Site rengi

Tasarım

Görmezden gelinen gerçeklikler…

13.02.2021
754
A+
A-

Av. Tacettin Çolak

Kimden? Neyden mi bahsediyoruz?

Nakliyat-İş’ten…

Dile kolay, dolu dolu mücadele ile geçen tam yirmi yedi yıl.

1994 yılında Aras Kargo Örgütlenmesiyle bugünkü Nakliyat-İş’in temelleri atıldı.

28 Ağustos 1994 günü sabahı Ankara Aktarma Merkezi’nin işgali; “12 Eylül sonrasının en militan, en sert işçi eylemi”, diye burjuva basınında birinci haber olarak yer aldı.

Dört gün süren ve işçilere dışarıdan yiyecek-içecek gönderilmesi jandarma tarafından engellenen eylem, 1 Eylül günü sabaha karşı acımasız polis-jandarma operasyonu ile kırıldı.

Dört günlük bir gözaltı sürecinden sonra tutuklamaya sevk edilen 47 işçiyi, babacan bir yargıcın karşısında savunmuş ve hepsini serbest bıraktırmıştık. Sonraki yargılamalarda da beraat almıştık.

O zamanki DYP-SHP koalisyon hükümetinde bir de İnsan Hakları Bakanı vardı.

Bu bakan, işyerindeki sendikalaşmayı önlemek için işçilerin haksız yere işten çıkartılmalarına, işyerindeki iş mevzuatına aykırı uygulamalara karşı çıkacağına, hakkını arayan işçilerin eylemini sonlandırmak için “solcu eskisi” dönek patron ve vekillerinin talebiyle bizzat işyerine gelerek direniş kırıcılığı yapmıştı.

O dönemki sendika başkanı da eylemin fersah fersah gerisinde kalınca; Ankara’daki devrimci işçiler sendikanın İstanbul’daki diğer üyeleriyle kaynaşarak beş ay sonraki soğuk bir Ocak gününde yapılan genel kurulda Nakliyat-İş Sendikası’nda devrimci bir dönüşüm gerçekleştirdiler.

Ali Rıza Küçükosmanoğlu Başkanlığında, Zeki Olkun’un Genel Sekreterliğinde ve Aras Kargo Grevcisi Hamdi Yılmaz’ın Mali Sekreterliğinde sendikanın tüm yönetimi ve sendika ana tüzüğü baştan sona değiştirildi.

Türkiye’de ilk kez bir sendikanın tüzüğünde; sarı sendikacılığı besleyen en önemli kaynaklardan olan yüksek ücretlerin ve kaynaktan kesilen aidatların önüne geçildi. Böylece; yöneticilerin maaşlarının o işkolundaki ortalama işçi ücretinden fazla olamayacağı ve aidatların elden toplanacağı Nakliyat-İş’te tüzük hükmü oldu.

Bu değişiklik, Hukuk Fakültelerinde İş Hukuku derslerinde ders olarak okutulacak türden bir farklılıktı.

Sendikadaki bu köklü değişime karşı durmak için sarı sendikacılarla işbirliği yapan sözde solcular; “bu sendika küçük bir dükkân olur, bir varlık gösteremez”, diye yazıp çizdiler.

Ama Nakliyat-İş; aradan geçen 27 yılda her biri birbirinden değerli Örgütlenme, Direniş, Grev ve Toplu İş Sözleşmesi örneklerini Türkiye İşçi Sınıfının şanlı mücadele tarihine armağan etti.

Bir yandan burjuva hukuku ve bürokrasinin çıkarttığı engellerle mücadele ederek on binlerce işçiyi örgütledi. Diğer yandan da sarı-gangster sendikacıların ihanetine uğramış başka işkollarındaki işçilere sahip çıktı.

Nakliyat-İş’in İşçi Sınıfı Davasına duyduğu sorumluluktan başka kimseye eyvallahı yoktur. Gerektiğinde toplusözleşme masasında işçilerin hak ve çıkarlarının korunması için patronlarla pazarlıklar yaptığı gibi, gerektiğinde de en militan eylemlerle hak mücadelesini yürütmekten hiç geri durmamıştır.

Bugüne kadarki mücadeleleri burada tek tek saymayacağız.

Meraklısı Nakliyat-İş’in resmi internet sitesine girip araştırabilir.

Ancak, Tez Koop-İş Sendikası’nın üyesi olan Real Market, Makro-Uyum Market İşçileri ile Türk Metal-İş Sendikası’na üye olan Uzel Makine İşçilerinin; anılan sendikalarca sahipsiz bırakılarak işverenlerce hileli iflas yöntemleriyle gasp edilen tazminat vb. alacakları için verilen kahramanca mücadeleleri anmamız gerekir. Bu mücadeleler sonucunda özellikle Uyum ve Makro İşçilerinden aktif mücadeleye katılanlar haklarını aldı.

Uzel Makine İşçileri de 10 yıl aradan sonra işyerinin önüne kurdukları çadırda, pandemi döneminde bile gece-gündüz direniş nöbeti tutarak hileli iflaslarla gasp edilen haklarını alma mücadelesi yürütmekteler.

Bütün bu mücadeleler Nakliyat-İş’in sahiplenmesi ve öncülüğünde yürütülmektedir.

Hal böyle olunca da patronların ve sarı sendikaların tepkisini çekmekte Nakliyat-İş.

Çünkü sarı sendikacılar “namus sözü” verdikleri halde işçiyi satışa getirirken, Nakliyat-İş’in, işkolu bağı olmadığı halde, tüm gücünü bu işçilerin mücadelesine seferber etmesi, onlarda rahatsızlık yaratıyor haliyle.

Öyle ki son gelen bilgilere göre Tez Koop-İş Sendikası; Real Market Direnişinden dolayı işçilere sarı sendika olmadıklarını anlatmak zorunda kalıyormuş.

Muhtemelen bu sendikadaki bazı yönetici değişikliklerinden dolayı bu rahatsızlık oluşmuş.

Ama güneş balçıkla sıvanmaz.

Sarı sendika olmadığını anlatmak yetmez, sarı sendika olmadığını göstermek gerek.

Bunun da yolu bellidir:. Önce Nakliyat-İş’e teşekkür edip, ardından da özeleştiri yaparak yıllardır aidatlarını aldığınız Real Market İşçilerinin hak mücadelesine sahip çıkmalısınız.

Türk Metal’in ise zaten böyle bir derdi yok. Sarı-gangsterlikte yol almaya devam ediyorlar.

Nakliyat-İş Sendikamızın önü bir de Bakanlık tarafından kesilmekte.

2821 ve 2822 sayılı Yasalar dönemindeki yüzde on işkolu barajını % 12,11’le aşan sendikanın 16.909 üyesi bir çırpıda yok sayıldı. 6356 sayılı yasanın yürürlük tarihinden sonra üye sayısı 2789’lara düşürülerek % 1 barajının altında tutuldu.

İşyerlerinde örgütlenme yürütürken işverenlerin işkolu değişikliği bildirimlerini kabul ederek, Nakliyat-İş Sendikası’nın İşçi Sınıfı ile bağını kesmek istemekteler.

2013 Ocak istatistiğinden bu yana yayımlanan bütün işkolu istatistiklerine itiraz edildiği, itiraz edilen istatistiklerin kesinleşmeyeceği ve Toplu İş Sözleşmesi başvurularında kesinleşen en son istatistiğin uygulanması gerektiği yasal zorunluluk olduğu halde, Çalışma Bakanlığı keyfi olarak bu kuralı uygulamayarak Nakliyat-İş’in örgütlenmelerini baltalamakta. 2013’den bu yana geçen 8 yılda davalar bitirilmemekte.

Ama bütün bunlara karşın, bir saniye bile durmaksızın örgütlenme ve toplusözleşme mücadelesini bırakmadan on binlerce işçiye ulaşmakta Nakliyat-İş.

Geçtiğimiz günlerde bu davalardan birinde alınan ihtiyati tedbir kararı ile de büyük bir hukuki kazanım elde edilerek, bakanlığın keyfi engellerinin önüne bir nebze olsun geçilme koşulları doğdu.

Bu yazının kaleme alındığı günlerde de Kovid-19 salgınının bütün risklerine karşın yoğun bir şekilde çalıştırılan Yemek Sepeti, Vale/BanaBi işyerlerinde çalışan işçiler örgütlenmektedir.

Ülkenin dört bir yanında Direnişler, Grevler yürütülmektedir.

Nakliyat-İş; Dünya Sendikalar Federasyonu (WFTU) Başkanlık Kurulu Üyeliği, Uluslararası Taşımacılık Sendikası (TUI Transport) Genel Sekreterliği görevlerini yürüterek de Dünya İşçi Sınıfı ile Enternasyonal dayanışma içinde.

Nakliyat-İş; salt ekonomik mücadele ile de sınırlamamakta kendini.

Küba Devrimi ve Venezuela Sosyalist İktidarı ile dayanışma eylemleri örgütlüyor, Emperyalist savaşa karşı, Siyonist İsrail’in Filistin Halkına karşı yürüttüğü zulüm ve soykırımı protesto eylemleri organize ediyor. Irak ve Suriye’deki Emperyalist işgale karşı çıkıyor. Uluslararası katılımcılarla birlikte paneller, konferanslar düzenliyor.

Sonuç olarak; neredeyse bir gün bile eylemsiz günü geçmeyen Nakliyat-İş’in bu kahramanlıklarla dolu mücadeleleri, sağlı sollu görmezden geliniyor. Aynı anda İstanbul’un üç-beş semtinde, ülkenin dört bir yanında yürütülen mücadelelere bağlı bulunduğu konfederasyon olan DİSK bile yabancı kalmakta.

Kendine ilerici, devrimci, sol, sosyalist diyenler ise kıskançlık içinde bu mücadelelere burun kıvırmakta. AKP yandaşı görsel ve yazılı medyanın ilgisiz kalması elbette doğal, ama muhalif geçinen basın da Nakliyat-İş’i görmezden gelmekte. Onlar da türlü hesaplarla susuş suikastı uygulamaktalar Nakliyat-İş’e…

Ama bütün bu görmezden gelmeler, susuşa getirmeler gerçeklikleri ortadan kaldırmıyor. İşçi Sınıfının sendikalara, sendikacılara güvensizliğinin arttığı bu zor günlerde, Nakliyat-İş’in Devrimci Sendikacıları, çığır açmaya ve İşçi Sınıfına umut olmaya devam ediyorlar.

Bitirirken; sendikadaki devrimci dönüşüme ikirciksiz katılarak sonraki süreçte Genel Sekreterlik görevini yürüten Aras Kargo Grevcilerinden Hamdi Yılmaz arkadaşı elim bir trafik kazasında kaybettik. Daha sonra yine bir Aras Kargo Grevcisi Ahmet Tahsin Telci ile birlikte yola devam edilmişti. O’nu da kanser illeti aldı aramızdan.

Nakliyat-İş Sendikamızın bilimli, bilinçli, fedakâr, yetenekli diğer bir merkez yöneticisi, işçileşmiş aydın olan Recep Vurmuş’u da trafik canavarı genç yaşta mücadeleden kopardı.

Kasım 2002’de de TÜMTİS’in zulmünden bıkıp Nakliyat-İş’e üye olan işçilere bıçaklarla saldıran “devrimci” görünümlü katiller, sendika değiştirdiği diye üç işçiyi katlettiler.

Hepsini saygıyla anıyoruz.