Ülkenin Cumhurbaşkanlığı makamı; beş yıldır diplomasız bir kişinin işgali altında…
Tayyip Erdoğan, beş yıldır suç işlemektedir. Kendi işlediği suç bir yana, maiyetindekilere, özel kalem müdürlerine, gariban makam şoförlerine ve hatta Noterlere, Noter kâtiplerine de suç işletmekte.
Oysa bugüne kadar on binlerce kişi; Anayasa ve yasalarda öngörülen koşulları taşımayan bir Cumhurbaşkanına hakaret suçundan dolayı tutuklandı, cezalandırıldı. Bunlardan bir tanesi de Genel Başkanımız Nurullah Ankut’tur. Genel Başkanımız Sayın Nurullah Ankut’a da üç ayrı davadan hapis cezası verilmiş, bu davaların duruşmalarında yaptığı savunmalar ve adliye dışında yaptığı basın açıklaması nedeniyle de iki ayrı dava daha devam etmektedir.
Yani yürürlükteki yasalara göre olmayan bir Cumhurbaşkanına hakaret nedeniyle insanlar cezalandırılmaktadır.
Bu yargılamaların yapıldığı mahkemelerin birçoğunda; “ortada Anayasal bir Cumhurbaşkanı yoktur, T. Erdoğan’ın CB yeterliğine sahip olması için dört yıllık üniversite diplomasının olması gerekir, bu diploma dosyaya ibraz edilsin” taleplerine karşın, hiçbir mahkemeye diploma sunulamamıştır. Çünkü diploma yoktur.
Öyle ki, yazar Ergun Poyraz; “Diplomasız” adıyla bunun kitabını dahi yazmıştır.
Diplomasızlık, T. Erdoğan’ın en yakın arkadaşlarından eski Milletvekili Metin Külünk’ün, “Siyaset diploma ile yapılmaz, Peygamberlerin de diploması yoktu.” şeklindeki tweetter paylaşımı ile açık açık savunulmuştu.
- Erdoğan’ın diplomasının olmadığına, olanların da sahte olduğuna dair yeni bir belge de geçtiğimiz günlerde Türkiye Noterler Birliği Disiplin Kurulunun verdiği kararla ortaya çıktı.
Türkiye Noterler Birliği Disiplin Kurulu Başkanlığının 23.05.2019 tarih 2018/263 E. 2019/158 K. Sayılı kararından öğrendik ki; T. Erdoğan, dönemin Başbakanlık özel kalem müdürü Hasan Doğan’a talimat vermiş, o da makam şoföre Hasan Tükenmez’i İstanbul 15. Noterliğine göndererek, ellerinde bulunan sahte diplomaya suret onayı yaptırtmıştır.
Anılan noterliğin imzaya yetkili kâtibi Emine Seven de; 1512 sayılı Noterlik Yasasının 94 ve 95’inci maddelerine aykırı olarak; işlem ilgilisinin yasal temsilcisi ya da vekili veya yasal mirasçısı olmayan birisine, yani şoför Hasan’a 27 Haziran 2014 tarih ve 1113 yevmiye numaralı işlemle “aslı gibidir” onayı yapmıştır.
Öyle ki, Ankara’da oturan birisinin yine Ankara’daki YSK’ye vereceği bir evrakı İstanbul’daki Notere onaylatmasının tek nedeni vardır: bu Noterin “bizim noter” olduğudur. Yani her şeyi ayarlamışlar, başka Noterlere güvenmiyorlar.
Öte yandan, sahte diploma fotokopisini Notere getiren şoför Hasan; kendisine sorulan soru üzerine; “Başbakanlıkta çalışırken kaza geçirdiğini, geçmişine ilişkin birçok şeyi hatırlamadığını, diplomanın noterde onaylatılmasıyla ilgili süreci de hiç hatırlamadığını” söylemiştir.
Ne güzel değil mi?
Sahteciliği en iyi bilen bu kişiyi sözde hafıza kaybı gerekçesiyle susturup, 82 milyon insanımızı aldatmaya devam etmekteler.
Yani bu da; “bizim şoför”!!!
Diploma nerede?
Yok.
Var olanlar sahte.
Herkes susuyor. Fakat partimiz HKP susmadı, susmayacak.
Partimiz bıkmadan-usanmadan bu kanunsuzluğun üzerine gitmektedir.
Bu son olayla birlikte bir kez daha kanıtlanmıştır ki; T. Erdoğan; gerçekte olmayan üniversite diploma fotokopisine “aslı gibidir” onayı yaptırtarak; özel kalem müdürü Hasan Doğan ve makam şoföre Hasan Tükenmez’le birlikte Resmi Belgede Sahtecilik, Resmi Makamları Yanıltma suçlarını işlemiştir. Ayrıca bu sahte belgeyi YSK’ye sunarak da sanki Cumhurbaşkanlığı seçilme yeterliliği varmış gibi hem bu kurumları yanıltarak Anayasal suç işlemiş hem de 82 milyon Türkiye Halkını ahmak yerine koymaktadır.
Diğer yandan, Noterler Birliği Disiplin Kurulu kararıyla da kanıtlandığı üzere İstanbul 15. Noterliğinin imzaya yetkili kâtibi Emine Seven; ilgisi tarafından getirilmeyen ve aslı olmayan bir fotokopiye, Noterlik Yasası ve ilgili yönetmelik hükümlerine aykırı olarak “aslı gibidir” onayı vererek, sahte bir fotokopiye bilerek ve isteyerek resmi belge niteliği kazandırmakla Görevi Kötüye Kullanmak suçu ile birlikte Resmi Evrakta Sahtecilik Yapma suçunu işlemiştir. Yine bu katiphakkında şikâyete rağmen soruşturma açmayan İstanbul 15. Noteri de aynı suçu işlemiştir. Ayrıca suç tarihindeki Noter Mehmet Necat Üçel de aynı suçları işlemiştir.
Partimiz, bu suç fiilleri nedeniyle geçtiğimiz günlerde YSK’ye başvurmuş, T. Erdoğan’a verilen mazbatanın iptalini talep etmişti.
Bu başvurumuzun sonucunu beklerken, bugün bir kez daha suç işleyenler hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmuştur.
Bugüne kadar yaptığımız başvurularımızı incelemekle görevli YSK gibi, Cumhuriyet Savcılıkları gibi kurumlar da Anayasa’nın kendilerine yüklediği görevleri (ihbar ve şikâyetlere rağmen) yapmayarak, verilen dilekçeleri işleme koymayarak görev suçu işlemektedirler.
Bu başvurumuzun da aynı akıbete uğraması halinde aynı suçun bir kez daha işleneceğini tekrar ediyoruz.
Bu suçu işleyenlerin de, Demokratik Halk İktidarının vicdanının sesini dinleyen, hukuka bağlı yargıçları tarafından yargılanacağını şimdiden ilan ediyoruz. 17.06.2019
Halkın Kurtuluş Partisi
Genel Merkezi