Site rengi

Tasarım

PAME’den Sarı Sendikacılığın uluslararası planda bayraktarlığını yapan ETUC teşhiri: “ETUC Yönetimi’nin Altın Çocukları”

03.07.2019
600
A+
A-

“Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC)” Kongresi Mayıs 2019’da yapıldı. Bu kongre, Avrupa Birliği’ni ve Avrupa Sosyal Demokrasisi’ni güzellemekten fazlası değildi ve tabiî ki işçilerin ihtiyacına yönelik sonuçlar da çıkmadı.

Bunun yanında, “Yaşasın Sendikalar!” diye bağıran Jean Claude Juncker gibilerinden başkasının katılımına da tanık olmadık.

Bir taraftan da ETUC’u mali olarak destekleyen ve kucaklayan Avrupa Komisyonu, grev hakkı ve toplusözleşme hakkı gibi haklarımıza, işçi haklarına saldırmaya devam ediyor. Elbette bu bir tesadüf değil…

ETUC Sekreteryası’ndaki 5 üyeye daha yakından baktığımızda, anlıyoruz ki bu sadece bir tesadüf değil. ETUC yönetimi işçi karşıtı önlemlerin uygulanmasında uzmanlaşmış, kapitalistlerin hizmetinde olan ve hepsini toplasanız 5 yıllık gerçek iş yaşamı olmayan Brüksel bürokratlarından, yöneticilerinden oluşmaktadır.

Buna karşılık, içlerinden biri, sadece bir eyleme katıldığını övüne övüne anlatırken; hepsinin Brüksel’de, AB’nin ve sosyal demokrasinin birçok komisyonunda, kurumlarda ve hükümet pozisyonlarında olağanüstü tecrübeleri vardır.

ETUC’un yayınladığı, ETUC Yöneticilerinin özgeçmişlerinde şunları görüyoruz:

İrlandalı Esther Lynch, ETUC Genel Sekreter Yardımcısı, kariyerine Sosyal Politikalar Bakanlığı’nda Politik Danışmanı olarak başladı, 1991-1993 ve sonrasında ITUC İrlanda’da hukuki danışmanlık dahil birçok pozisyonda görev aldı.

İsveçli Per Hilmersson; ETUC’un Genel Sekreter Yardımcılığına atanmıştı. Özgeçmişine göre “(…) 19 yıl AB bünyesinde, çoğunlukla sendikalarla ile ilgili konularda çalıştı. Çoğu zaman Brüksel’de yaşadı ve İsveç Sendikaları Konfederasyonu, Avrupa Sosyalist Partisi, Avrupa Komisyonu ve Avrupa Parlamentosu için çalıştı.”

Özgeçmişine daha yakından baktığımızda, AB kurumlarının çeşitli pozisyonlarında görev aldığını, İsveç’te sosyal demokrat partilerden sendikalara transfer olduğunu görebiliyoruz. Gerçekte, Avrupa sosyal demokrasisinin profesyonel bir yöneticisi olan, yaşamında bir gün bile AB ofisleri dışında çalışmamış ve şu anda “işçileri savunmak için” ETUC’un yönetiminde yer alan biri hakkında konuşuyoruz. Sadece Per Hilmersson mu?

Belçikalı Ludovic Voet Konfederasyon Sekreteri olarak seçilmişti ve özgeçmişinde:

“2011’de eğitimini tamamlayan Ludovic, Belçika hükümeti tasarruf (kemer sıkma) politikalarına karşı yapılan büyük sendika eylemine katıldı ve işçi haklarını savunma konusunda kariyer yapmaya karar verdi.” ifadeleri yer alıyor.

1 (Bir) işçi eylemine katılmış olması gerçekten etkileyici. Tabiî ki özgeçmişinin tamamına bakıldığında, araştırmalarının, politik veya sendikal pozisyonlarının dışında bir tek iş bulamıyoruz. Sadece bir eyleme katılan bir diğer profesyonel sendikacı…

Son olarak bir de Konfederasyon sekreteri seçilen ve aslında biraz çalışma deneyimi olan Estonyalı Liina Carr’dan söz edelim, o da en az diğerleri kadar ilginç.

Ancak onun iş tecrübesi biraz garip. Özellikle, İngiltere’de öğrenim görürken birçok şirkette ve farklı pozisyonlarda çalıştığını görüyoruz. Buradan finans sektöründe küçük bir iş tecrübesi var ve ardından, 2002’de kendisini Estonya’nın AB’ye entegrasyonu için çalışan Estonya Sendikaları’nın çeşitli kurullarında buluyor. Sonra, 2015’te ETUC Konfederasyon Sekreterliğinde görev yapıyor. Göçmenlere yönelik acımasız anlaşmaların yanı sıra AB’nin birkaç ticaret anlaşmasına da katıldığı için 2019’da yeniden seçiliyor. Aynı zamanda 2004’ten beri Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi’nin Başkan Yardımcısı ve zorbalık ve pislikle dolu, işçi düşmanı bir tarihe sahip AB’nin birkaç komisyonunun üyesi.

Fransız Isabelle Schömann, üçüncü Konfederasyon Sekreteri, esas iş tecrübesi 2016’da Avrupa Komisyonu’nda müsteşarlık. Bundan önce ETUI Enstitüsü’nde araştırmacı olarak çalıştı. 1988-1991 yılları arasında farklı firmalarda çalıştığını belirtiyor.

Özetleyecek olursak, ETUC Demokrasi ve İşçi Sınıfından bahsederken, tek iş tecrübesi Avrupa Komisyonu ya da AB’nin çeşitli komitelerinde yer almak olan sosyal demokrasinin altın çocuklarından oluşan bir önderliğe sahiptir. Bu, İşçi Sınıfının haklarını korumakla alakası olmayan bir önderliktir çünkü bu yönetim AB tarafından atanmıştır. Bunlar “işçi aristokrasisi” bile diyemeyeceğimiz aristokratlardır, çünkü asla işçi olmadılar, asla fabrika içinde bulunmadılar. ETUC, kapitalistlerin ve Avrupa Komisyonu’nun hizmetinde yüksek maaşlı bürokratlar üretme mekanizmasıdır.

Başkanına yılda 100.000€ ödeyen GSEE’de (Yunanistan Genel İşçi Sendikaları Konfederasyonu) ETUC üyesidir!

 

Atina, 10 Haziran 2019