TEOG sınavı ve Eğitimde Bitiş…
AKP’giller kendi Ortaçağcı düzenlerini kurmak için en ağır tahribatı eğitim alanında yapıyorlar. Laik-Bilimsel Eğitim bitme noktasına geldi. Bu yıl uygulanan Temel Eğitimden Ortaöğrenime Geçiş (TEOG) sınavı bu geriye doğru gidişin köşe taşlarından birisi oldu.
Kasım ayındaki birinci sınavda her ilde tük soruları yapan onlarca öğrenci var iken, ikinci sınavda yüzlerce öğrenci tam puan aldı. Yani soruların hepsini doğru yanıtladı. Böyle olunca öğrencileri başarılarına göre sıralamak iyice zorlaştı. Başarıya göre sıralama yapmak yerine, torpil ile sıralama yapmak kolay hale gelecek. OECD ülkeleri içinde Eğitim becerilerini ölçen PISA sınavlarında sonda olan ülkemizde, Ortaokul öğrencilerinde başarı gibi görünen bu durum, başarıdan ziyade, doğru dürüst bir sınav yapmamaktan kaynaklanıyor. Milli Eğitim Bakanlığının derdi, her ailenin çocuklarını göndermek istedikleri okulların kalitesini düşürmek.
Geçen yıl İstanbul Erkek Lisesinden başlayarak pek çok lisede öğrenciler, içinde bulundukları eğitim düzenini protesto etmek için eylemler düzenlemişlerdi. Milli Eğitim Bakanlığı da öğrencilerden intikam almak için pek çok liseyi “Proje Okul” haline getirerek binlerce öğretmeni sürgün etmişti. Geçen öğretim yılı başında pek çok lisede proje okul uygulamasına karşı veliler eylemler yapmışlardı. TEOG sınavında yaşanan bu karmaşayı, bu durumun devamı olarak görmek gerek. AKP’giller iktidarı, hiçbir öğrencinin bilimsel eğitim almasını istemiyor. Bu amaçla kerte kerte ülkeyi Ortaçağcı eğitime doğru götürüyor. En donanımlı okullar İmam Hatip yapılıyor. Öğrenciler ilkokuldan sonra İmam Hatip ortaokullarına yönlendiriliyor. Liselerde de yine benzer şekilde İmam Hatip liselerine yönlendirme yapılıyor. İmam Hatip Fen Liseleri ve Sosyal Bilimler Liselerinde, güya bilimsel eğitim ile din eğitimi aynı anda veriliyor. Hayatımızın ve hastalıklarımızın hatta geleceğimizin tanımlanması için bir gereklilik olan “Evrim” gerçekliği tüm ders kitaplarından çıkartılıyor.
Sınavların bozulması, anlamsızlaştırılması da bu yüzden. AKP’giller iktidarı 2011 yılındaki şifre skandalının üstüne doğru dürüst gitmedi. O yıllarda emek hırsızlığı yapan ÖSYM’de bugünlerde FETÖ’cü oldukları iddiasıyla çok sayıda eleman memuriyetten ihraç edildi. Son on yılda KPSS, Polis Okulu, Hâkim ve Savcılık, Tıpta Uzmanlık gibi pek çok sınavda şaibeler ortaya çıkartıldı. Ama yeterli bir soruşturma ve yargılama yapılamadı. Üstüne üstlük şimdi KPSS’nin üstüne mülakatlar da yapılarak, yüz binlerce öğretmen adayının hakkı yenmeye başlandı. MEB’in yaptığı mülakatlarda sorulan sorularla ayrımcılığın dik alası yapılmaya başlandı. Artık iktidar yandaşı olmayan bir kimsenin, öğretmen olması çok zor.
Tüm bunlar niye yapılıyor?
Pakistan gibi, Suudi Arabistan gibi bir ülke olmak için demek gerek. ABD Emperyalizmi 1977’de Pakistan’da halkçı Zülfikar Ali Butto’yu Ziya Ül Hak darbesiyle devirmişti. Ziya Ül Hak’ın yaptığı ilk işlerden biri, laik eğitim kurumları yerine medreseler kurmak olmuştu. İşte o medreselerden yetişen Talibanlar, ilkin Afganistan’da sonra da tüm dünyada, emperyalizm tarafından Müslüman Halklara karşı, İslam adına kullanıldılar.
AKP’giller iktidarının 4+4+4 medrese düzeni gün geçtikçe kanser gibi tüm memleketin dokusunu harap ediyor. Bu gidişata dur demek gerek. Halkın Kurtuluş Partililer olarak bunu ancak biz yaparız. Bir ABD projesi olarak iktidara getirilen AKP’giller’in gerçek yüzünü en iyi değerlendiren ve halkımıza aktaran partiyiz. Meclisteki Amerikancı diğer üç parti de figüran rolündedir. Halkımız için umut olmaktan çıkmışlardır. Bölgemizi kan gölü haline getiren “Büyük Ortadoğu Projesi”ne karşı durmak için AB-D Emperyalistlerine karşı, Birinci Kurtuluş Savaşı’mızda olduğu gibi Halk olarak örgütlenmemiz gereklidir. Bu ülkenin İkinci Kuvayimilliyecileri olarak, bu mücadeleyi örgütlemek ve önderlik etmek birincil görevimizdir.
Kurtuluş Partili Bir Eğitimci