Kuklalar şimdi de İzmir’de…
ABD Emperyalistlerinin BOP planı işlemeye devam ediyor:
Kuklalar şimdi de İzmir’de…
Hep söylediğimiz gibi, AB-D Emperyalistlerinin BOP planı maalesef adım adım işliyor. Bu plan çerçevesinde ülkemizi de en az üç parçaya bölecekler. Bu kanlı amaçlarına ulaşmak için de Irak’ta, Libya’da, Suriye’de gördüklerimizi bize de yaşatıyorlar. Tıpkı bu ülkelerde olduğu gibi bizde de bir defada onlarca, yüzlerce insanımız katledilir hale geldi artık.
Teröristler ise, sanki sıraya bindirmişler gibi, bir IŞİD, bir TAK oluyor.
İsimleri fark etmiyor, hepsi de bir avcının bir kuşu vuramayacağı soğukkanlılıkla, acımasızca masum insanları katlediyorlar. Ellerindeki uzun namlulu silahlarla, roketatarlarla, el bombalarıyla kan kusuyorlar. İşlerini tamamlayabilmek için de bomba yüklü araçlarını patlatıyorlar.
Teröristler; dün İstanbul’daydı, bugün İzmir’deler. Yarın ülkemizin başka yerinde olacakları malum.
İstanbul katliamından dört gün sonra, İzmir Adliyesinde kanlı planlarını uygulamak istediler. Ancak, yıllardır İzmir Adliyesi çevresinde görev yapan bir trafik polisinin dikkati sayesinde kanlı katliam planını uygulayamadılar. Teröristlerden ikisi polisle yaşanan çatışmada öldürüldü. Bu arada bomba yüklü araçlarını patlattılar. Çatışma sırasında bir adliye kâtibi de yaşamını kaybetti. Beşi avukat yedi kişi de yaralandı.
Çatışma sonrasında teröristlerin üzerinden iki tane roketatar, el bombaları ve uzun namlulu silahlar çıktı. Bu da gösteriyor ki, dikkatli bir trafik polisi, yaşamı pahasına saldırganlara engel olamasa ve teröristlerin planları kusursuz bir şekilde işleseymiş, İzmir Adliyesinde çok büyük bir katliam yaşanacakmış.
Katliam sonrasında İzmir Valisi, teröristlerin PKK’li oldukları bilgisine ulaştıklarını açıkladı. Ancak, isimleri ne olursa olsun, bütün teröristler sürüsünü (kuklaları) eğiten, örgütleyen, silah ve cephane veren kuklacılar, ülkemizi Yeni Sevr bataklığına çekmek isteyen ABD ve AB Emperyalistleri ve onların yerli işbirlikçileridir.
Daha düne kadar BOP Eşbaşkanlığı ile övünenler, Müslüman Arap Halkı ABD Emperyalistlerinin bombalarıyla acımasıza katledilirken, Amerikan askerlerinin evlerine sağ salim dönmeleri için Tanrı’ya dua ediyorum diyenler, Dünyanın dört bir yanından devşirerek, eğitip donatarak, egemen Suriye devletine saldırttıkları canilere savaşçı diyenler, Oslo görüşmelerinde “bütün şehirleri bombalarla doldurduğunuzu biliyoruz” diyenler, “valilere operasyon yapmayın diye talimat verdik” diyenler, şimdi kalkmışlar; “Amerika teröristlere silah veriyor, bize Sevr’i dayatıyorlar” diye ağlamaya başladılar.
Madem şehirlere doldurulan bombaların yerini biliyorsunuz da niye önlem almıyorsunuz?
Ülke kan gölüne dönmüş, içte ve dışta masum insanlarımız yok yere katledilmekte ama başta Kaçak Saray mukimi olmak üzere tüm AKP’giller birbirleriyle yarışırcasına bozguna zafer havası çalmakla meşguller.
Bir de Mecliste demokrasicilik oynadıkları Amerikancı muhalefet partilerini yedekleyince işler daha da tadından yenmez hale geliyor. Yani adamlar, her katliam sonrasında sanki güçlerine güç katmış olarak çıkıyorlar. Çünkü, bu katliamların hesabını soracak gerçek bir muhalefet yok karşılarında. Var olanlar da kuklacılara (AB-D Emperyalistlerine) biz size daha iyi hizmet ederiz diyerek, “onu alma beni al” yalvarışları içindeler.
Yaşadığımız bu acı günleri yıllar öncesinden haber verdiğimiz halde, AKP’giller eliyle ülkemizin Ortaçağ’ın karanlığına doğru sürüklendiğini, bizi en az üçe bölmeden AB’ye bile almayacaklarını, Batılı Emperyalistlerin Yeni Sevr’i dayattıklarını ve bunlara karşı İkinci bir Kurtuluş Savaşı vermeden tehlikeyi bertaraf edemeyeceğimizi ısrarla söylememize karşın, halkımız; bizim sesimizi duyamaz, bizi göremez, bizi anlayamaz durumda.
İşte bu kaos ortamında, halkımız “celladını kurtarıcı” olarak görmekte maalesef.
Ancak bu karanlık ve acı günler de geçecek. Çünkü biz gerçekleri söylüyoruz ve gerçekle savaşanlar yenilmeye mahkûmdurlar. Zafer er ya da geç Emekçi Halkların olacaktır. İşte o zaman bu katliamların hesabı tek tek sorulacaktır.
İzmir Adliyesi önünde katledilen Polis Memuru Fethi Sekin (aynı zamanda Adliyede Kürtçe Tercümanlık da yapmaktadır) ile 12’inci Asliye Ceza Mahkemesi Kâtibi ve Büro-İş Sendikası üyesi Musa Can’ın yakınlarına ve halkımıza başsağlığı ve sabırlar, yaralılara da acil şifalar dileriz. 06.01.2017
Halkın Kurtuluş Partisi
Genel Merkezi