Parabalarının temsilcileri ve Sarı Sendikacılar tarafından Asgari Ücreti belirlerken oynanan Ortaoyununu bir kez daha protesto ettik
Asgari Ücret Sefalet Ücreti Olmasın!
İnsanca Yaşayabileceğimiz Bir Ücret Olsun!
Partimiz, Asgari Ücreti belirleyecek komisyonun toplantıları daha başlamadan, yapılacak olan görüşmelerin bir Ortaoyunundan, tiyatrodan ibaret olduğunu belirterek bu durumu teşhir eden çalışmalarını bugüne değin yoğun bir şekilde sürdürmüştür. Bu çerçevede biz Kurtuluş Partililer haftalardır “Asgari Ücret Sefalet Ücreti Olmasın, İnsanca Yaşayabileceğimiz Bir Ücret Olsun” diyerek halkımızı bilgilendiren basın açıklamaları yapıyor, bildiriler dağıtıyor, konferanslar, toplantılar düzenliyoruz.
Bu gün de İstanbul’da, Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda bir basın açıklaması yaptık. Basın açıklamasını Partimizin İstanbul İl Yönetim Kurulu Sekreteri Ramazan Kap Yoldaş’ımız gerçekleştirdi.
Ramazan Yoldaş’ımız yaptığı açıklamada AB-D Emperyalistleri tarafından iktidara taşınan AKP’giller’in 2002 yılından bugüne ülkemize yaptığı kötülükleri özetleyerek başladığı konuşmasında; halkımızın yaşadığı İşsizlik ve Pahalılık Cehennemini, sorunların çözüm yollarını anlattı, halkımız için biricik çıkar yolun HKP saflarında örgütlü mücadele olduğunu dile getirdi.
Basın açıklamamızda “İşsizliğe, Pahalılığa, Zamma Zulme Son!”, “AKP, İşsizlik, Pahalılık, Zam, Zulüm Demektir!”, “Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!” “Gün Gelecek, Devran Dönecek, AKP Halka Hesap Verecek!” “İşçilerin Birliği Sermayeyi Yenecek!”, “Zam Zam Zam, Ucuzluk Ne Zaman?” “Asgari Ücret Sefalet Ücreti Olmasın!” sloganlarımızı haykırdık.
Basın açıklamasını yoğun yağmur altında gerçekleştirmiş olmamıza rağmen Bakırköy Halkının yoğun ilgisiyle karşılaştık.
Grevdeki Bakırköy Belediyesi İşçileri Yalnız Değildir!
Basın açıklamamızdan sonra toplu iş sözleşme görüşmelerinde, Bakırköy Belediyesinin yüzde sıfırlık zammını kabul etmedikleri için greve çıkan Bakırköy Belediyesi işçilerini ziyaret ettik.
Kortej oluşturarak pankart ve bayraklarımızla, sloganlarımızla grev çadırına gittik. Grev çadırında grevle ilgili bilgileri aldıktan sonra İstanbul İl Başkanımız Av. Pınar Akbina Direniş Çadırında bir konuşma yaptı. Akbina konuşmasında, Kurtuluş Partisi yönetici ve üye kadrolarının çoğunun direnişlere grevlere öncülük eden işçilerden oluştuğunu, bu nedenle onları ve mücadelelerini çok iyi anladıklarını ifade ederek grevdeki Belediye işçileri ile her zaman maddi ve manevi dayanışma içerisinde olacağımızı bildirdi.
Yağan yağmur ve soğuk havaya rağmen Grev Çadırındaki sıcak sohbetler içimizi ısıttı.
12 Aralık 2021
HKP İstanbul İl Örgütü
Ramazan Kap Yoldaş’ımızın yaptığı basın açıklamasının metnini aynen yayımlıyoruz:
***
Sefalet Ücreti değil, insanca yaşanabilecek bir ücret
AKP’giller, uyguladıkları zulüm politikalarıyla
Emekçi Halkımıza cehennemi yaşatıyor!
Saygıdeğer Halkımız,
AKP’giller AB-D Emperyalistleri tarafından iktidara taşındıkları 2002 yılından bugüne her alanda olduğu gibi ekonomide de ülkemizi uçuruma sürükledi. Cumhuriyet döneminin tüm fabrikalarını ve kurumlarını yerli ve yabancı Parabalarına yeyim ettirdiler. Antika Tarihin üretimle hiçbir bağı olmayan, vurguncu, asalak sınıfı Tefeci-Bezirgân Sermayenin temsilcisi olarak AKP’giller, ülkemizi ekonomik bir krizin içine soktular. Bu kriz diğer tüm krizlerde olduğu gibi Halkımız için daha çok işsizlik, daha çok pahalılık olarak katlanılamaz bir cehennem yarattı.
Asgari Ücret Ortaoyununda üç bölüm oynandı. Sözüm ona taraflardan oluşan ama gerçekte İşverenden yana taraf olan komisyondan daha önceki yıllarda olduğu gibi yine Açlık Sınırının altında kalacak Sefalet Ücretinden başka bir ücret çıkmayacağı ortaya çıktı. Hafta başı açıklanacağı söyleniyor.
Birleşik Kamu-İş’in Aralık ayı verileriyle yaptığı araştırma sonuçlarına göre Açlık Sınırının 3 bin 890 TL, Yoksulluk Sınırının 13 bin 13 TL olduğu bir ortamda; Asgari Ücret görüşmelerinde Patronlar 3 bin 100 TL önerdi Asgari Ücret için. Sarı Gangster Türk-İş de 3900 TL önerdi. Bu ücretlerin dillendirilmesi insafsızlık ve vicdansızlıktır. İşçi Sınıfı ve Emekçi düşmanlığıdır. Kabul edilemez!
Ülkemizde markette satılan 1 litrelik içme sütünün fiyatı 16 TL, 32’li tuvalet kâğıdı 132 TL olmuş, benzin-mazot fiyatları 10,5 TL’ye dayanmışken, Asgari Ücret olarak bu Sefalet Ücretlerini önerebilmek halk düşmanlığıdır.
Halkın Kurtuluş Partisi olarak, halkımıza reva görülen bu Sefalet Ücretlerini kabul etmiyoruz! Bu ücretlerin önerilmesi, İşsizlik ve Pahalılık Cehenneminde yanıp kavrulan Emekçi Halkımıza ihanettir.
Bu din alıp satıcılar, bir de utanmadan, “Dünya hayatını imtihan olarak gören insanlarız. Rabbimiz Kuran-ı Kerim’de ‘Muhakkak ki sizi biraz korku ve açlıkla; mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle deneriz. Sabredenleri müjdele’” diyerek halkımıza bu yoksulluk ve pahalılık cehenneminin Allah’ın bir “sınavı” olarak göstermeye çalışıyorlar.
Önce kendinizin ve yandaşlarınızın mal varlıklarını infak etseniz ya!
Daha İşçi Sınıfı ve Emekçi Halkımızdan ne istersiniz? Bir canı kaldı, onu da mı almak istersiniz?
Bu yıl AKP’giller’in Reisi’nin, 2022 Asgari Ücretini, süresi gelmeden ve figüran kullanmadan kendisinin açıklayacağını öğreniyoruz. Aslında Türkiye Cumhuriyeti Tarihinin yaşadığı en büyük ekonomik kriz ortamında, ücretlere gelecek zammın üç beş mislinin, iğneden ipliğe yapılacak zamlarla çok kısa bir süre içerisinde kuşa döneceğini biliyorlar. Kaşıkla verdiklerini kepçeyle alacaklar. 2022 Ocak ayı ücretlerinin işçilerin cebine girmeden Açlık Sınırının altında kalacağı gün gibi aşikârdır.
ABD-AB Emperyalistleri tarafından ülkemizin başına musallat edilen AKP’giller uyguladıkları zulüm politikalarıyla halkımıza cehennemi yaşatıyorlar. Halkımızı inim inim inletiyorlar. Kasım ayı enflasyon rakamları da gösteriyor ki halkımızın alım gücü sürekli düşüyor. Bağımsız araştırma kuruluşu ENAG’a göre, Kasım ayı enflasyon oranı % 9,91, yıllık enflasyon %58,65’dir. Bu da demektir ki Emekçi Halkımızın alım gücü %50 azalmıştır. İşsizlik ise almış başını gitmiştir. İş bulabilenler 2825 liralık Sefalet Ücretine mahkûm edilmiştir. 1 Ocak 2021’de Asgari Ücret 380 dolar ediyorken, an itibariyle 202 dolar ediyor. Yine an itibariyle yaklaşık 178 dolar kayıp var. Bunun TL karşılığı 2492 liradır. 380 doların şu anki karşılığı ise 5320 liradır. Ki bu rakamlar her saat emekçiler aleyhine değişiyor. İşçi Sınıfımız ve Emekçi Halkımız Açlık Sınırının altında yaşamaya mahkûm ediliyor bir kez daha, Parababaları ve bekçiliğini yapan AKP’giller tarafından.
Bu süreçte Türk-İş ve Hak-İş’ten bir mücadele beklemek ölü gözünden yaş ummak olurdu. DİSK ise rutin birkaç eylemin dışında gerektiği gibi bir mücadele yürütmedi. İş bittikten sonra bugün miting yapıyor.
Halkın Kurtuluş Partisi olarak aylardır Asgari Ücret eylemleri yaparak ülke gündemine girmesini sağladık. Emekçi Halkımızın sesini duyurmaya çalıştık.
Ülkemizde milyonlarca emeklinin durumu, Sefalet Ücretine mahkûm edilen Asgari Ücretliye göre daha da içler acısıdır. Çünkü Asgari Ücretin yarısı kadar bir maaşla, ileri yaşlarına rağmen, emekliliğin tadına varamadan yine çalışmak zorunda kalıyorlar. Emekli maaşlarında da Normal Geçim Endeksi oranında iyileştirme yapılmalıdır.
Asgari Ücret şu an 13 bin 13 TL olan yoksulluk sınırının altına düşmemelidir. Yoksulluk Sınırının altında belirlenecek olan her Asgari Ücret, Sefalet Ücreti olacaktır.
Asgari Ücreti belirlerken çay-simit hesabı yapanlar; milyonlarca çalışana şu kadar simit yerseniz ay sonunu çıkarırsınız diyenler, ne yazık ki halkımızın örgütsüzlüğünden güç alarak, boyunlarına doladıkları 4.983 TL’lik atkıyla halkın karşısına çıkabilmektedir. Kamuda birden fazla kurumdan yüz binlerce maaşlar alanlar, halkın parasıyla halka caka satmaktadırlar.
Finans-Kapital ve Tefeci-Bezirgân işbirliği soygun ve sömürü düzenidir. Bu insanlık dışı sömürü ve soygun düzenine karşı yaşamın her alanında örgütlü mücadele etmeliyiz. Müzmin işsizlik, azgın pahalılık yok edilmedikçe mutlu olamayız.
Partimizin İlk Genel Başkanı Hikmet Kıvılcımlı, “İşsizlik ve Pahalılık, Kapitalist düzeninin, İşveren düzeninin en kaçınılmaz, en birinci zehirli sonucudur, zehirli meyvesidir!” diyordu.
Halkımıza reva görülen zehirli meyveyi yememenin tek yolu Parababaları Düzenine son verip, İşçi Sınıfı İktidarını kurmaktır.
Partimiz yıllardır her fırsatta AKP’giller’e ve diğer burjuva partilerinin söylediklerine inanma, peşinden gitme, gidersen bin kez kandırılırsın, bin kez daha büyük acılar çekersin, diye uyardı Halkımızı. Bir kez daha halkımıza çağrı yapıyoruz. İnanma onlara!
Değerli Halkımız,
Ancak ülkemizin en Halkçı, en Vatansever Partisi olan Halkın Kurtuluş Partisi saflarında mücadele ederek kurtulabiliriz, insanı yük hayvanı olarak gören bu Kanser Düzeninden!