Gezi Şehidi Abdullah Cömert’in katili yine tutuklanmadı
Abdullah Cömert, Hatay’da Gezi İsyanı sırasında polisin attığı gaz fişeği ile katledilen ilk şehidimizdir.
Abdocan’ı katleden polisin yargılanması Hatay’dan alınıp Balıkesir’e taşınmıştı. Polis de Mersin’e tayin edilmiş ve sorgusunun görev yaptığı Mersin’de SEGBİS sistemi ile yapılmasına karar verilmişti. Balıkesir’de yapılan ilk iki duruşmada mahkeme başkanının keyfi ve yanlı tutumları yüzünden ve özellikle de Abdocan’ın ailesinin avukatlarının son derece hukuki ve haklı istemlerinin reddedilmesi nedeniyle sanık polisin sorgusu SEGBİS sistemi üzerinden yapılamamıştı.
Yine duruşmaların dinleyicilere kapatılmak istenmesi, hatta avukatların dahi salona sınırlı sayıda alınmak istenmesine karşı önceki duruşmalarda ciddi mücadeleler verilmiş ve sonunda da mahkeme geri adım atmak zorunda kalmıştı.
1 Nisan 2015 günü üçüncü duruşma yapıldı. Mahkeme Başkanı; bu duruşmada da daha baştan yine avukatlara yönelik engellemelere girişti. Bu duruşmada da avukatların çapraz sorguda kullanacağı bilgisayarlara taktı. Sorgu yapacak avukatların önündeki bilgisayarların kapatılmasını istedi. Avukatlar kararlı bir şekilde itiraz ederek, mahkeme başkanının bu isteğinin “adil yargılanma ve silahların eşitliği ilkesine” aykırı olduğunu belirtip, “o zaman savcının önündeki bilgisayarın da kaldırılması gerekir” dediler.
Bu arada avukatlar duruşma salonunda silahlı polislerin olduğunu belirtip, “madem mahkemenin inzibatını sağlıyorsunuz buna da gerekli işlemi yapın” dediler, mahkeme başkanına. Polisler ise aceleyle salondan kaçtılar. Ama mahkeme başkanı herhangi bir işlem yapmadığı gibi, duruşmaya silahla girerek suç işleyen polisleri de kayırmış oldu.
Bunun üzerine avukatlarca; mahkeme başkanının taraflı davrandığına ve polisleri kayırdığına dair tutanak tutuldu.
Bu uzun mücadelelerin sonunda avukatların önündeki bilgisayarın açık kalması kabul ettirilince sanığın sorgusuna geçilebildi. Özellikle Hataylı avukatlar, Abdocan’ın vurulduğu yeri ve olay anını çok iyi bildiklerinden çarpraz sorguda, dosyadaki CD görüntülerini de izleterek sanık polisin Abdocan’ı arkadan, hedef gözeterek ve öldürmek kastıyla ateşlediği gaz fişeği ile öldürdüğünü kanıtladılar.
CD görüntüler izlenirken, Abdocan’ın annesi fenalık geçirdi ve hastaneye kaldırıldı.
Sorgu sonunda, katil polisin tutuklanması talebinde bulunuldu. Ancak yine beklendiği gibi mahkeme, tutuklama istemini reddetti. Duruşmayı 12 Haziran 2015 gününe erteledi.
Duruşma çıkışında aile tarafından yapılan basın açıklamasında; bu dava için her duruşmaya geliş gidişte 2600 km yol kat ettiklerini, dava nereye kaçırılırsa kaçırılsın katillerin peşini bırakmayacaklarını, adalet arayışına devam edeceklerini belirttiler.
Gerçekten de günümüzde siyasileri eleştirmenin dahi tutuklama nedeni sayıldığı bir dönemde, gencecik bir insanı, daracık bir sokakta, bir avcının bir kuşu vuramayacağı soğukkanlılıkla katleden birisinin salt polis memuru diye tutuklanmaması, bu ülkedeki adalet mekanizmasının çöktüğünü göstermektedir.
Aynı çöküntü, Ali İsmail Korkmaz’ın, Ethem Sarısülük’ün ve Mehmet Ayvalıtaş’ın davalarında da yaşanmaktadır. Bu davanın sonucu aşağı yukarı bellidir. Sanığa en hafifleştirilmiş bir ceza verilecektir. Ancak ne olursa olsun bu davaların peşini bırakmayacağız. Katiller ve destekçileri halkın adaletinden kaçamayacaklardır.
Kurtuluş Partililer