Ali Gönülaçar mücadelemizde yaşayacak!
Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) Gebze İlçe Örgütü kurucusu ve İlçe Mali Sekreterimiz Ali Gönülaçar Arkadaşımız 26 Temmuz Çarşamba günü bedence aramızdan ayrıldı. Kaybettiğimiz tüm yoldaşlarımız gibi o da mücadelemizde yaşayacak.
Kendisi bir süredir akciğer kanseriyle mücadele ediyordu ve tedavi görüyordu. Ancak bu kahrolası kanser düzeninin lanet hastalığı kanser sinsi sinsi ilerlemişti vücudunda. Hastalığını öğrendikten sadece 2,5 ay sonra kaybettik Ali Abi’yi. Vücudu bu mücadelede yenik düştü.
Ali Abi’nin, yaşamı hep mücadele içinde geçmişti. Gümüşhane’nin bir köyünde başlamıştı yaşama. Çocukken geçirdiği zatürre hastalığı doktorsuzluktan, yoksulluktan tedavi edilememişti. Doktorlar sonradan, akciğer kanserinin ilk tohumlarının tedavi edilemeyen bu zatürreyle atıldığını söyleyeceklerdi.
İşçiydi, emekçiydi Ali Abi. Hiç durmadan çalıştı. Ramzey Motorsiklet fabrikasında HKP’li yoldaşlarıyla-Halkın Kurtuluş Partisi’yle, o dönemki adıyla Devrimci Mücadele’cilerle tanıştı. O dönem Devrimci Mücadele’ciler Ramzey’de örgütlenmişler, sendikal örgütlenme başlatmışlardı. Ali Gönülaçar Yoldaş da İşçi Sınıfının nasıl ezilip sömürüldüğünü yaşayarak görmüştü. Bu azgın sömürüye dur demek, ekmeğini biraz da olsa büyütmek için sendikaya üye oldu. Ondan sonra da buradaki sendikal örgütlenmeyi sahiplendi, sendikalı olduğu için işten çıkarılanlar arasında Ali Abi de vardı. İşimi kaybederim korkusu duymadı hiç.
Yılmadı, Devrimci Mücadele’ciler öncülüğünde başlatılan Ramzey Direnişi’ne katıldı. Disiplinliydi. Direniş alanına geç gelen işçileri, bu bizim kavgamız, diye vaktinde gelmeleri için uyarırdı. Gündüz direniş alanındaydı; akşam da halen fabrikada çalışmakta olan işçileri örgütlemek-sendikaya üye yapmak için yoldaşlarıyla birlikte ev ev dolaştı. Bu süreçte eşi de kendisini her zaman destekledi.
Ülkemizin en yiğit, en cesur, en kararlı, yurtsever ve halksever insanlarıyla tanışmıştı artık. Onlarla hemen kaynaşıverdi, etle tırnak gibi. Çünkü statik karakteri uyuşuyordu Eneski Sosyalistlerle. Haksızlığa tahammül etmezdi Ali Abi de. Önce kendini, kendi çıkarını değil hep daha zor durumda olan insanları, komşularını, dostlarını düşünürdü. Dürüsttü, mücadelede kararlıydı, kolay pes etmezdi. Bu yüzden aramızdan ayrıldığında evine taziyeye gelen herkes, komşuları, akrabaları, herkese yardım elini uzatırdı dediler onun için. Hepimizin üstünde hatırı var dediler.
Partisiyle kaynaştıktan sonra olanakları ölçüsünde hep mücadeleye destek oldu. Partimizin Gebze İlçe Örgütü’nün kurucuları arasında yer aldı. Yaşamını yitirdiği zamana kadar da Gebze İlçe Örgütü’müzün Mali Sekreterlik görevini yürüttü. Milletvekili adayımız oldu. Eşi de mücadelesinde kendisini hep destekledi. Partimizin yöneticileri arasında yer aldı. O da geçtiğimiz iki seçimde milletvekili adayımız oldu.
Evlerinde yoldaşlarını hep büyük bir misafirperlikle ağırladılar. Yemek yedirmeden bırakmazlardı.
Ali Abi için 1 Mayıs’ların hep yeri ayrı olmuştur. Ailesinin geçimi için bir katkı olsun diye keçi beslemeye başlamıştı. Bu yüzden birkaç yıldır 1 Mayıs’lara gelmesi aksamıştı. Bunu her seferinde hem mahcup hem üzgün olarak söylerdi. Hastalanıp yatağa düşmezden önce keçilerini sattı. Bu yıl dedi, kesin geliyorum 1 Mayıs’a. Ayak bağı olan her şeyden kurtuldum. Beni almadan gitmeyin, dedi. Ama hastalığı onu yatağa düşürünce gelemedi, çok istemesine rağmen. Kesin gelecektim, bu sefer de bu illet bizi esir aldı…
Yaşadığı Gebze Kirazpınar Mahallesi, AKP’giller tarafından yıkıma, ranta ve talana açılmıştı. Başbakanlık’a bağlı Emlak Konut tarafından buraya lüks siteler yapılmaya başlanmıştı. Mahallede yaşayan ve arsaları tapulu olan halkın buradan atılması gerekiyordu. Emlak Konut, mahalle halkının taşınmazlarını yok pahasına almak, mahalleyi yağmalamak, talan etmek istiyordu. İşte Kirazpınar Mahalle Halkı bu talana, yağmaya ve en son Gebze Belediyesi’nin yıkım kararına karşı mücadele etti. Ali Abi hastalığı onu yatağa mahkûm edene kadar bu mücadelenin öncülerindendi. Mahalle halkının örgütlenmesinde öncülük etti. Partimizi mahalleliyle tanıştırdı.
Mahallede yaklaşık 1000 kişinin katıldığı yürüyüşler yapıldı. Ondan sonra da yoldaşları devraldılar görevi. Mahalledeki yıkıma, talana ve ranta karşı mücadele her geçen gün büyüyerek devam etti. Yıkım ekiplerinin evlerini yıkmasına karşı HKP öncülüğünde, Türkiye’nin gündemine oturan cesur ve kararlı bir direniş gösterdi mahalleli.
Ali Abi hastanede kanser illetiyle cebelleşirken, eşi Emine Abla da evinin yıkılmasına karşı direnişte en ön saftaydı. Evini yıktırmamak için çırpındı, ama AKP’giller’in tıpkı kendileri gibi Para Tanrısı’ndan başka Tanrı tanımayan, sahip olduğu işyeri bile kaçak olan Belediye Başkanı yıkım kararı vermişti bir kere. Bunlarda vicdan yoktur, insanlık yoktur, insani duygular yoktur. Eşim hasta, demesine rağmen dinlemediler. Vurdular kepçeyi Ali Abi’nin bin bir emekle yaptığı evine. Cennet bahçesine çevirdiği bahçesindeki ağaçlarını söktüler. Her birine alınteri damlamıştı, acımadılar.
Ali Abi hasta yatağında bunlardan habersiz yatıyordu. İstemeye istemeye söylediler, ne de olsa iyileşecekti. Eve gelecekti. Ne diyeceklerdi o zaman? Ömründen ömür gitti Ali Abi’nin. Bu kanser illeti gibi insanın yaşamını ızdıraba çeviren kanser düzeni, kısacık ömrü kalmış bir insana onu da çok görmüştü. Ömrünün son günlerini, ne olacak bu çoluk çocuk evsiz barksız, diye düşünerek geçirdi.
Şimdi o artık yok. Ama mücadelesi devam ediyor ve edecek. Ona son günlerinde bile kanser ağrılarından daha beter acılar çektiren Para Tanrısı tapıcıları hesap verecek elbet. Sadece ona değil, İşçi Sınıfımızı ve Emekçi Halkımızı acılar, zulümler, gözyaşları içinde bırakan AKP’giller de onların ağababası ABD-AB Emperyalistleri de kendi vicdanından, bağımsız ve özgür aklından başka hiç kimseden talimat almayan halkçı yargıçlar tarafından yargılanacak bir gün. Hak ettiklerini alacaklar. 28.07.2017
Ali Gönülaçar Mücadelemizde Yaşıyor!