Site rengi

Tasarım

İstanbul Sözleşmesi Yetmez, Devrim Olmadan Kadın Sorunu Çözülmez!

05.09.2020
704
A+
A-

HKP’li Kadınlar, Ortaçağcı Gerici Abdurrahman Dilipak hakkında Türkiye’nin dört bir yanında Suç Duyurusunda bulundu:

İstanbul Sözleşmesi Yetmez, Devrim Olmadan Kadın Sorunu Çözülmez!

Kurtuluş Partili Kadınlar, Akit Gazetesi Yazarı Abdurrahman Dilipak’ın “İstanbul Sözleşmesi”ni savunan kadınlar için “fahişe” diyerek hakaret etmesi üzerine Edirne’den Hatay’a kadar ülkemizin birçok il ve ilçesinde suç duyurusunda bulundular.

 

Kadın Cinayetleri, Tecavüzleri bitmek bilmiyor

ABD-AB Emperyalistleri tarafından halkımızın başına musallat edilen AKP’giller iktidarında adeta bir kadın katliamı yaşanıyor. Eziliyor, sömürülüyor, horlanıyor; yetmiyor katlediliyor kadınlarımız!

Özellikle Muğla’da Pınar Gültekin isimli genç bir kadının vahşice katledilmesinin ardından tepkiler çığ gibi büyümeye başladı. Sırf o günden bugüne öldürülen kadın sayısını ele alsak bile rakamlar tüyler ürperticidir. 7 Ağustos 2020 tarihi itibarı ile katledilen kadın sayısı 285’tir. Kaldı ki bu rakam Anıt Sayaç isimli internet sitesinde sadece basında çıkan haberlere göre kadın cinayetlerini derleyen bir sitenin sayılarıdır. (http://anitsayac.com/)

Gerçekte ise basına yansımayan çok sayıda cinayet ve şiddet olayları bu rakamın çok üstündedir.

Hatırlanacağı üzere Pınar Gültekin’in vahşice katledilmesinden günler önce kamuoyunda AKP’giller tarafından İstanbul Sözleşmesi üzerinden tartışmalar yapılıyordu. Bu sözleşmeyi 2011 yılında ilk imzalayan ülke Türkiye olmuş ve bu sözleşme, o günlerde Avrupa Birliğine gireceğiz sevdasıyla TBMM’de de çoğunluğu AKP milletvekilleri olmak üzere 247 vekilden 246’sının oyu ile kabul edilmişti. Bu günlerde ise İstanbul Sözleşmesinden “çıkalım, imzamızı çekelim” diye AKP’giller’in sesleri yükselmeye başladı.

 

Gericiler, Yobazlar yine Kadın üzerinden saldırmaya başladılar

Özellikle ÖNDER ve TÜGVA gibi ortaçağcı AKP’nin denetimindeki gerici, yobaz kadın düşmanı dernek, vakıf ve tarikatlar da İstanbul Sözleşmesinden çıkılması yönünde açıklamalarda bulundular.

İşte bu sesleri yükseltenler daha da ileriye giderek İstanbul Sözleşmesini savunan ve uygulanması için çaba gösterenlere karşı hakaret ve aşağılayıcı sözlerle saldırmaya başladılar.

 

Burada yeri gelmişken belirtelim; Kurtuluş Partili Kadınlar olarak İstanbul Sözleşmesi’ni kadınların tek kurtuluşu olarak görmüyoruz. Ancak reform niteliğindeki bu sözleşme ile kabul edilen maddelerin uygulanması bile günümüzde çocuk ve kadınlara yönelik şiddet, tecavüz, taciz ve katliamları bir nebzede olsa engelleyecek, azaltacak ve hızla Ortaçağ karanlığına götürülmek istenen kadınlarımıza nefes aldıracaktır.

Kurtuluş Partili Kadınlar olarak, kadınların kurtuluşunu İşçi Sınıfının kurtuluşundan bağımsız görmüyoruz. Bu nedenle de; “İstanbul Sözleşmesi yetmez, Devrim Olmadan Kadın Sorunu Çözülmez”, diyoruz.

İşte böylesine hassas bir süreçte Abdurrahman Dilipak, 27.07.2020 tarihli ve AKP’nin papatyaları başlıklı Yeni Akit gazetesinde ve internet sitesinde yer alan yazısında:

“AK Parti içindeki AKP’liler, FETÖ’nün zihniyet ikizi gibi davranıyorlar. Hem uluslararası fonlarla destekleniyorlar hem de kamu fonlarını kullanıyorlar. Malum “Yeşil Sermaye” de bunlara sponsor olabiliyor. Koç kadar, Sabancı kadar, Eczacıbaşı kadar bizim “Yeşil sermaye” davasına sadakat gösterip, bu fahişelere ve onların türevlerine karşı seslerini yükseltebilecekler mi? Konfeksiyoncu, gıda zinciri, finans kuruluşu, ses ver Türkiye! Ne bekliyorsunuz!

“(…) CEDAW darbeciler tarafından imzalandı. REFAHYOL döneminde olamazdı, çünkü tek başına iktidar değildik. Ve AK Parti. Büyük hayaller ve umutlarla çıkıldı yola. Bugün gelinen noktada neleri konuşuyoruz. Bakın, değil Ayasofya’yı açmak, Kıbrıs’ın tamamını da alsanız, Ege adalarını da alsanız, bu fitneyi durdurmadığınız takdirde büyüyen öfke ufkunuzu karartacaktır. Aile kaybedildikten sonra onun yerine koyabileceğiniz bir şey yok. Bakın Mescid-i Aksa’yı açsanız da bir şey değişmez. Açık iyi edersiniz de, helak kapılarını çaldığında Lut kavminin başında bir peygamber vardı ve mabed açıktı. Bugünkü başımızın belası aile ve aileyi tehdit eden fahşa! Bu sözleşmeler de bununla ilgili.” şeklinde ifadeler kullanmıştı.

Yeni Akit gazetesi yazarı, tescilli Ortaçağcı Abdurrahman Dilipak’ın İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkan kadınlara yönelik Yeni Akit gazetesinde ve internet sitesinde “fahişe” diyerek hakaret etmesine karşı HKP’li kadınlar olarak sessiz kalamazdık.

Bu ağzı salyalı Ortaçağcı Dilipak, Yeni Akit Gazetesi’nin Haber Müdürü ve Genel Yayın Yönetmeni hakkında; İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Muğla, Marmaris, Bodrum, Hatay/Samandağ, Kocaeli/Gebze, Konya/Seydişehir, Hatay/Erzin, İzmir/Aliağa, Bursa, Tekirdağ/Çorlu, Balıkesir ve Edirne olmak üzere ülkemizin dört bir yanında suç duyurularında bulunduk.

Bizler, Kurtuluş Partili Kadınlar olarak başımıza gelen tüm bu felaketlerin sorumlusunun içinde yaşadığımız sınıflı toplum düzeni olduğunu biliyoruz. O nedenle bir kez daha halkımıza sesleniyoruz:

“İstanbul Sözleşmesi Yetmez, Devrim Olmadan Kadın Sorunu Çözülmez!”

Kadınlarımızın kurtuluşu ne erkek düşmanlığı yapan Feminizmde, ne de kadınlarımızı toplumda köle durumuna düşüren, cinayete ve şiddete kurban eden Ortaçağcı Gericiliktedir. Kadınlarımızın kurtuluşu İşçi Sınıfımızla beraber Sosyalizmdedir.

Bu Ortaçağcı gericiliğe karşı bulunduğumuz her yerde mücadeleye devam edeceğiz.

Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!

20.08.2020

 

HKP Kadın Çocuk Komitesi