Site rengi

Tasarım

Röportaj: Uzel, Real ve Uyum/Makro İşçileri gasp edilen hakları için yılardır, aylardır mücadele ediyorlar

11.03.2020
1.217
A+
A-

Kurtuluş Yolu Gazetesinin direnişteki Uzel, Real ve Uyum/Makro İşçileri ile yaptığı röportajın bant çözümüdür.

 

“Hakkımızı alana kadar mücadeleyi bırakmayacağız!”

Kurtuluş Yolu:Merhaba, öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Direniş sürecinizi ve bu süre zarfında yaşadıklarınızı anlatır mısınız?

Zeki Oduncu:Adım Zeki Oduncu, 19 sene Uzel Makina’da Pres Operatörü olarak çalıştım. Mağduruz, alacaklarımız var, alacaklarımızı almak için mücadele ediyoruz. Her pazar buraya geliyoruz. Hemen hemen 14 ay oldu. Bu mücadeleyi 2018’in Kasım ayında başlattık. Hakkımızı alana kadar da devam edeceğiz. Bizi bu davada yalnız bırakmayan Nakliyat-İş sağ olsun bize çok sahip çıkıyor, bizim aidat ödediğimiz sendika var Türk Metal. Bize namus,şeref sözü verdiler, haklarınızı alacağız diye. Namusları ve şerefleri burada gelsinler temizlesinler, sendikacılık partilerin arka bahçesi olmayacak. Sendikacılık, işçilerin sendikası olacak. Sendika dediğin işçilerle bir mücadele edecek, işçilerle bir hak arayacak. Hiçbir sendika, konfederasyon partilerin arka bahçesi olmayacak. İşçilerle devam edecek, kimden aidat alıyorsa onun hakkını, hukukunu savunacak. Çalışırken her şey güllük gülistanlık da iş bu hale gelince mi kötü? Al üç milyon beş milyon, bin beş yüz kişiyi sokağa at. Bu olacak iş değil. Hangi sendika olursa olsun. Türk-Metal tabiî ki bize yanlış yaptı, Türk-Metal gerçekten patronların sendikası, sözleşmelerine bakın yirmi dokuz gün sürer, otuz gün sürmez. Çünkü Otuz gün süren sözleşmede işçilere para verecek. Maaşlarının üçte ikisini vermek mecburiyetinde. Her iki senede bir yaptığı sözleşmelere bir bakın, iki puan üç puan alır, bırakır. Bizim açımızdan ise hukuki bir süreç devam ediyor, istinaf mahkemesinde satışı iptal ettirdik, o satış üstüne oyunlar oynanıyor. Ama biz bu mücadeleyi bırakmayacağız, sonuna kadar devam edeceğiz. Gerekirse kavga, gerekirse dövüş, gerekirse haklı haksız, bu işi bizim cesetlerimizi çiğnemeden Demirkapı’daki Uzel’in arazisine kimse çökemeyecek.

***

“Bize Nakliyat-İş sahip çıktı”

 

Kurtuluş Yolu:Merhaba, direnişe başlama sürecinizi, özellikle direnişin son durumunu, biz direnişin başından itibaren biz direnişi takip ediyoruz, biliyoruz gidişi ama son durumlar nedir ve nasıl devam edecek anlatabilir misiniz?

Mevlüt Doğan:Merhaba ben Mevlüt Aydoğan.Şu anda gidişatımız çok güzel, çok iyi gidiyor şu ana kadar.

Kurtuluş Yolu:Türk-Metal Sendikası size sahip çıkmıyor. Bu süreçte sizinle birlikte Nakliyat-İş Sendikası mücadele ediyor. Bu durum ile ilgili, Türk-Metal Sendikası ve Nakliyat-İş Sendikası arasındaki farkı siz nasıl yorumluyorsunuz?

Mevlüt Doğan:Türk Metal-İş bize namus, şeref sözü verdi. Buradan çıkmadan önce bizzat. Fakat bizi yarı yolda bıraktı. Onun akabinde bize Nakliyat-İş sahip çıktı. Türk Metal-İş Sendikası bizi sattı yani.

Kurtuluş Yolu:Size sahip çıkan başka sendika veya başka partiler de var mı?

Mevlüt Doğan:Valla bize sahip çıkan şu anda Nakliyat-İş Sendikası bir de Halkın Kurtuluş Partisi ve CHP sahip çıkıyor. Onlardan başka da bize sahip çıkan yok. Bizim de tanıdıklarımız, bildiklerimiz var gidiyoruz, soruşturuyoruz. Herkes ne hikmetse bu işten uzak duruyor. Vatan Partisi ilk başta iyiydi de sonra bozdu. Benim şahsen ümidim vardı ama bozdu yani.

***

“Direne direne kazanacağız!”

 

Kurtuluş Yolu: Merhaba, öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

Mustafa Aslan: İsmim Mustafa Aslan, 21 seneden beri Uzel Makina’da çalışmaktaydım, ta ki sendikam beni satana kadar.

Kurtuluş Yolu: Direnişe başlama sürecinizi ve özellikle direnişin son sürecini anlatabilir misiniz? Biz başından beri takip ediyoruz ama son durumu anlatır mısınız?

Mustafa Aslan: Biz bu işi başaracağız ve kazanacağız. Onun için yola çıktık biz. Anamızın ak sütü gibi olan alın terimizi, tazminatımızı kimseye yedirmeyeceğiz. Sonuna kadar mücadele edeceğiz. Ölmek var, dönmek yok. Bu parayı kimseye yedirmeyeceğiz yani.

 

Kurtuluş Yolu: Türk Metal Sendikası size sahip çıkmıyor. Bu süreçte sizinle beraber Nakliyat-İş Sendikası mücadele ediyor. Bu iki sendika arasındaki farkı da açıklayabilir misiniz?

Mustafa Aslan: Biz Nakliyat-İş’i geç tanıdık. Türk-Metal olacağına keşke başımızda Nakliyat-İş gibi bir sendika olsaydı. Çünkü Türk-Metal demek hainlik demek. “Biz bir hain sendikayız. İstediğimiz zaman işçiyi satarız, istediğimiz zaman işçiyi şenlendiririz.” Ama hiçbir iş için şenlendirmedi. Her zaman işçisini satmıştır, arkasında durmamıştır. Türk-İş’e bağlı Türk-Metal, Türkiye’nin gelmiş geçmiş en büyük hain sendikasıdır. Hain, işçisine hainlik yapan sendika… Bakın geçen gün de Bursa’da “Türkiye’yi dar ederiz.” Diyorlar. Lan sen kimsin ya, neyi dar ediyorsun ya? Patron ne derse onu yapmak zorundasın. İşçiyi bir gram düşünüyorlarsa namerdim. Bu Türk-Metal, Türkiye’nin vatan haini bir sendikadır, ekonomiye en büyük zararı olan sendikadır. Emeğe saygısı yoktur, kendinden başka kimseyi düşünmez, işçisini anında satar. Biz Nakliyat-İş’te Ali Rıza Başkan’a çok minnettarız. Biz Ali Rıza Başkan’ı çok geç tanıdık. Yani Nakliyat-İş’in hakkını Uzel İşçisi ödeyemez. Kendi sendikamızın yapmadığını yaptı bize. Bizim arkamızda, yanımızda durmadı o PevrulKavlak denen adam. Bakın halen orada yazısı var. Kendi ağzıyla söyledi bunu yani, burada bin kişiye sorsanız aynı şeyi alırsınız. “Ben bunu altı ayda çözmezsem namussuzum, şerefsizim.” dedi. Biz de ne diyoruz? Madem o kadar onurun, gururun, namusun, şerefin varsa Uzel’in yemekhanesinde namusun, şerefin duruyor. Gel onu kurtar. Hani bu kadar patronlara şey olma.

Kurtuluş Yolu: Geçtiğimiz günlerde DİSK’in de kongresi oldu. Bir işçi genel başkan adayı oldu, Kader İpek Altunbulak. Bu konu hakkındaki düşünceniz nedir?

Mustafa Aslan: Şimdi tabiî ki DİSK’in belirli bir bölümü de sermaye olmuş, sermayenin adamı olmuş yani bu bir gerçek. Yani hiçbir zaman hak arayan bir yere gelemiyor, ne hikmetse. Ben bu insanları çözemiyorum. DİSK’in de belirli kademeleri var. Biz kongredeydik, baktım orada Lastik-İş var. Bağırmayla, çağırmayla olmuyor ama onlar bile sisteme ayak uyduruyor. Eski DİSK yok. Ben seksen öncesini yaşamış bir adamım, eski DİSK nerede şimdiki DİSK nerede? Arada dağlar kadar fark var.

Kurtuluş Yolu: Son olarak, size bu direniş süreci neler kazandırdı?

Mustafa Aslan:Direne direne kazanacağız, başka alternatifimiz yok. Bakın on dört aydan beri her pazarımız burada bizim. Bu benim emeğim ya, yirmi senelik birikimim. Benden çatır çatır aidat aldın, bu davayı yarıda bıraktın. Bir de utanmadan sağda solda diyorsun ki “Uzel İşçileri parasını aldı, oradakiler şov yapıyor”. Allah seni bildiği gibi yapsın diyorum. Burada kimse şov yapmaz, bak herkes pazarını heder ediyor burada.

Kurtuluş Yolu: Teşekkürler, çok sağolun.

Mustafa Aslan: Ben teşekkür ediyorum.

***

Uyum/Makro İşçileri haklarının gasp edilmesine karşı mücadele ediyorlar

Kurtuluş Yolu: Merhaba, öncelikle sizi bir tanıyabilir miyiz?

Eda Akkuş: Merhaba, adım Eda Akkuş, 2013 yılında Makro Markette çalışmaya başlayan, 2018 Haziran ayında hiçbir hakkımı almadan işten çıkarılan işçiyim.

Kurtuluş Yolu:Direnişe başlama sürecinizi, bu süreçte neler yaşadığınızı ve şu anda direnişin durumunu bize anlatabilir misiniz?

Eda Akkuş: Öncelikle İstanbul Uyum İşçilerinin direnişinde gördük Nakliyat-İş Sendikası’nı ve daha sonra Ankara Bölge Temsilcisi Bayram Karkın’la görüştük. Nakliyat-İş Sendikası, iş kolunda olmamamıza rağmen bize destek oldular ve ilk başlarda 10 kişilik bir grup ve Bayram Karkın’la,Makro Marketin açık olan şubelerinin önünde eylem yapmaya, bildiri dağıtmaya başladık. Sesimiz çıkmaya başladıkça sayımızda arttı diğer işten çıkarılan işçi arkadaşlarımızda bizlere katılmaya başladı. Sayımız artmaya başladı çünkü Bayram Karkın, Ali Rıza Küçükosmanoğlu bizi yüreklendirdi, haklarımızı anlattı, örgütlü mücadelenin kazanımlarını anlattı. Kısacası biz bilinçlendikçe etrafımızdaki işçi arkadaşlarımıza da anlattık ve sesimiz daha gür çıkmaya başladı. Sesimizin daha gür çıkmasında bize destek olan Halkın Kurtuluş Partisi’nin emeğini es geçemem, bütün eylemlerimizde bizimle omuz omuza oldular. Eylemlerimiz arttı, Makro Market Kazan merkezde her hafta eylem yaptık, basın açıklamaları oldu, en önemlisi mahkemede işçi alacakları olarak dosyaya yazıldık ki Nakliyat-İş Sendikası olmasa biz bu kazanımı elde edemezdik, çünkü işçi alacakları dosyada yazmıyordu. Bu süreçte bir miktar ödemede yapıldı işçilere tabiî ki Nakliyat-İş Sendikası sayesinde, örgütlü mücadelemizle elde ettik. Süreç devam ediyor tazminatlarımızı almamız için görüşmeler yapılıyor, yani pes etmedik haklarımızı alana kadar devam edeceğiz Nakliyat-İş Sendikası beraber.

Kurtuluş Yolu:Bu süreçte mücadelenize sahip çıkan Nakliyat-İş Sendikası’nın, sendikacılık anlayışıyla diğer sendikalar arasındaki farkı siz nasıl yorumlarsınız?

Eda Akkuş: Bizler yıllarca sendikasız çalıştık yani aslında sendikanın ne olduğunu bile bilmiyordu çoğumuz. Nakliyat-İş Sendikasının iş kolunda değiliz üyesi değiliz; ama emeği bilen,alınterinibilen, bizim derdimizi kendilerine dert edinen bir sendikanın sahiplendiği işçileriz. Yani bize sadece “insan” olarak baktılar. Diğer sendikalara gelince onlar üye gözüyle bakıyorlar, isimlerini duyurma derdi, aslında işçiye maşa gözüyle bakıyorlar benim fikrim. Yani bir tarafta “İNSAN” bir tarafta “İSİM”.

Kurtuluş Yolu:Geçtiğimiz günlerde DİSK’in kongresi oldu. Real Direnişçilerinden Kader İpek Altınbulak, DİSK Genel Başkanlığına adayı oldu. Bu durum hakkında düşünceleriniz nedir?

Eda Akkuş: Kader İpek Altınbulak yaklaşık 3 yıldır haklarını almak için meydanlarda olan Realİşçisi. Yani işçinin derdini, neistediğini, sorunlarını,sorunlara nasıl çözüm getirileceğini, asgari ücretle nasıl geçinileceğini yada geçinilmeyeceğini! Ondan iyi kim bilir! DİSK Genel Başkanlığı için daha iyi bir aday düşünülemezdi bence.

Kurtuluş Yolu: Bunun dışında size destek çıkan sendika ya da siyasi parti var mı?

Eda Akkuş: DİSKdâhil olmak üzere hiçbir sendika sahip çıkmadı sadece Nakliyat-İş Sendikası sahip çıktı. Parti olarak HALKIN KURTULUŞ PARTİSİ her zaman bizim yanımızda oldu, süreç uzadıkça karamsar olmaya başladığımız anlar oldu ama umut tohumları ekti HKP’deki o güzel insanlar, çıkarsız yanımızda olan tek partidir HKP.

Kurtuluş Yolu: Peki, son olarak bu direniş size neler kazandırdı?

Eda Akkuş: Dışardan bir göz olarak işçi eylemlerini sadece izlemekle destek olunmuyormuş bunu anladım. İşten çıkarılıp eylemler yapmaya başladıkça anladım ki birlik olmak lazımmış, meydanlara çıkıp omuz omuza mücadele etmek gerekiyormuş, ben olarak değil biz olarak bakmak gerekiyormuş. İyi ki Nakliyat-İş Sendikası’nı tanımışım dedim işçi dostu olan, hiçbir çıkarı olmadan işçinin yanında olan tek sendika Nakliyat-İş Sendikasıdır.

***

Kurtuluş Yolu: Merhaba, öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Direniş sürecinizi ve bu süre zarfında yaşadıklarınızı anlatır mısınız?

Şükran Karakuş:Merhabalar ben Şükran Karakuş. Ferzende Karakuş’un eşi olarak bu davada yer almaktayım. Benim eşim Ferzende Karakuş 7 sene Makro’da çalıştı ve 2 sene önce onu hiçbir açıklama yapmadan işten çıkardılar, hiçbir şey demeden kapıya koydular. Eşim çıktıktan sonra bayağı sıkıntılar yaşadık, sorunlar yaşadık işsiz kaldı. Ben de çalışamadığım için, annem rahatsız 93 yaşında ona baktığım için çalışamıyordum. Baya maddi, manevi sıkıntılar yaşadık ve eşim tekrar başka bir yerde işe başladı. Ben de Nakliyat-İş Sendikası ile tanıştım. Nakliyat-İş Sendikası sayesinde hakkımı aramaya başladım. Bu süreçte çok şeyler yaşadık.

Çok insanla, arkadaşlarla tanıştık ve hakkımıza nasıl sahip çıkacağımızı nasıl savunacağımızı öğrendik. Ben daha önce 25 seneye yakın tekstil işi yaptım ve oralarda hiçbir tazminat, hiçbir hakkımı alamadan kapıya konuldum ve hakkımı hiçbir zaman ne savunabildim ne arayabildim. Fakat Nakliyat-İş Sendikası sayesinde mücadelenin nasıl yapılacağını, hakkıma nasıl sahip çıkacağımı, haksızlığa karşı nasıl başkaldıracağımı, nasıl haksızlıkla mücadele edeceğimi öğrendim ve orada çok güzel arkadaşlıklar dostluklar edindim. Onların sayesinde ayakta durmayı ve nasıl duracağımı öğrendim.2 seneye yakındır mücadele ediyoruz. Bu zalim Parababalarına karşı, fakat hiçbir zaman sıkılmadan yorulmadan daha çok, daha hevesli mücadeleye sarılmaya başladım ben çünkü hakkım olanın peşinden koşuyorum, hakkım olanı savunuyorum eşimin hakkını kimseye yedirmeyeceğim.

Zamanında benim hakkımı çok yediler. Ben hakkımı arayamadığım için şu anda bunları bildiğim için eşimin hakkını yedirmeyeceğim. Allah razı olsun Nakliyat-İş Sendikası Başkanımız Ali Rıza Küçükosmanoğlu’ndan. O bize çok büyük önderlik yaptı, bize babalık yaptı. Büyük bir babalık yaptı, onun sayesinde ayakta durmayı öğrendik mücadele etmeyi öğrendik hakkımıza sahip çıkmayı öğrendik. Biz 2 yıla yakındır kar, yağmur,çamur,soğuk demeden hep sokaklara, yollara düştük fakat pişman değilim çok da mutluyum sonuna kadar da direneceğim devam edeceğim. Nakliyat-İş’in bana çok şey kattığına da inanıyorum, çok da mutluyum onlarla tanıştığım için.

Allah razı olsun Ali Rıza Küçükosmanoğlu başkanımızdan da, yardımcılarından da, Mehrali başkanımızdan da onlar bize çok güzel yol gösterdiler bize sahip çıktılar Hiçbir çıkarları menfaatleri olmadan hiçbir ücret karşılık beklemeden bize davamıza sahip çıktılar, elimizden tuttular sağ olsunlar var olsunlar.

Kurtuluş Yolu: Geçtiğimiz günlerde DİSK’in de kongresi oldu. Bir işçi genel başkan adayı oldu, Kader İpek Altunbulak. Bu konu hakkındaki düşünceniz nedir?

Şükran Karakuş: Real Direnişçilerinden bir arkadaşımız, Kader hanım da DİSK başkanlığa adaylığını koymuş ona da çok sevindim. Çok iyi parlak bir arkadaşımız haksızlığa karşı duran, işçilere sahip çıkan mücadeleyi seven. İnanıyorum ki yolu çok parlak olacak ve bu haksızlığa karşı mücadelesini çok güzel veren bir arkadaşımız bu davada birçok arkadaşlara yol göstereceğine inanıyorum ona da başarılar diliyorum. Her şeyin hayırlısı olsun iyi günler diliyorum. Teşekkür ediyorum

***

 

Kurtuluş Yolu: Merhaba, öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Direniş sürecinizi ve bu süre zarfında yaşadıklarınızı anlatır mısınız?

Suat Zengin:Merhaba ismim Suat Zengin 1982 Konya doğumluyum. Özel bir sektörde çalışmaktayım, evliyim 9 ve 13 yaşlarında iki oğlum var.

Kurtuluş Yolu: Direnişe başlama sürecinizi ve özellikle direnişin son sürecini anlatabilir misiniz? Biz başından beri takip ediyoruz ama son durumu anlatır mısınız?

Suat Zengin:Konya merkezde yaklaşık 16 aydır her pazar basın açıklaması yapıyoruz. Tüm işçi sendikaları ve sivil toplum örgütlerini ulusal ve yerel basını davet ediyoruz. Fakat Nakliyat-İş Sendikası, Halkın Kurtuluş Partisi ve Nakliyat-İş Sendikası’nın örgütlü olduğu Ambar İşçisi arkadaşlar haricinde kimse bu mücadelemizde yanımızda olmadılar. Bu sadece Makro Uyum Direnişinde değil Türkiye genelinde aynı şekilde aslında. Real Metro Direnişi var. 30 aya yakındır direniyorlar sarı sendikalara karşı. Üye oldukları sendika Real İşçilerine ihanet etti ve etmeye devam ediyor ve yine Real Direnişini Nakliyat-İş Sendikası sahiplendi. Hileli iflas ile işten çıkartılan ve 11 yıldır haklarını alamayan Uzel İşçileri var. İş kolunda olmadıkları halde Nakliyat-İş ile 11 yıl sonra mücadeleye başladılar ve sonuç almaya başladılar sendikalar işverenin değil işçinin yanında olmalı ama maalesef tam tersi oluyor.

Daha önce de belirttiğim gibi sendika neydi çok bilmiyor ve karamsar kalıyorduk. İlk iletişimi sosyal medya ile yapmıştım. Nakliyat-İş Sendikası ile. Konya temsilcimiz Mehmet Başkan mesajımı aldıktan 10-15 dakika sonra beni aradı ve hemen yol almalıyız kaybedecek vaktimiz yok dedi. Yüz yüze ilk görüşmemiz de aklımızda birçok soru işareti vardı. Neydi bunlar; Bir sendika neden bize sahip çıkıyor bu süreçte ne kadar ücret talepleri olacak vs. Neden Nakliyat-İş biz marketçiydik bir market iş kolunda sendika yok mu gibi sorularımıza net cevaplar aldık. Hiçbir ücret ve çıkar gözetmeksizin nerede haksızlığa uğramış bir işçi varsa orada Nakliyat-İş var nerede mücadele varsa orada biz varız dediler. Çıkış almadan önce DİSK’e bağlı bir sendikaya kısa bir mesaj atarak ne yapabiliriz diye sormuştum fakat iki yıla yakın oldu halen bir cevap gelmedi.

Biz gerçekte yaşayarak şunu öğrendik dünyada en büyük sermaye en büyük güç insan gücüdür, birlik ve beraberliktir bildiğin doğru yolda ilerlemektir.İnsanlar inanarak birlik olursa onun karşısında hiçbir güç duramaz. Bu direniş bile çok şey kazandırdı aslında bu mücadelede öncü olmak başka bir duygu. Aslında kimin ne olduğunu öğretti, insanların gerçek yüzünü öğretti. Nakliyat-iş Sendikası’na Sayın Ali Rıza Küçükosmanoğlu’na sendika yöneticilerine ve sendika üyelerine teşekkür ediyorum.

Kurtuluş Yolu: Geçtiğimiz günlerde DİSK’in de kongresi oldu. Bir işçi genel başkan adayı oldu, Kader İpek Altunbulak. Bu konu hakkındaki düşünceniz nedir?

Suat Zengin:DİSK’in Kongresi’nden bir hafta önce Nakliyat-İş Sendikası’nın Kongresi için İstanbul’daydık. Türkiye’nin dört bir yanından gelen direnişçiler ile katıldık. Real İşçileri, Makro Uyum İşçileri, Uzel Makina Direnişçileri TÜVTÜRK Araç Muayene istasyonlarında sendikaya üye oldukları için işten atılan işçi kardeşlerimiz ve yurtdışından gelen Dünya Sendikalar Federasyonu temsilcilerinin de katılımıyla yapıldı. Ali Rıza Küçükosmanoğluburada da sendikaları görevini layıkıyla yapmaya davet etti.

Kader İpek Hanımın özgün cesaretinden dolayı kutluyorum. DİSK Genel Başkanlığına aday olmak kolay değil ve şu çok önemli ki bir işçi sendikasının başkanı işçi olmalıdır, işçinin halini tek anlayan işçidir. Bir öğretim görevlisi, bir doktor, bir memur çok garip geliyor bana. Direniş alanında kar kış, soğuk sıcak, polis müdahalesi su, gaz,gözaltı gibi zorluklar ile mücadele ederek bir adaylık koydu ama maalesef kazanamadı. Aslında kötü bir sonuç aldığını düşünmüyorum. Bir işçi ilk adaylığı ve 25 oy alıyor. Aslında kaybetmedi güven kazandı, cesaret kazandı diyorum tekrar Kader İpek Hanımı tebrik ediyorum.

Kurtuluş Yolu:  Bu süreçte mücadelenize sahip çıkan Nakliyat-İş Sendikası’nın, sendikacılık anlayışıyla diğer sendikalar arasındaki farkı siz nasıl yorumlarsınız?

Makro Markette 10 yıldır çalışmaktayım. 2017 yılında konkordato çeken Makro Market 13 ilde 253 mağaza 6500 çalışanı olan bir şirketti. İstanbul’da Uyum Market diğer illerde ise Makro Market olarak hizmet vermekteydi. İstanbul’da olan Uyum marketleri Migros A.Ş.’ye devrederek küçülmeye başladı. Uyum çalışanların hakları ödenmeyince İstanbul’da işten çıkartılan bir grup işçi Nakliyat-İş Sendikası ile eylemlere başladılar. Sosyal medyada grup oluşturularak paylaşımlar yapıldı. Bu süreçte biz hep çalışıyorduk fakat onların yaşadıklarını yaşayacağımızı az çok biliyorduk ama bütün personel olarak işimize dört elle sarılıyorduk yapacak başka bir şeyimiz yoktu. Yıllarca emek verdiğimiz ve bunun karşılığı olan yıllık izinlerimiz, kıdem ve ihbar tazminatlarımız vardı.

Sürekli işveren tarafından batık durumda değiliz biraz zamana ihtiyacımız var diye mailler atılıyordu fakat hiç denildiği gibi değildi. Gün geçtikçe mağazalar devrediliyor, kapatılıyordu. İşçilere hiçbir açıklama yapılmadan çıkış veriliyor bir iki ay içerisinde haklarınız ödenecek deniliyordu. Sonunda benim de görev yaptığım mağaza kapanarak iş çıkışım verilmek üzere Konya insan kaynaklarına yönlendirildim. Önüme 56 gün önce tarihli bir ihbar verildi. Bir günde verilen çıkışım sahte evrakla geriye dönük gösterilmek istendi imza atmayı reddettim. Aradan geçen 3 ay sonra haklarım ödenmeyince Nakliyat-İş Sendikası Konya Bölge Temsilcileri ile buluşarak durumu anlattım. Nakliyat-İş Sendikası konuya hakimdi,zaten Uyum Direnişçilerininhaklarını sonuca ulaştırmış olmaları bana ayrı bir cesaret vermişti. Sendika denildiği zaman çok farklı bir durum yaşıyor insanlar aslında bu da Sendikanın ne olduğunu bilmediğimiz içindir diye düşünüyorum.

Nakliyat-İş Sendikası Konya Bölge Temsilcisi Mehmet Ünver Bey; arkadaşları toplayalım bir toplantı yapalım diye aradı, kendisine çok teşekkür ediyorum. Gerçekten bizlerin bu sürece gelmemiz de çok emeği var. Toplantımızı yaptık ve direnişimizi başlattık. Birkaç hafta içinde Konya,Kayseri,Malatya,Mersin,Ankara derken ciddi bir örgütlenme ile bütün illerde eylemler başladı.24 Aralık’ta Makro Market’in Ankara’da bulunan genel merkezinde Nakliyat-İş Sendikası Genel Başkanı, sendika avukatları, sendika temsilcilerinin de olduğu 1000’e yakın Makro Market İşçisi ile büyük bir eylem yaptık. Sendika Başkanı Ali Rıza Bey, Sendika Avukatı Doğan Erkan Bey diğer bölgelerden gelen öncü arkadaşlarında olduğu bir toplantı yaptık. Toplantıda Makro Market konkordato komiseri Şefik Çalışkan,Makro Market avukatı Fidel Okan ile yapıldı, kararlar alındı.Sonrasında istinaf mahkemelerine yine Sendika Başkanı, Sendika Avukatı sürekli katıldık.

İstinaf mahkemesinin yapılacağı günlerde tüm bölgelerden toplanıyorduk. 400-500 kişi oluyorduk ve mücadelede kararlı olduğumuzu her defasında gösteriyorduk, olumlu sonuçlar alıyorduk. Bu direnişe başladıktan 4 ay gibi bir süre sonunda yatırılmayan izin paralarımız yatırıldı. Daha sonrasında Tazminat parasını çek ve senet ile ödemeye başladılar. Fakat çok uzun vadeli çekler ve senetler olduğu için biz tercih etmedik.

Ne olacağı belli olmayan firma çekleri idi. Dağıtılan en sağlam ve en yakın tarihli çekler ise kendi yakınlarına ve yandaşlarına verilmişti zaten. Sonra vadesi gelen çeklerin birçoğunun karşılıksız çıktığı yine bir toplantıda Komiser tarafından bizlere söylendi. Artık sona geldiğimizi düşünüyorum. Nakliyat-İş Sendikası öncülüğünde Zafer çok yakın,direne direne kazanacağız.

***

 

Mücadelemiz haklarımızı alıncaya kadar devam edecek!

Kurtuluş Yolu: Merhaba, öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Direniş sürecinizi ve bu süre zarfında yaşadıklarınızı anlatır mısınız?

Abdullah Direktaş: Adım Abdullah Direktaş. 1976 Niğde doğumluyum. 2004 yılında İstanbul’a geldim 2006 yılında İstanbul Uyum Marketlerinde çalışmaya başladım.  8 yıl Uyum Market’te çalıştım, daha sonra Makro Marketler bizi bütün haklarımızla devraldı.4 yılda burada çalıştım. Toplam 12 yıl emek verdim.Makro Marketler ise 2017 şubat ayında konkordato ilan etti. 1 yıl sonra 2018 yılı nisan ayında bütün İstanbul şubelerini kapattı, bizlere de bir kâğıt imzalatıp, haklarınızı ödeyeceğiz deyip kapı önüne koydular. Şu ana kadar hiçbir hakkımızı ödemediler. 2 yıl oldu.

Direnişe başlaman edenimiz Makro Marketler bizim alacaklarımızı ödemedi. Daha önce bir grup arkadaşımız Nakliyat İş Sendikası ile mücadele ettiler ve haklarını sendika sayesinde aldılar. Bizler bu yüzden gerçek sendika ve işçi sınıfı mücadelesi veren, sarı sendikayla mücadele eden bu sendika ile mücadeleye karar verdik. Bu süreçte çok çeşitli zorluklarla karşılaştık, polislerle, özel güvenliklerle mücadele ettik. Bütün eylemlerimizde karşımıza çıktılar ama biz onlara rağmen kar kış, yaz demeden mücadelemize devam ettik. Bize sahip çıkan gerçek bir sendika olan Nakliyat-İş ve onun değerli Başkanı ALİ RIZA KÜÇÜKOSMANOĞLU bizlere sahip çıktı, onun bu desteğiyle direnişimiz devam ediyor.Haklarımızı alana kadar devam edecek.Bize sahip çıkan tek sendika Nakliyat-İş Sendikası oldu. Diğerleri yani sarı sendika diye tabir ettiklerimiz bize sahip çıkmadılar. Bizler hiçbir sendikaya üye değiliz, aidat ödemedik buna rağmen gerçek sendika olan Nakliyat İş Sendikası bizlere sahip çıktı. Yaşasın Nakliyat-İş.

Kurtuluş Yolu: Geçtiğimiz günlerde DİSK’in kongresi oldu. Real Direnişçilerinden Kader İpek Altınbulak, DİSK Genel Başkanlığına aday oldu. Bu durum hakkında düşünceleriniz nedir?

Abdullah Direktaş: Dava arkadaşımız olan Kader Hanım’ı bu mücadelede tanıdık. Cesur, yürekli mücadele azmi olan ekmeğine sahip çıkan, mücadele kimliği ön plana çıkan bir arkadaşımız. Bu tür sendikaların başına aslında işçi sınıfından gelen insanların başkan olması lazım, işçi en iyi anlayan onlardır, tepeden gelenler değil.

Kurtuluş Yolu: Peki, son olarak bu direniş size neler kazandırdı?

Abdullah Direktaş: Bu direniş bizlere hakkımız için mücadeleyi etmeyi, dayanışmayı, örgütlü olmayı, sınıf mücadelesini en önemlisi de hak aramayı öğretti.

***

 

Real İşçileri gasp edilen hakları için mücadele ediyorlar

Kurtuluş Yolu: Merhaba. Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

Kader İpek: Merhabalar, ben Kader İpek Altınbudak. Real Direnişçisiyim. Direnişimiz 3 yıldır Nakliyat-İş Sendikası’nın öncülüğünde devam ediyor.

Kurtuluş Yolu: Direniş sürecini, özellikle direnişin son aşamasını anlatabilir misiniz?

Kader İpek: 3 yıldır gasp edilen haklarımız için mücadele ediyoruz. 3 yılın sonunda en son Beğendiktarafındantazminatlarımız aylara bölünerek ödenmeye başlandı. Sarı sendikacılar bunu görmeseler de, duymasalar da biz her halükarda mücadele ediyoruz, edeceğiz.

Kurtuluş Yolu:Geçmiş günlerde DİSK’in kongresi oldu ve siz burada başkan adayı oldunuz. Bu durum hakkındaki düşünceleriniz nelerdir, neler söylemek istersiniz? Aynı zamanda DİSK’in tarihindeki ilk direnişlerin içinden gelen ve hala devam ettiren işçi başkan adayı sizsiniz, böyle bir gurur da var üstünüzde, o yüzden düşünceleriniz bizim için önemli.

Kader İpek:17 yıllık emeğim için üç yıldır, Nakliyat-İş Sendikası’yla beraber mücadele ediyorum. Ben Nakliyat-İş Sendikası üyesi değilim, sınıf dayanışması için direnişimizi sahiplendiler. Evet, DİSK kongresinde adaylığımı gösterdim. Üç yıldır DİSK yönetimi bizim direnişlerimizi görmedi, herhangi bir destek olmadı. Bizim direnişimiz aslında sarı sendikacılığa karşı bir direniş, bu yüzdende kongrede orada bulunan insanlara işçilerinde bu kongrede olabileceğini, yönetimde olabileceğini gösterdik. DİSK’in mücadele tarihine bakarsanız işçilerden bir başkanının olması gerektiğini düşündüğüm için aday oldum.

Kurtuluş Yolu:Direniş Süreci sizlere neler kazandırdı?

Kader İpek: Ben her zaman duyarlıyım, İşçi Sınıfı adı altında her mücadelede olmaktan yanayım.