Ortaçağcı gericiliğe, şiddet, taciz ve tecavüze karşı emekçi kadınlar mücadele ediyor!
HKP İstanbul İl Örgütü Kadın-Çocuk Komitesi olarak İşsizlik ve Pahalılığa Karşı Savaş Derneği (İPSD) ile birlikte “Ortacağcı Gericilik, Şiddet, Taciz, Tecavüz Kıskacında Kadın ve Çocuk” konulu bir konferans düzenledik. Konferansa konuşmacı olarak her ikisi de alanında uzman ve ülkemizin değerli bilim insanları olan Eğitim Bilimci Doc. Dr. Özler Çakır ve Psikolojik Danışman Cemal Akyürek katıldı.
Konferansa çağrı için hazırlanan davetiye dağıtımını, İstanbul’un çeşitli noktalarında halkımızla birebir görüşerek, sohbet ederek, onların da desteğini alarak başlattık.
Konferansa çağrı afişleriyle İstanbul’un çeşitli noktalarını baştanbaşa donattık.
28 Mayıs günü HKP Kadın ve Çocuk Komitesi ve Partili yoldaşlarla birlikte Kadıköy’de konferans davetiyelerimizi dağıttık. Stant açarak, Genel Başkanımız Nurullah Ankut’un kaleme almış olduğu, Kadın Sorunu’nun tarihsel kökenini, kadının nasıl ezilen-alt cinsiyet durumuna düşürüldüğünü ve sorunun çözümünü derinlemesine ve çok açık bir şekilde gözler önüne serdiği “Kadın İnsanlığa Geçiş Tarih Sosyalizm” kitabını Kadıköy Halkıyla buluşturduk. Ayrıca Kurtuluş Yolu gazetemizi de sloganlar eşliğinde halkımıza ulaştırdık.
Konferansımız 29 Mayıs Pazar günü saat 14.00’da Birleşik Metal-İş Sendikası’nın Bostancı’daki Konferans Salonunda gerçekleşti. Konferansımız devrimci kadın önderlerimiz, Kurtuluş Savaşı’nda cephede ve cephe gerisinde kahramanca savaşan yiğit kadınlarımız, İnsanlığın Kurtuluş Davasında hayatını kaybeden devrimci kadınlar için saygı duruşuyla başladı. Ardından konferansın yöneticisi olan HKP İl Başkanı ve İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Avukatı Pınar Akbina açılış konuşmasını yaptı. İl Başkanımız Pınar Akbina açılış konuşmasında bazı güncel istatistikleri paylaşarak kadının maruz kaldığı şiddet, taciz, tecavüz konularına değindi. Ardından sözü Doc. Dr Özler Çakır’a bıraktı.
Doc. Dr. Özler Çakır konuşmasına, kocası tarafından sürekli ve sistematik olarak şiddet gören, başka erkeklere pazarlanmaya çalışılan Çilem Doğan’ın hâkim karşısında yaptığı savunmayla başladı.
Çilem, kendisini öldürmek isteyen kocasından korunmaya çalışırken kocasını öldürmek zorunda kalan talihsiz bir kadındı. Belleklerimize “hep kadınlar mı öldürülecek?” sözleriyle kazınmıştı. İşte Çilem’in bu savunması, dinleyicileri hüzünlendiren aynı zamanda kadınlarımızın maruz kaldığı durumu tasvir eden bir paylaşım oldu.
Çakır, kadının bugünkü ezilen, acı çeken, ikinci sınıf cinsiyet, ikinci sınıf insan haline nasıl geldiğini-getirildiğini anlamak için kadınının Tarihteki toplumsal konumunun öğrenilmesi gerektiğine değindi. İlkel Komünal toplumun konakları olan Vahşet Konağı (bu konakta kendi içinde üç döneme ayrılır), Aşağı Barbarlık Konağı ve Orta Barbarlık Konağı’na kadar aslında toplumu yönlendirenin, üremeyi, neslin devamını sağlayanın kadın olduğunu belirtti. Ancak İnsanlığın Orta Barbarlık dönemiyle beraber üretim ilişkilerinin bir aşamasında ekonomik gücün erkeğin eline geçmesiyle kadının bu konumunu kaybettiğini belirtti. Bundan sonra artık toplumu erkeğin yönettiğini, kanlar-aşiretler arası savaşlarda yenilen toplumun malları, zenginlikleriyle beraber kadınlarının da yenen toplum tarafından alıkonduğunu, cariyeleştirildiğini ifade etti.
Kapitalizme geçişle birlikte Batı’da burjuva sınıfının, toplumun gelişiminin önünde bir engel olan, toplumun üzerine çöreklenen din baskısını Burjuva Demokratik Devrimlerle büyük oranda kaldırdığına değindi. Topluma, özellikle kadınlara kısmen de olsa bir rahatlama getirildiğini belirtti. Bizim ülkemizde ise sanayi devrimleri, Burjuva Demokratik Devrimi gerçekleşememiş, bunun yerine kapitalizmin tekelci aşaması, emperyalizm yani Batı gericiliği, daha kapitalizmle tanışma aşamasında hâkim olmuştur.
Aynı emperyalistlerin Osmanlı’yı Sevr Anlaşmaları’yla bölüp parçalama planlarına karşı Mustafa Kemal’in önderliğinde Birinci Antiemperyalist Kurtuluş Savaşı verilmiş ve zafer gelmiştir. Cumhuriyet devrimi gerçekleşmiş, kadınlara ve halka sınırlı da olsa özgürlükler ve laiklik getirilmiştir.
Cumhuriyet devrimi kapitalizm öncesi egemen olan Tefeci-Bezirgân sermayeyi ortadan kaldırmadığı için bugünlere gelindiğinde ideolojisi Ortaçağcı gericilik olan Tefeci Bezirgân Sermaye yeniden hortlamıştır. Kendisinin özlemini duyduğu Ortaçağa ülkemizi götürmek için politikalar yürütmektedir. Bu politikalar da ne yazık ki, her gün yaşayarak gördüğümüz gibi en çok biz kadınlara ve çocuklara acılar çektirmektedir.
Ustamız Hikmet Kıvılcımlı’dan aldığımız ideolojik birikimle, biz Kurtuluş Partililer bulunduğumuz her ortamda ülkemizin Ortaçağa götürüldüğünü haykırdık. On yıllardır laikliğe sahip çıkmamız bundandır, dedi Çakır. Biz halkımızı Ortaçağ karanlığına sürükleniyoruz, diye uyandırmaya çalışırken, laikliği savunurken, laiklik olmazsa bilim de, demokrasi de, özgürlük de olmaz diye haykırırken Sevrci Soytarı Sahte Solcular türbana özgürlük adı altında Ortaçağcılarla el ele kol kola eylemler yaptılar. Çakır, hep birlikte döşediler Ortaçağ karanlığına giden yolun taşlarını. Bugün de hepsi rüzgâr ne yöne eserse o yana eğilmeyi adet edinmiş bu güruh, daha yeni yeni laiklik demeye başladı. Onlara da günaydın, diyerek Sevrci Sol’un aymazlıklarını göze batırdı. Konuşmasının sonunda, kadınların kurtuluşu için tek yol örgütlenmek ve bizi mahveden bu düzene karşı mücadele etmektir, vurgusu yapan Çakır, James Oppenheim’ın Ekmek ve Gül adlı şiiriyle konuşmasını sonlandırdı.
Salondan “Halkız Haklıyız Kazanacağız!” sloganları ve alkışlar yükseldi.
Ardından etkinliğimiz sinevizyon gösterisiyle devam etti.
Sinevizyon gösteriminden sonra Çocuk İhmali ve İstismarı başlıklı, görsellerle de etkili ve canlı bir biçime kavuşturduğu konuşmasıyla Psikolojik Danışman Cemal Akyürek sözü aldı. Cemal Akyürek, çocuklarla ilgili bölümü ikiye ayırdı. Birinci bölümde çocuk ihmalinden bahsetti. Çocuğun fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarının ihmal edilmesinin çocuk üzerinde bıraktığı olumsuz etkilerden etkileri anlattı. Çocuklarımızın her türlü ihmalinin önlenebilmesi, her türlü maddi ve manevi ihtiyaçlarının giderilebilmesi ancak Sosyalist ülkelerde mümkündür, dedi. İçinde bulunduğumuz Parababaları düzeninde başta ekonomik sıkıntılar, işsizlik pahalılık gelmek üzere bu düzenin sonuçları olan imkânsızlıklar yüzünden aileler çocuklarının eğitim, sağlık gibi en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamamaktadırlar, diyerek sözlerini sürdürdü.
İhmal ve istismarın birbirinden ayrılamayacağını söyleyen Akyürek, ihmal edilen çocukların daha fazla istismar edildiğini dile getirdi. İstismarın da, çocukların ucuz işgücü olarak kullanılması, psikolojik istismar, cinsel istismar gibi çeşitleri olduğunu söyledi. Ülkemizin çocuk işçiler açısından ne yazık ki hiç iyi yerlerde olmadığını dile getirdi. Çocuklarımızı cinsel istismardan koruyabilmek, bunu anlayabilmek, onların bize anlatabilmesini sağlayabilmek için önemli ve aydınlatıcı açıklamalarda bulundu.
Akyürek, çocukların, kadınların kısacası tüm İnsanlığın acılar içinde kıvranmadığı, aydınlık bir gelecek temennisiyle konuşmasını noktaladı.
Programımız son olarak Sancaktepe İlçe Örgütümüzden küçük yoldaşımız Kardelen’in piyano dinletisiyle devam etti.
Pınar Akbina yoldaşımız, bu dinletiden sonra kapanış konuşmasıyla etkinliğin sona erdiğini duyurdu.
Gezi Direnişi’nin yıldönümüne denk gelen Konferansımızın emekçi kadınların mücadelesinde, kadının kurtuluşunda, bizlerin yolunu aydınlatması, emekçi kadınlara şevk ve coşku vermesi dileklerini iletti. Kadının kurtuluşunun İşçi Sınıfının kurtuluşundan yana olduğunu, tek çaremizin bizi ve çocuklarımızı Ortaçağ’ın karanlıklarına götürmek isteyen, şiddet, taciz ve tecavüz kıskacında acılar içinde kıvrandıran gericiliğe ve emperyalizme karşı mücadele etmek olduğunu vurguladı.
Kapanışın ardından salondaki dinleyicilerle hep birlikte “Bu Daha Başlangıç Mücadeleye Devam!”, “Kadının Kurtuluşu Sosyalizmde!” sloganları atıldı.
Biz de son söz olarak diyoruz ki, mademki yaşamın yarısı biziz kavganın yarısı da biz olacağız. 29.05.2016
Bu Daha Başlangıç Mücadeleye Devam!
Kadının Kurtuluşu İşci Sınıfından Bağımsız Degildir!
Kadının Kurtuluşu Sosyalizmde!
Halkız Haklıyız Kazanacağız!
HKP İstanbul İl Örgütü
Kadın-Çocuk Komitesi