Anıtkabir’de Organize Edilen Şeriatçı Kalkışmalar Suçtur

26.09.2025
355
A+
A-

Av. Tacettin Çolak

Anıtkabir’de Organize Edilen Şeriatçı Kalkışmalar Suçtur

 

Bu suçun işlenmesini AKP örgütleri organize ediyor. Anıtkabir Komutanlığı’ndaki görevliler de sessiz kalarak ya da icazet vererek suça ortak oluyorlar.

Tayyip Erdoğan’ın katıldığı her resmi törende, AKP il ya da ilçe örgütleri tarafından cebine para konulan insanlar Anıtkabir’e getiriliyor. Normal koşullarda resmi törenler sırasında içeriye sivil vatandaşlar alınmazken, bu güruh, Tayyip lehine slogan atmaları için 2019 yılından bu yana törenden önce Anıtkabir’e mozole önüne dolduruluyor.

Önceleri sadece “Recep Tayyip Erdoğan” diye bozuk ritimlerde bağıranlar, sonraları sloganlarının içeriğini de değiştirmeye başladılar. Bu yıl ise “Ümmetin Umudu Tayyip Erdoğan” diye bağırdılar. Hatta bir kadın “hüloğğ”cu, mozole önünde taşkınlık yaparak benzer sloganlar atmaya kalkıştı.

Oraya getirilen “hüloğğ”cuların kendiliğinden hareketi değildir bunlar…

Bizatihi slogan atma görevi verilerek araçlarla taşınarak getiriliyorlar.

Resmi törene katılanlar bütün bunlara seyirci kaldığı gibi, Tayyip de eliyle bu güruhu selamlıyor yani hoşuna gidiyor. Tayyip, önceleri resmi törenlere katılmazken, böyle organizasyonları uygulamaya koyduklarından bu yana katılır oldu.

Bu yıl ANKA Haber Ajansı’nın mikrofon uzattığı ve videosunu yayınladığı görüntülerde bir kadın; AKP Kadın Kolları’nda çalıştığını söyleyerek; Otobüsle geldik. AK Parti’nin kadın kolları mahalle temsilcisiyiz, onların servisiyle geldik”, diye safça açıklama yaptı.

Kadının gazetecilere konuştuğunu gören başka bir kişi; “Neden konuştun?”, diye azarlıyor ve diğer vatandaşların konuşmasına engel oluyor.

Bütün bu rezil hareketler, aynı zamanda Mustafa Kemal’in manevi hatırasına ve Laiklik ilkesine meydan okuma amaçlıdır. AKP’giller’in “Tayyipistan Faşist Din Devleti”ne giderken Cumhuriyet’e ve onun kurucu önderine karşı iradi bir şekilde geliştirdikleri saldırılardır.

Oysa 2524 sayılı Anıtkabir Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanuna göre Anıtkabir’deki her türlü denetim ve hizmetten Genelkurmay Başkanlığı sorumludur.

Yani bütün tören ve ziyaretlerin askerlerin denetiminde olması gerekir.

Diğer yandan anılan yasanın ikinci maddesi uyarınca hazırlanan “Anıtkabir Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Yönetmelik”in 35’inci maddesine göre; “Anıtkabir’de, ancak Atatürk’e saygı için çelenk konabilir, tören düzenlenebilir. Başka amaçlarla; tören, yürüyüş ve gösteri düzenlenemez, çelenk konamaz. Anıtkabir’in manevi varlığına yakışmayan her türlü tavır, hareket, söz, yazı ve davranışlara izin verilmez.”

Bu mevzuat hükümlerine rağmen, Anıtkabir’in yönetimi ve denetimi, Tayyip’in korumaları başta olmak üzere polise ve AKP’li yöneticilere devredilmiş durumda.

Anıtkabir’de yaşanan bir başka rezillik de var.

Törene katılmakla görevli olan askerlerin isim listeleri polisler tarafından kontrol ediliyor. Aileleri ile gelenler geri gönderiliyor. Bunlar yetmiyormuş gibi askerler bir de elle üst aramasından geçiriliyorlar. Bu uygulamanın ne kadar rencide edici olduğu çok açık. Tabiî bir de bu uygulamayı yapanların ne kadar korku içinde oldukları da görülüyor.

Tabiî anlayanlar için…

Zira 15 Temmuz kanlı ganimet paylaşım savaşından sonra kışlaların önüne çöp kamyonları çekerek o zamandan başladılar orduyu itibarsızlaştırmaya. Tabiî ordu mensuplarının da kimisi bizzat bunların militanı oldu. Olmayanlar da tam teslimler.

Yani Mustafa Kemal ve Cumhuriyet’in ordusu olmaktan fersah fersah uzaklaştılar. Dolayısıyla bu onursuzluk karşısında sessiz kalıyorlar. “Ben Mustafa Kemal’in askeriyim, ne hakla sen benim üstümü ararsın”, diye tepki veren tek bir kişi bile çıkmıyor o anda.

Ama Türk Ordusu’nun Jön Türk-Genç Türk Geleneği vardır. Bunun tümüyle ortadan kaldırılması söz konusu bile değildir. Bu Devrimci Gelenek, yüzyıllar boyu sürecektir. Ki bunun örneklerini de biliyoruz geçen yıldan…

Anıtkabir Komutanlığı, yine aynı tarihten bu yana Halkın Kurtuluş Partisi’nin Kalpaklı Mustafa Kemal fotoğrafları ile “Bağımsızlık Benim Karakterimdir” sözüne yasak koymaktadır. Bu yasağa karşı yaptığımız hukuki girişimlerde, karşımıza hep (bir aykırılık olmadığı halde) yukarıda belirtilen yönetmeliği çıkardılar. Fakat AKP’giller’in açıktan yaptıkları bu siyasal eylemler karşısında aynı yönetmeliği unutuyorlar.

Sonuç olarak; son yıllarda Anıtkabir’de düzenlenen resmi törenlerde bindirilmiş kıtalarla Tayyip lehine slogan atılması saygısızlıktan öte suçtur. Hele hele “ümmetin umudu” seklinde sloganlar atılması, attırılması ve slogan atılmasına müdahale edilmemesi de Anayasa’nın Laiklik ilkesinin ihlalidir. Bu eylemler, 2820 sayılı Siyasi Partiler Yasasının 85, 86, 87 ve 88’inci maddelerinde öngörülen hükümlere aykırıdır. Dolayısıyla yaptırımı vardır.

En başta yönetmelikte belirtilen; “Anıtkabir’in manevi varlığına yakışmayan her türlü tavır, hareket, söz, yazı ve davranışlara izin verilmez”, hükmünü uygulamayarak bu davranışlara izin verenler suçludur.

Evet, bugün Anıtkabir’deki bu suçun işlendiğini öğrenir öğrenmez yaptırım uygulamak için hemen harekete geçecek bir yargı bırakmadılar. Cumhuriyet’in kurucusunun mezarı başında Cumhuriyet’e meydan okunmasına sessiz kalan “Cumhuriyet”(!) savcıları var artık.

Ancak bu devran böyle gitmez, gitmeyecek.

Sorumlular er geç hesap verecekler.

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.