Site rengi

Tasarım

Dünya Sendikalar Federasyonu Başkan Yardımcısı Ali Rıza Küçükosmanoğlu, DSF Avrupa Bölgesel Ofisi (EUROF) Konferansı’nda konuştu: “Yüz milyonlarca insanın çıkarları için mücadele ediyoruz!”

17.02.2025
236
A+
A-

Kurtuluş Yolu

Dünya Sendikalar Federasyonu’nun Avrupa Bölgesel Ofisi (EUROF) Konferansı 29-30 Ocak tarihlerinde Paris’in Créteil bölgesinde gerçekleştirildi.

Konferansa DSF Başkan Yardımcısı ve DİSK/Nakliyat-İş Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu da katılarak bir konuşma gerçekleştirdi. Küçükosmanoğlu, ilgiyle dinlenen konuşmasında dünyadaki güncel politik gelişmeleri değerlendirdi. Küçükosmanoğlu ayrıca, Uluslararası İşçi Sınıfının ortak sorunlarını ve çözüm yollarını dile getirdi.

21 ülkeden 120 delegenin katılımıyla gerçekleşen Konferansın sonuç bildirgesinde, Türkiye’de sürmekte olan grevlere yönelik destek ve dayanışma mesajı da yer aldı.

Ali Rıza Küçükosmanoğlu’nun EUROF Konferansı’nda yaptığı konuşmanın tam metnini yayınlıyoruz:

 

***

Değerli Yoldaşlar,

DSF’nin Genel Sekreteri Pambis Yoldaş, DSF’nin Onursal Başkanı ve Uluslararası İşçi Enstitüsü Başkanı Mavrikos Yoldaş, DSF Avrupa Bölgesel Ofis Sekretarya Koordinatörü Pierpaolo Leonardi Yoldaş ve Konferansımıza katılan tüm yoldaşları en içten devrimci duygularımla selamlıyorum.

Avrupa ve tüm dünyada sınıflar mücadelesinin önemli bir tarihsel süreçten geçtiği bu dönemde DSF’nin Avrupa Konferansı’nı düzenleme kararı alan yoldaşlarımızı da kutluyorum.

Konferansa ev sahipliği yapan UD CGT Val de Marne’den yoldaşlarımıza da teşekkür etmek istiyorum.

 

Değerli Yoldaşlar;

Avrupa Kıtasındaki İşçi Sınıfı mücadelesinin, hem dünyadaki genel İşçi Sınıfı mücadelesinde hem de DSF’nin tarihsel süreçteki mücadelesinde her zaman önemli bir yeri olmuştur.

Başını ABD Emperyalizminin çektiği karşıdevrimci emperyalizm çetesi, bölgemizde AB Emperyalizmi ile birlikte, ekonomik örgütleri IMF, Dünya Bankası, savaş örgütü NATO’su, istihbarat örgütü CIA’sı, MI6’i ile ekonomik-siyasi-askeri politikalarını dayatmaktadır. İşçi Sınıfımızın, halklarımızın yoksullaşmasının yanı sıra sosyal kazanımları da ellerinden alınmaktadır.

Geçtiğimiz günlerde CIA tarafından yapılan açıklamalara göre pandemi sürecinde dünyada 7 milyon, ABD’de ise 1.2 milyon kişi yaşamını yitirmiştir. Pandemi dönemi, kapitalizmin en yüksek aşaması olan emperyalizmin dünya halklarına, insanlığa hiçbir şey vermeyeceği, çürüyen, asalak bir düzen olduğu gerçeğini bir kez daha ortaya çıkarmıştır. Örneğin emperyalist düzende ilaç ve sağlık tekellerinin kârının insan sağlığından daha önemli olduğu gerçeği bir kez daha net bir şekilde ortaya çıkmıştır.

Emperyalistlerin bölgesel egemenlikleri için savaş örgütü NATO aracılığıyla Ukrayna’da başlattığı savaş 11 yılını doldurmak üzeredir.

Filistin Gazze’de 7 Ekim 2023 tarihinde ABD’nin bölgedeki bekçi köpeği İsrail Siyonizmi tarafından başlatılan savaşta çoğu çocuk, kadın ve sivillerden oluşan 50 bine yakın insan katledilmiştir. Yakındoğu/Ortadoğu’da antiemperyalist bir mevzi olan Beşşar Esad yönetimindeki Suriye’ye karşı 2011 Martında başlatılan emperyalist saldırlar (askeri, siyasi, ekonomik) sonucu geçtiğimiz Aralık ayında meşru Suriye Hükümeti devrilmiş, yerine ABD, İsrail, Türkiye devşirmesi Ortaçağcı, Selefi, gerici HTŞ (Heyet Tahrir El-Şam) iktidarı getirilmiştir.

Suriye’de olan bitenlerin sorumlusu, başını ABD Emperyalistlerinin çektiği, Siyonist İsrail ve Türkiye işbirliğidir. Siyonist İsrail, Golan Tepeleri de dahil olmak üzere Suriye topraklarının daha büyük bölümünü işgal etmiş, Şam’a 20 km mesafeye kadar yaklaşmıştır.

Irak’la başlayan, Libya’yla devam eden ABD Projesi “Büyük Ortadoğu Projesi”, Suriye ile devam etmektedir. Sürecin devamında sırada İran ve Türkiye vardır.

İslam coğrafyasında BOP sürecindeki olup bitenler sonucu milyonlarca insan yaşamını yitirmiş, milyonlarcası da mülteci durumuna düşürülmüştür.

 

Değerli Yoldaşlar,

Türkiye ve bölgedeki diğer ülkeler, kapitalizmin serbest rekabetçi dönemini yaşamamıştır. Kapitalizmin en yüksek aşaması olan Emperyalizm dönemini Kapitalizmle birlikte yaşamaya başlamışlardır. Bundan dolayı da emperyalizm, Türkiye ve diğer bölge ülkelerinde kapitalizm öncesi en gerici sınıf olan Tefeci-Bezirgân Sermaye Sınıfıyla her zaman işbirliği yapmaktadır.

İslamiyet’te, Tefeci-Bezirganlığın farklı dini yapılanmaları olan İhvancılık, Selefilik, Taliban, HTŞ, El-Nusra vb. akımlar; CIA, Mossad tarafından kurulmuşlardır ya da finanse edilmektedirler. Amaç, İslam coğrafyasındaki ülkelerde yaşayan yüz milyonlarca insanı kendi egemenliklerini sürdürmek için Ortaçağcı-dinci gericilikle afyonlamaktır. Afganistan’da Taliban buna örnektir. Laiklik düşmanı Mollalar, kadınları sosyal yaşamdan tümden koparıp eve hapsetmiş durumdadır.

 

Değerli Yoldaşlar,

Bildiğimiz gibi ABD’de de faşist kafalı Trump yeniden iktidara gelmiştir, getirilmiştir. Trump, kişilik olarak Ukrayna’daki Zelenski gibi serserilikten gelmektedir. Trump’ın açıklamalarıyla birlikte ABD Emperyalizminin daha yayılmacı bir emperyalist politika izleyeceği ortadadır.

Her ne kadar ABD Emperyalizmi karşısında gittikçe ekonomik-siyasal büyüklüğü gelişen BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika Cumhuriyeti) ile birlikte dünyada bir emperyalist kamplaşma olsa da karşıdevrimci emperyalizm çetesinin başını ABD Emperyalizmi çekmektedir.

 

Değerli Yoldaşlar,

Nasıl bir dünyada yaşamakta olduğumuzu özetçe anlatmaya çalıştım.

Farklı ülkelerde yaşıyor olsak da İşçi Sınıfımızın yaşadıkları sorunlar ortak. En önemli ortak sorunları şöyle sıralayabiliriz:

– Ücretlerin reel olarak düşmesi

– Kazanılmış sosyal hakların giderek kaybedilmesi

– Emeklilik yaşının yükseltilmesi

– Emeklilik ücretlerinin düşürülmesi

– Güvencesiz çalışma biçimlerinin yaygınlaşması. Esnaf kurye, alt işveren-taşeron ilişkisi

– Kapitalist patronların çıkarlarına yarayan evden çalışmanın yaygınlaşması

– Sağlığın kamu hizmeti olmaktan çıkması, metaya dönüştürülerek işçilerin halkın gereken sağlık hizmetlerine ulaşamaması

– Örgütlenmenin, mücadele olanaklarının kısıtlanması

– Özelleştirmeler

– Emperyalistlerin fonladığı sarı sendikacılık, ITUC-ETUC güdümündeki örgütlenmeler.

 

Değerli Yoldaşlar,

İşçi Sınıfımızın, dünya halklarının geleceği sömürünün, sınıfların olmadığı bir dünya yaratmaktır. DSF, bu mücadelenin önemli bir parçasıdır.

Zorluklarımız, olanaksızlıklarımız var ama yine de bu mücadeleyi daha militanca ve kararlıca vermek durumundayız. Bu mücadelenin örnekleri Fransa, İtalya, Yunanistan, İngiltere, İspanya, Portekiz, Türkiye’de ortaya konulmaktadır. Ancak hep birlikte daha da fazlasını yeni ülkelerle birlikte nasıl yapmalıyız, bunu da ortaya koymalıyız.

Karşısında mücadele ettiğimiz emperyalizm, uluslararası Finans-Kapitalistler, onların ekonomik-siyasi-askeri örgütleri, onların güdümündeki siyasi iktidarlar, bir avuç Parababasının çıkarı için mücadele ediyorlar. Bizler ise yüz milyonların çıkarları için mücadele ediyoruz.

Onlar bilimi, tekniği de kendi çıkarları için kullanıyorlar. Giderek yaşamımızın ve mücadelemizin parçası durumuna gelen Yapay Zekayı da kendi çıkarları için kullanıyorlar. Örneğin Google ile işbirliği yapan İsrail, Yapay Zekayı kullanarak Gazze’de, Lübnan’da 37 bin hedefi bombalıyor. Binlerce insan katlediliyor.

 

Değerli Yoldaşlar,

Bu konferansın bir milat-başlangıç olmasını sağlayarak Avrupa ülkeleri başta olmak üzere tüm ülkelerde DSF’yi daha mücadeleci, daha örgütlü, daha kitlesel mücadele yürüten bir örgüt haline getirmek için kolektif bir mücadele içinde olmalıyız.

Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim. Yaşasın DSF!

Yaşasın Proleterya Enternasyonalizmi!