Kurtuluş Partisi Gençliği 7. Gençlik Kampı’nda buluştu
Kurtuluş Partisi Gençliği, her yıl düzenlediği Gençlik Kampı’nın 7’ncisini bu yıl 30 Temmuz-02 Ağustos tarihleri arasında İzmir’in Yamanlar semtindeki Karagöl Kamp Alanı’nda gerçekleştirdi.
İnsanlığın, bir parçası olduğu doğadan giderek uzaklaşmasına, düşmanlaşarak ona zarar vermesine karşı doğayla iç içe kolektif bir yaşam alanı oluşturma amacı taşıyan Kampımız, her yıl olduğu gibi birlikte öğrenmenin, üretmenin, eğlenmenin ve yoldaşlaşmanın ön planda olduğu dört gün yaşattı katılanlara.
Bunun yanında gerek siyasi eğitim seminerleriyle gerek spor aktiviteleriyle ruh ve beden eğitimi de sağlandı. Gündelik hayatta karşılaşılabilecek kazalar ve basit yaralanmalar karşısında neler yapılabileceğinin anlatıldığı ilkyardım eğitimi verildi.
HKP MYK üyelerinin de katıldığı Kamp’ta siyasi eğitim çalışmaları gerçekleştirildi.
Kampın 2. günü gerçekleştirilen “Toplumda Kadın-Erkek Eşit midir?” konulu forumda kadınların tarihsel süreçte toplumda egemen güçken nasıl ezilen cins konumuna geldiği; Kapitalizmin, Ortaçağcılığın ve Sosyalistlerin Kadın Sorunu’na yönelik bakış açıları üzerinde duruldu.
Kadın Sorunu’nun çözümünün sınıf mücadelesi temelinde değerlendirilmesi gerektiğini ve Feminizm gibi burjuva akımlarının kadınların kurtuluş mücadelesini ilerletmekten çok bu mücadelenin önüne set koyduklarını vurgulayan konuşmalar yapıldı.
Laiklik mücadelesinin Kadın Sorunu’nun ayrılmaz bir parçası olduğu vurgulandı.
Bir diğer eğitim seminerinin konusuysa “Kapitalizmin Sırtımızdaki Kamburu-Korkularımız, Kaygılarımız”dı.
Alanında uzman kamu emekçisi bir yoldaşımız tarafından yapılan sunumda, korkuların sebepleri, korku duygusunun oluşumu ve korkuları yenmeye dair öneriler anlatıldı.
Özellikle Kapitalizmin yarattığı işsiz kalma korkusu, gelecek kaygısı gibi durumların bireyci bir yaklaşımla yenilemeyeceği, örgütlü bir biçimde Sosyalizm için mücadele ederek etkisinin azaltılabileceği, sosyalist toplumda da çözüme kavuşturulabileceği vurgulandı.
“2015 Seçimleri ve Görevlerimiz” konulu seminerdeyse Kurtuluş Partisi Gençliği’nden bir yoldaşımız yaptığı sunumda, sosyalistlerin seçimlere bakış açısını ve seçimlere girme amaçlarımızı açıkladı.
Seçimlerin ardından Partimize ve Gençliğe büyük görevler düştüğünü ve birer devrimci önder olarak bu görevleri hakkıyla yerine getirmek için yapmamız gerekenleri Hikmet Kıvılcımlı’dan ve Genel Başkan’ımız Nurullah Ankut’tan alıntılarla anlattı.
Konuyla ilgili söz alan yoldaşlardan sonra Partimiz Başkanlık Kurulu Üyesi Gürdal Çıngı Yoldaş söz alarak seçim sürecini ve elde ettiğimiz başarının nedenlerini anlattı.
Gürdal Çıngı Yoldaş, geç olmayan bir tarihte (Kasım ayında) büyük olasılıkla Erken Seçim olacağını, buna şimdiden hazırlanmamız gerektiğine ilişkin MYK Kararını da hatırlatarak, görevlerimizi layıkıyla yerine getirmemiz gerektiğini, Halklarımızın Partimize duyduğu güveni pekiştirmekle yükümlü olduğumuzu anlattı.
Kamp’ın son gecesi olan “Ateş Gecesi”nde çeşitli atölyelerin kamp süresince hazırladıkları çalışmalar sergilendi. Halk oyunları atölyesinin çeşitli yörelerden sergiledikleri oyunlarıyla, tiyatro atölyesinin hazırladığı tiyatro oyunuyla, müzik atölyesinin seslendirdiği farklı bölge ve dillerden türküleriyle eğlence dolu bir gece yaşandı.
Hep bir ağızdan türküler söylendi, halaylar çekildi, şiirler okundu. Ağaç oyma ve karakalem resim atölyelerinde hazırlanan çalışmalarla bir sergi oluşturularak Ateş Gecesi’nde sergilendi. Kamp’ta bunların dışında balık tutma ve pankart atölyeleri de vardı.
Engelli parkur yarışmasında yoldaşlarımız biraz zorlanarak, eğlenerek fiziksel güçlerini ve dayanıklılıklarını test ettiler. Kayalıklara tırmanarak, sürünerek, ipte yürüyerek, sapan atarak hem kendi bedenlerinin neler yapabileceğini hem de takım ruhuyla davranmanın önemini gördüler. Sabah sporuyla güne dinç başlamanın, gündüz ve gece yapılan yürüyüşlerle şehrin kirli havasından, gürültüsünden uzakta doğayla baş başa kalmanın tadına vardılar. Yemeklerini birlikte yapıp birlikte yiyerek, bulaşıklarını birlikte yıkayarak, odunlarını, sularını birlikte taşıyarak bir komün hayatı provası yaşadılar. Geceleri ateş başında, çay eşliğinde edilen sohbetlerle, söylenen türkülerle yoldaşlarımızla dolu dolu saatler geçirdik.
Kamp’ın son günü geldiğinde, hepimizde böylesine içten, yoldaşlık bağları güçlü bir ortamda dört gün geçirmenin sevinci, bir dahaki Kamp’a kadar bir sene bekleyecek olmanın hüznüne karışmıştı.
“Kamp Değerlendirmesi”nde söz alan yoldaşların hepsi, Kamp’ta Yoldaş olmanın ne demek olduğunu bir kez daha anladıklarını vurguladılar.
Kampımıza ilk kez katılan yoldaşlarımız, Kurtuluş Partisiyle tanışmalarının kendilerinde yarattığı değişiklikleri, kazandırdığı özgüveni yaşadıkları somut olaylarla anlattılar. Ve Kurtuluş Partililerde gördükleri yoldaşlığın kendilerini nasıl etkilediğini vurguladılar.
Yeni yoldaşlarımız, şu an en büyük üzüntülerinin Kurtuluş Partililerle ve Kurtuluş Partisi’yle geç tanışmaları olduğunu vurguladılar.
Emperyalizmin tüm dünya ülkelerine kan kusturduğu böyle bir dönemde, dünyanın en sıcak günlerini yaşayan bölgede ve ülkede yaşıyor olmanın sorumluluğunun bilinciyle, Kamp’taki yoldaşlık ve kolektif mücadele ruhunun okullarda, fabrikalarda, mahallelerde, bulunulan her alanda hayata geçirileceğine dair söz verdiler.
Bu bölümde söz alan MK Üyemiz Tacettin Çolak Yoldaş, Lenin Usta’nın; “Hiçbir şey, insanları aynı dava uğruna mücadele etmek kadar yakınlaştıramaz” sözünü Kurtuluş Partisi Gençliği’nin verdiği mücadelede ve bu Kamp’ta da yaşayarak gördüklerini belirtti.
Partimizin Gençliğe duyduğu sonsuz güveni ve bunun Gençliğimizce nasıl kanıtlandığını somut örneklerle anlattı. Partimizin mücadelesinin mutlaka zaferle sonuçlanacağını vurguladı.
Çadırlar toplanıp Kamp alanı temizlendikten sonra yoldaşlar Kamp’ın tatlı yorgunluğu ve içlerinde daha da harlanmış mücadele ateşleriyle bölgelerine doğru yola çıktılar.
Kurtuluş Partisi Gençliği