Site rengi

Tasarım

İşe bak sen! Hayduda bak sen! Ülkenin düşürüldüğü duruma bak sen! (II)

21.02.2024
417
A+
A-

M. Gürdal Çıngı

Fikri takip yapalım, bu yazımızda da. Hatırlanacağı gibi, Kurtuluş Yolu Gazetesi’nin 185’inci sayısında yukarıdaki başlıkla bir yazı yayımlamıştık. Şimdi o konuyla ilgili yeni gelişmeleri yorumlamak istiyoruz…

AKP İktidarı, Muhalefetle birlikte,  23 Ocak tarihinde NATO’nun Genişlemesi kapsamında İsveç’in NATO Üyeliğini Mecliste onayladı. Tayyip tarafından onaylanan karar, 25 Ocak tarihli Resmi Gazetenin Mükerrer Sayısında yayımlanarak yürürlüğe kondu. Ve böylece, eğer Macaristan da kabul ederse, ki edecek, İsveç NATO’nun 32’nci üyesi olacak. Ve böylece, Rusya’nın etrafının kuşatılması yolunda bir adım daha atılmış olacak, ABD ve AB Emperyalistleri tarafından.

Hatırlayacağımız gibi, Türkiye, ABD’den 5. nesil F-35 savaş uçakları almak için anlaşma yapmış, hatta 1, 5 milyar dolar da peşin para ödemişti. Ve anlaşma gereği F-35’lerin bir kısım parçaları da Türkiye’de üretiliyordu.

Ancak ABD, üretimi tamamlanan, hatta teslim töreni bile yapılan uçakları vermedi ve Türkiye’yi üretim sürecinden de çıkardı. Paramızı da vermedi.

Bunun nedeni neydi?

Türkiye, ABD’den hava savunma sistemi olan Patriot Füzeleri almak istiyordu. Ancak ABD, Patriot füzelerini satmadı Türkiye’ye. Gerekçeler üretti, işi yokuşa sürdü.

Bunun üzerine Türkiye, aynı işlevi görecek hava savunma sitemi olan S-400’leri Rusya’dan satın aldı.

ABD ve NATO, bu anlaşmaya ve alıma şiddetle karşı çıktılar. S-400’lerin Rus sistemi olduğunu, bir NATO ülkesinde kullanılamayacağını, F-35’lere ilişkin gizli bilgilerin Rusya’nın eline geçeceğini ileri sürdüler. Yani Türkiye’yi bu sistemleri aldığı için, cezalandırmak amacıyla F-35’leri vermediler.

“Tarih, tekerrürden (tekrardan) ibarettir”, denir. Buna “ders alınmazsa” diye de eklenir.

Türkiye de aynı olayı, Tarihte, geçmişte, aynı şekilde bir kez daha yaşamıştı. Osmanlı Devleti, İngiltere’den savaş gemileri almak için anlaşma yapmış, ülkede bir kampanya başlatarak paraları toplamış ve İngiltere’ye peşin olarak vermişti. Ancak Birinci Emperyalist Evren Savaşı’nın başlaması üzerine, İngiltere bu savaş gemilerini, aynen şimdi olduğu gibi, gemileri teslim almak üzere giden yüzlerce gemiciye, teslim törenine rağmen vermedi. El koydu. Yine aynı şekilde parasını da vermedi geri. Yani Tarih, tekerrür ediyordu bir kez daha, Türkiye için…

Niye?

E, siz ders almazsanız, ekonomice, teknolojice başkasına bağımlı kalırsanız, onun yarısömürgesi olursanız, o da sizi istediği gibi kullanır. Cezalandırır, bazen de çıkarları öyle gerektirdiğinde ödüllendirir geçici olarak. Yani sizi kendisine ram eder.

Bu olayda da böyle oldu. ABD, Türkiye’yi cezalandırdı.

Bunun üzerine başta Tayyip, AKP’liler yalvar yakar oldular ABD’ye. Önce uçakları istediler. Sonra parasını istediler. Olmadı. Vermedi ABD.

Bunun üzerine Rusya’dan SU-35 ya da SU-57 uçakları almak istediler. Görüşmeler yaptılar. Bir anlamda da ABD’ye gözdağı vermeye çalıştılar. Ama ABD yemedi. Çünkü Tayyip ve avanesi-AKP’giller, kendilerini kimin iktidara getirdiğini netçe bildikleri için, getirenin götüreceğini de çok iyi biliyorlar. O yüzden vazgeçmek zorunda kaldılar SU-57 sevdasından. Ve yine ABD’ye döndüler.

Bu kez alçaltıcı, onur kırıcı bir talepte bulundular. F-35’lerden teknolojice geri 4. nesil F-16 Blok 70 tipi uçakları almak istediler. Bir de elde bulunan F-16’ların modernizasyonu için gereken kitleri ve diğer teknolojik ekipmanları…

Ama ABD’nin emirleri bitmek bilmiyordu. Hem Tayyip’i bir kez daha sıfırlatmak, tümüyle teslim almak hem de yeni emirlerinin hayata geçirilmesini sağlamak istiyordu. Had bildirmek istiyordu açıkça…

Neydi yeni emirler?

ABD ve AB Emperyalistleri, Sosyalist Kamp’ın dağılmasıyla birlikte, eski Sosyalist Kamp üyesi ülkeleri (Polonya, Macaristan, Bulgaristan, Romanya vd.lerini) kendilerinin çıkar arabalarına bağlamışlardı. Onları hem AB üyesi yaptılar hem de NATO üyesi. Ve eskiden Sovyetler Birliği’ni kuşatmak için yaptıklarını şimdi Rusya için yapmaya başladılar.

Bu ülkelerin Karadeniz’le bağlantıları da çok önemliydi ABD için. Bunu başardı. NATO’yu Karadeniz’e getirmiş oldu.

Sonra sıra Finlandiya ve İsveç’e geldi. Önce Finlandiya NATO üyesi yapıldı. Türkiye, veto edeceğini falan mızıldandıysa da sonunda “Evet” demek zorunda kaldı. Sıra İsveç’teydi. Tayyip’e göre, İsveç teröristleri koruyor ve kolluyordu. Bunları düzeltmeden, teröristleri iade etmeden “evet” demeyecekti vb… Yani Tayyip aklınca şantaj yapıyordu. Ama ABD yine yemedi.

Tam aksine, o yersen lokantası açtı.

F-16’ları ve diğer malzemeleri almak mı istiyorsun?

O zaman, “Evet” diyeceksin!

Ve sonuçta ABD’nin dediği, emrettiği oldu. TBMM, İktidarı Muhalefetiyle oyçokluğuyla “Evet” oyu vererek İsveç’in NATO üyeliğini onayladı. Ve Resmi Gazetede yayımlandı karar.

ABD Yönetimi, F-16’ların ve diğer malzemelerin satışına onay verdiğini belirterek Kongreye başvuracaktı onaylaması için. Çünkü Kongre, kararın Resmi Gazetede yayımlanmasını görmeden onay vermeyeceğini duyurdu Yönetime.

Her şey yolunda gibiydi. Türkiye, İsveç’in NATO’ya girişini onaylamış, Yönetim F-16’ların ve malzemelerin satışı için resmi onay vermiş ve son merci olan Kongreye göndermişti. Sıra ABD Kongresindeydi. Onun da onaylaması bekleniyordu. Çünkü öne sürülen, emredilen tüm şartlar yerine getirilmişti Türkiye tarafından.

Vehbi’nin kerrakesi 1…

Ancak işin içinde iş, emrin içinde emir olduğu Yunan gazetesinin haberiyle bir anda ortaya çıkıverdi. Okuyalım haberi:

***

Yunan gazetesi yazdı: Şimdi de sır mektup… F-16 burnumuzdan geldi

Türkiye’nin ABD’den satın aldığı F-16 savaş uçaklarıyla ilgili iddialar bitmek bilmiyor. Şimdi de Yunan basını, ABD’nin Türkiye’ye F-16 savaş uçaklarını Yunan adaları üzerindeki uçuşlarda kullanmama şartı getirdiğini ileri sürdü.

31 Ocak 2024

Euronews’in Yunan Kathimerini gazetesinden aktardığına göre, Türkiye’nin ABD’den satın aldığı F-16 savaş uçaklarını Yunan adaları üzerindeki uçuşlarda değil, yalnızca NATO ittifakı amaçları doğrultusunda kullanabileceği şartı getirildiğini ileri sürdü.

Kathimerini’nin diplomatik kaynaklara dayandırdığı haberinde, ABD Dışişleri Bakanlığının söz konusu şartı, Temsilciler Meclisi ve Senato’nun ilgili dört komitesine gönderdiği ve içeriği gizli tutulacak bir mektupla bildirdiğini yazdı.

İHLAL EDİLİRSE NE OLACAK

Mektupta, bu koşulun ihlal edilmesi durumunda Dışişleri Bakanlığı’nın sorunu çözmek için inisiyatif almayı taahhüt ettiği ve sorun hâlâ çözülmezse F-16 programının sonlandırılacağı belirtildi.

Haberde benzer bir gelişme Ankara’nın Rusya’dan S-400 füzesi satın alması sırasında da yaşandığı ve Türkiye’nin, ortak geliştirici ülke olduğu F-35 programından çıkarıldığı belirtildi.

YUNANİSTAN ABD KONGRESİNDEKİ “DOSTLARINA” GÜVENİYOR

ABD yönetimi TBMM’nin İsveç kararı sonrası F-16 satışını onayladı, son kararı Kongre verecek

Gazete ayrıca normalde Yunan hükümetinin, daha kapsamlı bir anlaşmanın parçası olduğu için mektubun içeriğini görmek isteyeceğini ancak Atina’nın Yunanistan’a dost Kongre üyelerinin verdiği güvencelere dayanarak, mektubun metninin muhtemelen tatmin edici olduğuna inandığını ileri sürdü.

Haberde Dışişleri Bakanlığının koyduğu şartın, öncelikle Türkiye’nin Doğu Akdeniz ve Ukrayna’daki faaliyetlerine son derece “şüphe” ile yaklaşan Kongre üyelerini F-16 satışına onay için konduğu da vurgulandı.

İddia ile ilgili ABD Dışişleri Bakanlığından resmi açıklama yapılmadı.

“ABD KONGRESİ ASLINI GÖRMEK İSTEDİ” İDDİASI

Geçtiğimiz günlerde, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), İsveç’in NATO üyeliği kararıyla ilgili “ABD Kongresinin, ıslak imzalı kararın aslını görmek istediği” iddialarının doğru olmadığını bildirdi.” (https://www.odatv4.com/dunya/f-16lar-yunan-adalari-uzerinden-ucurulamayacak-mi-yunan-gazetesinden-flas-iddia-120025149)

***

Halkımız, ateş olmayan yerden duman çıkmaz, der bir atasözünde. Doğrudur.

İşte bu olay da bunun doğrulanmasıdır. Tayyip ve AKP’giller, halkımızı kandırmak, gözünü boyamak için açıkça yalan söylüyorlar. Aslında tümüyle bir yenilgi olan, teslimiyet olan İsveç’in NATO üyeliğinin onaylanması ve geri teknoloji bir ürünün alınmasını başarıymış gibi göstererek. Ama işin aslı, yukarıda da okuduğumuz gibi, yeni yeni şartlara, emirlere dayanıyor.

Yani; alırsan, vereceksin! diye buyuruyor ABD!

Vehbi’nin kerrakesi 2…

Ayrıca bu olayla bağlantılı bir konu daha var. O da şu:

ABD, Türkiye’ye F-16 Blok 70 uçaklarının satışını onaylarken, Yunanistan’a da F-35 satışı için onay veriyor. Ve bu kararını da Kongre’ye sunuyor:

“ABD Türkiye’ye F-16 ve Yunanistan’a F-35 satışı konusunda Kongre’ye resmi bildirimde bulundu

“ABD Dışişleri Bakanlığı, Türkiye’ye 40 adet yeni F-16 ve 79 adet modernizasyon kitinin olası satışını onayladı ve Kongre’ye resmi bildirimde bulundu. Eş zamanlı olarak, Yunanistan’a da 40 adet olası F-35 satışı onaylandı ve bu olası satış da Kongre’ye bildirildi.

“(…)

“Açıklamaya göre Türkiye’ye yapılacak olası satış toplam 23 milyar dolar; Yunanistan’a yapılacak satış da 8,6 milyar dolar değerinde.

“Yapılan açıklamada Türkiye ve Yunanistan’a yapılacak olası satışların bölgedeki temel askeri dengeyi değiştirmeyeceği belirtildi.” (https://www.voaturkce.com/a/abd-disisleri-bakanligi-turkiyeye-f16-ve-yunanistana-f35-satisi-konusunda-kongreye-resmi-bildirimde-bulundu/7459631.html)

ABD, sadık müttefiki Yunanistan’ı da korumaya ve Türkiye karşısında güçlendirmeye devam ediyor. Türkiye’ye vermediği F-35 savaş uçaklarını Yunanistan’a veriyor. Açıkça taraf tutuyor.

Kaldı ki, ABD sadece bu konuda tutum almıyor. Yunanistan’da kurduğu yeni yeni üsleriyle hem Türkiye’ye tehdit oluşturuyor hem de Rusya’ya karşı hazırlıklar yapıyor. Dedeağaç ve diğer yerlerde kurduğu üslerde binlerce ABD askeri bulunuyor. Yani hem ülkemize karşı hem de Rusya’ya karşı askeri hazırlıklar yapıyor…

Vehbi’nin kerrakesi 3…

“Kongre üyesi Gregory Meeks’ten destek

“Kongre’nin alt kanadı olan Temsilciler Meclisi’nin kıdemli Demokrat Partili üyesi Gregory Meeks, olası satışa destek verdiğini söyledi.

“Gregory Meeks, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İsveç’in katılım protokollerini imzalamasına atıfta bulunarak, “Bu, geç de olsa İttifak ve daha geniş ikili ilişkiler için memnuniyet verici bir adım. Rusya’nın yasadışı saldırganlığına rağmen NATO ittifakı hiç olmadığı kadar güçlü” dedi.

“Türkiye’nin Ege Denizi’nde gerilimin düşürülmesine yönelik adımlarının yanı sıra yasa dışı Rus sermaye akışına karşı önlemleri güçlendirmesinden” cesaret aldığını söyleyen Meeks, bu adımların Türkiye’ye F-16 olası satışına destek vermesinde etkili olduğunu belirtti.

“Demokrat Partili kıdemli üye Meeks, Türkiye’nin bu alanlardaki taahhütlerinin yanısıra Suriye’nin kuzeyinde gerilimin azaltılmasına yönelik başka adımlarını da beklediğini ifade etti.” (agy.)

Türkiye, düştüğü/düşürüldüğü utanç verici durumda daha başka hangi tavizleri vermiş?

Bunu da haberden öğrendik resmi olarak.

Ne onlar?

Türkiye “Ege Denizi’nde gerilimin düşürülmesine yönelik adımlar” atmak için söz vermiş ve atmış!

Bunun “yanı sıra yasa dışı Rus sermaye akışına karşı önlemleri güçlendir”miş. Yani bu konudaki taahhütlerini de yerine getiriyormuş!

Ve “bu alanlardaki taahhütlerinin yanı sıra Suriye’nin kuzeyinde gerilimin azaltılmasına yönelik başka adımlar” konusunda da söz vermiş. Ve ABD, bu sözlerini de yerine getirmesini bekliyormuş Türkiye’den.

Nedir “Suriye’nin kuzeyinde gerilimin azaltılmasına yönelik başka adımlar”?

ABD’nin “iyi çocuklar”ı, “sahadaki ortağı” ve “yerel gücü” Amerikancı Kürt Hareketi PKK-YPG-SDG’ye karşı tavır almaması, saldırılarını sonlandırması ve orada kurulan Kürt Devletçiğinin oluşmasına, büyümesine, yaşamasına karışmaması!

 

Vehbi’nin kerrakesi 4…

“Senatör Risch’ten hem onay hem eleştiri

“ABD Kongresi’nin üst kanadı olan Senato’nun Dış İlişkiler Komisyonu’nun kıdemli üyesi Cumhuriyetçi Senatör Jim Risch, Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğini onaylamak üzere ‘aylar sonra harekete geçmesinden’ memnun olduğunu belirtti; ‘İsveç’in bu sonuç için bu kadar uzun beklemek zorunda kalması talihsiz’ dedi.

“Satışa onay verdiğini söylemekle birlikte Cumhuriyetçi Senatör, ‘Bu uzun gecikme Türkiye’nin ittifaka taahhüdü konusunda soru işareti yaratıyor. Umarım Türkiye yakın çalışmayı tercih eder ve bunun yol açtığı zararı onarır’ ifadelerini kullandı.

“Senato Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı’ndan eleştiri

“Senato Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Demokrat Benjamin Cardin, Cuma akşamı Kongre’ye bildirimden önce yaptığı açıklamada Türkiye’nin İsveç onayından övgüyle söz etmiş; ancak ülkenin bazı politikalarına ilişkin endişelerini dile getirdi.

“Cardin, ‘Türkiye bir NATO müttefiki olarak bölgede kritik bir rol oynarken, gazetecilerin ve sivil toplum liderlerinin haksız yere hapsedilmesi dahil insan hakları sicilinin iyileştirilmesine, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden sorumlu tutulması konusunda (Ankara ile) daha iyi bir işbirliğine ve Ortadoğu’ya ilişkin söylemini yumuşatmaya acil ihtiyaç var’ dedi.” (agy.)

Biter mi emperyalistlerin istekleri, beklentileri ve emirleri?

Bitmez!

Daha başka ne yapmalıymış Türkiye?

NATO’da ve Batı’da “yol açtığı zararı onar”acakmış!

“(…) gazetecilerin ve sivil toplum liderlerinin haksız yere hapsedilmesi dahil insan hakları sicilini iyileştir”ecekmiş!

Öncelikle siz Batılı Emperyalistler kim, İnsan Hakları kim?..

Sınıflı bir toplumda İnsan Haklarından söz etmek gülünçtür. Egemen sınıf ve zümreler, ezilen sınıf ve zümreleri her türlü İnsan Haklarından yoksun kılarlar. O hakları yok sayarlar. Varsa yoksa kendi hak ve çıkarlarıdır önemli olan.

Onu kullanırlar. İnsan Hakları savunucusu ve koruyucusu görünürler. Burada söyledikleri gibi…

Sahip oldukları ekonomik ve siyasi güç sayesinde, halklara her türlü ekonomik ve siyasi zulmü yapanlar kendileridir. Halkları kendi aşağılık sınıf ve zümre çıkarları için iliklerine dek soyup sömürenler kendileridir. Kârlarına kâr katmak için işgallerden, ilhaklardan, savaşlardan başka bir şey bilmeyen, tanımayan; halklara kan ve gözyaşından başka bir şey vermeyen bu Batılı Emperyalistler, İnsan Haklarını savunuyor görünürler. Başta kendi halkları olmak üzere, halkları kandırmak için İnsan Haklarını dillerine dolarlar.

Türkiye’ye yaptıkları sözde İnsan Hakları eleştirisinde kastettikleri “gazeteciler ve sivil toplum liderleri” de kendi çıkar arabalarına bağladıkları ve kendilerini savunan kişilerdir.

“Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden sorumlu tutulması konusunda daha iyi bir işbirliğine” girmeliymiş!

Yani Rusya’yı satmalıymış Türkiye!

Ve yine: “Ortadoğu’ya ilişkin söylemini yumuşat”malıymış!

Yani PKK-PYD-SDG’ye kötü(!) söz söylememeliymiş! Onlara karşı eylemlerde bulunmamalıymış! Onlara karışmamalıymış!..

Başka?..

Vehbi’nin kerrakesi 5…

Bu da ayı ve armuduyla ilgili. Şimdi onu okuyalım:

***

“ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Vekili Nuland: Suriye’den çekilmeyeceğiz

“30.01.2024

“ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Vekili ve Siyasi İşler Müsteşarı Victoria Nuland, Türkiye-ABD Stratejik Mekanizması kapsamında Türkiye’ye gelmişti.

“ABD Stratejik Mekanizması kapsamında gerçekleşen bu ziyarette Nuland, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Burak Akçapar ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Büyükelçi Akif Çağatay Kılıç ile görüştü.

“Bu ziyaret esnasında Nuland, CNN Türk’e röportaj verdi. Söz konusu röportaj da Nuland Suriye meselesi, İsrail-Filistin çatışması, F-16’ların Türkiye’ye tedariki gibi pek çok konuda soruya yanıt verdi.

“(…)

‘S-400 meselesini halletmeliyiz’

“Türkiye’nin F-35 programından çıkarılması ile ilgili konuda da birtakım açıklamalarda bulunan Nuland, ‘Patriot satışını müzakere etme sürecindeydik ve bu müzakereler devam ederken Türkiye başka bir yöne gitti. Bu yüzden bugün bazı görüşmeler yaptık. Açıkçası bu S-400 meselesini halledebilirsek, ki bunu yapmak istiyoruz. ABD, Türkiye’yi F-35 ailesine geri almaktan memnuniyet duyacaktır’ dedi.

“(…)

“Nuland verdiği röportajda ayrıca Türkiye’nin F-16 filosunu geliştirmesinin ‘ABD’nin güvenliği’ için çok önemli olduğunu da sözlerine ekledi.

“ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Vekili ve Siyasi İşler Müsteşarı Nuland İsveç’in NATO’ya katılması ile ilgili soruya verdiği yanıtta Atlantik Paktı’nın güçlendiğini öne sürdü.

“İsveç’in NATO üyeliğini onaylamasının hemen ardından burada bulunmasının bir tesadüf olmadığını belirten Nuland, ‘Türkiye’nin İsveç’e ‘evet’ diyerek bize katılmasını da büyük memnuniyetle karşılıyoruz. Bildiğin üzere bunun yaşanmasını beklerken bir süre duraklama demeyeyim ama ilişkilerimizde en baskın konu bu oldu. Bu nedenle Dışişleri Bakanı Blinken’ın benden yapmamı istediği şeylerden biri de ilişkimizin geri kalan kısmını yeniden canlandırmak ve temmuz ayında Washington’da yapılacak NATO zirvesine hazırlanmak da dahil olmak üzere 2024 yılında yapmamız gereken şeyler hakkında konuşmaya geri dönmekti’ dedi.” (https://sputniknews.com.tr/20240130/abd-disisleri-bakan-yardimcisi-vekili-nuland-suriyeden-cekilmeyecegiz-1080183162.html)

***

Gördüğümüz gibi, emir emiri, şart şartı kovalıyor…

Vazgeçmiyor ABD Emperyalistleri S-400’lerden. İlla ki onları ya iade ettirecek, ya başka ülkelere sattıracak, ya da asla aktif hale getirtmeyecek hatta imha ettirecek…

Tabiî burada da Rusya buna asla izin vermeyecek!

***

Rus askeri uzman: Türkiye kendisine şartlar dayatılmasına izin vermeyecek

30.01.2024

(…)

Türkiye’nin hava savunmasıyla ilgili durumu ve ABD’nin F-35 uçaklarını tedarik etmeye hazır olup olmadığını Hazar Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (KİSİ) Genel Direktörü, Ulusal Savunma Dergisi Genel Yayın Yönetmeni, Emekli Albay İgor Korotçenko, Sputnik’e değerlendirdi.

Korotçenko, S-400 hava savunma sistemleri sorununun Türkiye’nin egemenliği meselesi olmaya devam ettiğini belirterek, “ABD, birkaç yıldır Rus hava savunma sistemleri konusunda Türkiye’ye baskı yapıyor; satın almadan önce, satın alma sırasında ve şimdi, yani bu sistemlerin Türkiye’ye teslimatından 4 yıl sonra. Elbette bu sebepsiz değil. Nuland Türkiye’ye hava savunması sağlamayı öneriyorsa bu, S-400’lerin Patriot sistemleriyle değiştirilmesi demektir. Washington, Patriot örneğinde olduğu gibi artık Türk hava savunma sistemlerine kendi yazılımını kurmanın mümkün olmayacağı ve dolayısıyla herhangi bir takip veya kontrolün olmayacağı gerçeğini kabullenemiyor. Ve Ankara, egemenliğini kaybetmek istemiyorsa, S-400’ün Patriot’la değiştirilemeyeceğini çok iyi anlıyor” dedi.

ABD’nin yakın gelecekte Türkiye’ye F-35 satmayı düşünmediğine vurgu yapan Rus uzman, “ABD’nin F-35 savaş uçaklarını Türkiye’ye öylesine tedarik edeceğini sanmıyorum. Washington’un F-35 konusunu daha uzun süre pazarlık, şantaj veya manipülasyon amacıyla kullanacağından eminim. Diğer yandan, Türkiye ihmal edilmeyi veya kendisine şartlar dayatılmasını kabul etmeyeceğini açıkça belirtti” ifadelerini kullandı.” (https://sputniknews.com.tr/20240130/rus-askeri-uzman-turkiye-kendisine-sartlar-dayatilmasina-izin-vermeyecek-1080206081.html)

***

Evet, Korotçenko’nun çok doğru olarak söylediği gibi; S-400 hava savunma sistemleri sorunu, Türkiye’nin egemenliği meselesidir esasında.

Ama bunu kim yerine getirecek?

Tayyip mi? Avanesi mi?..

İşte Türkiye’nin düştüğü/düşürüldüğü acınacak haller…

Nereden baksan acı veriyor insana. Böyle “lider”leri olduğuna mı yanarsın, böyle “lider”lerin elinde/yönetiminde ülkenin düşürüldüğü duruma mı yanarsın, Batılı Emperyalistlerin emir üstüne emir vermelerine ve yerine getirilmesine mi yanarsın…

Vah zavallı ülkem vah!

Sen ki; Amerika da içlerinde olmak üzere, Batılı Emperyalistlere karşı dünyada zaferle sonuçlanmış ilk Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı başarmış ülkesin! Halksın!

Sen ki; bu zafer sonucunda Doğu’nun mazlum halklarına ışık olmuş, yol göstermiş bir Halksın!

Sen ki; Padişahlığa ve Saltanata son vererek Laik Cumhuriyet’i kurmuş Halksın!

Sen ki; daha 1930’lu yıllarda Kadınlara Seçme ve Seçilme hakkını veren bir Halksın!

Sen ki; Sovyetler Birliği ve Lenin’in eşsiz maddi ve manevi yardım ve destekleriyle her alanda fabrikalar kurmuş, kamu kurumları oluşturmuş bir Halksın!

Sen ki; Mustafa Kemal gibi dahi bir askeri öndere, İnönü ve Birinci Kuvayimilliyeciler gibi atalara sahip bir Halksın!

 

Ey Halkım!

Gör bunları! Düşün bunları!

Uyan yatırıldığın kan uykusundan! Uyan!

Uyan ve Uyandır!

Örgütlen ve Örgütle Halkın Kurtuluş Partisi’nde!

 Ey Halkım,

Devrimci Şair Nazım Hikmet şöyle sesleniyordu düşürüldüğümüz bu durum karşısında tâ 1959 yılında:

 ŞEHİTLER

 Şehitler, Kuvâyi Milliye şehitleri,

          mezardan çıkmanın vaktidir!

Şehitler, Kuvâyi Milliye şehitleri,

             Sakarya’da, İnönü’nde, Afyon’dakiler

             Dumlupınar’dakiler de elbet

             ve de Aydın’da, Antep’te vurulup düşenler,

siz toprak altında ulu köklerimizsiniz

             yatarsınız al kanlar içinde.

Şehitler, Kuvâyi Milliye şehitleri,

             siz toprak altında derin uykudayken

                       düşmanı çağırdılar,

                                   satıldık, uyanın!

Biz toprak üstünde derin uykulardayız,

             kalkıp uyandırın bizi!

                             uyandırın bizi!

Şehitler, Kuvâyi Milliye şehitleri,

             mezardan çıkmanın vaktidir!

 

Ey Halkımız;

Bırakalım yatsınlar ebedi uykularında Kuvayimilliye şehitleri.

Biz onların çocuklarını ve torunlarını; Hür, Güçlü, Mutlu ve Tam Bağımsız bir ülkede, huzur içinde yaşatmanın mücadelesini verelim ve zafere ulaşalım…