HKP; AKP’giller’in pısırıklığından cesaret alarak Adalarımızı işgal eden Yunanistan’la ilgili UCM’ye suç duyurusunda bulundu
HKP; AKP’giller’in pısırıklığından cesaret alarak Adalarımızı işgal eden Yunanistan’la ilgili UCM’ye suç duyurusunda bulundu
Partimizin daha önceki açıklamalarında ve Genel Başkan’ımız Nurullah Ankut’un değerlendirmelerinde sıkça konu edildiği gibi, AKP’giller uluslararası anlaşmalarla kesinkes Türkiye’ye bırakılmış 18 Adamızın Yunanistan tarafından işgal edilmesine göz yummuştu. AKP’giller’in bu vatan satıcı yönünü çok iyi bilen Yunanistan Devleti işgal ettiği Adalarımızı yerleşime açmakla kalmamış, uçaksavarlar da dahil olmak üzere Adalarımızı gerçek anlamda silah deposuna çevirmişlerdi.
Buldukları her fırsatta her konuyla ilgili demagojik de olsa açıklamalar yapan AKP’giller şu ana kadar konuyla ilgili tek bir söz bile söylemediler, ölü numarası yaptılar, bildiğimiz gibi. Meclisteki diğer üç Amerikancı Partidense herhangi bir tepki zaten beklenemezdi.
Ancak Türkiye’nin tek ve gerçek muhalefet partisi Halkın Kurtuluş Partisi, Adalarımızın Yunanistan Devletine peşkeş çekilmesine sessiz kalamazdı, kalmadı da. Şimdiye kadar konuyla ilgili birçok eylem ve suç duyuruları gerçekleştiren partimiz bugün de işgalci Yunanistan Devletini Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM)’ye şikayet etti.
Bodrum Belediyesi önünde saat 13.30'da yapılan eylemde basın açıklamasını HKP Genel Sekreter Yardımcısı Av. Tacettin Çolak yaptı. Açıklamada Lozan Anlaşmasının Türkiye Cumhuriyeti lehine bir kazanımı olan 18 Ege Adasının Yunanistan'a peşkeş çekildiği, Yunanistan'ın bu adalar yakınlarında yurttaşlarımızı katlederek suç işlediği dile getirildi. Ayrıca Kardak Krizi'nin yıldönümü olan 29 Ocak tarihinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın bu kayalıklara çıkamayıp gerisin geri döndüğü belirtildi.
Av. Tacettin Çolak, basın açıklamasını "Halkın Kurtuluş Partisi demokratik halk iktidarını kurduğunda bu adaların hukuksuz işgalini sonlandıracak ve sorumlulardan bunun hesabını soracaktır!" diye bitirdi. "Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!", "Emperyalistler! İşbirlikçiler! Geldikleri gibi gidecekler!" sloganlarıyla sonlanan bu eylemin ardından Kurtuluş Partililer, Yunanistan'ın 18 adamızdaki hukuksuz işgalini ve işlediği cinayetlerin savaş suçu olduğunu içeren ve bu konuda Milli Savunma Bakanlığı Eski Genel Sekreteri Emekli Kurmay Albay Ümit Yalım'ın da tanık olarak dinlenmesi gerektiği belirtilen dava dilekçesini Bodrum PTT'sinden Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesine yolladılar.
Bodrum'daki açıklama ve suç duyurusunun ardından HKP'liler Kardak kayalıklarının olduğu bölgeye giderek burda da bir açıklamada bulundular.
Kardak kayalıklarına giderken Jandarmanın engellemesine maruz kalan HKP'liler bu duruma tepki gösterdiler. HKP 'nin vatan topraklarına sahip çıkmasının Jandarma tarafından engelenmeye çalışılmasının trajikomik bir durum olduğunu söylediler.
Basın açıklaması metnini ve UCM'ye gönderilen suç duyurusu dilekçesini aynen yayımlıyoruz:
EGE DENİZİNİ KENDİNE AİT BİR GÖL OLARAK GÖREN YUNANİSTAN HAKKINDA ULUSLARARASI CEZA MAHKEMESİ’NE BAŞVURUYORUZ
Bilindiği gibi yıllardır, Yunanistan tarafından Ege’de Türkiye’ye ait olan adaların işgal edilmesine ve bu işgale seyirci kalanlara karşı mücadele ediyoruz.
Yunanistan, 2004 yılından bu yana Lozan Antlaşmasının 12’inci maddesi gereğince Türkiye’ye bırakılan bu adalara bayrak çekmiş, asker çıkarmış, silah ve mühimmat yığınağı yapmış, yerleşime açmıştır.
Oysa AKP iktidarı 13 yıldır bu açık işgale ve saldırganlıklara karşı sessiz kalmış ve onaylamıştır. Hatta utanmadan pasaportlarıyla ve yatlarındaki Türk Bayrağını kapatarak bu adalara tatil yapmaya gittiler.
Son olarak 29 Ocak 2017 günü ise; Genelkurmay Başkanı ve yanındaki omzu kalabalıklar, içinde bulundukları savaş gemisi ve özel kuvvetlerden oluşan iki şişme bot eşliğinde geldikleri Kardak kayalıkları yakınında Yunanistan hücumbotlarının tacizi karşısında tornistan ederek Bodruma geri dönmek zorunda kaldılar.
Yani, Yunanistan Ege Denizi’ni kendisine ait bir göl gibi görmekte ve bizdeki siyasiler ve askerler de seyretmekteler. İşgal edilen topraklara savaş için gitmesi gerekenler, “turistik gezi” dahi yapamadan dönmekteler. Oraya savaşmaya değil de “paşa paşa” sıvışmaya giden bu “Komutan”lar, milletimizin onurunu çiğnetmişlerdir.
Lafa gelince, “Bize Sevr’i gösterip Lozan’a razı ettiler”, “Şöyle bağırsan sesimizin duyulacağı adalarımızı verdiler” diye Cumhuriyetimizin kurucularına iftira atan “Başkomutan” ise yapılan bu açık saldırılar karşısında ölü numarası yapmaktadır.
Halkın Kurtuluş Partisi olarak; Ülkemizin Egemenlik Haklarının ayaklar altına alındığı bu acıklı duruma itiraz ediyoruz. Sorumluların hesap vermesini istiyoruz.
Bizim yıllardır yaptığımız suç duyurusu dilekçelerimizi kırk ayrı yere sorarak elleri titreyerek alanlar ve yıldırım hızıyla takipsizlik kararı verenler bu kararlarıyla aynı zamanda Vatan Topraklarımızın Yunanistan’a peşkeş çekilmesine katkı sunmuş olduklarından Vatana İhanet Suçunun failleri olarak yargılanacaklardır.
Saygıdeğer Bodrum Halkı;
Lozan Antlaşması’nın 12’nci maddesi ve 1947 Paris Barış Konferansı’nın 14’üncü maddesi uyarınca Türkiye’ye bırakılan, BM kayıtlarında Türkiye toprağı olarak tescil belgesi bulunan, 1943 Tarihli İngiliz ve 1951 Tarihli Amerikan haritalarına göre de Türkiye’ye ait oldukları açıkça görülmekte olan adalarımızı işgal eden Yunanistan; bununla yetinmemiş Türk Vatandaşlarına karşı da Askeri Birlikleriyle saldırmış, bazı Türk Vatandaşlarını yaralayıp tutuklamış, bazılarını ise öldürmüştür. Örneğin;
- İstanköy Adası açıklarında Türk Kaptan Mustafa Ateş, Yunan Sahil Güvenlik Botu’ndan açılan ateşle 14 Nisan 2014 tarihinde vurularak öldürülmüştür.
- Türk karasularında balık avlayan biri kadın dört Türk Vatandaşına Bodrum Turgutreis’e 3 mil uzaklıktaki Çatal Ada ile Topan Adası arasında, hiçbir uyarıda bulunmadan Yunan Sahil Güvenlik ekipleri tarafından aniden ateş açılmış ve balıkçılar yakalanarak İstanköy Adası’nda tutuklanmışlardır.
- Yine 13 Nisan 2013 tarihinde, Türk vatandaşı A.K., sişme bot ile taşıdığı 20 Suriyeli kaçağı Bulamaç Adası’na indirirken Yunan Sahil Güvenlik ekipleri tarafından yakalanmıştır. A.K. Yunan mahkemesi tarafından tutuklu olarak yargılanmış ve Eylül 2013’te 50 yıl hapis cezası ve 115 bin Avro para cezasına çarptırılmıştır.
Saygıdeğer Bodrum Halkı;
Yunanistan’ın bu saldırıları, aynı zamanda Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesinin 102. maddesinde tanımlanan, DEVLET GEMİSİ İLE DENİZ HAYDUTLUĞU suçunu oluşturmaktadır.
Yine bu saldırılar;
Birleşmiş Milletler Antlaşmasının “Amaçlar ve İlkeler” maddesinde öngörülen;
“Tüm üyeler uluslararası anlaşmazlıkları, uluslararası barış, güvenlik ve adaleti tehlikeye sokmadan barışçıl yollarla çözümlemelidir;
Tüm üyeler başka bir devlete tehdit oluşturmaktan ya da başka bir devlete karşı güç kullanmaktan kaçınmalıdır” şeklindeki hükümlere,
Yine, 24 Ekim 1970 tarihinde toplanan 1883’üncü BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ”BM Antlaşması Doğrultusunda Devletler Arasında Dostça İlişkiler ve İşbirliğine İlişkin Uluslararası Hukuk İlkeleri Konusunda Bildirge” ile kabul edilen ilkelere de açıkça aykırıdır.
Sonuç olarak; Yunanistan’ın Ege Denizindeki adalarımızı işgal etmesi, balıkçılarımızı katletmesi ve tutuklaması Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM)’nin kuruluşunu öngören Roma Statüsünün “Divanın Yargı Yetkisine Giren Suçlar”ı düzenleyen 5’inci maddesinde öngörülen “Savaş Suçları” ve “Saldırı Suçu” kapsamına girmektedir.
Her ne kadar bu suçlar nedeniyle UCM’ne başvurma yetkisi Statünün 14’üncü maddesi gereğince Statü’ye taraf devletlere bırakılmış ise de, Türkiye Cumhuriyeti Devleti yetkilileri Statünün tarafı olan ve UCM yargısını kabul eden Yunanistan’ın, “Savaş Suçları” ve “Saldırı Suçu”na karşı 2004 yılından bu yana hareketsiz kalmaktalar.
Bir başka anlatımla T.C Devleti yetkilileri; Yunanistan’ın Ege Denizi’ndeki Uluslararası Hukuka açıkça aykırı saldırgan eylemleri karşısında, askeri ya da diplomatik alanda ülkenin ulusal çıkarlarını koruyucu bir politika geliştirme mecalinden yoksundurlar.
AKP’giller; Yunanistan’ın Uluslararası Hukukun onay vermediği ve veremeyeceği toprak işgalleri, öldürmeler, tutuklamalar ve tacizleri karşısında hareketsiz kaldığından, Halkın Kurtuluş Partisi de insanlığa karşı sorumluluğu gereği, siyasi faaliyet yürüttüğü ülkenin ve vatandaşlarının ihlal edilen hak ve çıkarlarının korunması bakımından UCM savcılığına bu suç duyurusunu yapmak durumunda kalmıştır.
Dilekçemizde, Adalar İşgaline karşı bilgi ve belgelere sahip olan ve yıllardır T.C Hükümeti yetkililerini uyaran Milli Savunma Bakanlığı Eski Genel Sekreteri Emekli Kurmay Albay Sayın Ümit YALIM’ın da TANIK OLARAK dinlenmesini UCM’den talep ettik.
Ege Denizi’ndeki bu işgalin kısa vadede kaldırılması mümkün görülmemektedir. Ancak HKP öncülüğünde kurulacak Demokratik Halk İktidarında bu işgal kesince sonlandırılacak, sorumlulardan hesap sorulacaktır. 02.02.2017
HALKIN KURTULUŞ PARTİSİ