Koronavirüs Pandemisinde sınıfta kaldık!
Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu
Koronavirüs Pandemisinde iki yıl geçti. Salgın hafiflese de tam olarak geçmedi. Hatta zayıf bir varyant denilen Omicron varyantı ile bile azımsanmayacak sayıda ölüm gerçekleşti. Üstüne üstlük son varyant aşılardan da daha çok kaçıyor.
Pandemi başlangıcında dünyanın iyi bir sınav veremeyeceği belliydi. Tüm ülkeleri birlikte ele aldığımızda, ABD, Brezilya, Hindistan, Türkiye Salgını en kötü yöneten ülkeler olarak değerlendirilebilinir.
Bu ülkeler içinde ülkemizde eğitimli sağlık insan gücü eski yıllara göre yeterli desek bile, 2004 yılından beri uygulamaya giren Sağlıkta Dönüşüm Süreci, salgınla mücadelede zorluklara neden olmuştur. Sağlık alanında yaşadığımız hızlı özelleşme, özel hastanelerin yaygınlaşması salgınla mücadelede sıkıntılar yaratmıştır. Koronavirüs nedeniyle özel hastanelere yatmak zorunda kalan hastalar, ödeme konusunda güçlükler yaşanmıştır.
İki yıl boyunca AKP iktidarı sürekli olarak hastaların verilerini saklamış, kamuoyu ile paylaşmamıştır. Paylaşan doktor arkadaşlarımız da suçlanmış, haklarında soruşturmalar açılmıştır. AKP iktidarı 10 ay önce açıklanması gereken 2020 yılı ölüm istatistiklerini açıklamamıştır. Hâlâ hastaların ve vefat edenlerin yaşları, meslekleri, cinsiyetleri, yaşadıkları yerler açıklanmamaktadır. Bu durum doktorları ve sağlık çalışanlarını baştan beri zor durumda bırakmıştır. Sağlık hizmeti bilgiyle verilir. Bu bilgilere göre hastalara yaklaşımda bulunulur. Doktorlar olarak hep yurtdışında oluşturulan bilgilerle hareket etmek zorunda kaldık. Tüm halkın bile bilmesi gereken istatistiksel bu bilgilerin bilinmemesi, salgının kötü yönetilmesine neden olmuştur. Dünyadaki saygın tıp dergilerinden Lancet ülkemizde vaka ve ölüm sayısının 2,24 ile çarpılması gerektiğini bildirmiştir. Buna göre 33 milyon vaka ve 219 bin vefat sayımız var.
Salgınlar esas olarak birinci basamakta önlenir anlayışı, en doğru anlayıştır. Ülkemizde hastaları, maalesef daha çok ikinci basamakta, hastanelerde karşılamak zorunda kaldık. Birinci basamak olan Aile Sağlığı Merkezlerinin donanım ihtiyaçları bile çok geç karşılandı. Aile Sağlığı Çalışanları desteklenmedi. Ülkemizin en kolay üretebileceği maskelerin üretimi ve dağıtımında pek çok sorun yaşandı. Karantina önlemleri ve yasaklar konusunda doğru bir anlayış oluşturulamadı. Alışveriş merkezleri en önce açılan yerler oldu. Öbür taraftan okullarını en geç açan ülkelerden biri olduk.
Sağlık Çalışanları için Covid-19 bir meslek hastalığı sayılması gerektiği halde sayılmadı. Bu nedenle bu hastalığa yakalanan pek çok sağlık emekçisi, çok zor günler yaşadı. Çoğu doktor olmak üzere 553 Sağlık Çalışanı arkadaşımız hayatını kaybetti.
Aşılanma konusunda ülke olarak sınıfta kaldık. Aşıların gelmesi gecikti. Daha koruyucu bir aşı olan Bionthec aşısı da geç geldi. Geniş toplum kesimlerine hızla aşı yapmamız gerekirken, organizasyonda sıkıntılar yaşadık. Aşı karşıtlarına karşı Sağlık Bakanlığı gerekli tavrı zamanında almadı. Aşılanma yüzdelerimiz düşük kaldı. Yerli aşımız TURKOVAC’ın 3. Faz çalışmaları uluslararası bir dergide yayınlanmadan kullanıma sunuldu. AKP iktidarı bu konuda yapılan uyarıları dinlemedi.
Covid-19 pandemisinde Dünya da iyi bir sınav vermedi. Parababaları dünya halklarının sağlığını düşünmeleri gerekirken yine kendi kârlarını düşündüler. Dünyanın bayır aşağı gitmesi onları pek ilgilendirmedi. Bilim insanları, yaşadığımız son pandemilerin, özellikle iklim değişiklikleri ve küresel sıcaklık artışıyla ilişkisi olduğunu belirtiyorlar.
Sonuç olarak Koronavirüs pandemisi, vites küçültmesine rağmen halen devam ediyor. Ülkemizin ve Dünyanın bu gidişatına göre, yeni pandemilerin de yaşanması büyük olasılık. Hem Türkiye hem de dünya bu pandemide iyi bir sınav vermedi. Halkın sağlığı önemsenmedi. Parababaları bu süreçte kârlarının üzerine, yeni kârlar kattılar. Yaşadığımız olaylar, pandemiden dersler çıkartmadığımızı da gösteriyor. Bizler halk olarak pandeminin üzerine, ülkemizin en ciddi ekonomik krizini yaşıyoruz.
Örgütlü Halk Olmadıkça, Ezilmekten Kurtulmayız.