Memleket cayır cayır yanıyor. Nerede bu devlet?
Av. Tacettin Çolak
Devlet mi kaldı ki denecek?
Haklısınız…
Burjuva hukuk kurallarına göre işleyen bir devlet de bırakmadı bu AKP’giller.
Başta Manavgat olmak üzere ülkenin dört bir yanında eş zamanlı olarak yangınlar başlatıldı. Yakılan yerlerin konumlarına bakıldığında ilk akla gelen imar rantı oluyor. Çünkü bu konuda devletin sabıkası kabarık.
Yangınların terör amaçlı çıkartıldığı da olasılık dışı tutulamaz. Zira geçtiğimiz yıllarda yaptıkları sabotajları “Ateşin Çocukları” diye sahiplenen alçaklar olmuştu, biliyorsunuz.
Çıkan/çıkartılan bu yangınlar hakkında devlet ricali tarafından bilgi verilirken, “herhangi bir can kaybımız yoktur” ya da “şu kadar vatandaşımızı” kaybettik diye açıklamalar yapılır.
Bu açıklamalar bile doğaya, çevreye, hayvanlara bakış açısındaki sakatlığı ele verir AKP’giller’in.
Çünkü bunların tamamı doğa, çevre, Tarih, hayvan düşmanlığında birbirleriyle yarışırlar. O nedenle “dervişin fikri neyse zikri odur” halk sözündeki gibi, kafalarından geçenler davranışlarına yansır bunların.
Devletin en tepesindeki koltuğu işgal eden “zat”; eş zamanlı olarak başlatılan yangınlardan üç gün sonra ve her zaman yaptığı gibi Cuma namazı çıkışına denk getirerek açıklama yaptı.
Yine her zamanki gibi eleştirilere hakaretamiz üslupla yanıtlar verdi.
Yangınlarla ilgili hiçbir sorumluluk almadı. Devletin yangın söndürmede uçak kullanmayarak etkin davranmadığı ve özellikle Türk Hava Kurumunun uçaklarının atıl bırakıldığına yönelik eleştirilere cevap vermekle geçiştirdi.
Neymiş?
“Herkes bilip bilmeden konuşuyormuş. THK’de uçak falan yokmuş. Kaldı ki, yangına müdahale için Rusya’dan kiralanan beş uçak varmış.”
Yahu bu sözlerin neresinden tutsanız elinizde kalır be…
Birincisi THK’nin elinde bulunan uçakların senin iktidarında atıl bırakıldığını bizzat görevden aldığın kurum başkanı söylüyor.
İkincisi, velev ki THK’nin elinde uçak yok. Sen kendine 13 tane uçak alırken, yangın bölgesi ve sabotajlara açık olan ülkemizde olası yangınlara hazırlıklı olmak, buna göre yerel halkla birlikte orman bakanlığının profesyonel çalışanları arasında yangına hazırlık planları yapmak senin görevin değil mi?
Yangın söndürmede en etkili araç olan uçak filosunu hazır tutmak senin görevin değil mi?
Madem ağzını açınca, ikide bir “ben devletim” diyorsun; öyleyse bunları yapacaksın.
Yoksa sen bostan korkuluğu musun Efendi…
Peki, “senin”(!) Orman Bakanın ne iş yapar?
O da yangın bölgesinde yaptığı açıklamada; “Eksik müdahale yok. Coğrafyaya göre uçak değil helikopterlerin daha faydalı olacağı düşünülmüş, zamanla uçaklar filoya katılmış. THK ile sorunumuz yok, olmaz da. Bu uçak uçabilecek kapasitede değil, uçsa dahi performans verebilecek kapasite de yok.” diyor.
Haydaaa, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.
Sen diyorsun ki, THK’nin elinde uçak falan yok, bakanın diyor ki; eldeki uçaklar coğrafyaya uygun değil, uçabilecek kapasitede değil…
Şimdi hanginiz doğru söylüyor?
Hiçbiriniz…
Oysa THK Merkez Denetleme Kurulu eski Başkanı Bayram Duman yaptığı açıklamada; “Manavgat yangınında THK uçakları kullanılsaydı, yangın bu kadar büyümezdi”, diyor.
Bak bu adam doğruyu söylüyor.
Siz ise kuru hamaset yapıyorsunuz.
Gerçekten de THK’den en yenisi 15 yıllık olan 12 pilot ayrılmak zorunda kaldı. Öyle ki, bu pilotların bazısı 30 yıldır uçuş yapan, deneyimli ve dünya ölçeğinde aranan pilotlardı.
Bu pilotlar niçin ayrıldılar?
Çünkü Orman Bakanlığı ihale şartnamesini değiştirerek, yangın söndürme işinde 5 bin litre ve üzerindeki uçakların kullanılacağı kuralını getirdi. Fakat THK’nin elindeki uçakların kapasitesi 4 bin 900 litreydi. Dolayısıyla 100 litre “fark”la Türk Hava Kurumunun uçakları devre dışı bırakıldı.
Dünyanın hiçbir ülkesinde uçak olmadan orman yangınlarına müdahale edilemeyeceği açıktır.
Bunlar ne yaptı?
Rus şirketi ile anlaşarak, günlüğü 1,3 milyona dünyanın en pahalı kiralamasıyla uçak kiraladılar. Dolayısıyla pilotlar da kiralık. Ama bu yangınlar serisinde, örneğin Marmaris yangınında Rus uçakları da yoktu.
Niçin?
Çünkü geçen yıl paralarını alamamışlar…
Neyse ki, iki gün sonra da olsa Rus uçakları getirilmiş.
Tayyip’in Cuma çıkışı yaptığı açıklamalarda beş uçakla yangına müdahale ediyoruz, dediği uçaklar da bunlar. Yani THK uçakları hangarda bekletilirken, Ruslardan günlüğü 1,3 milyona kiralanan uçaklarla övünüyor, bizim devlet yöneticileri…
Burada övünülecek değil, utanılacak bir durum var aslında.
Ama anlayana…
Ayrıca yangında üç gün geçtiği halde dışarıdan yardım istenmemesi de ayrı bir aymazlık.
Ama sadece bir insani yardım isteyecek yüz bırakmadılar ki kendilerinde.
Peki, neden bunu yaptılar derseniz?
Mustafa Kemal’in kurucusu olduğu THK’yi bilinçlice devre dışı bırakmak için…
İyi de sorunu çözebildiniz mi?
Hayır.
Özellikle Manavgat cayır cayır yandı. Köylerimiz haritadan silindi. Köylülerimizin yüzlerce hayvanı yok oldu, ektiği tarlası, serası yandı. Barınacak evi kalmadı.
Sonuç olarak; Ortaçağcı AKP; 19 yıldır kerte kerte devletin tüm kurumlarını etkisizleştirdi. Artık kendilerini hiçbir hukuk kuralı ile bağlı hissetmiyorlar. Özellikle YSK’nin aldığı 2,5 milyon mühürsüz oyun geçerli sayılma kararı ile çalınan 17 Nisan 2017 Referandumu ile oluşturulan tek adam “Tayyibistan Din Devleti”ne doğru hızla yol aldılar.
Bu tarihten sonra Tayyip’in söylemi bile bariz bir şekilde değişti. Benim meclisim, benim milletvekilim, benim bakamın, benim savcım, benim yargıcım, benim öğretmenim, benim doktorum, benim belediye başkanım vs. hepsi; yani devletin tüm kurum ve kuruluşlarının hepsi Tayyip’in oldu.
Bakanlar, deprem, yangın, sel ve doğal afet bölgelerine gelip kamuya açıklama yaparken bile “sayın cumhurbaşkanımızın talimatları gereğince” diyerek söze başlar oldular. Öyle ki, Kovid-19 salgınında görev verilen Bilim İnsanları bile Tayyip’ten habersiz hiçbir açıklama yapmıyorlar, yapamıyorlar.
Bitirirken, başlığa dönersek; devlet falan yok artık.
Hatta o, (devlet) tekerlemedeki gibi, yandı bitti kül oldu.