Ayşe Ana da acısını bir ömür yüreğinde taşıdığı evladına kavuştu
ABD Emperyalistleri ve yerli işbirlikçilerin tezgâhladığı 12 Mart faşist darbesinin ardından Denizler’in idamını engellemek için harekete geçen 10 yiğit devrimci, 30 Mart 1972’de alçakça katledildi Parababaları düzeni tarafından. Devrim Tarihimize “Kızıldere Katliamı” olarak geçen bu katliamda yiğitçe çarpıştıktan sonra can verenlerden biri de Cihan Alptekin’di.
İşte bu yiğit devrimciyi dünyaya getiren Ayşe Alptekin Ana’yı dün kaybettik. O da Denizler’in ve diğer devrim şehitlerimizin anneleri gibi acısını bir ömür yüreğinde taşıdığı evladına kavuştu.
Cihan Alptekin Yoldaş katledildiğinde Ayşe Ana 55 yaşındaydı. Tam 43 yıl boyunca biricik oğlunun acısını yüreğinde taşıdı. Hep söyleriz ya; insan olarak doğan bizler için en önemli görev insan olarak ölebilmektir, diye. İşte Ayşe Ana da insan olarak ölebilenlerdendi. O, bir annenin yetiştirebileceği en namuslu, en yiğit, en fedakâr insan tipini yetiştirdi. İnandığı dava uğruna ölüme gözü kapalı giden bir devrimci dünyaya getirdi, yetiştirdi ve ne yazık ki bin bir zorluklarla büyüttüğü oğlunu faşizme kurban verdi.
Cihan Yoldaş bir mektubunda sonsuzluğa uğurladığımız Ayşe Ana’ya şöyle yazıyordu:
“Ana, tüm bunları bilerek ve inanarak yaptım. Tek düşüncem devrimci halk hareketinin selameti, sağlıklı gelişmesidir. Sana açıklamayı görev bildiğim bir durum daha var. O da bu kavga içinde hayatımın önemi olmadığıdır. Benim ve arkadaşlarımın tek düşünce ve hedefi hareketin zafere ulaşmasıdır. Gelecek bizimdir. Tarihi zafer bizim olacaktır. Benim mutluluğum hareketimizin başarısı olacaktır. Varsın düşmanlarımız ölüm cezası versinler, ölüme kadar hapsetsinler. Ne çıkar? Sonunda zafer bizim olacaktır. Düşmanlarımız bize ölüm cezası verecek kadar kuvvetli değillerdir.
“Ana biz ne çılgınız, ne de maceraperestiz. Baskı ve zulüm altındaki bir kurtuluş kavgasının öncüleriyiz.
“Ana sana saygı ve sevgi doluyum. Bütün kardeşlerime bağlılığım çoktur. Beni dünyaya getirmen, yetiştirmen sana bağlılığımı bir o kadar daha arttırıyor. Sana ve kardeşlerime hiçbir şey bırakmıyorum. Size bırakabileceğim tek şey yiğitliğim ve kurtuluş savaşçısı olmamdır.”
Evet, Cihan Yoldaş’ın maddi olarak bırakabileceği hiçbir şeyi yoktu. Ama mektubunda da ifade ettiği gibi geride kalan biz Gerçek Devrimcilere ve Halklarımıza yiğitliğini ve uğrunda ölüme yürüdüğü Kurtuluş Savaşı’nı bıraktı. And olsun ki biz de onun ve tüm devrim şehitlerimizin mücadelesini eninde sonunda zafere ulaştıracağız.
Sen rahat uyu Ayşe Ana. Acısını bir ömür yüreğinde taşıdığın evladının hesabını elbet bir gün soracağız. 07.02.2015
Halkın Kurtuluş Partisi
Genel Merkezi