Suriye Ve Türkiye Halkları Kazanacak!
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç, 27 Şubat 2015 tarihinde Eğit-Donat ile ilgili kısa bir açıklama yaptı. Bilgiç, “1 Mart itibariyle Eğit-Donat’ın başlayacağını söyleyebilirim. Teknik detaylar konusunda herhangi bir paylaşımda bulunamayacağım” diyerek sözlerini tamamladı.
Başhaydut ABD ve bölgedeki en önemli işbirlikçisi olan AKP hükümeti, Suriye’yi BOP kapsamında bölmek ve parçalamak için yeni hazırlıklar yapıyorlar. Planın detayları henüz resmi olarak herkes tarafından bilinmiyor olsa da amaçlarının Beşşar Esad rejimini yıkmak ve BOP Kürdistanı’nı Akdeniz’le buluşturmak olduğunu biliyoruz.
Daha önce Suriye’ye karşı, Türkiye ve dünya halklarından gizli bir şekilde lojistik açıdan desteklenen bölgedeki işbirlikçi insan kasapları, bu kez profesyonel askerler tarafından aleni olarak eğitilecek, silahlandırılacak ve Suriye üzerine salınacaklar. Elbette bu planın bu kez açık bir şekilde yapılması nedeniyle saldırıların daha kapsamlı bir şekilde olacağı net bir şekilde görünüyor.
Tayyipgillerin talimatları doğrultusunda Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından gerçekleşen “Şah Fırat” operasyonun gerçekleşme sebebi de bu şekilde kendiliğinden ortaya çıkıyor aslında.
Suriye sınırları içerisinde bulunan ve Lozan ve Ankara Antlaşmaları ile Türkiye toprağı olarak belirlenen bir bölgede yer alan Süleyman Şah Türbesi ve Saygı Karakolu, “bölgedeki silahlı grupların TSK personelinin güvenliğini tehdit ettiği gerekçesiyle” Türkiye sınırlarına yakın bir bölgede yer alan Eşme Köyü’ ne taşınmış ve operasyon esnasında da bir askerimiz şehit düşmüştü.
Şah Fırat Operasyonu’nun asıl sebebi ise Süleyman Şah Türbesi nedeniyle BOP Kürdistan’ı sınırları içerisinde kalacak olan Türkiye toprağını ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin varlığını stratejik olarak ortadan kaldırmaktı.
Süleyman Şah Türbesi’nin tahliye süreci de bir hayli ilginçti. Operasyon haberlerini burjuva basınından takip edenler, Şah Fırat’ın “dünyanın en başarılı askeri bir operasyon” olduğu izlenimine kapıldılar diyebiliriz.
Hâlbuki operasyon dedikleri; tamamen AB-D çıkarları gereği, pılını pırtısını toplayıp bölgeden kaçan AKP Türkiyesi’nin trajikomik bir teslimiyetiydi.
Ancak Tayyipgiller bu teslimiyeti bile kendi lehlerine bir propaganda aracı olarak kullanma cesareti gösterebildiler.
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, Şah Fırat Operasyonu sonrasında konu ile ilgili yaptığı basın açıklaması gözden geçirilmeye değer.
Davutoğlu’nun yaptığı açıklamalardan bir bölümü şöyle;
“Bu operasyon kararı hukuk devleti içerisinde Ankara’da alınmıştır. Hiçbir merciden ne izin ne yardım talep edilmiştir. Karar ve talimat Türkiye Cumhuriyeti’nden alınmış, TSK tarafından uygulanmıştır. Çatışma söz konusu olmamıştır, sivil bir kayıp olmamıştır. Bu bizim kararımızdır, önümüze ne çıkarsa çıksın bu karar uygulanacaktı. Suriye içerisinde bir toprak bizim kontrolümüz altındadır. Karakozak’taki bayrak inmeden, başka bir yerde Türk bayrağı dalgalanmaya başlamıştır. Suriye içerisindeki Türkiye toprağı silahlı kuvvetler kontrolü altındadır.”
“Operasyon anından itibaren 21.00 itibariyle bütün taraflar biliyorlardı ki bu operasyona yönelik her hangi bir müdahale en sert şekilde karşılık görür, vazife sonucu ne olursa olsun yerine getirilir. Bunun bilinmesi suretiyle Türkiye’nin caydırıcı gücünden herkesin haberdar olduğu ve bunu yakınen bildiği için çatışma söz konusu olmadı. Sivil bir kayıp söz konusu olmamıştır. Tek askerimizin kaybı da kaza suretiyle olmuştur. Bu bizim kararımızdır, önümüze kim çıkmış olsaydı da bu karar uygulanacaktı. Bu konuda milletimizin, hem hükümetimize hem silahlı kuvvetlerimize güvenmesini, bundan sonra da ne zaman her hangi bir emanete sahip çıkmak gerekirse ve ne zaman ülkemizin istiklali ülkemizin bekası için her hangi bir adım atmak gerektiğinde, hiçbir tereddüde mahal verilmeyeceğinin de bilinmesini isterim.”
Twitter’daki hesabı üzerinden operasyonu değerlendiren Erdoğan da;
“Şah Fırat Operasyonuyla, Süleyman Şah Türbesi ve Saygı Karakolu’ndaki tüm emanetler ve askerlerimiz, salimen ülkemize getirilmiştir. Bu son derece başarılı operasyonu gerçekleştiren Hükümetimizi ve Silahlı Kuvvetlerimizi, şahsım ve milletim adına tebrik ediyorum.” diyerek operasyonun kendilerince başarılı olduğuna dikkat çekmeye çalışmıştı.
Daha önce birçok kez Süleyman Şah Türbesi’nin, IŞİD vb. gruplar tarafından vurulacağı haberlerine karşılık “Bu haberler uydurma haberlerdir. Böyle bir saldırının olması mümkün değildir. Böyle bir saldırının olması durumunda da Türkiye Cumhuriyeti gerekli adımları atacaktır.” açıklamaları yapan Erdoğan, ABD ile yapılan “Eğit-Donat” anlaşmasından sonra vatan toprağının terk edilmesi konusunda başrolleri oynamıştır.
Tayyipgiller vatan toprağını terk ederek vatana ihanet suçu işlemişlerdir. Eğit-Donat operasyonu ile de bunca yıllık “Savaş Suçlusu” dosyalarına bir yenisini daha eklemişlerdir.
Yıllardır AB-D Emperyalizmi ve işbirlikçilerinin bütün haince saldırılarına karşı onurlu ve kararlı bir şekilde direnen Türkiye ve Suriye Halkları, yine bu “Eğit-Donat” isimli alçak plandan da başı dik çıkacaklardır.
Ne Suriye’yi ne de Türkiye’yi BOP kapsamında bölmeye ve parçalamaya kimsenin gücü yetmeyecektir. Türkiye ve Suriye Halkları omuz omuza verecek ve başta AB-D Emperyalistleri olmak üzere tüm yerli işbirlikçilerden hesap soracaklardır.
İstanbul’dan Kurtuluş Partili Bir Yoldaş