Site rengi

Tasarım

16 Ekim Dünya Gıda Günü’nde en acı tablo: Açlık geçen ve büyüme geriliği ile karşı karşıya kalan çocuklarımız…

22.10.2024
128
A+
A-

Sema Kıvılcım

Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) 16 Ekim 1945 tarihinde kurulmuştur ve her yıl bu tarih 150’den fazla ülkede “Dünya Gıda Günü” olarak kutlanmaktadır. 1979’da 16 Ekim Dünya Gıda Günü olarak ilan edilir, ardından 1981’de her yıl bir tema ile kutlanmasına karar verilir. Bu tema çerçevesinde etkinlikler düzenlenir, açıklamalar yapılır.

Dünya Gıda Günü’nün bu yılki teması “Daha İyi Bir Yaşam ve Gelecek İçin Gıda Hakkı” olarak belirlenmiştir. Temalar da böyle afili cümlelerden oluşur.

BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından yukarıda belirttiğimiz gibi çeşitli temalarla dünyadaki açlık, temiz suya erişememe vb. konulara dikkat çekiliyor. Ancak aradan geçen yaklaşık 43 yıla rağmen Dünya Halklarının durumu iyileşmek bir yana daha da kötüleşiyor.

İşte yanı başımızda Filistin halkı, bir yıldır Dünyanın Baş Haydudu ABD Emperyalistlerinin Ortadoğu’daki bekçi köpeği İsrail’in canice saldırılarına maruz kalıyor. Gazze Şeridi’nde yaşayan 2,3 milyon kişi kıtlık tehlikesiyle karşı karşıya. Bu da yetmiyor, Siyonist İsrail insani yardım tırlarını bekleyen Filistinlileri hedef alarak katlediyor. Çocuklar başta olmak üzere Filistinliler, yetersiz beslenmeden muzdarip. Bu da bağışıklığın zayıflamasına ve bulaşıcı hastalıkların yayılmasına neden oluyor.

Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) geçen kasım ayında yaptığı açıklamada, İsrail’in 7 Ekim’den bu yana uyguladığı abluka nedeniyle Gazze Şeridi’nde yaşayan herkesin “gıda güvensizliği” yaşadığını duyurdu.

Dünya Sağlık Örgütü Sözcüsü Christian Lindmeier de yaptığı açıklamada, “Hastanelerde ve ameliyathanelerde su ve yemek için yalvaran hastalarımız var. Barınaklarda günü nasıl geçireceğini bilmeyen insanlar var. Yetersiz beslenen ve aşırı açlık çeken kişiler, bedenlerinin zayıf düşmesi problemiyle karşılaşıyor. Vücut zayıfladığında hastalıklara çok kolay yakalanıyor.” sözlerine yer vermişti.

Filistin’li yetkililerce yapılan açıklamalarda, Gazze Şeridi nüfusunun yüzde 66’sının yani 1,5 milyon Filistinli’nin, kolera, kronik ishal ve bağırsak hastalıkları gibi kirli su ile yayılan hastalıklara yakalandığı belirtildi.

ABD ve AB Emperyalistlerinin desteğini arkasına alan Siyonist İsrail acımasızca saldırıyor, hatta bir kap yemek almak için bekleyenlere dahi saldırıyor. Okulları, hastaneleri bombalıyor, on binlerce çocuğu katlediyor. Milyonlarca Filistinli’yi açlığa ve susuzluğa mahkûm ediyor. Birleşmiş Milletler ve FAO da Su Gıdadır, Su Hayattır, Kimseyi Geride Bırakma, diye terane okuyor.

Bizde de AKP’giller’in ülkemizi düşürdüğü ekonomik kriz çocuklarımızı açlığa ve yoksulluğa mahkûm ediyor. AKP’giller’in Milli Eğitim Bakanlığı da hiç utanıp rahatsız olmadan yayınladığı kamu spotuyla sağlıklı beslenme önerileri yapıyor. Halkımızla dalga geçiyor.

Kamu spotunda, beslenme çantasından bisküvi çıkaran üzgün bir çocuk var. Yanındaki sıralarda oturan diğer çocuklar beslenme çantalarından muz, elma, süt ve yoğurt çıkarıyorlar. Ayrıca sandviç de var çantalarında. Bu sırada arka planda söylenen söz:

“Çocukların sağlıklı beslenmeyi alışkanlık edinmesi için uygun beslenme çantası hazırlamanız gerektiğini unutmayın”.

Bakanlık velilere sesleniyor yani. Diğer yandan AKP’giller’in Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin de,  okullarda çocuklarımıza bir öğün de olsa ücretsiz yemek verilmesine şiddetle karşı çıkıyor. “18 milyon öğrencinin tamamına ücretsiz yemek vermeyi doğru bulmuyorum, çocuklarımızın yeme alışkanlıkları buna uygun değil” diyor.

Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu… Milli Eğitim Bakanlığının bütçesini yılan yuvası tarikatlara, cemaatlere ve yandaşlara akıtacaksın. Çocuklarımıza gelince de eften püften bahanelerle bir öğün de olsa ücretsiz yemek vermemek için kırk takla atacaksın. İşte bunlar böyle…

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) son raporuna göre, Türkiye’de 6,5 milyon çocuk aşırı yoksulluk içinde yaşıyor. Her beş çocuktan biri yeterli beslenemiyor ve her dört çocuktan biri okula aç gidiyor.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın Sosyal ve Ekonomik Destek programının raporuna göre, maddi durumu kötü ailelere yapılan yardımdan yararlanan çocuk sayısı 172 bine dayandı. Bu yardım 2012’de 37 bin 295 çocuk ile sınırlıydı. 2020’de 129 bin olan yardımdan yararlanan çocukların sayısı, 2023 yılı sonu itibarıyla 164 bin 995’e ulaştı. 2024’ün ilk 6 ayı itibarıyla ise 171 bin 895’e yükseldi. Bu çocukların her biri yetersiz beslenme yani açlık çekiyor.

Türkiye’deki 17 milyon 114 bin 912 kişi yaşamını sosyal yardımlarla sürdürmeye çalışıyor. Haziran itibarıyla sosyal yardıma muhtaç hane sayısı 4,2 milyonu aşmış görünüyor.

Dünya Gıda Örgütü’nün 2022 verilerine göre, Türkiye’nin 82.3 milyonluk nüfusunun yüzde 18’ine denk gelen 14.8 milyon kişi yetersiz besleniyor.

Eğitim Reformu Girişimi (ERG), Eğitim İzleme 2023 yılı raporuna göre 2022-23 öğretim yılında zorunlu eğitim çağındaki yaklaşık 442 bin 643 çocuk eğitimin dışında kaldı. TÜİK rakamlarına göre “çocuk işçi” sayısı yüzde 22.1. Yani çocuklarımız yoksulluktan dolayı okulunu terk etmek zorunda kalıyor. AKP’giller’in çocuk işçiliği yasal kılıfına uydurması demek olan MESEM’ler aracılığıyla çocuklarımız fabrika cehennemine atılıyor.

Araştırmalar yetersiz beslenmenin, çocuklarda bodurluk, düşük kilo, zayıf bağışıklık sistemi, öğrenme güçlükleri, konsantrasyon eksikliği, genel bilişsel gelişimde gerilik, demir eksikliği anemisi, enerji eksikliği, davranışsal sorunlar, huzursuzluk ve hiperaktivite, kas dokusunun kaybı ve zayıflaması, ciltte kuruluk, saç dökülmesi, saçın matlaşması ve renk değişiklikleri, gece körlüğü, ilerleyen yaşlarda kalp hastalığı, diyabet ve diğer kronik hastalıkların riskini artırdığını ortaya çıkarıyor. Hacettepe  Üniversitesi’nin yaptığı araştırmaya göre, bodurluk oranı yüzde 6’larda.  Ayrıca, yoksulluk içinde yaşayan çocuklar gelecekten umudunu kesiyor, yaşama sevinicini kaybediyor.

Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) 2022 verilerine göre, öğrencilere bir hafta içinde kahvaltı ve akşam yemeği yeme sıklığı soruluyor. Öğrencilerin yüzde 31’i okuldan önce kahvaltı yapmadıklarını belirtiyor. Ayrıca, öğrencilerin yüzde 2’si okuldan sonra hiç akşam yemeği yemediklerini, yüzde 9’u ise haftada bir gün yediklerini ifade ediyor.

İşte AKP’giller’in ülkemizi ve çocuklarımızı içine düşürdüğü içler acısı durum. Çocuklarımız açlık çekiyor, bundan ötesi yok. Bunu yapan Cumhuriyet Tarihi’nin gelmiş geçmiş en kötücül, en halk düşmanı, vatan düşmanı İktidarı olan AKP’giller İktidarı’dır.

Ama sonları yaklaşıyor. Her biri dünya güzeli çocuklarımızı açlığa, yoksulluğa, çaresizliğe mahkûm etmelerinin de; yaşamı onlar için cehenneme çevirmelerinin de hesabını verecekler, onların deyimiyle, iki cihanda da…