Takviye edici gıdalar yeni bir rant kapısı
Takviye edici gıdalar her geçen gün daha yaygın bir şekilde kullanılır oldu halkımız tarafından. Aslında kimi şarlatanlar tarafından halkımızın yanlış yönlendirilmesiyle bu gıdaların tüketimine olan ilgi arttı.
Nedir takviye edici gıdalar?
Hani şu her gün kimi kanalların reklamlarında dakikalarca boy gösteren, her şeye iyi gelen bitki ekstraktları, şurupları vb.
Takviye edici gıdalarla ilgili bir de yönetmelik var. “Takviye Edici Gıdaların İthalatı, Üretimi, İşlenmesi ve Piyasaya Arzına İlişkin Yönetmelik”tir bu. Yönetmelikte takviye edici gıdalar şu şekilde tanımlanıyor:
“Normal beslenmeyi takviye etmek amacıyla, vitamin, mineral, protein, karbonhidrat, lif, yağ asidi, amino asit gibi besin öğelerinin veya bunların dışında besleyici veya fizyolojik etkileri bulunan bitki, bitkisel ve hayvansal kaynaklı maddeler, biyoaktif maddeler ve benzeri maddelerin konsantre veya ekstraktlarının tek başına veya karışımlarının, kapsül, tablet, pastil, tek kullanımlık toz paket, sıvı ampul, damlalıklı şişe ve diğer benzeri sıvı veya toz formlarda hazırlanarak günlük alım dozu belirlenmiş ürünleri … ifade eder.”
Bu ürünlerin yukarıda da belirttiğimiz gibi, reklamlarla tanıtımı yapılıyor ve telefonla ya da aktarlardan kolaylıkla temin edilebiliyor. Ne yazık ki, yazılı ve görsel basında sürekli teşvik edildiği için de kullanımı her geçen gün artıyor.
Tüketicide, hastalığı önleyici ve tedavi edici etkisinin olduğuna dair yaygın bir kanaat oluşması nedeniyle bu ürünlerin bilinçsizce kullanımı pek çok sağlık sorununa neden olmakta, hatta ölümler yaşanmaktadır. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının zaman zaman yaptığı gıda denetimlerinde, takviye edici bu ürünlerin neredeyse hepsinde ağrı kesici, kas gevşetici, mide vb. rahatsızlıkları tedavi edici ilaçlar tespit edilmiştir. Hâlbuki takviye edici gıdalar ilaç değildir. Normal beslenmeye takviye olarak hazırlanan bitkisel ve hayvansal kaynaklı ürünler olması gerekir.
Ülkemizde takviye edici gıdalar ile ilgili düzenlemeler, 2 Mayıs 2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan“Takviye Edici Gıdaların İthalatı, Üretimi, İşlenmesi Ve Piyasaya Arzına İlişkin Yönetmelik” ile belirlenmiştir. Yani bu tarihten önce, “her derde deva” olarak çeşitleri olan, takviye edici gıdalar adı altında piyasada bulunan ürünler tamamen kontrolsüz, denetim dışı ve ne idüğü belirsiz ürünlerdi. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının, bu tarihten sonra çıkarılan yönetmelikle bu alandaki kontrolsüzlüğü ve denetimsizliği önleyeceği umudu doğmuştu. Ancak, 21 Kasım 2015 tarihinde yönetmelikte yapılan değişiklikle eski yönetmeliğin de gerisine düşüldü ve tüketici sağlığını ciddi anlamda etkileyebilecek olumsuzluklar getirildi.
Yönetmelik değişikliğiyle takviye edici gıdanın üretimi, ithalatı ve ticaretini yapanların faaliyetlerini kolaylaştıracak değişiklikler yapılmıştır.
Yönetmelikte konusunda uzman bilim insanlarının da yer aldığı Takviye Edici Gıdalar Komisyonu’nun öncelikli görevi, “Herhangi bir ürünün takviye edici gıda olup olmadığının kararını vermek ve risk değerlendirmesini yaparak değerlendirme sonucunu Bakanlığa sunmak” olarak tanımlanıyordu. Ancak yapılan değişiklikle Komisyonun bu öncelikli görev tanımı daraltılarak, “Takviye Edici Gıdalarda Kullanılan ve Limitleri Belirlenmemiş Vitaminler, Mineraller ve Bunların Dışında Besleyici veya Fizyolojik Etkileri Bulunan Maddeler ile İlgili Değerlendirme Yapmak ve Değerlendirme Sonucunu Bakanlığa sunmak” şekline dönüştürülmüştür. Yani bir ürünün gerçekten takviye edici gıda niteliği taşıyıp taşımadığı, bu gıdanın tüketici sağlığı açısından risklerinin olup olmadığının değerlendirilmesi ortadan kaldırılmıştır. Böylece, takviye edici gıdanın gerçekten bu niteliği taşıyıp taşımadığı işletmelerin insafına bırakılıyordu. Bizim gibi kapitalizmce geri ülkelerde, kayıt dışı-merdiven altı üretim yapan birçok işletmenin var olduğunu ve gıdada her türlü tağşişin yapıldığını düşünürsek, bu kontrolsüzlüğün daha da vahim sonuçlar doğuracağı ortadadır. Tüketiciler açısından tamamen riskli ürünlerin de piyasaya takviye edici gıda olarak sunulmasının önü açılmıştır.
Bakanlık, Yönetmelikte Komisyonun görevleri arasına “2-4 Yaş Grubu Çocuklara Yönelik Takviye Edici Gıdaların Onay Başvuruları ile İlgili Değerlendirme Yapmak ve Değerlendirme Sonucunu Bakanlığa sunmak” şeklinde bir de ekleme yapmıştır. Yaptığı bu kurnazca eklemeyle, daha önce yasak olmasına karşın, artık 2-4 yaş arası çocukların da takviye edici gıda kullanmalarının önü açılmıştır. Çocuklara yönelik takviye edici gıdalar üretilmesi, reklamının yapılması, tüketicinin yönlendirilmesine neden olacaktır bu değişiklik.
Ayrıca takviye edici gıdaların ithalatı esnasında üretici firmalardan istenen belgeler de azaltılmış, en önemlisi de takviye edici gıda olduğunu ve insan sağlığına uygunluğunu belgeleyen analiz raporunun istenmesi gerekliliği ortadan kaldırılmıştır. Böylece, ülkemize birçok farklı ülkeden insan sağlığına uygunluğunu, takviye edici gıda olduğunu ispatlayan analizleri olmadan, kolayca “takviye edici gıda” adı altında ürünler girecektir.
Kullanımına kısıtlama getirilen takviye edici gıda bileşenleri konusunda üretici firmalara yasal limitlere uyum sağlamaları için 2 yıl süre verilmiştir.
Bu ne demektir?
Şu anda takviye edici gıdaların içerisinde kullanımı sınırlanmış bileşenler zaten yasal limitlerin üstünde bulunmaktadır. Bakanlık, bunların olması gereken limitlere getirilmesi için işletmelere 2 yıl süre veriyor. Takviye edici gıdanın içine katmaman gereken bileşenleri hemen kaldır at, demiyor Bakanlık, işletmelere. İki yıl daha kullan, diyor. İki yıl daha kârına kâr kat. Bu halka ne olursa olsun. Bu iki yıl boyunca ve öncesinde yedikleri onları perişan edermiş, hastalıklara sebep olurmuş kimin umurunda? AKP’nin Tarım Bakanlığının mı?
Halkımız, riskli ve insan sağlığını olumsuz etkileyecek ve tüketilmemesi gereken bu ürünleri 2 yıl boyunca tüketmiş olacak. Belki de çok ciddi sağlık sorunları yaşanacak bu yüzden kısa ya da uzun vadede.
AKP hükümeti sadece doğayı, tarihi talan etmekle kalmıyor, sadece insanımızı işsizlik pahalılık cehenneminde inim inim inleterek zulmetmekle kalmıyor. Halkımızı, hastalıklara bilimsel yaklaşmaya teşvik etmek yerine her türlü hastalığı önleme, iyileştirme etkisi olduğunu pompaladığı takviye edici gıdalardan medet umar hale getiriyor. Üstelik bu alandaki denetim ve kontrolü de neredeyse tamamen ortadan kaldırıyor. Yeni bir rant kapısı açıyor.
Takviye edici gıdalarda, gerçekten iddia edildiği gibi insan sağlığına zararlı bileşenler limitleri oranında kullanılmış olsa bile, bunlar hiçbir zaman gerçek besinlerin yerini tutmaz. Doktor tavsiyesi olmadığı sürece, sağlığa faydalı olduğu düşünülerek takviye edici gıdalar kullanılmamalıdır.
Yazılı ve görsel basında, takviye edici gıdaların her türlü hastalığı önleme ve iyileştirici etkisinin olduğuna dair haberlere, ulu orta reklamlara son verilmeli ve tüketicinin doğru bilgilendirilmesi sağlanmalıdır.
Özellikle 2-4 yaş çocuklara yönelik takviye edici gıdalara izin verilmemeli, genel olarak tüm yaş gruplarındaki çocuklar için takviye edici gıda yerine doğal beslenme tercih edilmelidir. Ve devlet tarafından, tüm çocukların sağlıklı ve dengeli beslenebilmesi sağlanmalıdır.