Yeşil Gece…
Reşat Nuri Güntekin’in bir romanı olan “Yeşil Gece”, II. Meşrutiyet sonrasında eğitim alanında yaşanan Mahalle Mektepleri ile Modern Okullar arsasındaki çekişmeyi anlatır.
O yıllarda nakli bilimler denen, ezbere eğitimin, hafızlık eğitiminin, dini eğitimin, çağdaş eğitim karşısında durumu çok iyi betimlenir. Roman Kahramanı Şahin Bey’in kişiliğinde, modern eğitime dönüşüm, gerçekçi bir biçimde ortaya konur.
Reşat Nuri Güntekin bu romanda, Şahin Bey’in öğretmen olarak çalıştığı kasabadaki üretim ilişkilerini, eşrafı, ayanı anlatır. Bir yönüyle Tefeci-Bezirgân düzen anlatılır romanda. O yılarda yenilen Tefeci-Bezirgân Ortaçağcı ideoloji, bugün iktidarda ve 4+4+4 medrese eğitim düzeni dayatılıyor. Okullar, o yılların medresesi diyebileceğimiz İmam-Hatiplere çevriliyor. Diğer mesleklere ortaokul açma hakkı yok iken, yalnızca İmam-Hatiplere bu hak tanımlanıyor. Zaten Muğla AKP Milletvekili Ali Boğa’nın dediği gibi hedef, bütün okulları İmam-hatiplere çevirmek, bunu da açık olarak söylüyorlar.
Bugün, kendine solcuyum diyen bazı çevreler, eğitim alanındaki bu gericileşmeyi yalnızca muhafazakârlık olarak adlandırılıyorlar. Meselenin sınıfsal boyutunu göz ardı ediyorlar. “Zaten toplumun % 60-70’i muhafazakâr ne yapalım?” gibi bir yaklaşımda bulunuyorlar.
Bunun geri planında da dinci gericiliği, tarikatları bir sivil toplum hareketi gibi görmek olgusu yatıyor. Ünlü şair Can Yücel’in “Belgeli Murat” dediği Murat Belge ve taifesi, 12 Eylül 1980 Faşist Darbesi öncesi ve sonrasında bu konuda çok yazdı, çizdi. Kendine solcuyum, devrimciyim diyen pek çok çevre bundan etkilendi. Sivil Toplumculuğun, emperyalizmin kontrolünde geliştiğini çok iyi biliyoruz. Bunlar, hükümetlerden güya bağımsız ama emperyalistlerle muhabbeti olan örgütler, AB ve ABD kaynaklarından fonlanan örgütler. Kimlerin parasını alıyorlarsa ona göre politika yapıyorlar.
Ülkemizde laik, modern okulların açılması ve varlığını sürdürmesi kolay olmamıştır. Çağdaş eğitimin simgesi olan Köy Enstitülerine, egemen sınıflar ancak 10 yıl dayanabilmişlerdir. Milli Eğitimde, 1940’lı yıllardan itibaren ABD’li uzmanlar her zaman yönlendirici durumda olmuşlardır. Bilimsel, laik eğitim zaman içinde yozlaştırılmaya çalışılmıştır. Bu yıllara kadar az da olsa çağdaş eğitim hayatımız olabilmiş ise bunu Köy Enstitülerine borçluyuz.
“Yeşil Gece” adlı roman, tam da bugünlerde okumamız gereken bir roman. Anasını boyayıp babasına satan, üretimden kopuk bir sınıf olan Tefeci-Bezirgânlık dini nasıl istismar ediyor, zoru görünce neler yapıyor, burada anlatılıyor. Ülkemizin son yüzyılını, bu romanı okuyunca daha iyi anlayacağımıza inanıyorum.
Kurtuluş Partili
Bir Eğitim Emekçisi