünkü yasalar uyarınca yargılanacaksınız. Vatan toprağını başka bir milletin egemenliğine göz göre göre terk etmiş olmanızdan dolayı.
Nedir, şu anki TCK’de bunun müeyyidesi?
“MADDE 302. – (1) Devletin topraklarının tamamını veya bir kısmını yabancı bir devletin egemenliği altına koymak, Devletin birliğini bozmak, Devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını Devlet idaresinden ayırmak, Devletin bağımsızlığını zayıflatmak amacına yönelik elverişli bir fiil işleyen kimseye ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir.
“(2) Bu suçun işlenmesi sırasında başka suçların işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ilgili hükümlere göre cezaya hükmolunur.” (TCK, 302. Madde, https://www.tbmm.gov.tr/kanunlar/k5237.html)
Mahkeme heyetini kimler mi oluşturacak?
Hukuka ve vicdanına sadık, tarafsız, gerçek hukukçular. Emri sadece hukuk kanunlarından ve vicdanından alan ve hiç kimseye boyun eğmeyen, namuslu, onurlu hukuk insanları…
Sen ve avanen adınız gibi biliyorsunuz, bu suçu işlediğinizi. O yüzden şaşırtmaca yapmak istiyorsun. İz kaybettirmeye çalışıyorsun, Lozan’a, onun kahramanlarına, Mustafa Kemal’e, İsmet İnönü’ye saldırarak. Aslında film yapıyorsun. Kandırmacada bulunuyorsun. Böyle saldırdım mı, benim başörtülü bacılarıma Dolmabahçe’de vb. yerlerde, üniversitelerde saldırıldı, zulüm yapıldı yıllar boyu, dedim mi, Kur’an Kurslarını, İmam Hatip Okullarını çoğaltacağız, dedim mi, zaten bu “Cehape Dönemi”nde camiler ahır yapıldı, Kur’an yasaklandı dedim mi; hülooğğ’cularım anında cezbeye kapılırlar yeniden ve şevkle “hülooğğ” çekerler. Dünya Lideri Reisimiz, sen çok yaşa, derler. Biz de işlemiş olduğumuz bu ve benzeri ağır suçlardan yırtar gideriz…
Meclisteki muhalefeti oynayan Cehape’nin vatanseverliği, Atatürkçülüğü filan da zaten aynen bizimki gibi sahte. O bakımdan onlardan da bir iki kişi mızıldansa bile, o da kimse tarafından ciddiye alınmaz ve unutulup gider…
Kardeşimiz Bahçeli’nin Mehape’si ise, zaten bizim gizli taraftarımız. Yani gizli AKP o da. Numaradan bir iki laf söylese bile, onun da arkası gelmez.
Öcalan’ın HDP’si ise, zaten Türkiye’ye ve Türklüğe düşmanlık üzerine inşa etmiş bulunmaktadır siyasi kimliğini. Bu sebeple de sevinçle karşılar onlar, bizim 18 Ada’yı, Ege’yi ve hatta Kıbrıs’ı Yunanistan’a, Rumlara peşkeş çekişimizi.
Böylece de biz, yapımcımız ve efendimiz, yani velinimetimiz ABD ve AB’li efendilerimizin buyruklarını yerine getirmiş, onları memnun etmiş oluruz. Bizi de deliğe süpürmekten vazgeçip kullanmaya devam ederler. Yani iktidarımızı sürdürür gideriz.
Hesabın bu, Kaçak Saraylı Reis!
Ama bu hesap tutmaz. Yanlış hesaptır bu. Bu ülkede, 1920’den bu yana vatan sevmenin ustası olan Gerçek Devrimciler var. Hep olmuşlardır, bundan sonrasındaysa çok daha güçlenerek var olacaklardır. Ve mücadeleleri sonunda sizin tüm ihanetlerinizi, vurgunlarınızı, hırsızlıklarınızı bir bir göstereceklerdir halka. Uyandıracaklardır halkı mutlaka günün birinde. Halkın gerçek iktidarını kuracaklardır. Ondan sonra da Devrimci Demokratik Halk İktidarını…
Ve çekileceksiniz işte o zaman hesaba. İlk sorulacak olan da, bu 18 Ada’mızı peşkeşiniz olacaktır Yunanistan’a.
Bizde zaman aşımı olmaz. Bizde suçlular asla kendilerini unutturamazlar, izlerini kaybettiremezler. Siz bu suçun asli failisiniz. Meclisteki Amerikancı Çete’nin diğer üç üyesiyse, suça yardım ve yataklıktan ihanete iştirak etmiştir.
Genelkurmayın tepesinde bulunan, Mustafa Dönmez dostumuzun deyişiyle “Sünnet çocuğu üniformalı” sözde generaller de, sözde komutanlar da yine yardım ve yataklıktan yargılanacaklardır.
Hadi diyelim ki, Kaçak Saraylı Reis’i ve avanesini Amerika imal etti ve onlar idare ediyor.
Ama siz bu halkın evlatları arasından çıktınız. Ve bu halk size vatanın ve milletin bağımsızlığını, varlığını koruyun diye o üniformayı giydirdi, o silahlarla donattı sizi.
Neden görevinizi yapmaktan kaçtınız!
Siyasi irade bize böyle bir emir vermedi, diyeceksiniz, değil mi?
Evet, vermedi. Ama siz siyasi iradenin ne olduğunu, kimin hizmetinde olduğunu bilmiyor musunuz?..
Bilmiyorum, diyemezsiniz. Bilmeniz gerekir. Komutan bilecek!
Elden giden vatan toprağı… Bunu kör olsa görür be insan! Neden görüp sorumluluğunun gereğini yerine getirmiyorsun!
Bak, bir de namuslu, yurtsever, gerçek Mustafa Kemal’ci asker vardı yanıbaşınızda: Milli Savunma Bakanlığı Eski Genel Sekreteri Emekli Kurmay Albay Ümit Yalım.
Neden bu namuslu askerin feryatlarına kulak tıkadınız?..
Korkaklığınızdan, yüreksizliğinizden, NATO’nun ruhunuzu boşaltmış oluşundan, değil mi… Yazık.
Saygıdeğer Halkımız;
Bu Amerikancı, vatan satıcı hainler güruhu, yukarıda anlattığımız gerçek mahkeme önünde hak ettikleri cezaya çarptırıldıktan sonra, Ege’deki o 18 Ada’mız bir eksiksiz kurtarılıp alınacak Yunanistan’dan. Yeniden katılacak vatan topraklarına.
Pensilvanyalı İmam’ın Zekeriya’larıyla, Cihan Kansız’larıyla vb.leriyle el ele verip çökertmişlerdi ya Deniz Kuvvetlerimizi, bu Kaçak Saraylı Reis’in AKP’gilleri; işte onun da hesabı sorulacak. O generallerimiz, amirallerimiz yeniden dönecekler kıtalarının, gemilerinin başına. Ve kaldıkları yerden başlayacaklar komuta etmeye tüm unsurlarıyla Ordumuza. İşte bu Ordu, halkın bu devasa moral ve nesnel desteğiyle birlikte toz eder, vatanımızın, milletimizin, halkımızın düşmanlarını.
Bunları da biz Gerçek Yurtsever ve Halksever Devrimcilerin önderliğindeki Halk İktidarı gerçekleştirecektir. Bundan kimsenin kuşkusu olmamalıdır.
Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!
18 Ocak 2017
Nurullah Ankut
HKP Genel Başkanı