DİSK’in 17’nci Genel Kurulundan Notlar: Bir Tarafta Devrimci Sınıf Sendikacılığı, Diğer Tarafta “Sosyal Diyalog”, Uzlaşma, İstatistik Sendikacılığı
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu DİSK’in 17’nci Olağan Genel Kurulu, 9-11 Şubat 2024 tarihleri arasında The Greenpark Pendik Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi.
15-16 Haziran Direnişlerinin, DGM Direnişlerinin, Faşizme İhtar Eylemlerinin ve geçmişte buna benzer sayısız mücadelenin geleneğini taşıyan DİSK’in son süreçte içine düşürüldüğü acıklı durum, 17’nci Genel Kurul’da bir kez daha kendisini gösterdi.
AKP’giller İktidarının işçi-emekçi düşmanı politikalarının halkımızın üzerine karabasan gibi çöktüğü bir dönemde, Türkiye İşçi Sınıfının başını bağlamış olan Hak-İş, Türk-İş gibi sarı-gangster sözde işçi konfederasyonlarının ihanetlerinin bu kadar ayyuka çıktığı bir dönemde aslında alabildiğine genişleme ve büyüme zeminine sahip olan DİSK, ne yazık ki son süreçte tarihsel misyonundan uzaklaştırılmıştır. Son DİSK Yönetimi, Genel Kurul sırasında her ne kadar bir başarı hikayesi anlatmaya, katılımcıları bu hikayeye inandırmaya çalışmış olsa da gerçekler inatçıdır.
Son süreçteki tüm DİSK Genel Kurullarında olduğu gibi bu Genel Kurulda da iki eğilim, iki anlayış, iki tip sendikacılık karşı karşıya geldi. Bir tarafta DİSK’in tepesini tutmuş olan, Tarihsel DİSK’in bütün geleneğini, bütün değerlerini çiğnemiş olan, son 4 yıllık süreçteki açık başarısızlığa rağmen bir kez daha yönetime aday olan “Sosyal Diyalog”cu, uzlaşmacı, sarı sendikacı anlayış vardı. Bunun karşısında ise DİSK’in tarihsel misyonuna, mücadele geleneğine ve DİSK’i DİSK yapan değerlere titizlikle, kararlılıkla ve cesurca sahip çıkan Nakliyat-İş Sendikası’nın Devrimci Sınıf Sendikacılığı anlayışı yer aldı. 17’inci Genel Kurul, bir anlamda bu iki eğilimin mücadelesine tanık oldu.
Nakliyat-İş Sendikası’nın Genel Başkanı, Dünya Sendikalar Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı, aynı zamanda DSF’ye bağlı Taşımacılık İşçileri Enternasyonali (TUI Transport) Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu, Kongredeki Faaliyet Raporu üzerine yaptığı dolu dolu konuşmasında, DİSK’in içine düşürülmüş olduğu içler acısı durumu net bir şekilde ortaya koydu.
Konuşmasına Türkiye’nin farklı bölgelerinde devam eden direnişleri selamlayarak başlayan Ali Rıza Küçükosmanoğlu, DİSK’in bir önceki Genel Kurulundan bugüne kadar geçen süreç içerisindeki siyasi ve ekonomik durumu Türkiye ve dünya ölçeğinde değerlendirdi.
Pandemi sürecinin, Kapitalizmin dünya halklarına hiçbir şey veremeyeceğini bir kez daha acı biçimde ortaya koyduğunu belirten Küçükosmanoğlu, Sosyalist Küba’nın tüm zorluklara rağmen Türkiye de dahil olmak üzere birçok ülkeye Sağlık Tugayları gönderdiğini, bunun da dünya halkları tarafından takdirle karşılandığını dile getirdi.
Genel Kurulun gerçek anlamda tek muhalif sendikası olan Nakliyat-İş’in Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu, konuşmasında ayrıca ABD-AB Emperyalistlerinin, İngiltere’nin ve Siyonist İsrail’in ekonomik, askeri, siyasi örgütleriyle dünya halklarına ne denli büyük acılar yaşattığını anlattı. İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Filistin Halkına yönelik olarak tam anlamıyla bir soykırım gerçekleştirdiğini belirten Küçükosmanoğlu, bu celladın en büyük destekçileri olan ABD-AB Emperyalistlerinin aynı zamanda Ukrayna-Rusya savaşında dökülen kanlardan da birincil derecede sorumlu olduklarını dile getirdi.
Küçükosmanoğlu konuşmasında, ABD-AB Emperyalistlerinin BOP kapsamında ülkemizi de parçalamaya çalıştıklarının altını çizerek aynı proje çerçevesinde ülkemizin adım adım Ortaçağ karanlığına sürüklendiğini dile getirdi.Küçükosmanoğlu ayrıca, “göçmen”, “mülteci” adı altında ülkemize getirilen milyonlarca Ortaçağcının Büyük Ortadoğu Projesi’nin bir parçası olduğunu sözlerine ekledi. BOP’un önündeki en büyük engellerin Ergenekon-Balyoz gibi CIA operasyonlarıyla temizlendiğini belirten Küçükosmanoğlu, içinde bulunduğumuz dönemde en önemli görevlerden birinin Laik Cumhuriyet’in kazanımlarını korumak olduğunu ifade etti.
Nakliyat-İş Genel Başkanı Küçükosmanoğlu, konuşmasında ayrıca Türkiye ve dünya ölçeğindeki gelir dağılımı adaletsizliğinin giderek derinleştiğini; yoksulun daha yoksul, zenginin daha zengin hale geldiğini somut istatistiki veriler eşliğinde dile getirdi.
Kongre delegelerinin büyük bir dikkatle dinlediği Ali Rıza Küçükosmanoğlu, konuşmasının ikinci bölümünü DİSK’in içinde bulunduğu içler acısı durumla ilgili saptamalarına ayırdı. Kongre salonunun ihtişamının geçen dönem ortaya konan mücadeleyle uyuşmadığının altını çizen Küçükosmanoğlu, kongrelerin en önemli işlevlerinden birinin geçmiş döneme ilişkin eleştiri-özeleştiri sürecinin sağlıklı bir şekilde işletilmesi olduğunu göze batırdı.
“DİSK Yönetiminin son 4 yıllık süreçte başarılı olup olmadığının kriteri İşçi Sınıfımızın önemli kazanımlar elde edip etmediğidir”, diyen Küçükosmanoğlu, bu anlamda ne yazık ki kayda değer bir başarının söz konusu olmadığının altını çizdi. Ülkemizdeki egemen sendikacılığın sarı sendikacılık olduğunu dile getiren Küçükosmanoğlu, DİSK’in sarı sendikacılığa karşı da etkin bir alternatif oluşturamadığını belirtti.
DİSK’in ITUC üyeliğini de eleştiren Küçükosmanoğlu, ITUC’un Uluslararası İşçi Sınıfı Mücadelesini baltalamak, kontrol altına almak, içini boşaltmak üzere kurulmuş bir örgüt olduğunu dile getirdi. ITUC’un İsrail’in Gazze’ye yönelik soykırımında İsrail’e ve ABD-AB Emperyalistlerine yönelik bir karşı duruşunun olmadığını belirten Küçükosmanoğlu, bu örgütün, uluslararası tekellerin İşçi Sınıfının enternasyonal mücadelesini sabote etmekle görevli bir enstrümanı olduğunu belirtti.
Konuşmasına DİSK’in içine düşürüldüğü duruma ilişkin somut örnekler vererek devam eden Ali Rıza Küçükosmanoğlu, DİSK-AR’ın çok değerli araştırmalar yaptığını ancak mevcut DİSK Yönetiminin DİSK’i sadece araştırma istatistikleri yayınlayan bir örgüt haline getirdiğini, bu durumun kabul edilemeyeceğini belirtti.
Küçükosmanoğlu, DİSK’in geçmişte mücadelesiyle başta Türk-İş olmak üzere tüm kesimleri etkilediğini, ancak şu anda böyle bir durumun söz konusu olmadığını dile getirerek mevcut DİSK Yönetiminin Türk-İş’e yönelik herhangi bir eleştiride bulunmaktan dahi kaçındığını belirtti. DİSK’in 1 Mayıs’ların Taksim’de kutlanması konusundaki ısrarından da vazgeçtiğini söyleyen Küçükosmanoğlu, 1 Mayıs’larda Taksim’e alternatif alanların tartışılmasının bile doğru olmadığını dile getirdi.
Konuşmasında DİSK Yönetiminin “Vergide Adalet” talebiyle ilgili Meral Akşener’e dosya sunduğunu dile getiren Nakliyat-İş Genel Başkanı, Akşener’in geçmişinin faili meçhul cinayetlerle dolu olduğunu belirterek yakın zamanda “Geçmişteki siyasi cinayetler mertçeydi” ifadelerini kullandığını ve söz ettiği siyasi cinayetlerden birinin de Kemal Türkler cinayeti olduğunu söyledi.
“Daha mücadeleci, DİSK’in adına, tarihine, geleneklerine, Kemal Türkler’lere, Rıza Kuas’lara, Abdullah Baştürk’lere, Şerif Aydın’lara, İsmet Demir’lere sahip çıkan bir DİSK yaratmak için bu mücadeleyi her alanda vereceğiz”ifadelerini kullanan Küçükosmanoğlu, konuşmasını “Geleceğin DİSK’ini Türkiye İşçi Sınıfı mücadelesiyle yaratacak.Geleceğin DİSK’ini hep birlikte yaratacağız. Yaşasın DİSK! Yaşasın Türkiye İşçi Sınıfı! İşçilerin Birliği Sermayeyi Yenecek! İşçiyiz, Haklıyız, Kazanacağız!”, diyerek sonlandırdı.
Ali Rıza Küçükosmanoğlu’nun dikkatle ve ilgiyle dinlenen konuşmasının ardından Genel Kurul, akşam geç saatlere kadar süren diğer konuşmalarla devam etti.
Nakliyat-İş Sendikası, DİSK içerisindeki uzlaşmacı eğilime karşı yükselttiği Devrimci Sınıf Sendikacılığı bayrağını sadece kürsü konuşmasıyla sınırlamadı. Bir gün bile işçilik yapmadığı halde DİSK Genel Başkanlığını sürdüren Arzu Çerkezoğlu’na karşı Sarp Lojistik’te Forklift Operatör Yardımcısı olarak çalışan bir kadın işçiyi, Muzaffer Çetin’i Genel Başkan Adayı olarak gösterdi. Günün sonunda kürsüde bir konuşma gerçekleştiren Muzaffer Çetin, “Sarı sendikacılığa karşı, İşçi Sınıfının hak ve çıkarlarını korumak adına DİSK Genel Başkanlığına adayım” ifadelerini kullandı.
Genel Kurulun sonunda yapılan oylamada, DİSK içindeki birkaç büyük sendikanın asker delegelerinin oylarıyla ne yazık ki Sosyal Diyalogcu, mücadele yerine uzlaşmayı tercih eden anlayış galip geldi. Ancak Nakliyat-İş Sendikası, Tarihe bir not daha düşerek bu Genel Kurulda da Devrimci Sınıf Sendikacılığının bayrağını dalgalandırdı.
Genel olarak dünyanın, özelde ise ülkemizin bayır aşağı gittiği böylesine karanlık günlerde DİSK/Nakliyat-İş Sendikası’nın Tarihe düştüğü bu not son derece önemli ve değerlidir. Zaman zaman geri sıçramalar, zikzaklar olsa da Tarihin tekerleği daima ileri yönde döner. Bugün ne yazık ki Türkiye’deki hâkim sendikal anlayış sarı sendikacılıktır. Ancak eninde sonunda Türkiye İşçi Sınıfı bu anlayışın temsilcilerinden kurtulacak ve gerçek önderleriyle buluşacaktır.
Not: Nakliyat-İş Sendikası Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu’nun DİSK’in 17’nci Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmanın tam metni, Gazetemizin bir sonraki sayısında yayımlanacaktır.