Site rengi

Tasarım

Türkiye İşçi Sınıfının Devrimci Sorumlulukları Nelerdir?

04.10.2017
617
A+
A-

ABD ve AB Emperyalizmi, Ortadoğu’da halkları yıkıma götüren “Büyük Ortadoğu Projesi”ni uygulamakta tereddüt etmiyor. Irak’ta, Libya’da ve Suriye’de yaptıkları zulüm ve işkence ortada. Ama Suriye Halkı ve müttefiklerinin direnişi ile Suriye’yi kan gölüne çevirmesine rağmen başarılı olamadı. Kendi yarattıkları Ortaçağcı İrtica örgütü İŞID’e karşı savaşı bahane ederek, Ortadoğu’daki üslerini genişletiyorlar ve sağlamlaştırıyorlar.

İşte bu nedenle diyoruz ki;  “Katil ABD Ortadoğu’dan Defol diyemeyenler ya Gafildir ya Hain!”.

Biz bu sloganı, devrime olan inancımızla haykırıyoruz.  Ama ne yazık ki Sol görünen anlayışlar, ABD ve AB Emperyalizmine karşı çıkamayan sefiller durumundalar. Kendi varlık nedenlerini inkâr ediyorlar. Yazık…

Oysa ABD ve AB Emperyalizmi ülkeleri ölüm tarlasına çevirmek için ve halkları birbirine kırdırmak için, silah tekellleri daha çok para kazansın diye savaşları kışkırtıyorlar.

Şimdi de Körfez ülkelerini birbirine kırdırmak için Katar’ı seçtiler. Türkiye İşçi Sınıfının karşı olmasına rağmen, işbirlikçisi AKP iktidarı 5000 Halk çocuğunu Katar’a gönderme kararı aldı. Türkiye Halkları bu oyunda piyon olmak, askerlerimiz ölsün istemiyorlar.

Ülkemizde halklarımız işsizlik ve pahalılık cehenneminde yanarken, özgürlükler yok edilirken, İşçi Sınıfımızın kazanılmış hakları gasp edilirken, kadına şiddet, çocuklara tecavüz en üst sınırda iken,  doğa ve çevre katliamları yaşanırken, İşçi Sınıfımız güvensiz çalışmadan dolayı iş cinayetlerine ve katliamlarına kurban giderken,  halklarımız bir de istemeden savaşlara gönderiliyor ve gençlerimiz,  askerlerimiz genç yaşta yaşamlarını kaybediyorlar.

Biz devrimciler, İşçi Sınıfımız ile birlikte bu gidişe dur demek zorundayız.  Kıyılarımıza vuran bebek cesetlerini ve mültecileri unutmadık. Bu da toplumumuzun bir yarasıdır. Sokaklarda dilenen, vücutlarını satan, kurtuluş diye denize açılıp denizde kaybolan ve ölen mülteciler bizim de sorunumuz.

Yunanistan’ın işgal ettiği 18 ada ile 1 kayalık gün gibi ortada iken AKP’giller’in sessiz kalmasına karşın duyarlı olmalıyız. İşgale karşı çıkmak devrimci bir görevdir. İşgal yıllarında İstanbul’dan Anadolu’ya sevkiyat yapan, cephanelikleri basan İşçi Sınıfımızın onurlu geleneği vardır. Bu gelenek bugün da devam edecek ve Yunanistan İşçi Sınıfına örnek olunacaktır. Sosyal şoven politikalarla mücadele etmek Yunanistan İşçi Sınıfının görevidir.

Bunların durdurulması için emperyalist savaşların durdurulması şarttır. Halklarımızın barış içinde bir arada yaşayacağı günleri yaratmanın yolu ülkelerdeki Parababaları düzenlerini ortadan kaldırıp yerine HALKIN İKTİDARINI kurmaktır.

Hepimize düşen görev budur.  Emperyalistlerin Büyük Ortadoğu Projesine karşı çıkmak, ölüm makineleri NATO’ya karşı çıkmak, mevcut üslerin kapatılmasını istemek, emperyalistlerin her geçen gün artan işbirlikçi iktidarlarının ve işbirlikçi örgütlerinin silahlandırılmasına karşı çıkmak insanlık görevidir.

Biz devrimciler, işçiler, yurtseverler bir araya gelir ve örgütlenirsek bu ablukayı kırarız.  Çünkü biz haklıyız. Sınıfsız ve sömürüsüz bir dünyada kardeşçe yaşamak ve halklarımızı özgür ve eşit mutlu bir aile olarak yaşatmak hedefimizdir.

Biz devrimciler bu hedefe ulaşmak için örgütlü olmak zorundayız. Biliyoruz ki; Birleşik Örgütlü Bir Halkı Hiçbir Kuvvet Yenemez!

 

İzmir’den Bir Yoldaş