Site rengi

Tasarım

Sağlık hizmetlerinde sorunlar bitmiyor, artıyor!

10.03.2019
869
A+
A-

Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu

Geçen Ağustos ayında doların hızla yükselmesiyle birlikte kamu sağlık hizmetlerinde sıkıntılar yaşanmaya başlandı. En hayati tıbbi malzemeler bile bulunmaz hale geldi. Bu nedenle bazı başhekimler, bazı ameliyatların acil olmadıkça yapılmamasını istediler.  Pek çok laboratuar tahlilinde de aynı sıkıntı yaşanıyor.

Kamu Hastaneleri diye; Üniversite ve Devlet Hastanelerini kast ediyoruz. Bu hastaneler esas olarak sağlık hizmetini Sosyal Güvenlik Kurumuna satıyor görünüyor. SGK çıkarttığı Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT)  belirtilen fiyatlar üzerinden sağlık hizmetleri fiyatlanıyor. SGK’nin hastane döner sermayelerine yaptığı ödemelerle hastanenin tüm işleri yürüyor.  Başta doktorlar olmak üzere, tüm hastane personeline döner sermayeden belli bir pay veriliyor.  Bugün hastane çalışanlarının nerdeyse yarısı, döner sermaye üzerinden çalıştırılıyor. Bu arkadaşlarımız, son yılda yapılan değişiklik ile güya taşerondan ayrılıp kadroya alındılar. Ama diğer kadrolu çalışanlar ile aynı haklara sahip değil. Sözde kadroya geçtiler.

Günümüzde Ekonomik krizin en çok etkilediği yerlerden biri de hastaneler olmuş durumda. Vatandaş bazı tetiklerini yaptıramıyor, Kardiyolojik stentlerin takılmasında büyük sıkıntılar yaşanıyor. Bazı ameliyat malzemeleri bulunamıyor.  Ameliyatlar erteleniyor.

Son 15 yıldaki uygulamalar ile Başta Üniversite Hastaneleri olmak üzere Kamu Hastaneleri zor günler yaşamaya başladı. Üniversite Hastanelerinin gelirleri giderleri karşılamayınca, Üniversite hastanelerini, Sağlık Bakanlığına bağlanması gündeme getirilmeye başlandı.

Sağlık Bakanlığı, tüm Üniversite Hastanelerinin bakanlığa bağlanmasını dile getirmeye başladı.  Ayrıca Sağlık Bakanı, Şehir Hastanelerinin de Üniversite Hastanesi olacağını söylemeye başladı. Şehir Hastaneleri Adana ve Mersinde hizmete başladı. Hem hastalar hem de çalışanlar Şehir Hastanelerini benimsemiyorlar. Şehirlerden uzak, daha çok otelcilik hizmetini ön plana alan, işletmesini özel firmaların yaptığı , çalışanların maaşını devletin verdiği karmaşık bir düzen. Osmangazi Köprüsü, Üçüncü Havalimanına benzer bir şekilde Şehir Hastanelerinde de hasta yatış garantisi verilmiş durumda.

Ülkemizde otuz yıl önce çok ihtiyaç olmasına rağmen yeni SSK ve Devlet hastaneleri yapılmıyordu. Dünyada Hastane işletmeleri üzerine çalışan uzmanlar, 600 yataktan fazla yatağı olan hastanelerin doğru çalıştırılamayacağını belirtiyorlar. Bizde 1500-2000 yataklı şehir hastaneleri gibi büyük yapıların yönetilmesi çok zor olacak.  Zaten zor olduğu da görülüyor.

Son aylarda Şehir Hastaneleri inşaatlarında bir duraklama yaşanıyor. Yapılması planlanan Şehir Hastanelerinden yalızca altısı hizmete girmiş durumda.  Adana ve Mersin örneğinde görüldüğü gibi, yılların Kamu Hastanelerini kapatıp Şehir Hastanelerini açmak, o şehirdeki yatak sayısını ve hizmet kalitesini artırmıyor. Devletin elindeki son kaynaklar da Kamu Özel Ortaklığı adı altında yerli yabancı Parababalarına teslim edilmiş oluyor.