Salgın, vurgunu getiriyor, Vurgun, adaletsizliği, eşitsizliği çoğaltıyor… Ve kazanan bir avuç Parababası oluyor!
M. Gürdal Çıngı
Bu, ne acımasız, ne zalim, eşitsiz, adaletsiz bir dünyadır?..
Bu, nasıl insanlık dışı bir düzendir?..
Hangi olaya baksanız, hangi konuya el atsanız aynı sonuçla karşılaşıyorsunuz: Sınıflı Toplumun insanlık dışı uygulamaları, insanları hayvan yerine koyan uygulamaları…
Dünya, şu anda Koronavirüs salgınıyla boğuşuyor. Şu ana kadar 101 milyon 553 bin 919 insan bu virüse yakalandı, 2 milyon 194 bin 490 insan yaşamını yitirdi. Milyonlarcası da hastalıkla boğuşuyor hâlâ şu anda.
Salgın dolayısıyla ülkeler arası seyahatler durduruldu, işyerleri, okullar, devlet daireleri kapatıldı, sokağa çıkma yasakları uygulanıyor tüm dünyada. Ama buna rağmen salgın hız kesmeden devam ediyor. Ve her gün dünya çapında yüz binlerce insan bu virüse yakalanıyor.
Salgın nedeniyle ekonomik faaliyetlerin neredeyse durma noktasına gelmesi sonucunda dünya çapında on milyonlarca insan işsiz kaldı. Halklar onulmaz, dayanılmaz, katlanılmaz bir sefaletin içine yuvarlandı. Ve yine bunun sonucu olarak da evsiz kaldı, aç kaldı insanlar. Yoksulluk şu ana kadar görülmedik ölçüde arttı.
Ve bu salgından ötürü en büyük can kaybını da yoksul insanlar yaşadı, yaşıyor, yaşayacak.
Çünkü bu insanların sağlığa erişiminde çok büyük zorluklar var. Büyük bir kısmı sağlık hizmetlerine erişemiyor. Erişebilenler de yeterli hizmeti alamıyor. Ve salgından az hasarla kurtulmak için, virüse yakalanmamak için gerekli önlemleri alamıyor. Yeterli ve dengeli beslenemiyor. Sıkış tepiş toplu ulaşım araçlarında ekmeğini kazanmak için işine gitmek zorunda kalıyor. Topluca çalışmak zorunda kalıyor. Ve ne yazık ki yeterli önlem alınmadan çalışmak zorunda kalıyorlar halklar.
Haa, buna rağmen, bir işi olanlar, işe gidebilenler yine de kendilerini şanlı sayıyorlar ve az da olsa mutlu oluyorlar. Çünkü bunun karşıtı işsizlik, demek. Yoksulluk demek. Ölüm demek…
Ya buna karşılık, insanları sömüren, ezen, zulmeden Parababaları, Finans-Kapitalistler ne yapıyor?
Onlar, bu salgına rağmen kârlarına kâr katmaya, milyar dolarlarına milyar dolarlar katmaya devam ediyorlar.
Şu ana kadar görülmedik oranlarda büyük kârlar elde ediyorlar. Bir avuç azınlık, milyarlarca insanın gelirinden fazla gelir elde etti bu salgın döneminde. Rakamlar o kadar açık ve acımasız ki, insan bu gerçeklik karşısında öfkeden tir tir titriyor. Bütün vücuda, beyni isyan duygularıyla dolup taşıyor.
Uluslararası yardım kuruluşu Oxfam’ın, “Eşitsizlik Virüsü” başlıklı, 25 Ocak tarihinde yayımlanan raporuna göre, büyük çoğunluğu ABD’li olan “(…) dünyada en zengin 10 kişinin toplam serveti, koronavirüs salgını sırasında 540 milyar dolar art”mış.
Ya bu salgın döneminde dünya çapında milyarderlerin serveti ne kadar olmuş? Ne kadar artmış?
“(…) dünya çapında milyarderlerin serveti 18 Mart 2020 ile 31 Aralık 2020 tarihleri arasında 3,9 trilyon dolar art”mış.
Ve nereye ulaşmış toplam servetleri?
“Bu meblağ halen yaklaşık 12 trilyon dolar.”
Peki, bu “en zengin 10 kişinin salgın dönemindeki kazancıyla” ne yapılabilirmiş?
1- “(…) bu parayla hem dünyada virüs yüzünden kimsenin yoksullaşmaması sağlanabilir”miş,
2- Hem “(…) herkese yetecek sayıda aşı satın alınabilir”miş.
3- Sadece bir Parababası, “(…) Jeff Bezos Mart-Eylül 2020 döneminde o kadar çok para kazandı ki, istese 876 bin çalışanının tümüne 105’er bin dolar ikramiye dağıtabilirdi ve serveti yine de salgın öncesiyle aynı kalır”mış…
Buna karşılık, “dünyada çoğunluğun günde 2 ila 10 dolarla yaşadığı” gerçeği,
Ve “dünyanın en yoksul bazı ülkelerinin salgının etkilerini atlatmasının 10 yıldan uzun süreceği belirtiliyor.” (https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-55800992)
Ne diyelim?..
“Adaletin bu mu dünya?” diyelim mi?..
Parababalarının adaleti bu tabiî!
Batılı büyük emperyalist devletlerin adaleti bu!
Bunlar, doğaları gereği böyledir; akrebin sokması nasıl doğası gereğiyse, bunların sömürmesi, zulmetmesi de doğaları gereğidir.
Çünkü bu Sınıflı Toplum düzeni olan Kapitalizm, artıdeğer sömürüsüne dayanır. İnsanın insanı ezmesine, sömürmesine dayanır. Ve bundan başka bir şey bilmezler bunlar… Başka türlüsü ellerinden gelmez…
Bakın bu adaletsizlik, Koronavirüs aşısına erişimde kendisini nasıl gösteriyor:
Hani, “(…) herkese yetecek sayıda aşı satın alınabilir”miş ya bu 10 zenginin sadece Mart-Aralık döneminde elde ettikleri kârlarla, bakın gerçekteki durum neymiş:
26 Ocak 2021 tarihli habere göre: “(…): Zengin ülkeler aşıların çoğunu satın al”ınca, “yoksul ülkeler 2022’ye kadar beklemek zorunda kal”mış.
“Örneğin Kanada, her bir vatandaşının beş defa aşılanmasını sağlayacak kadar çok aşı satın al”mış. (https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-55805108)
Yine Oxfam’ın raporuna göre:
“(…) Covid-19 aşılarının yarısını dünya nüfusunun yüzde 13’ünü temsil eden zengin ülkeler al”mış…
“(…)
“Mayıs ayı itibarıyla Amerika Birleşik Devletleri, ardından Birleşik Krallık, Avrupa Birliği, Japonya gibi gelişmiş ülkeler, devam eden klinik testlere rağmen, dozların üretimini ve dağıtımını önceden garanti eden çok sayıda sözleşme imzaladı.
“(…)
“Rapora göre, Moderna, Astrazeneca, Pfizer, Gamaley/Sputnik ve Sinovac ilaç firmaları 5,3 milyar doz aşının tedariki için devletlerle sözleşme imzaladı. Satılan aşıların 2,7 milyarı, ABD, AB, Avustralya, İngiltere, İsrail ve İsviçre tarafından satın alındı. Kalan 2,6 milyar doz da, Brezilya, Hindistan, Meksika ve Çin tarafından rezerve edil”miş. (https://tr.euronews.com/2020/09/17/oxfam-covid-19-as-lar-n-n-yar-s-n-dunya-nufusunun-yuzde-13-unu-temsil-eden-zengin-ulkeler-)
Bir kez daha diyelim mi, “Adaletin bu mu dünya?”, diye?..
Tabiî, adaletsiz olan dünya değil.
O adaletsizliği yaratan şey; insanın insanı sömürdüğü, ezdiği, soyup soğana çevirdiği, bir kuru lokmaya hasret bıraktığı, insanlığı acılar içinde kıvrandırdığı içinde yaşadığımız Kapitalist-Emperyalist sistemdir. Sınıflı Toplum düzenidir.
Sınıflı Toplum, adaletsiz, eşitsiz ve ahlâksız bir düzendir.
Bakın bu gerçeği Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus nasıl dile getiriyor:
“Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus, Covid aşılarının eşitsiz dağıtımı yüzünden dünyanın “feci bir ahlaki çöküşün eşiğinde olduğu” uyarısında bulundu.
“Ghebreyesus, zengin ülkelerdeki genç, sağlıklı insanların, daha yoksul ülkelerdeki tehdit altındaki insanlara göre daha önce aşıya ulaşmasının adil olmadığını söyledi.
“WHO Başkanı, 49 görece zengin ülkelerde 39 milyon doz aşının yapıldığını belirtti ve düşük gelirli bir ülkede sadece 25 doz aşı yapılabildiğini ifade etti.
“(…)
“WHO Yönetim Kurulu toplantısında konuşan Dr. Tedros “Lafımı esirgemeden konuşacağım: Dünya feci bir ahlaki çöküşün eşiğinde ve bu çöküşün maliyeti, dünyanın en yoksul ülkelerindeki insanların yaşamlarını ve geçim kaynaklarını kaybetmesiyle ödenecek” dedi.
“Dr. Tedros “önce ben” yaklaşımının kendi kendini engelleyen bir tutum olduğunu, çünkü bunun fiyatları artırıp, stokçuluğu teşvik edeceğini vurguladı.
“WHO Başkanı “Sonuç olarak bu tavır, sadece pandemiyi, kontrol altına almak için gereken kısıtlamaları ve insani ve ekonomik acıları uzatacak” diye konuştu.” (https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-55710072)
Büyük Emperyalist devletler, sanıyorlar ki, kendileri aşılanırsa, Koronavirüsten korunacaklar. Oysa tüm insanlığın büyük bir bölümü aşılanmadan bu salgından kurtuluş yoktur. Dolayısıyla aşılanma tüm insanlığın sorunudur. Yaşanan gerçeklik bunu göstermektedir.
İnsanlığın acılarına son verecek, ekonomik ve sosyal eşitsizlikleri ortadan kaldıracak ve insanların huzurlu, mutlu, sağlıklı bir dünyada gelecek kaygısı taşımadan yaşayacağı dünya; insanın insanı ezmediği, sömürmediği, zulmetmediği bir düzen olan Sınıfsız Toplum düzenidir. Ve İnsanlık er ya da geç o insancıl düzene erişecek, kavuşacak.
Ve bu zalim düzen de Tarih sahnesinden çekilecek, sadece kitaplarda anlatıldığıyla kalacak…