Karanlığı yakan ışık: 19 Mayıs 1919
AB-D Emperyalistleri, yerli yabancı Parababaları, insanlığı Ortaçağ karanlığına götürmeye yeminli Ortaçağcı Tayyipgiller, karanlıkları yakan bu ışığı söndürmeye çalışıyorlar. O karanlık günlere yeniden götürmeye çalışıyorlar halklarımızı. Karanlıkları yakan ışığın mimarı Mustafa Kemal’in ve Birinci Kuvayimilliyecilerin bütün eserlerini ortadan kaldırmak için canhıraş uğraşıyorlar. 96 yıldır hiç ara vermemişlerdi karanlık emellerine ulaşmak için, emperyalist bir proje olan AKP iktidarıyla hız kazandı karanlığa gidiş. 19 Mayıs’ta yakılan, Antiemperyalist Kurtuluş Savaşı’yla harlanan, Emperyalist 7 Düvelin gözlerini yakan, mazlum haklara yol gösteren ışığın ferini söndürüyorlar.
Mustafa Kemal’in ve Birinci Kuvayimilliyecilerin ışığı karanlıkları yakarken, Mazlum Uluslara örnek olurken, AB-D Emperyalistlerinin ve Ortaçağcı gericilerin cehennem ateşi yakmakta halklarımızı. Bu ateşle kavrulmakta halklarımız. Bu ateşin sonucudur; işsizlik, pahalılık, yoksulluk, zam, zulüm. Bu aşağılık güruhun cehennem ateşiyle, binlerce yıldır kardeşçe yaşayan, Çanakkale’de düşmanı geçirtmeyen, Antiemperyalist Kurtuluş Savaşı’mızda omuz omuza çarpışan halklarımız düşman ediliyor. AB-D Emperyalistleri ve Tayyipgiller eliyle Kurtuluş Savaşı’yla halklarımızın yırtıp çöpe attığı Sevr hortlatılıyor bugün. Müslüman İsrail, Hıristiyan Ermenistan ve Müslüman Türkiye olarak bölünmüş bir Türkiye yaratılmaya çalışıyor.
Bu topraklar yerli ve yabancı Parababaları için bir cennet, yoksul emekçi halkımız için ise bir cehennem haline getirildi. Emekçi Halkımız madenlerde, fabrikalarda, inşaatlarda, iş cinayetleriyle katlediliyor.
Köylümüz tohum alamaz, kendi tohumunu üretemez, toprağına ürün ekemez, ektiği ürünü kaldıramaz durumda. Yerli tohum bırakmadılar, yerli tohum üretimini yasakladılar, Yabancı Parababalarının kasalarını doldurmak için.
Mustafa Kemal’in 19 Mayıs’ı hediye ettiği, geleceğimiz gençliğin geleceğini yok ediyorlar, umutlarını söndürüyorlar. Eğitimi-Öğretimi sadece parası olanın yararlanabileceği bir kurum haline getiriyorlar. Üniversite gençliğini eğitimli işsizler ordusuna dönüştürüyorlar. Bu gerici ve vurguncu düzene karşı Haziran-Gezi İsyanı’nımızda olduğu başkaldıran yiğit gençliğimizi de, acımasızca öldürüyorlar, yaralıyorlar, işkence ediyorlar.
Yarımız olan, Kurtuluş Savaşı’mızda en ön safta mücadele eden, cepheye silah taşıyan, işgalci emperyalistlere karşı savaşan kadınlarımız Tayyipgiller iktidarıyla birlikte eve kapatılmaya, sindirilmeye, sosyal yaşamdan tecrit edilmeye ve ikinci sınıf insan konumuna sokulmaya çalışılıyor.
Karanlığı yaratan dahili ve harici bedbaht AB-D Emperyalistleri ve Ortaçağcılar, tüm güçleri, azgınlıkları ve saldırganlıkları ile halkımızın karşısındalar ve karanlığa doğru yol alıyorlar.
Dolayısıyla emperyalistlerin ve onların yerli ortaklarının halkımızı 96 yıl öncesine götürmeye çalıştıkları, Kurtuluş Savaşı’nın ilk kıvılcımı olan 19 Mayıs’ın ruhunu, tozunu ve izini silmeye çalıştıkları bugünlerde, 19 Mayıs’ı kutlamak, 19 Mayıs’ın mimarı Mustafa Kemal’in eserlerine sahip çıkmak her zamankinden çok daha anlamlıdır. Hele bugünlerde İkinci Kurtuluş Savaşı şiarını yükseltmek, mücadelesini vermek, 96 yıl önce karanlıkları yakan ışık etkisi yapacaktır.
Nasıl ki 96 yıl önce Mustafa Kemal bir an olsun umudunu kaybetmemişse, sürekli umudunu, halkına olan güvenini, emperyalistlere olan kinini hep bilemişse, bu karanlık günlerde yapılması gereken de budur. Umudunu kaybetmeyeceksin, inancını yitirmeyeceksin, halkına olan güvenini asla kaybetmeyeceksin, AB-D Emperyalistlerine ve yerli satılmışlara kinini hep bileyeceksin. Bu yapıldığı zaman görülecektir karanlığın sonundaki ışık. Bu ışık yakalandığı zaman Mustafa Kemal’in Bursa Nutku’nun gereği yerine getirilebilir. O zaman Halklarımız “Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır deme”z. “Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla” Sevr’e gidişe dur diyebilir.
96 yıl önce Mustafa Kemal ve Birinci Kuvayimilliyeciler, Birinci Kurtuluş Savaşı’mızın Kurmay Heyetini oluşturdular, halklarımıza önderlik ettiler, yol gösterdiler. Sadece halklarımızın bir adım önündeydiler, birlikte mücadele ettiler, birlikte öldüler ve zaferi birlikte göğüslediler.
İkinci Kurtuluş Savaşı’mızın önderliği tarihen; “Vatan aşkını söylemekten korkar hale gelmektense ölmek daha iyidir” diyen Hikmet Kıvılcımlı’nın gerçek düşünce oğulları ve kızları Halk Kurtuluş Partililerin omuzlarına yüklenmiş durumda. Kuvayimilliye Komutanı Hikmet Kıvılcımlı’nın devamcıları, İkinci Kurtuluş Savaşı’nı örgütleyecek, AB-D Emperyalistlerini bir daha geri gelmemek üzere inlerine gönderecek, Ortaçağcı İrticacıların halklarımızı uyuşturmasına son verecektir.
Ve İkinci Kurtuluş Savaşı’yla yakılacak ışık hiç sönmeyecek, karanlıklar bir daha geri gelmeyecektir. Buna inancımız tam.
Antiemperyalist Kurtuluş Savaşı’mızın ilk kıvılcımının çakıldığı 19 Mayıs 1919’un 96’ncı yıldönümü halklarımıza kutlu olsun. 19 Mayıs 2015
Halkın Kurtuluş Partisi
Genel Merkezi