Site rengi

Tasarım

Kirazlıyayla’da doğa katliamına karşı direnen köylülere destek eylemine katıldık

03.07.2020
417
A+
A-

AB-D Emperyalistlerinin yerli uşağı AKP’giller, bildiğimiz üzere Korona günlerinde halkımız can derdine düşmüşken güzel yurdumuzun yeraltı ve yerüstü kaynaklarını batılı emperyalistlere ve kendileri gibi Ortaçağcı gericiler tarafından yönetilen ülkelerin Parababalarına peşkeş çekmeye devam etmiş; bir anlamda Kovid- 19’u fırsata çevirmişti.

AKP’giller’in bu halk düşmanı, vurguncu, soyguncu, doğa-çevre ve hayvan düşmanı uygulamalarını her şeye rağmen yeşil kalmaya direnen ülkemizin yeşil incisi Bursa’da da defalarca yaşadık, yaşamaya da devam ediyoruz.

Bilindiği üzere Yenişehir ilçesinde bulunan Kirazlıyayla Köyü’nde faaliyet gösteren adı Türk ama sahibi Lübnanlı maden şirketi, Korona salgınının başladığı günlerde yasaklara rağmen ağaç kesimine tekrar başlamış; bunun üzerine köylüler eyleme geçmişti. Köylülerin eylemine jandarma engel olmuş, gözaltılar olmuştu.

Bugün de Kirazlıyayla Köylülerinin bu direnişine destek olmak için Yenişehir Çevre Platformu köyde bir basın açıklaması yapmak istedi. Çeşitli demokratik kitle örgütleri, çevre dernekleri ve çeşitli siyasi parti temsilcileri ve milletvekillerinin katıldığı etkinlikte bizler de HKP Bursa İl Örgütü olarak yerimizi aldık. Ama köy meydanında yapılmak istenen protesto eylemi jandarma tarafından engellendi. Sebep olarak da Kovid-19 önlemleri gerekçe gösterildi. Dolayısıyla köye girişin valilik tarafından yasaklandığını ileri süren jandarma yetkilileri, Barçık Köyü girişine barikat kurarak gelenlerin geçişine izin vermedi.

Tüm yasaklara ve kavurucu sıcağa rağmen Kirazlıyayla Köylüleri özellikle kadınları; tepeleri, tarlaları aşarak “Direne direne kazanacağız!” “Lübnanlı şirket köyümüzü terk et!” sloganları ile barikatı aşıp Bursa’dan gelen kitleyle buluştular.

Burada Bursa Çevre Platformu adına Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy yaptığı konuşmada; Kirazlıyayla köyünü de içine alan 346 hektarlık ruhsat alanını 2012 yılında devralan MEYRA şirketinin “ÇED gerekli değildir” izni alarak 2013 yılında madencilik faaliyetine başladığını ve sürekli yalanlarla halkı kandırmaya çalıştığını dile getirdi. ÇED raporundaki su kullanımı ile ilgili tabloların yılda 600 bin ton su kullanılacağını gösterdiğini, alınan su kullanım izninin yetmeyeceğini aktaran Aksoy, şirketin daha fazla İznik Gölü suyuna veya daha başka su kaynaklarına ihtiyaç duyacağını dile getirdi.

Aksoy, açıklamasında Kovid- 19’un nasıl fırsata döndürüldüğünü de gözler önüne serdi. Aksoy şunları dile getirdi.

“ÇED raporunda yasal izinler alınmadan hiçbir işlem ve inşaat yapılmayacağı sözüne rağmen, Eylül ayında Kirazlıyayla ve çevre köylülerinin başlattıkları mücadeleye ve haklı taleplerine göz yuman, görmezden gelen, kamu kurumları, belediye, kaymakamlık ve kolluk güçlerine sırtını dayayan yalancı ve talancı şirket, Kovid-19 salgınını sürecinde halkın eve hapsedilmesini fırsat bildi. Şirket, herkes evindeyken 30 Mart tarihinde tesis altyapısı için arazi düzlemeye ve ağaç kesimine başladı. Halkın baskı ve tepkileri nedeniyle geçici bir süre için çalışmalarını durduran maden şirketi, 11 Mayıs’ta tekrar başlayarak önce bölgeye malzeme nakli yapmış, sonra da insanların evden çıkamamasını fırsat bilerek son hızla inşaata girişmiş ve köylülerin gözleri gibi korudukları ağaçları kesmeye devam etmiştir.