Ortaçağcı gericilik yolunda yeni adım…
“Anadolu Lisesi kalmadı İmam Hatip verelim”
Tayyipgiller’in “dindar nesil” yaratma projesi son sürat devam etmekte. Son olarak özel okullara ibadethane koyulmasını zorunlu hale getiren yasa ile Ortaçağcı gericiliğin beslenme kaynakları okullara sokulmuştu. Milli Eğitim Bakanlığı, bu yıl ilk defa uygulanacak “Temel Öğretimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi (TEOG)” aracılığı ile puanı herhangi bir liseye yetmeyen öğrencilerin otomatik olarak evlerine en yakın yere kaydolmasını sağlayacak. Sistem sebebiyle istemeyen bir öğrenci İmam-Hatip Liselerine kaydettirilmiş olabilecek. Böylelikle geçtiğimiz senelerde düz liselerin Anadolu Lisesine çevrilmesiyle birlikte Siyasal İslam’ın, “Yeşil Kuşak Projesi”nin yuvaları olan İmam-Hatip Liselerinin tek alternatif haline getirilmesi projesinin en önemli adımı atılmış oldu.
Sistemle ilgili verilen bilgilere göre tercihler okul kodları ve okul türleri olarak iki grupta yapılacak. “A grubu” için öğrenciler tüm okul türlerini içeren 15 adet tercih, “B grubu”nda ise en az dört okul türü zorunlu olmak üzere okul türüne göre tercih yapmak zorunda. Sistemde puanlar kadar oturulan yer de değerlendirmeye alındığından dolayı, yakında bulunan okullarda zorunlu tercihler içine İmam-Hatip Liseleri de giriyor. A grubunda yerleşemeyen öğrenci, B grubunda en sonda İmam-Hatip lisesini yazsa bile, kontenjanların dolmasından dolayı İmam-Hatip Lisesine kesin kayıt yaptırmak zorunda kalıyor. Böylece dinî eğitim almak istemeyen veya farklı inançlara sahip olan öğrencilere dini eğitim dayatılarak, laik eğitimin tasfiyesi sürdürülüyor.
Konu ile ilgili görüş bildiren eğitimciler, öğrencilerin istediği yerde okuma haklarının ve dinî eğitim görmek yerine (zaten çok kısıtlı olan) bilimsel, laik eğitim görme haklarının ellerinden alındığını ve velilerin istemeden de olsa, yasalara aykırı olmasına rağmen ikametgâh değişikliğine gitmek zorunda kalacağını belirtiyorlar. Geçtiğimiz yıllarda da gerek ilköğretim, gerek lise bölümlerinde Alevi yurttaşların yoğunlukla yaşadığı mahallelerde İmam-Hatip okulları açılmış, açılan okullara tepki gösterilmişti. Ayrıca Türkiye’nin birçok ilinde çeşitli liselerin İmam-Hatip Lisesine dönüştürülmesi, veli ve öğrencilerin katıldığı protesto eylemleri ile karşılanmıştı.
İmam-Hatip Liselerinin önünü alabildiğine açan Milli Eğitim Bakanlığı, sadece otomatik yerleştirme uygulaması ile yetinmiyor, Kur’an Kursu için okulu bırakan öğrencilere sınavsız İmam-Hatip Liselerine geçiş yapma hakkı tanıyor. Daha önce de hafızlık eğitimi almak için Kur’an Kursuna giden öğrenciye ortaokula bir yıl geç kayıt yaptırma hakkı tanınmış ve 7 ilde 9 Anadolu İmam Hatip Lisesi “Hafızlık Lisesi”ne dönüştürülmüştü. 4+4+4 sisteminin de tamamen Ortaçağcı gericilik yuvalarını güçlendirme ve meşrulaştırma sistemi olduğu da bu şekilde daha fazla ortaya çıkmıştır.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, söz konusu tasarının yasalaşmasından hemen önce İmam-Hatip Liselerinin kayrılması ve ayrıcalıklı hale getirilmesi üzerine çalışmalarını açıkça itiraf etmiş ve “dindar nesil” çalışmasına vurgu yapmıştı. 3 Temmuz 2014 tarihinde Kadıköy Anadolu İmam-Hatip Lisesi’nde yaptığı konuşmasında, “İmam-Hatip okulları bir direniş ve direnç olarak meydana çıktı. İmam-Hatip okulları aslında bir düşüncenin, bir isyanın, bir fikrin deyim yerindeyse isyanıdır, bir itirazıdır. Bunun için ortaya çıktı. (…) Türkiye’de meslek liselerinde attığımız adımlar Anadolu ve Fen Liselerinde atılan adımlarla yoğunluk kazandı. Bunun bu hale gelmesinin nedeni MEB’dir. Bir ara nasıl Türkiye birincileri sizin içinizden çıktı, dereceler yapanlar sizden çıktı. İnşallah yine sizin içinizden derece yapanların çıkacağı günün hasret içerisindeyiz. Özellikle onu söylüyorum; artık bu okullardan edebiyle, ahlakıyla ülkesinin geleceği için milli değerlerine sahip çıkacak bir nesil yetişsin, derdimiz budur. Bunu sizinle başaracağız. Ben karşımda gördüğüm nesle inanıyorum” sözlerini kullanmıştı.
Tüm bu baskılara karşın, artık yönetme yeteneğini gittikçe kaybeden ve halkın sabrının sınırlarını zorlayan Tayyipgiller İktidarının bu yaptırımlarına karşı gençliğin mücadelesi sürecektir. Parasız, Bilimsel, Laik ve Anadilde Eğitim mücadelesi mutlaka başarıya ulaşacaktır ve Tayyipgiller İktidarının, öğrencileri İmam-Hatip’e mecbur bıraktığı, kafadan silahsızlandırdığı günler sona erecektir.
Taksim-Gezi İsyanı şehidimiz Ali İsmail Korkmaz’ın dediği gibi; “Korkacaksın, titreyeceksin, yıkılacaksın adi hükümet!”
Kurtuluş Partisi Gençliği