AKP’giller’in zincir marketlerle kayıkçı dövüşü ve gerçekler…
M. Gürdal Çıngı
AKP’giller’in Reisi, New York’taki Türkevi’nde gazetecilere yaptığı açıklamalarda can dayanmaz boyutlara erişen Pahalılıktan, 5 zincir marketi sorumlu tutuyor güya. Ve diyor ki:
“(…) 5 tane zincir market bütün o ürünü toparlıyor. Bu 5 tane zincir marketin topladığı ürünle piyasalar altüst oluyor. Bunlar eğer bu noktada daha adil davranırlarsa hem vatandaş uygun fiyatla ürün alabilecektir hem de üretici şu an itibarıyla kazanımını, parasını zamanında alma şansına ulaşacaktır” ifadelerini kullanmıştı.
“Erdoğan, yöneltilen ‘fahiş fiyat’ sorusuna ise, ‘Bu konuda kısmen özellikle bu zincir marketlerin sınırsız uygulamaları var. Bu sınırsız uygulamalar karşısında biz de Ticaret Bakanlığı olarak bunların üzerine üzerine gideceğiz. Zincir marketlerin bu uygulamalarıyla mücadelede Ticaret Bakanlığımız gerekli olan her türlü tedbiri alıyor, alacak ve bunlara da gerekli operasyonları yapacaktır’ dedi.” (https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/ticaret-bakanligi-mufettis-gorevlendirdi-5-zincir-markete-fahis-fiyat-denetimi-1871706)
Tayyip’in bu “çıkış”ının üzerine de Ticaret Bakanlığı anında (25 Eylül günü) şu açıklamaya yaptı:
“Son dönemde, temel gıda ve ihtiyaç maddelerinde fahiş fiyat artışları olduğuna ilişkin vatandaşlarımız tarafından Bakanlığımıza iletilen başvuru ve şikâyetler dikkate alınarak, Ticaret İl Müdürlüklerimizce 81 ilde fahiş fiyat artışı yapılıp yapılmadığına ve Fiyat Etiketi Yönetmeliğine aykırılıkların olup olmadığına ilişkin denetimler sürdürülmektedir.
“Bununla birlikte, tüm ülke sathında faaliyet gösteren ve en yaygın şube ağına sahip olan 5 büyük zincir markette yumurtadan süte, makarnadan pirince, sebze ve meyveden temizlik malzemelerine kadar geniş bir yelpazedeki üründe fahiş fiyat artışı yapılıp yapılmadığının tespiti için Ticaret Bakanı Sayın Mehmet MUŞ’un talimatlarıyla Ticaret Müfettişleri görevlendirilmiştir.
“Bakanlık olarak, serbest rekabete ve piyasa koşullarına aykırı hareket ederek tüketicilerin mağduriyetine neden olanlarla mücadelemizi sürdürmekte ve bu konuda yasal çerçevede her türlü tedbiri almakta kararlıyız.
“Kamuoyuna saygıyla duyurulur.” (https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/ticaret-bakanligi-mufettis-gorevlendirdi-5-zincir-markete-fahis-fiyat-denetimi-1871706)
Öncelikle söz edilen şu 5 zincir market hangileri, onu yazalım:
Migros, CarrefourSA, A101, Şok, BİM.
Kim bunlar?
2’si; Migros, CarrefourSA Modern Finans-Kapitalistlerin.
Migros, Koç’la başladığı yolculukta en son Anadolu Grubu’nun elinde; Tuncay Özilhan’larda.
CarrefourSA, Fransız çokuluslu şirketi. Türkiye’deki ortağı bir zamanlar Sabancı’lardı. Şimdi tümüyle Fransızların.
3’ü; A101, Şok, BİM, Antika Tefeci-Bezirgân Sermayedarlıktan Modern Finans-Kapitalliğe sıçramış Ortaçağcıların.
BİM’in sahipleri Erenköy Cemaatinin kurucularından Topbaş Ailesi. Ülker’lerle, Kiğılı’larla ortaklıkları, akrabalıkları var.
BİM’in ilk kurucuları arasında Tayyip’in akıl hocası, onu ABD’ye pazarlayan, sonrasında ABD’ye; “deliğe süpürme, kullan” diyen Cüneyd Zapsu da var. Aynı Cüneyd Zapsu A101’in de kurucularından. Sonra ortaklıktan ayrılıyor.
Şok; Ülker Ailesinin-Ülker Grubu’nun…
A101’in sahipleri Aydın’lar ailesi.
Şimdi dinle Tayyip!
Biz bu yazımızda, bu ailelerin birbirleriyle ve İlim Yayma Cemiyeti, Erenköy Cemaati, Aziz Hüdayi Vakfı vb. vb. cemaat ve vakıflardaki ilişkilerini, iç içe geçmişliklerini anlatmayacağız. Bunların dini de nasıl kullandıklarına girmeyeceğiz. Ahtapot kollarıyla ticareti nasıl sarıp sarmaladıklarına da girmeyeceğiz.
Ama bak senin de/sizin de bunlarla nasıl iç içe geçtiğinizi, bunlara Hükümetinizde Bakanlık, Partinizde Yöneticilik makamları verdiğinizi, Bürokraside nasıl olanaklar sağladığınızı, sizin içinizden birinden aktararak halkımıza göstereceğiz.
Bak, senin MYK Üyen, eski Gaziantep Milletvekilin Şamil Tayyar ne diyor bu 5 zincir market için 25 Eylül tarihinde:
AKP’li Şamil Tayyar iki zincir marketi isim verip hedef aldı: Kabineye bile sızdınız!
“(…)
“AKP MKYK üyesi Şamil Tayyar, partiye yakınlığıyla bilinen iki market zinciri sahibini isim vererek hedef aldı. (…)
‘KABİNEYE BİLE SIZDINIZ!’
“Tayyar’ın paylaşımı şu şekilde:
“Önce BİM’ci Galip Aykaç. Sonra ŞOK’çu Murat Ülker. Tekelleştiniz. Üreticiyi tarlasında, çiftliğinde, işletmesinde kendinize mahkûm ettiniz. Rantta zirve yaptınız. Yetmedi. Teşkilatlarımıza, bürokrasiye, kabineye sızdınız. Devam edin. Az bile yaptınız!” (https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/akpli-samil-tayyar-iki-zincir-marketi-isim-verip-hedef-aldi-kabineye-bile-sizdiniz-1871819)
Şimdi, ne diyeceksin bu açıklamaya? Ya da ne dedin? Bir şey söyleyebildin mi? Bu ne demek, dedin mi? Kim sızdı, kim sızdırdı, kim izin verdi, dedin mi?
Hayır! Söylemedin. Söyleyemezsin de. Çünkü gerçekler bunlar!
Ya Tayyar Efendiye ne diyelim?
“Hadi canım sen de!”
Bütün bunları biliyordun madem, sen ne yaptın? Sen bostan korkuluğu muydun? Sen sıradan birisi misin? Milletvekilliği yaptın. Şimdi AKP MYK Üyesisin…
Bunların al birini vur ötekine. Yok birbirlerinden farkları. Zaten aynı tür yaratıklar bunlar…
Bu düzende, hele de bu tekeller çağında zincir marketlerle baş etmek mümkün mü?
Asla değil. O tren kaçalı bin yıllar oldu. Sınıflı Toplumla birlikte bu tren kaçtı.
Ne zamana kadar?
Önce Sosyalizm sonra Sınıfsız Topluma geçene kadar…
Bunun, “zincir marketlerle baş edememenin; 1- Objektif, 2- Sübjektif nedenleri var.
Objektif neden, Sınıflı Topluma geçişten kaynaklanıyor. İnsanlık bundan 7 bin yıl öncesine kadar, İlkel Sosyalist-Sınıfsız Toplum Konağında yaşıyordu. O zamanlar, toplumda maddi ve sosyal eşitsizlikler söz konusu değildi. Herkes eşit Kankardeşleri halinde yaşıyordu. Üretilen ürünler günlük ihtiyaçları karşılamaya yönelikti daha çok. Pazar için üretim söz konusu değildi. Üreticilerle tüketiciler mal değiş tokuşu yapıyorlardı sadece. Arada aracılar yoktu. Ancak bundan yaklaşık 6.500-7.000 yıl önce, Mezopotamya’da, Sümerlerde, o ana kadar bu değiş tokuşu Toplum adına yapan ve adlarına “Damgar” ya da “Tamkara” denilen insanların, bu değiş tokuşu artık kendi adlarına da yapmaya başlamaları ve bunun gelişip güçlenmesiyle birlikte toplumda maddi ve sosyal eşitsizlikler baş gösterdi. Ve sonuçta Sınıflar ve Sınıflı Toplumlar ortaya çıktı. Sömüren ve sömürülen, ezen ve ezilenler ortaya çıktı. Ve bu gidiş günümüze kadar sürüp geldi. Tabiî olduğu gibi kalmadı, hep aynı tarzda akmadı bu süreç. Yeni yeni biçimlere kavuştu ve en son Kapitalizmin en üst aşaması olan Emperyalizm Çağı’na geldi-girdi 1900’lü yılların başında.
Emperyalizm Çağı; Üretimde ve Dağıtımda Tekeller Çağı demektir. Bir avuç Modern Finans-Kapitalistin-Parababasının Üretime ve Dağıtıma hâkim olması demektir. Bu her sektörde böyledir dünyanın her yerinde.
Hele de bizim gibi, üretim yapmayan-yaptırılmayan ülkelerde Pahalılığın olağanüstü boyutlara ulaşması demektir tekeller. Küçük esnaf süreç içinde habire yok olurken-edilirken, büyük kapitalist şirketler, konumuz olan zincir marketler, üretime ve dağıtıma tümüyle hakim olurlar. Senin de söylediğin gibi Pazarı ele geçirirler. “Bütün o ürünü toparl”arlar ve “topladığı ürünle piyasalar altüst olu”r. Yani piyasayı, fiyatları istedikleri gibi yönlendirirler-belirlerler…
Bu Objektif gerçeklik içinde senin-sizin yapabileceğiniz bir şey yoktur bu Kapitalist düzen içinde. Ancak düzeni değiştirmek, bu Tekelleri ortadan kaldırmak gerekir. Bu da Sosyal Devrim demektir. Oysa siz Karşıdevrimcisiniz. Bırakalım Kapitalist Düzeni savunmayı, Ortaçağ’ı özlüyorsunuz. Onu geri getirmenin peşindesiniz. Sınıf yapınız-karakteriniz size bunu emrediyor çünkü… Siz, yukarıda da söylediğimiz gibi Antika bir Sınıfın, Antika Tefeci-Bezirgân Sermaye Sınıfının ideolojisini ve düzenini savunuyorsunuz.
Sübjektif neden de işte yukarıda söylediklerimizdir. Çünkü bu “5 zincir market”in 3’ü, sizinle aynı ideolojik anlayıştalar. Siz onlarla iç içe geçmişsiniz, etle tırnak gibi kaynaşmışsınız onlarla. Tayyar da onu söylüyor bak. Onlara her türlü olanağı gönüllüce sağlayan sizsiniz.
Bir zamanlar Kuvayimilliye yadigârı Kamu Kuruluşları vardı; Sümerbank vardı, Süt Endüstrisi Kurumu (SEK) vardı. Et ve Balık Kurumu (EBK) vardı. Toprak Mahsülleri Ofisi (TMO) vardı. Zirai Donatım Kurumu vardı. Devlet Üretme Çiftlikleri vardı. Devlet Fidanlıkları vardı, TEKEL vardı; içki ve sigara üreten.
İşlevli Kooperatifler vardı; Tariş gibi, Fiskobirlik gibi, Çaykur gibi…
Orman Köylülerinin Kooperatifleri vardı.
Bu kooperatifler köylüye hem ucuz fiyatlarla kredi verir hem de ürünlerinin pazarlamasını yapardı. Köylüyü Tefecinin eline düşmekten kurtarırdı kısmi de olsa…
Ama ne oldular?
Bir kısmının (Sümerbank’ın) adını bile tarihten silmeye çalıştınız. Öylesine düşmandınız Kuvayimilliye yadigârı Kamu Kuruluşlarına. Bir kısmını tümüyle işlevsiz hale getirdiniz. Çaykur gibi, Fiskobirlik gibi, Tariş gibi…
Belediyelerin Tanzim Satış Mağazaları vardı…
Özelleştirdiniz bunları. Yerli yabancı Parababalarına peşkeş çektiniz.
Tarımı bitirdiniz. Her türlü tarım ürününde dışa bağımlı hale getirdiniz ülkeyi. Arpa, saman, yem, sarımsak vb. bile ithal ediyoruz. İthal etmediğiniz tarım ürünü kalmadı.
Bunları özelleştirme adı altında piyasadan kaldıran kim?
Siz!
Piyasayı tekelci şirketlerin insafına bırakan kim?
Siz!
Bu tekelci şirketlere her türlü fırsatı yaratan, onların her alanda önünü açan kim?
Siz!
Şimdi kalkmışsınız bize 5 zincir mağazayı hedef gösteriyorsunuz pahalılığın sorumlusu olarak.
Yemezler!
Ağzından salyalar akarak; “Babalar gibi satarım” diyen, “Sümerbank’ın adını Tarihten de sileceğiz” diyen kimdi?
Sizin bakanınız Kemal Unakıtan değil miydi?.
“Devlet Marketçilik mi yapar, Manavlık mı yapar, diyen kimdi?
Siz!
Sonra da utanmadan 2019 yerel seçimlerinde oy alabilmek uğruna birkaç şehrin birkaç semtinde kamyonetlerle sözde ucuz ürün satan kim oldu?
Yine siz!
Ki buna rağmen, insanlar o kamyonetlerin önünde uzun kuyruklar oluşturdu birazcık nefeslenmek için. Ama seçim bitince bunları kaldıran yine kim oldu?
Siz!
Şimdi suçladığınız 5 zincir marketin birisi olan Şok’un (Ülker Grubu’nun) pazarlamacısı olan kim?
Sensin Tayyip!
Milyar dolarları geçen servetinin büyüklüğü eleştiri konusu olunca; Oradan çok para kazandım, diyen de sendin!
Hatta Ülker Grubu açıklama yapmıştı hani; bizim ürünlerimizin pazarlanmasından bu kadar çok para kazanılmaz, diye…
Yeme bizi Tayyip!
Birkaç yıldır Et ve Süt Kurumu tekrar piyasaya girmeye çalışıyor. Satış Mağazaları açıyor. Ama derde deva oluyor mu?
Ne gezer… Ankara’da 4 mağaza, Adana’da 1 mağaza, Bingöl’de 1 mağaza, İzmir’de 2 mağaza. 20 milyonluk İstanbul’da daha birkaç ay önce açılmış 1 tek mağaza!
Bakın son araştırma sonucu ne diyor:
“Aksoy Araştırma tarafından haftalık olarak yayımlanan Türkiye Monitörü araştırmasının 39 hafta sonuçlarında kamuoyunun fiyat artışlarından duyduğu endişe öne çıktı. Araştırmaya göre, Türkiye kamuoyunun yüzde 66,8’i enflasyondaki önlenemez artıştan korkmakta.
“Türkiye genelinde yapılan araştırma kapsamında katılımcılara “Döviz kuru, Enflasyon ve Faiz” arasında “hangisinin artışından en çok korktukları” soruldu. Yüzde 66,8 ile en çok korkulan enflasyon olurken, onu yüzde 21,5 döviz kuru takip etti. Faiz artışı yanıtını verenlerin oranı ise yüzde 11,7 olarak açıklandı.” (https://www.cumhuriyet.com.tr/galeri/son-anket-yuzde-668in-korkusu-ayni-1872864)
Hani ekonominin sorumlusu sendin? Bağırıyordun meydanlarda; “Ekonominin sorumlusu benim, ben!” diye.
Ne oldu?
5 zincir market seni bu duruma düşürdü, öyle mi?
Gel de inan!
Senin ve sizin bu zincir marketlerle kayıkçı dövüşünüz yeni de değil ha… İktidara geldiğiniz 2002 yılından bu yana, Kürşat Tüzmen’den Hayati Yazıcı’ya, Nurettin Canikli’den Bülent Tüfenkci’ye, vurguncu Ruhsar Pekcan’dan Mehmet Muş’a kadar Gümrük ve Ticaret Bakanlarınız bu konuyla ilgili güya tasarılar hazırladılar. Ama sonuç yukarıda söylediğimiz gibi oldu. Halkımız açısından Pahalılık can dayanmaz boyutlara ulaşınca, başlatıyorsunuz bir kayıkçı dövüşü. Yasa Tasarıları hazırlıyorsunuz, toplantılar yapıyor, görüşler alıyorsunuz kurum ve kuruluşlardan. Sonra?..
Sonrası gelmiyor. Yasa Tasarısı, görüşülmediği için, görüştürmediğiniz için Mecliste Kadük oluyor tasarı. Bu arada halkın gazını da almış oluyorsunuz gösterdiğiniz sözde tepkiyle. Haydi bir sonraki yıla-yıllara ertelemeye. Yani gelsin tasarılar, alınsın gazlar… Tutumunuz bu oluyor. Dediğimiz gibi başka türlüsü ne objektif ne de sübjektif olarak mümkün değil…
Bu konuda da sadece söyledikleri çok çarpıcı ve açık olduğu için Bülent Arınç’tan aktarma yapacağız. Hani Bakanlarınızdan, Başbakan Yardımcınız, Meclis Başkanınız, Danışmanınızdan…
“5 senedir söylüyorum yapmıyorlar”
“(…)
“SOKAK İÇİNDE MARKET OLUR MU, BU NEYİN NESİ”
“Marketler yasası ile ilgili düzenleme hakkında konuşan Arınç, yılbaşına kadar düzenlemenin olmasını planladıklarını ifade ederek, “Aslında geciken bir işi inşallah yapacağız. Bir zamanlar süpermarketler yasası, şimdiki ismi ne olur bilmiyorum. Kimi perakendeciler yasası diyor. Bunların içinde ülkemizi bir uçtan uca, yan yana AVM’lerle dolduran çarpık anlayışın esnaf lehine korunması için imkan hazırlayacağız. Meclis başkanlığı dönemimde bu konuyu sürekli gündeme getirdim. Batıda nasılsa ona göre bir yasa çıkartalım dedim. Madem AB normları nasılsa, biz de ona göre yapalım. Sokak içlerine kadar süpermarket olur mu bu neyin nesi” ifadelerini kullandı.
“BAŞBAKAN YARDIMCISIYIM GENE YAPMIYORLAR”
“Meclis başkanıyken bunları yapmadılar, daha kötüsü başbakan yardımcısıyım 5 senedir söylüyorum gene yapmıyorlar. Şimdi zamanı geldi. Zamanı gelmeden çiçek bile açmıyor” diyen Arınç, (…) Bu hazırlık umarım ki, yeniden birilerinin müdahalesine maruz kalmadan inşallah yılbaşına kadar bu işi çıkartmış oluruz.” (https://www.milliyet.com.tr/siyaset/arinc-5-senedir-soyluyorum-yapmiyorlar-1777930)
Yaptırır mı ekonomiye eline geçirmiş, vurgun üstün vurgun, kâr üstüne kâr yapan Antika-Modern Parababası?
Yaptırtmıyor tabiî ki.
Siz de zaten yapılsın istemiyorsunuz. Sadece halkımızın gözüne kül serpiyorsunuz iktidarda olduğunuz için ve iktidarınızı korumak için.
Böyledir bu işler… Kayıkçı dövüşleri sürer gider bu düzende…
Ne zamana kadar?
Halkın Demokratik İktidarı kurulana kadar!
Ve gelecek o günler!