Dünyanın dört bir yanından işçi önderleri Türkiye’de haykırdı: “Dünyanın bütün işçileri, birleşin!”
Dünyanın 126 ülkesinde 95 milyondan fazla üyesi bulunan Dünya Sendikalar Federasyonu’na bağlı Taşımacılık Enternasyonali (TUI), 14. Genel Kurulu’nu İstanbul’da Şişli Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’nde Nakliyat İş önderliğinde gerçekleştirdi. Türkiye’de bir ilk olan buluşmaya toplamda 25 ülkeden 70’den fazla işçi önderi katıldı.
1 Mart Cuma günü, aynı zamanda TUI Başkanı da olan Nakliyat İş Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu’nun açılış konuşmasıyla başlayan kongre 2 Mart’ta da delegelerin konuşmalarıyla devam etti. Delegelerin ülkelerindeki işçi sınıfı mücadelesini anlatan ve uluslararası dayanışma mesajları içeren konuşmalarının ardından TUI’nin yeni yönetimi ve 4 yıllık eylem planı belirlendi. Bu dönem TUI başkanlığı görevini yürüten Nakliyat İş Sendikası Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu, yeni dönem için de TUI’nin genel sekreteri olarak seçildi.
Nakliyat İş Sendikası Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu yaptığı konuşmasında dünyada işçi sınıfına yönelik saldırıların her geçen gün arttığını, buna bağlı olarak da işsizliğin yoksulluğun katlanarak devam ettiğini söyledi. İşçi sınıfına yönelik bu saldırıların başını ABD Emperyalizminin çektiğini, AB ve diğer emperyalist cephe tekeller, finans-kapitalistlerinde bu saldırılara ortak olduğunu belirtti. Bu saldırıların en sonuncusunun ise Venezuela’da Bolivarcı iktidara karşı yapıldığını ve böylece ABD emperyalizmin iç yüzünü bir kez daha gözler önüne serdiğini ifade etti. Emperyalizmin dünyada ki gelir dağılımını da kontrol altında tutuğunu, bir avuç para babasının dünyadaki gelirin yarısından fazlasını elinde tutuğunu belirterek bütün dünyadaki işçilerin emekçilerin sorunlarını aynı olduğunu, bu nedenle de çözüm yolunun da birlikte mücadele etmekten geçtiğini söyledi. Dünya Sendikalar Federasyonunun niceliği üye sayısı ve daha da önemlisi niteliği ile dünya işçi sınıfı mücadelesinde önemli bir yeri olduğunu ve bunu daha da etkili hale getirmek için mücadelenin büyütülmesi gerektiğini söyledi.
Küçükosmanoğlu’nun ardından TUI Transport Genel Sekreteri Ricardo Maldonado söz aldı. Ardından delegelerin konuşmalarına geçildi. Söz alan delegeler ülkelerinde işçi sınıfına karşı yapılan saldırıları ve bu saldırılara karşı verilen mücadeleleri anlattı. Genel olarak söz alan tüm delegeler, ülkelerindeki işçi sınıfının güvencesiz çalıştığını, işsizlik tehlikesiyle karşı karşıya olduklarını, kamu kurumlarının özelleştirildiğini ve sarı sendikaların işverenlerle işbirliği yaparak işçilere ihanet ettiklerini anlattılar.
Fransa’dan CGT konfederasyonu adına kongreye katılan Mathiueu Bolle Radde, Fransız işçilerinin eylemlerine Hindistan, Portekiz, Türkiye, Yunanistan gibi ülkelerde verilen desteği hatırlatarak işçi sınıfının uluslararası dayanışmasının önemini vurguladı. Bolle Radde, “Sarı sendikalar konuşurlar, patronlarla konuşurlar, yöneticilerle konuşurlar, Avrupa Birliği’yle konuşurlar bizim adımıza konuşurlar ama işçi sınıfıyla konuşmazlar. Devrimci sendikacılık ise işçilerin birbirleriyle konuşmasını, çalışanların birbiriyle daha fazla iletişime geçmesini ve birlikte mücadele etmesini sağlar. İşte kitlesel sınıf mücadelesi budur, sınıf sendikacılığı budur” diyerek sınıf sendikacılığı adına verilen mücadelenin uluslararası boyutuna dikkat çekti.
Fas’tan ODT sendikası adına kongreye katılan Mustafa Choumou da, “Liberal politikalara, kapitalizme karşıyız. Komu hizmetlerinin yerle bir edilmesine karşıyız. Dünyada giderek işsizlik artıyor. Ekonomik krizler bütün dünyada güvencesizlik çekmemize yol açıyor. Ve hükümetler bu krizlere gereken cevabı veremiyor. Bizim alarm zillerini çalmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı. Choumou, kamu mallarının özelleştirilerek şirketlere peşkeş çekildiğini ve işçi snıfının bu durumdan olumsuz etkilendiğini sözlerine ekledi.
Meksika’dan taşımacılık işçilerini temsilen Cirilo Guzman Reyes de konuşmasında işçilerin mücadele ile kazandıkları haklarının sürekli hükümet tarafından yapılan değişikliklerle ellerinden alındığını söyledi. “Hükümetler devamlı yabancı sermayeye kolaylıklar sağlıyorlar ve böylece yerli ekonomiklerde onların çıkarlarını düşünen düzenlemeler sürekli olarak yapılıyor” diyen Guzman, DSF gibi uluslararası örgütlenmelerin önemine değinerek “birlikte çalışarak işçilerin sorunlarını çözebileceğimize inanıyoruz” ifadelerini kullandı. Guzman, “İşçi sınıfının ilerlemesi ancak sermayenin yaptığı gibi uluslararası planda örgütlenmemizle mümkün” dedi.
İngiltere’den RMT sendikası adına genel kurula katılan Paul ise gelen tüm hükümetlerin sendikal faaliyetleri engellemeye çalıştığını söyledi. Paul, sendikaları RMT’nin özelleştirmelere ve işçilerin kazanılmış haklarına karşı yapılan saldırılara karşı mücadele ettiğini belirtti. İngiltere’de demiryolu işçilerinin 50 gündür devam eden bir grev başlattığını ifade eden Paul, “özelleştirmelere karşı, çalışma koşullarının düzeltilmesi için mücadelemiz devam edecek. İşçilerin cinsiyeti, yaşı, milliyeti ne olursa olsun aynı ücreti almaları için mücadelemiz devam edecek” dedi.
Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nden Kapenga da, “Yaşasın Nakliyat İş! Yaşasın DSF!” diye sözlerine başladı. Kapenga, “Kapitalistler Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin limanlarını kendileri için çalıştırmak istiyorlar, madenlerini, insanlarını kendileri için çalıştırmak istiyorlar. Biz de buna karşı mücadele veriyoruz” dedi. Afrika’nın birçok ülkesinden insanların kaçak yollarla ülke dışına çıkmaya çalıştığını ve denizlerde can verdiğini hatırlatan Kapenga, “ölüyorlarsa bunun sebebi üretimin olmaması, işsizliğin olması ve çalışanların da güvencesiz koşullarda çalıştırılması, taşımacılık şirketlerinin özelleştirilmiş olmasıdır. Dünya Bankası ve IMF’nin dayattığı ekonominin sonucudur bunlar. Tabii ki de IMF ve Dünya Bankası hükümetimiz üzerinde baskı kuruyor, ekonomimizi ele geçiriyor, uluslararası şirketlerin gelişmesini istiyor, bazı siyasetler dayatıyor. Kamu hizmetleri bile artık kamuya hizmet etmiyor. Artık kamu çalışanları bile güvencesiz çalışıyor, maaşlarını alamıyorlar. Sosyal hakları yok, emeklilikleri çok zor geçiyor. Bunlar karşısında dayatılan bir şey de sarı sendikadır. Sarı sendikalar bu siyasetlere, uluslararası şirketlere, özelleştirmelere karşı gelmiyorlar. Öyle bir sistem dayatıldı ki üretilen zenginlikler uluslararası şirketlere kâr sağlıyor, işçilere hiçbir fayda sağlamıyor. Bunlara karşı birbirimizi cesaretlendirmeliyiz. Dayanışmalıyız, gerçek anlamda dayanışma sağlamalıyız” diye konuştu.
Hindistan’da çalışma yürüten CITU konfederasyonuna bağlı sendikalar adına katılan delegeler Kochiah Stanley Julian ve Perumal Abhimanyu da Çok uluslu şirketler ve neoliberal hükümetlerin politikalarının işçi sınıfı düşmanlığı üzerine kurulduğunu belirterek Hindistan’da da emperyalistlerin ekonomik örgütlerinin ve onların ekonomi politikalarını uygulayan hükümetlerin kamu sektörünü talan ettiğini söylediler.
Kongrede ayrıca Lübnan, Bahreyn, İran, Filistin, Brezilya, Panama, Şili, Nijer, Yunanistan, İtalya, Portekiz, İspanya, Rusya, Lugansk, Kazakistan, Azerbaycan, Nepal adına katılan delegeler de söz aldı. Konuşan delegelerin geneli, ülkelerinde emperyalizme hizmet eden hükümetlerin ve çok uluslu şirketlerin ekonomik ve politik uygulamalarının işçi sınıfı düşmanlığı üzerine kurulduğunu anlattılar. Delegeler, emperyalizme ve ona hizmet eden hükümetlere karşı işçi sınıfının kazanılmış haklarını korumak ve daha da ilerilere taşımak için verdikleri mücadeleyi aktararak uluslararası dayanışmanın önemine vurgu yaptı.
Genel Kurul’da söz alan DSF Genel Sekreteri Yorgos Mavrikos’da yaptığı konuşmada TUI Transport’un Genel Kuruluna başarılar dileyerek DSF olarak TUI’nin mücadelesini tüm dünyada büyütmek için destek olacaklarını belirtti. Mavrikos, DSF olarak tüm dünyadaki ezilen, sömürülen işçilere ulaşmak istediklerini, örgütlenmenin önündeki engelleri ortadan kaldırarak işçilerin daha örgütlü hareket ederek emperyalizme karşı topyekûn mücadeleyi örgütlemek istediklerini söyledi. Konuşmasında 2019 yılı için DSF’nin eylem programını da açıklayan Mavrikos birlikte daha güçlü olduklarını ve bunu daha da artırmak için daha fazla çalışacaklarını belirterek konuşmasını bitirdi.
Kongrenin ardından 25 ülkeden gelen 70’ten fazla katılımcı önce Taksim’e giderek 1 Mayıs 1977’de katledilen devrimciler için Kazancı Yokuşu’nda anma gerçekleştirdi. Anmada konuşan Nakliyat İş Sendikası Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu, CIA’nın faşistlerle işbirliği yaparak 1977 1 Mayısını kana buladığını, faillerin halen daha bilinçli olarak ortaya çıkartılmadığını belirterek er ya da geç bu katillerin işçi sınıfına hesap vereceğini belirtti. Daha sonra TUI delegeleri Kazancı Yokuşuna karanfil bıraktılar. Anmada Türkçe ve İngilizce olarak sloganlar atıldı ve 1 Mayıs’ların Taksim’de kutlanması için mücadeleye devam edileceği de vurgulandı.
Daha sonra Kağıthane Metro market önüne gidilerek 19 aydır Nakliyat İş Sendikası önderliğinde direnen Real Market işçilerinin direnişleri ziyaret edildi. Direnişçi işçilerle omuz omuza halaylar çekip sloganlar atan delegeler, ziyarette yaptıkları konuşmalarda da çok uluslu bir şirket olan Metro AG’ye karşı kendi ülkelerinde harekete geçeceklerini ve Real işçilerinin sesini tüm dünyaya taşıyacaklarını belirttiler. Eyleme Uyum/Makro işçileri de katıldı.