Site rengi

Tasarım

İstanbul Sözleşmesi’nin hukuksuz feshinin iptali için Danıştayda açmış olduğumuz davada yürütmenin durdurulması talebimiz, AKP’giller’in Hâkiminin oyuyla reddedildi!

25.09.2021
285
A+
A-

Partimiz, İstanbul Sözleşmesi’nin tek bir imzayla feshedilmesine karşı yürütmenin durdurulması ve işlemin iptali için dava açmıştı. Açılan bu davada Danıştay, yürütmenin durdurulması talebimizi oy çokluğuyla reddetmiştir. Bizler AKP’giller’in hukuk bürosuna dönüştürülmüş Yargıdan farklı bir karar da beklemiyorduk. Ama vicdanlarının sesini dinleyen iki hâkimin, iki hukukçunun, çoğunluk kararına karşı oyları ve gerekçeleri umut vericidir. AKP’giller’in iktidardan tekerlenme süreçleri hızlandıkça bu gerçek hâkim ve savcıların da sayılarının artacağına inanıyoruz.

Yargının AKP’giller’in hukuk bürolarına çevrildiğinin bir göstergesi de açtığımız bu davada verilen bu karardır. Örneğin bu garabet işlemin yürütmesinin durdurulması talebimizin reddine karar veren yargıçlardan biri AKP yönetimindeki İstanbul Büyükşehir Belediyesi döneminde Hukuk Müşavirliği yaparken, davalı idare olan Cumhurbaşkanlığı tarafından Danıştaya atanmıştır. Taraflılığı su götürmez, objektif karar vermesi hayatın olağan akışına aykırı olan bu yargıç için Partimiz daha önce reddi hâkim talebinde de bulunmuştu.  Buna rağmen bu kişi karar alma sürecine katılmıştır.

Her ne kadar oy çokluğuyla yürütmenin durdurulması talebimiz reddedilmişse de; iki Gerçek Hukukçu hâkimin karşı oy gerekçeleri;  davada öne sürdüğümüz iptal gerekçeleriyle paralellik göstermektedir.

Bu karşı oy gerekçelerinde özetçe şunları belirtmişlerdir;

TBMM tarafından Anayasa’nın 90. maddesinin 1. fıkrası kapsamında çıkarılan uygun bulma kanununa bağlı olarak onaylanan milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Anılan andlaşmaların feshedilmesine ilişkin işlemlerin Cumhurbaşkanının yürütme yetkisinde olmayıp, TBMM’nin yasama faaliyetine ilişkin olması nedeniyle, Anayasanın 104. maddesinin 17. fıkrası uyarınca Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile düzenlenmesi mümkün değildir.

“Kamu hukukunun genel ilkelerinden olan yetkide ve usulde paralellik ilkesi gereğince, bir işlem hangi usule uyularak tesis edilmişse aynı usule uyularak geri alınması, kaldırılması veya feshedilmesi gerekmektedir. Bu itibarla; TBMM’nin uygun bulma kanunu uyarınca onaylanarak yürürlüğe giren bir milletlerarası andlaşmanın feshi ancak TBMM’nin uygun bulma kanununu yürürlükten kaldırması veya sona erdirmeyi uygun bulduğuna ilişkin yeni bir kanun çıkarması sonrasında alınacak bir Cumhurbaşkanı kararı ile mümkün olabilecektir.

 “Anayasa’da TBMM’nin uygun bulma kanunu uyarınca onaylanarak yürürlüğe giren uluslararası sözleşmelerin feshedilme usulüne ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmaması ve Anayasa’da yürütme organına bu konuda bir yetki verilmemiş olması nedeniyle TBMM’nin uygun bulma kanunu uyarınca onaylanarak yürürlüğe giren uluslararası sözleşmelerin sadece yürütme organı işlemiyle feshedilmesi mümkün değildir.

“Bu itibarla; TBMM’nin uygun bulma kanunu uyarınca onaylanarak yürürlüğe giren bir uluslararası sözleşmenin feshi ancak TBMM’nin uygun bulma kanununu yürürlükten kaldırması veya sona erdirmeyi uygun bulduğuna ilişkin yeni bir kanun çıkarması sonrasında alınacak bir Cumhurbaşkanı kararı ile mümkün olabilecektir.”

Hukuksuzluğu ve Kanunsuzluğu yol etmiş iktidar sahipleri için eninde sonunda devran dönecek, hukuk ve adaletin terazisinin ezilen halkımızdan yana ağır bastığı günler gelecek. AKP’giller için de işleyecek süreç budur. Yolun sonuna doğru yaklaştıkça da gerçek hukukçu hâkimlere ve savcılara da cesaret gelecektir. Korkuyu üzerinden atanların sayısı da artacaktır.

Kuracağımız gerçek Halk İktidarında, emri hukuktan ve vicdanından alan namuslu yargıçlar, işlenen bütün suçların hesabını Halkın önünde soracaklar, insanlık suçu işleyenler yasalar önünde halka hesap vereceklerdir.

25 Eylül 2021

HKP Genel Merkezi