Site rengi

Tasarım

Ne yazık ki emperyalist haydutların ve yerli hainlerin Kaz Dağları’ndaki katliamını durduramadık

10.09.2019
573
A+
A-

Ne yazık ki Kaz Dağları’nı Emperyalist Kanada Şirketi Alamos’un ve yerli işbirlikçisi Kaçak Saraylı Tayyip ve avanesinin talan ve katliamından kesince kurtaramadık.

Emperyalist Haydut ve yerli işbirlikçiler, doğamızı katletmeye ve zehirlemeye devam ediyorlar.

Daha önce de defalarca söyleyegeldiğimiz gibi; Tayyipgiller avanesi zaten bu vatanın ve halkın en ağulu düşmanları arasındadır. ABD Emperyalist Çakalları, zaten onları vatanımıza ve halkımıza bunca kötülüğü, bunca zulmü, bunca ihaneti yapıp etsinler diye devşirdi ve iktidara taşıdı. Bunlar da efendilerine karşı sadakatte ve hizmette kusur etmiyorlar.

Ne emir alırlarsa o emperyalist çakallardan, harfiyyen yerine getiriyorlar.

Peki neden kaynaklanıyor bu yenilgilerimiz ve başarısızlıklarımız?

Tek kelimeyle örgütsüzlüğümüzden…

 

Örgütsüz olunca da, sayımız on milyonları da geçmiş olsa, işte bir araya gelip etkin bir güç oluşturup ortaya koyamıyoruz. O emperyalist talancıların ve yerli hainlerin karşısına çıkaramıyoruz böyle bir gücü.

Dolayısıyla da başarısız kalıyoruz…

Hadi iktidar öyle diyelim. Ya Meclisteki muhalefet rolü oynayan Amerikancı Burjuva Partileri?

Onlar necidir?

Onlar da aynı yolun yolcusudur. Onlar da ABD ve AB Emperyalist Haydutlarının hizmetindedir. Onlar da vatanımıza ve halkımıza düşmanlık beslemektedir.

Kontrgerilla’nın Özel Örgütü, NATO milliyetçisi MHP ve onun şefi Kaçak Saray’ın Arka Bahçeli’si zaten şu an kaset tutsağıdır. ABD’nin ve Tayyipgiller’in isteği dışında parmağını bile oynatacak iradeye ve mecale sahip değildir.

İyi Parti, NATO’culuğu, dolayısıyla da Amerikan işbirlikçiliğini, programına kadar sokmaktan hicap duymamış bir emperyalist işbirlikçisidir.

Amerikancı Burjuva Kürt Hareketi’nin siyasi plandaki partisi HDP ise zaten orman, doğa, ağaç derdinde filan değildir. Onun geri planda dayandığı hareket olan PKK, Türk’e ait olan her şeye düşmandır.

Biliyorsunuz PKK, daha önce de birkaç kez yapmış olduğu gibi, kısa süre öncesinde de Muğla’da orman yangınları çıkardı. Devlet Kürt illerinde ormanları yakıyor, ben de Türklerin ormanlarını yakarım, anlayışıyla doğa katliamı yapmaktan hiç çekinmemektedir.

TESEV’ci, Sorosçu Kılıçdaroğlu liderliğindeki Yeni CHP ekibi ise, zaten bütünüyle ABD ve AB hizmetine girmiş bulunmaktadır. Onların da doğa, ağaç, yeşil duyarlılığı zerre miktarda olsun yoktur.

İşte bütün bu sebeplerden dolayı, Meclisteki muhalefet rolü oynayan Amerikancı Dörtlü Çete’nin, iktidardaki Tayyipgiller’den farklı bir tavrı olmamıştır Kaz Dağları’ndaki katliam karşısında.

Düşünebiliyor musunuz, arkadaşlar; aşağı yukarı 11 milyon civarında oy alan Yeni CHP, Kaz Dağları’ndaki katliamı protesto için “Su ve Vicdan Nöbeti” tutan duyarlı insanların yanına, onlar gibi çadır kurup günlerce direnebilecek bırakalım binleri, on binleri, on kişicik olsun gönderememiştir.

O nöbetler sürerken ne yapıyordu Sorosçu Kemal Efendi ve avanesi?

Nevşehir’in Gülşehir İlçesindeki bir otelde İl Başkanları ile toplantı yapıyordu.

Adamın gündeminde Kaz Dağları ve oradaki katliam filan yok. Diyor ki; seçimlerde belli bir mesafe katettik, asıl görev bundan sonra başlıyor.

Yani adam başka havada…

Çanakkale Belediyesi, 25 gün kadar katliam karşısında duyarlı bir tavır sergiledi, biraz tutukça da olsa. Direniş mahallinin elektriğini, suyunu sağladı, seyyar tuvaletler yerleştirdi bölgeye ve direnişçilere açlık çekmeyecekleri oranda yemek verdi.

Ayrıca da şehir merkezinden günün belirli saatlerinde direniş mahalline gelmek isteyen duyarlı insanların taşınması için servisler koydu.

Tüm bu olumlu işleri muhakkak ki takdirle karşılamak gerekir.

Fakat arkalarında partilerinin yani Yeni CHP’nin desteği olmadığı için onların da bu süre sonunda solukları kesildi. Ve direnişe desteklerini sürdüremeyeceklerini belirttiler. Yapmış oldukları hizmetleri de durdurdular.

Burada, Fazıl Say’ın direniş alanında verdiği konseri de takdirle belirtmek durumundayız. Bu eyleminden dolayı da kendisini kutlarız. Gerçek bir sanatçıya yakışan tavrı koymuş oldu, tek başına da kalmış olsa.

Fakat işte hepsi gelip geçti…

Ve örgütsüz halkımızın direnişe desteği de bitme noktasına geldi. Bizim gibi göğsündeki devrimci inancından ve zihnindeki devrimci teorisinden başka hiçbir gücü olmayan bir avuç insanın da yapabilecekleri, sonuç almaya yeterli olamazdı ve olamadı da…

İçimiz kan ağlayarak da olsa, biz de direniş mahallinden ayrılmak durumunda kaldık.

Hep diyoruz ya; “Örgütsüz halk köle halktır, örgütlü halk yenilmez”, diye; işte devrimci kavganın binbir deneyinden çıkmış bu altın değerindeki özdeyişin taşıdığı gerçeklikle bir kez daha yüz yüze geldik. Yenildik, örgütsüz olduğumuz için, kitlelerle geniş, sıkı, organik bağlara sahip olmadığımız için.

Kaz Dağları’ndaki ağaç ve doğa katliamı, acıdır ki devam ediyor. Emperyalist haydutlar ve yerli hainlerden oluşan işbirlikçileri, altınlara tapınıyorlar çünkü. Başka hiçbir şey onların umurunda değil: Ne doğa, ne hayvan, ne insan…

Fakat direnişimiz hepten de boşa gitmiş olmadı. Her ne kadar oradaki katliam ve talan yavaşlatılarak devam ediyor olsa bile, başka alanlarda planladıkları haince yağma projelerinden şimdilik vazgeçtiklerini açıkladı Tayyipgiller.

Şöyle bir haber geçti ajanslardan:

“(…) Turizm cenneti Gökçeada’nın da dahil olduğu 1102 maden sahası ihalesi iptal edildi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na bağlı Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) tarafından yapılan açıklamada, “156. grupta ilan edilen 1102 adet sahanın ihalesi ileri bir tarihe ertelenmiştir” denildi.” (https://odatv.com/ve-gokceada-kurtuldu-18081949.html)

Demek ki arkadaşlar, direnişimiz bir ölçüde de olsa başarılı olmuş. Hiç değilse planlanan yeni katliamların yapılmasını bir süreliğine de olsa durdurmuş.

Eh, bu da bir kazanımdır.

Saygıdeğer arkadaşlar; Halkımız giderek uyanacak, bilinçlenecek ve örgütlenecek. Emperyalistler ve yerli hain taşeronları yenilecekler ve defolup gidecekler ülkemizden.

Halkın gerçek iktidarı kurulacak. O günler de gelecek muhakkak ki…

Öyleyse mücadeleye devam…

Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!

19 Ağustos 2019