Site rengi

Tasarım

“Dostluğumuz var” diyor…

05.09.2020
703
A+
A-

“Harbi”likten, “mert”likten, “delikanlı”lıktan söz edene bakın ya!..

Kim mi bu şahıs?

Kaçak Saraylı Hafız…

Hem de prompterdan okumuyor bunları. Kendi aklıyla düşünüp söylüyor. Çünkü aynı konuşmada “çay” muhabbetine filan giriyor.

Bakın ne diyor Tayyip nam Hafız, ABD Başkan adayı Joe Biden’ın yedi ay önce söylediği belirtilen; “Türkiye’de muhalefeti daha çok desteklemeliyiz”, şeklindeki açıklaması üzerine. Önce Joe Biden’a hitap ediyor:

“Ya dostluğumuz var be. Oturup konuşmuşluğumuz var ya. Böyle bir ifadeyi bizim için nasıl kullanırsın. Ama kullandılar.” (https://odatv4.com/ya-dostlugumuz-var-be-cay-icmisligimiz-var-24082002.html)

Gördüğümüz gibi Tayyip Hafız’ın üslubu tam bir ahbap çavuş üslubu. Kenar mahalle kahvehanelerinde kullanılan üslup… ABD Emperyalist Haydudunun azılı katilini, dostum, diye benimsiyor. Hafız’da anlayış ve seviye bu…

Emperyalist çakalların dostu filan olmadığını, olmayacağını bilmiyor. Hele de bizim gibi kapitalizmce geri ülkelerde onların yalnızca uşakları, piyonları, maşaları, işbirlikçileri, taşeronları olacağını bilmiyor. Halbuki kendisinden bilmesi lazım bu gerçeği. Fakat Hafız işte… Neyse…

Sonra Meclisteki kendileri gibi Amerikancılık alt paydasında buluştukları burjuva muhalefete yöneliyor. Joe Biden Çakalının açıklamasına neden tepki vermediklerini soruyor. Ve şöyle diyor onlara:

“Harbi olun, mert olun, delikanlı olun, yenileceksiniz dedikçe her türlü melanete sarılıyorlar. Kimlere hizmet ettiklerine dahi bakmıyorlar.” (agy)

Yahu Tayyip Hafız, harbilikten, mertlikten, delikanlılıktan Türkiye’de en son söz edecek kişi sensin!..

Bugüne kadar bir tek kez oldun mu sen bu dediklerinden?..

Bu yüksek ahlâki ve insani değerler, Komün’ün değerleridir. İnsanlığın altı bin yıl önce Sümer’de kaybetmeye başladığı “İlkel Komünal Toplum” değerleridir.

İnsanları çamurlara bulayıp insanlıktan çıkaran altı bin yıllık, insanı yük hayvanları yerine koyarak ezip sömürdüğü Sosyal Sınıflı Toplum biçimleri bile silememiş, unutturamamıştır o yüce insancıl değerleri…

Vurguncu, talancı, halk ve vatan millet düşmanı sınıfların her boydan ve soydan temsilcileri bu yüksek değerlerin bir tekini bile fıtratları gereği taşımazlar. Çünkü onların aşağılık çıkarları-sömürü ve talanları, ancak halkı yalanlarla, dümenlerle kandırma üzerine kuruludur. Bu aşağılık, insan düşmanı işi en iyi beceren de iktidar koltuğuna kurulur. Tabiî avanesiyle birlikte…

Hz. Muhammed bile bunlardan yaka silker. Bunlar için Kur’an’da şöyle der:

“İnsanları Allah’la aldatan büyük aldatıcı.” Yani İblis ve ekibi…

Bunların insan düşmanı, toplum düşmanı yağma düzenini şöyle teşhir eder, “nüzul sırasına göre” 16’ncı sure olan Tekasür Suresi’nde:

“Oyaladı mal mülk çokluğuyla öğünmek sizleri.

“Ziyâret edinceye dek kabirleri.

“İş öyle değil, yakında bilirsiniz.

“Sonra da gene iş öyle değil, yakında bilirsiniz.

“İş öyle değil, şüphesiz olarak iyiden iyiye bir bilseniz.

“Andolsun ki o koca cehennemi göreceksiniz.

“Sonra da andolsun ki gözlerinizle göreceksiniz.

“Sonra da andolsun ki o gün nîmetlerden soruya çekileceksiniz. (Tekasür Suresi, Abdülbaki Gölpınarlı Meali)

Bundan sonraki 17’nci Sure olan Maun Suresi’nde de vurguncu Köleci Düzenin savunucularını da şöyle ortaya koyar:

“Gördün mü o, dini yalan sayanı?

“İşte odur yetimi itip kakan:

“Yoksulu doyurmayı özendirmez o.

“Lanet olsun o namaz kılanlara/dua edenlere ki,

“Namazlarından/dualarından gaflet içindedir onlar!

“Riyaya sapandır onlar/gösteriş yaparlar.

“Ve onlar, kamu hakkının yerine ulaşmasına/zekâta/yardıma/iyiliğe engel olurlar.” (Maun Suresi, Yaşar Nuri Öztürk Meali)

İşte sizin sömürü, talan ve ihanet düzeniniz ve onun savunucusu olan siz busunuz Tayyip! Biz boşuna demiyoruz, siz Muaviye-Yezid Dincisisiniz. Kur’an ve Hz. Muhammed’in ortaya koyduğu dinden değilsiniz, sizin bu İslam’la zerrece ilginiz yok, diye…

Kur’an ve Hz. Muhammed sizi işte böyle lanetliyor. Kulağınızdan tutup teşhir ediyor. Sizin yaptırdığınız, gittiğiniz mescitlereyse “Dırâr Mescitleri” diyor. Yani yalan, riya ve zulüm mescitleri…

Evet Hafız. Madem harbilikten, delikanlılıktan, mertlikten söz ettin; biz de sana bir şans tanıyalım. Diyelim ki, Tayyip, haydi tövbekâr ol. Allah’tan ve Halk’tan af dile, özür dile. Ömründe hiç olmadığın bu şeyleri olmaya çalış. Hiç sahip olmadığın bu insani kaliteye ulaşmaya çalış. Başarmaya gayret et.

Böyle olmak için ne mi yapmak gerekir?

Şunları:

Önce diplomandan başla. De ki;

“Benim yüksekokul diplomam filan yok. Ben sade zor kötek İmam Hatip Lisesini bitirdim bütünlemede. Tıpkı Pelvan Hamza gibi benim de önüme düştü ya da arkama geçti kötü adamlar. Dediler ki sırtını bize yasla yeter. Biz senin önünü açarız. Önündeki engelleri süpürür atarız. Biz Amerika’yız. Bizim karşımızda kimse duramaz. Türkiye’de zaten 1950’den beri iktidarları biz belirliyoruz. Seçimler filan hikâye… Bizim belirlediğimiz ekip sandıktan çıkar…

“Bu sahte diploma işini de onlar icat etti. Tasalanma sen, bunları yuttururuz biz bu cahil millete, dediler. Gerçekten de dedikleri oldu. Biz bu sahte diplomalarla halkı ahmak yerine koyduk, çoğu da kabul etti bunu. Muhalefet partileri dahil… Zaten Amerikalılar demişlerdi, onları da biz belirliyoruz, bu sebepten onlar da bizim dediğimizden çıkmazlar. Yani biz ne dersek olur…

“Dolayısıyla ben resmi evrakta sahtecilik yaptım, nitelikli dolandırıcılık yaptım. Milletin yüz milyarlarca dolarlık servetini çarçur ettim. Aslan payını efendim Amerikalılara ve Avrupalılara aktardım. Kalanını da yandaşlarımla ben paylaştım. Abdüllatif Şener’in dediği gibi ben ve ailem milletin üç yüz milyar dolarlık varını zimmetimize geçirdik, binbir hile yoluyla…

“Efendilerim Amerika, İngiltere ve İsrail’in emri üzerine Ege’de 18 Ada ve bir kayalığımızı Yunanistan’a resmen peşkeş çektim. Yani vatan topraklarını sattım, iktidarım uğruna.

“Yine Irak’ta, Libya’da, Suriye’de on milyon civarında masum Müslümanın canının alınmasında suç ortaklığı ettim efendilerim olan ABD-AB’yle ve Siyonist İsrail’le. Sırf efendilerim beni “deliğe süpürmeyip kullansınlar” diye yaptım bu ihanetleri.

“Hele hele de Irak’ta camileri bombalayan, içinde ibadet eden Müslümanları makineli tüfeklerle tarayıp katleden, Müslüman kadınların ırzına geçen Amerikan canilerinin sağ salim evlerine dönmeleri için Allah’ıma dua ettim. Düşünebiliyor musunuz ettiğim ihanetin çapını, boyutunu, büyüklüğünü… İşte böylesine Allahsızlık ettim…

“Gezi eylemlerinde barışçıl gösteriler yapan, yeşili ve doğayı korumak isteyen sekiz genci gaz fişekleriyle, kurşunlarla vurdurtup öldürttüm. Tabiî ki “polise emri ben verdim.”

“Ya tâ ben Refah Partisi Beyoğlu İlçe Başkanıyken dönemin ABD Ankara Büyükelçisi Morton Abromowitz bendeki ihanet potansiyelini keşfetti ve beni devşirdi. O andan itibaren de hızla yükselişe geçtim siyasette. Önüm hep açıldı.

“Gelelim AKP’mizin kuruluşuna: Merkez Parti Başkanı Abdürrahim Karslı’nın Çamlıca’daki evinde yapılan bir toplantıda yaşananlara dair anlatımlar tamamen doğrudur. Hani orada Abdurrahman Dilipak, Ali Bulaç, DSP’li Aydın Tümen de varmış. O toplantıya dair A. Karslı’nın Cem Özer ve sonrasında Merdan Yanardağ’a anlattığı gibi, bizi ABD’liler, İngilizler ve Siyonist İsrailliler devşirip örgütledi, partileştirdi. Ayrıca önümüzü açtı. Bize engel olan herkesi bertaraf etti. Özetçe; bizi partileştirip iktidara taşıdı ve on sekiz yıldır da iktidarda tutuyor bu Batılı güçler ve İsrail.

“Karşılığında bizden üç şey istedi:

“1- BOP’un hayata geçirilmesinde bize bu efendilerimizin verdiği görevleri yapacağız, yani onlara taşeronluk edeceğiz.

“2- İsrail’in güvenliğinin sağlanması için onlar ne diyorsa onu yapacağız.

“3- İslam’ın içini boşaltıp yerine CIA-Pentagon-Washington İslamı’nın konması için onların istediği şeyleri yapacağız.

“İşte biz 18 yıldır bu görevleri yapmaktayız. Yani iktidar koltuğumuzu ve küplerimizi istediğimiz gibi doldurmanın karşılığında onlara çalışıyoruz biz… FETÖ’yle el ele vererek kurduğumuz “Ergenekon Kumpası”nı da bu görevlerimiz kapsamında değerlendirmeniz gerekir.

“Daha pek çok görev verdiler bize, biz de hepsini yaptık. Yapmaya da devam ediyoruz…

“Suçlarımızın tamamını saymaya kalksak yüzlerce sayfayı bulur…

“Özetin özeti, biz kriminal bir yapıyız. Çıkar amaçlı bir suç örgütüyüz…

“Şimdi ben bunların hepsini itiraf ediyor ve pişmanlık duyuyorum. Hakkımızda ne yapılması gerekiyorsa yapsın bağımsız ve tarafsız mahkemeler.

“Bunun gerçekleşmesi için istifa ediyorum. Zaten de orada oturmam meşru değildi…”

İşte böyle bir itirafta, nedamette bulunup; “iktidardan da çekildim, kendimi ve avanemi Türk Adaletine teslim ediyorum”, dersen ancak o zaman siyasi hayatın boyunca ilk kez doğru konuşmuş, doğru davranmış olursun Tayyip nam Hafız!..

Biz de deriz ki “Afferin be Tayyip, işte şimdi harbi olmaya, delikanlı olmaya ve mert olmaya adım atmış oldun. Kutlarız seni…”

Eğer bunu yapmazsan, yaptığın sadece “kuru gürültü” olur, kandırmaca olur, yalan, dümen ve hile olur… Meclisteki burjuva muhalefetine saldırmak için bir bahane yaratmış olmak olur.

Hadi bakalım, var mısın buna Tayyip?..

Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!

28 Ağustos 2020