Kadın Sorunu ‘Fıtrat’la açıklanamaz
T. Erdoğan, “Kadın ve Adalet Zirvesi”nin açılışında; “Kadın ile erkeği eşit konuma getiremezsiniz. O fıtrata terstir. Komünist rejimlerde olduğu gibi. Eline ver kazmayı, küreği, çalışsın. Olmaz böyle bir şey. Onun narin yapısına ters düşer.” sözlerinin de yer aldığı bir konuşma yaptı.
Biz Kurtuluş Partili Kadınlar olarak bu konuşmanın hiçbir kelimesine katılmıyoruz. Bilimsel ve Tarihsel hiçbir doğruluk taşımıyor. Kadın araştırmalarındaki rakamlar tam tersini söylüyor.
Dünya Ekonomik Forumu 2014 yılı Cinsiyet Eşitsizliği Raporuna göre; Türkiye, kadınların cinsiyet eşitsizliği durumu açısından 142 ülke arasından 132’nci sırada yer alıyor. TÜİK verilerine göre ise kadın istihdam oranı % 26,5.
Son 10 yılda kadına yönelik şiddet olayları 14 kat artmış durumda. Kendi ülkesinde kadınların durumu yürekler acısıyken “komünist” ülkeler diye laf atıyor.
Oysa bu konuda da söyledikleri doğru değil. Küba’da 614 üyeli parlamentonun % 48,9’u kadın. Üniversite öğrencilerinin % 80’i; üniversite mezunlarının % 68’i kadın. Bu rakamlar sizden başka şeyler söylüyor. Ne diyelim bu da sizin fıtratınız…
“Kadın ve Adalet” zirvesi toplantısında yapılan bu konuşma “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü” öncesinde yapılıyor. Görmek isteyen göze, ülkemizdeki kadınların bunca sorunu yaşatan zihniyeti açık ediyor.
1999 yılından bu yana 25 Kasım, dünyada Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü olarak anılıyor. Bugün, Dominik Cumhuriyeti’nde Rafael Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadele eden üç kız kardeşin tecavüz edilip öldürülmesinin yıldönümü dolayısıyla ilan edilmiş.
Biz de diktatörlüklere boyun eğmeyen cesur Mirabel Kardeşleri saygıyla anıyoruz.
Ülkemizi yönetenlerin “fıtratla” durumu açıklamaları, Türkiye’de kadınların trajedisini ortaya koymuyor.
Bu tablonun nedeni ve sorumlusu; yaşanan sorunları “fıtratla” açıklayan Ortaçağcı zihniyettir.
Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre “fıtrat: yaradılış, hilkat” olarak açıklanıyor. Bizler de merak ediyoruz Kübalı veya İskandinav ülkelerindeki kadınların fıtratı bizden farklı mı diye? Soma cinayetini de fıtratla açıklamışlardı.
Bizler biliyoruz ki kadınlar binlerce yıl İlkel Komünal Toplumlarda erkekle eşit bir biçimde yaşamışlardı. Orta Asya’da Türk boylarında Bey’le birlikte Hatun’un da seçildiğini ve eşit söz hakkının olduğunu biliyoruz.
Ulusal Kurtuluş Savaşına tüm gücüyle katılan, cepheye mermi taşıyan kadınlarımız için Mustafa Kemal: “Dünyada hiçbir milletin kadını, Ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar hizmet gösterdim diyemez.” diyordu.
Laik Birinci Kurtuluş Savaşı’yla kadınlarımızın elde ettiği kazanımları bir bir ortadan kaldırıp kadınları ikinci sınıf konuma itilmesini savunan bu Ortaçağcı zihniyete karşı tüm kadınları mücadeleye çağırıyorum. Kadınların fıtratında devrimcilik vardır. Ana olan kadın, yaşamın yarısı olan kadın silkelenip ayağa kalktığında toplumu peşinden sürükleyecek güce sahiptir. Oğullarımızın, eşlerimizin madenlerde ölmesini, inşaatlarda ölmesini bize fıtrat diye yutturamazsınız. Suriye’de Irak’ta tecavüze uğrayan, köle olarak satılan, öldürülen kadınların yaşadıklarından sizler de sorumlusunuz.
Evet bu da sizin fıtratınızda var. Ama biz Nene Hatun’ların, Kara Fatma’ların devamcılarıyız. Yaşamın yarısıyız ve boyun eğmiyoruz. Şairin dediği gibi; kısa çöp uzundan hakkını alır elbet. Sultan Süleyman’a kalmayan bu dünyada siz de kendi fıtratınızla ve hak etiğiniz şekilde Tarihte yerinizi alacaksınız. Tıpkı Rafael Trujillo gibi. Bizler hepimiz bu ülkenin Mirabel Kardeşleriyiz. 25.11.2014
Kadının Kurtuluşu İşçi Sınıfının Kurtuluşundan Bağımsız Değildir!
Kurtuluş Partili Kadınlar