Dışa bağımlı tarım politikaları halkın ucuz ve güvenli gıdaya erişimini engelliyor
Gıda fiyatlarındaki artış gündemden düşmüyor. Geçen yıl bu aylara yakın zamanlarda yine benzer konuda bir yazı kaleme almıştık. AKP’giller iktidarında gıda fiyatlarındaki artış konusunda değişen bir şey yok.
Öyle ki, gıda fiyatlarındaki can yakıcı artıştan dolayı halktan gelen tepkiler üzerine, AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan da hızını alamayarak, sanki bu yüksek fiyatların yaratıcısı kendileri değilmiş gibi, gıdada fahiş fiyat artışına dur diyeceğiz, deyiverdi.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)’nun yaptığı açıklamaya göre, Aralık 2020’de dünya gıda fiyatlarındaki yükselişte süt ürünleri ve bitkisel yağlar ilk sırada yer aldı.
Aralık ayında ortalama 107,5 değerini alan endeks, aylık bazda yüzde 2,2 yükseldi ve böylece yükselişini üst üste 7 ay sürdürdü.
2020 yılında 2019’a göre yüzde 3,1 yükselerek ortalama 97,9 puana ulaşan endeks, son üç yılın en yüksek seviyesine çıktı.
Tahıl fiyat endeksi yıllık bazda yüzde 6,6 yükseldi.
Anadolu Ajansı’nda yer alan habere göre; bitkisel yağ fiyat endeksi aralık ayında yüzde 4,7 artarak Eylül 2012’den bu yana kaydedilen en yüksek seviyesine çıktı. Endeks, 2020’de bir önceki yıla göre ortalama yüzde 19,1 arttı.
“TÜFE (Gıda ve Alkolsüz İçecekler) %20,60 ile OECD Ülkeleri arasında lider durumda olan ülkemizde Yİ-ÜFE (Gıda Ürünleri) %24,88’dir. Tarım ve Orman Bakanlığı 2021 Ocak ayı enflasyon verilerine göre, geçtiğimiz yılın aynı ayına oranla Ayçiçek yağı % 51,86, Tavuk eti % 28,29, Ekmek % 20,80, Karnabahar % 100,85, Ispanak % 83,92, Portakal % 70,78, Kıvırcık % 59,95, Patlıcan % 52,07, Kabak % 49,34, Çarliston Biber % 49,16 ve Domates % 42,28 artış göstermektedir.” (Gıda Mühendisleri Odası, Gıda Enflasyonu Can Yakıyor Açıklaması)
Gıda enflasyonunun yüksek olması ve gıda harcamalarının hane giderlerinin büyük bir bölümünü oluşturması yoksul, emekçi halk kesimlerini çok daha fazla etkilemektedir. Asgari ücretin Açlık Sınırının altında kaldığı ülkemizde gıda harcamaları, emekçi halkımız için en fazla harcama kalemidir ve hane bütçesinde önemli bir paya sahiptir.
Peki gıda fiyatlarındaki bu rekor artışların sebebi nedir?
AKP’giller İktidarının, birkaçı dışında neredeyse bütün tarım-hayvancılık ürünlerinde ve bunların üretimi için gereken girdilerde ülkemizi dışa bağımlı hale getirmesi. Yanlış gıda, tarım ve hayvancılık politikaları. Kısacası halk ve vatan düşmanı politikaları…
Çiftçi açısından ithal girdilerdeki maliyetler çok ciddi boyutlara tırmandı. Hem hayvancılıkta hem de tarımda arpadan mazota, gübreden tohuma, üretimde kullanılan birçok girdideki fiyat artışları tüketiciye yüksek gıda fiyatları olarak yansıyor. Mazot, gübre, tohum, yem gibi tarımsal girdilerde dışa bağımlı olmak, elektrik gibi girdi fiyatlarına yapılan zamlar, tarım alanlarının madencilik, enerji, inşaat, sanayi gibi tarım dışı alanlarda kullanılması, bu şartlar altında üretemez hale gelen köylümüzün köyden kente göç etmesi, üretimin planlı ve verimli olmaması gibi etmenler gıdada fiyat artışlarına neden olmaktadır.
Tarımsal girdi fiyatları ile tarımsal ürünlerin marketteki fiyatı enflasyon oranının üstünde olduğu halde, tarladaki ürün fiyatındaki değişim enflasyonun altındadır. Yani üreten çiftçi geçim zorluğu yaşarken, tüketici pahalı gıda tüketmektedir. Fiyatı yükselen her gıda maddesi için AKP’giller’in çözüm olarak ortaya attığı ithalat da dışa bağımlılığı arttırmaktadır. Sorunu daha da içinden çıkılmaz bir hale getirmekte, bir kısır döngüye girilmektedir. Yerli üreticimiz mağdur edilmektedir.
Yaşamak nasıl bir insan hakkı ise güvenli, yeterli ve besleyici ve ucuz gıdaya ve temiz suya ulaşabilmek de bir insan hakkıdır.
Dünya çapında Pandemi sürerken, yetersiz gıda ve açlıkla ilgili kaygılar da sürmektedir. Farklı ülkeler bu konuyla ilgili kendi üretimlerini ve stoklarını arttırmak, çiftçisini desteklemek gibi korumacılık önlemlerini sıkılaştırmıştır. Ancak ülkemizde yerli üretimi arttırma, üreticiyi ve tüketiciyi koruma, halkın yeterli, sağlıklı ve güvenli gıdaya erişmesi için hiçbir tedbir alınmamıştır.
Gıda fiyatlarındaki artış ayrıca, sağlıklı ve güvenli gıdaların yerini tağşiş gıdaların doldurmasına, halkımızın daha ucuz olduğu için kaynağını sorgulamadan taklit gıdalara yönelmesine sebep oluyor. Bu durum da halk sağlığı için ciddi bir tehlike doğuruyor.
Dolar ve euro’nun yükselerek hammadde girdi fiyatlarının yükselmesi, gıda üretimi yapan işletmelerin bir bir kapanmasına, bu işletmelerde çalışan yüzlerce-binlerce çalışanın işsizlik cehennemine atılmasına sebep oluyor.
Dışa bağımlı gıda, tarım ve hayvancılık politikalarından vazgeçilmediği sürece gıda fiyatlarındaki artışın ve buna bağlı ortaya çıkan diğer sorunların önlenebilmesi mümkün değildir.
Üreticimiz üretemez, halkımız yerli ürünler tüketemez ve gıda fiyatlarındaki yüksek artışlar yüzünden çocuklarımız sağlıklı beslenemez hale geldi.
Gıda fiyatlarındaki artış nasıl önlenecek?
HKP Programın’nda detaylı bir şekilde bu konunun çözümü ortaya konmuştur. Bazı başlıkları almakla yetineceğiz:
“(…) ABD ve benzeri emperyalistler bizim gelişmemize-güçlenmemize asla izin vermezler. Tabiî onların yönetiminde olduğumuz sürece. Öyleyse yapılması gereken Birinci Kuvayimilliye’de bayraklaştırılan Tam Bağımsızlık prensibini acilen hayata geçirmektir. Emperyalistlerin NATO’larını da, IMF’lerini de, Dünya Bankalarını da kovmaktır. ABD üslerini, “İkili Anlaşmalar”ı ortadan kaldırmaktır. Onlar, dost değil, tam tersine her yönden varlığımıza kasteden düşmanlardır. Türkiye’nin güçlenmesi değil, Sevr’de yapmak istedikleri şekilde parçalanması ve İç Anadolu’ya hapsedilmesi onların işine gelir. Çıkarlarına uygun olur.
“Kurtuluş Partisi, Halkımızla beraber ABD ve AB Emperyalistlerinin “Bu Hayâsızca Akın”ını durduracak, kuşatmayı yaracak, ülkemizi bağımsızlığa, halkımızı mutluluğa ulaştıracaktır.
“(…) Enflasyon: Bugün yapıldığı gibi IMF ve Dünya Bankası emirleri doğrultusunda Halkın alım gücü (tüketimi) düşürülerek, Halkımızı bir şey alamaz, yiyemez, tüketemez duruma getirip enflasyonu güya düşürme düzenbazlığına son verilecek. Üretim artırılarak mal bolluğu yaratılacak ve gerçek ucuzluk sağlanacak.
“(…) Fiyat Denetimi: Memur ve tüccarlardan alınıp, anılan halk ve kadın temsilcileri ve örgütlerine verilecek.
“(…) FİYAT POLİTİKASI: Tarım ürünleri aleyhine, sanayi ürünlerinin fiyat artışı durdurulacak. Köy ürünlerinin gerçek köylü kooperatifleri eliyle ihracatı kolaylaştırılacak, Ofisin yönetim ve kontrolü köylü örgütlerine bırakılacak.
“(…) Modern üretim küçük ekincilere kadar götürülerek tüm tarım ürünlerinin maliyet fiyatları indirilecek.” (HKP Tüzük ve Programı)