Burjuva-Bezirgân Partilerin Sermayesi Yalandır!
Av. Tacettin Çolak
Hep söylediğimiz gibi Burjuva-Bezirgân partileri muhalefette doğru söylerler iktidara geldiklerinde tam zıddını yaparlar.
Gerçi bu alanda AKP’giller ve reislerine kimse yaklaşamaz. Onlar; yemek yer, suç içer, hava alır gibi hep yalan söyler.
Kendilerinden önce yapılmış otoyollara, havaalanlarına “biz yaptık” diye sahip çıkarlar(!)
“Bizden önce buzdolabı mı vardı?” diyecek kadar yalancıdırlar…
Deprem olur, ölüm ve tahribat sayılarını doğru vermezler ve hatta bölgesel ayrımcılık yaparlar…
Enflasyon oranında yalan söylerler…
Ekonomik süreçler hakkında yalan söylerler…
Uluslararası ilişkilerde yalan söylerler…
Milli eğitimde, sağlıkta yalan söylerler…
Korona günlerinde bile, vaka ve ölüm sayılarını yanlış vererek ya da düşük göstererek toplumu hep yanılttılar…
Siyasette zaten hep yalan söylerler…
Özellikle seçim süreçlerinde işi iyice şirazesinden çıkartarak bol keseden atmaya başlarlar.
Seçimden önce “mülakatı kaldıracağız”, derler, seçim bitince de “mülakatı mülakat gibi yapacağız”, diye halkla dalga geçerler.
Stajyer ve çırak sayılmayanların mağduriyetlerini düzelteceğiz, derler; Konya mitinginde olduğu gibi “çırağa müjde” sloganı atanlardan 50 kişiyi gözaltına aldırıp bir de “çırağa müjde olmaz, kalfaya ve ustaya olur”, şeklinde azarlarlar.
Seçim beyannamelerinde; tüm memurlara 3600 ek gösterge vereceğiz, ev kadınlarına devlet destekli sigorta yapacağız, Bağ-Kurluların prim gününü 9000 günden 7200 güne indireceğiz, derler… Seçim bitince unuturlar…
Emekliyi enflasyona ezdirmeyeceğiz, derler…
Emeklilerin kök ücretlerine zam yapmadan “en düşük emekli maaşı”nı 10 bin lira yaparak, 16 milyon emeklimizle dalga geçerler.
Cevizin, sarmanın taneyle, karpuzun dilimle satıldığı ülkede yarattıkları İşsizlik-Pahalılık Cehenneminde 10 bin lira maaşın hiçbir yaraya merhem olmayacağını en iyi emeklilerimiz bilir.
Bir de 2024 yılını “Emekli Yılı” olarak ilan ettiler, değil mi?
Tayyip Erdoğan, 14 Mayıs 2023 Seçiminden hemen önce (11.05.2023’te); “En düşük memur maaşını 22 bin lira seviyesine yükseltiyoruz, maaşlardaki bu artışı otomatik olarak memur emeklilerimize de yansıtıyoruz”, dedi.
Bu sözü tutuyor görünmek için türlü illüzyonlara başvurdular.
Temmuz 2023 döneminde memur maaşlarına yüzde 6 toplu sözleşme zammı, 10,90 da enflasyon farkına ek olarak, 27.6.1989 tarihli 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen Ek 40’ıncı madde ile kamu çalışanlarına 8.077,00 TL ayrıca bir seyyanen zam vererek en düşük kamu görevlisinin maaşını 22 bin 17 liraya yükselttiler.
Fakat Tayyip’in “maaşlardaki bu artışı otomatik olarak memur emeklilerimize de yansıtıyoruz” sözünü unuttular. Daha doğrusu memur emeklilerini görmezden geldiler, uyuttular…
Şöyle ki, o dönemde en düşük memur emeklisinin maaşı 7 bin 900 liradan 9 bin 287 liraya ancak yükseltilmiştir. Böylece, geçmişte en düşük maaş alan kamu görevlisi ile en düşük maaşlı kamu görevlisi emeklisi arasındaki maaş farkı yüzde 40 civarındayken 375 sayılı KHK’ye getirilen Ek 40’ıncı maddeyle aradaki farkı yüzde 137’ye çıkarttılar.
Oysa 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununun 28’inci maddesinin 4’üncü fıkrasında; “8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununa göre aylık ödenmekte olanların aylıklarının hesabında da toplu sözleşme hükümlerine göre belirlenen aylık ve taban aylık katsayıları esas alınır. 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındaki sigortalılık hali esas alınarak bağlanan yaşlılık, malullük veya ölüm aylıklarında yapılacak artışlar hakkında 5510 sayılı Kanunun 55 inci maddesinin ikinci fıkrası uygulanmaz ve bu aylıklar toplu sözleşme hükümlerine göre belirlenen aylık ve taban aylık katsayılarındaki artış dikkate alınarak artırılır.” şeklinde açık hüküm bulunmaktadır.
Yasadaki bu açık düzenlemeye rağmen aktif çalışan memurların ücretlerine yapılan 8.077,00 TL seyyanen artış memur emeklilerine yansıtılmamıştır.
AKP’gillerce 4688 sayılı yasaya açıkça aykırı olarak yapılan bu uygulama aynı zamanda Anayasanın eşitlik ilkesine de aykırıdır.
Anayasa’nın 10. maddesinin son fıkrasında öngörülen “Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.” şeklindeki emredici hüküm gereğince; yasama, yürütme ve yargı organları ve idari makamlar EŞİTLİK İLKESİ ve AYRIMCILIK YASAĞINA UYGUN DAVRANMAKLA YÜKÜMLÜ oldukları halde, bir kısmını yukarıda anlattığımız keyfi uygulamalara yönelmişlerdir.
İktidar partisinin bu haksız ve eşitsiz uygulamasına karşı, Mecliste bulunan ve her biri bir emperyalist proje olan Amerikancı partilerden ise hiç ses çıkmamıştır. Anası ya da yavrusu hiçbir muhalefet parti milletvekili 375 sayılı KHK’ye eklenen ek 40’ıncı maddenin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurmadığı gibi, memurlara uygulanan seyyanen zammın memur emeklilerine de uygulanmasının sağlanması için Danıştay önünde dava açma yoluna giden de olmamıştır.
Dahası Anamuhalefet partisi, doğrudan kanunların Anayasaya aykırılığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurma yetkisi olduğu halde bu hakkını kullanmamıştır. Geçtiğimiz günlerde Ankara Tandoğan’da yaptıkları “Emekli Mitingi” ile emeklilerin gazını almakla yetinmişlerdir.
Diğer yandan başta memur sendikaları olmak üzere işçi sendikaları da ölü numarası yapmaktalar. Yandaş basın ve muhalif geçinen basın da memur emeklilerinin uğradığı haksızlığı görmezden gelmekteler…
Bu kanunsuzluğa ve haksızlığa karşı harekete geçen yine her zaman olduğu gibi Halkın Kurtuluş Partisi olmuştur. Hem parti tüzel kişiliği hem de (kendisi de bir memur emeklisi olan) HKP MYK Üyesi Adnan Okur adına Danıştay 12. Dairesi önünde açtığımız dava karar aşamasına gelmiştir. Bu yazının kaleme alındığı günlerde Danıştaydan bir “ara karar”ın çıktığı görülmektedir. İçerik henüz belli olmamakla birlikte; meşru hukuk zemininde kalındığı sürece açtığımız davanın memur emeklileri lehine sonuçlandırılıp karara bağlanması kaçınılmazdır.
Bu süreçte memur emeklilerimizin, önümüzdeki günlerde hazırlayacağımız örnek müdahale dilekçeleriyle birlikte Danıştay 12. Dairesinin 2023/4537 E. Sayılı dosyasına başvurmalarını öneriyoruz. Davaya ne kadar çok sahip çıkılırsa kararın lehimize çıkma olasılığı da o kadar artacaktır.
Tabiî, şunu da belirtmeliyiz ki; karar nasıl çıkarsa çıksın, HKP ve Halkçı Hukukçular, ülkedeki tüm haksızlıklar, hukuksuzluklar, kanunsuzluklar karşısında samimi ve cesur mücadelesini kesintisiz bir şekilde yürütmeye devam edecektir.
31.05.2024