Tayyip ve Damat uçuyor da ekonomi sözle uçmuyor(!)
M. Gürdal Çıngı
Hayal kurmak kötü bir şey değildir. Hayali olmayanların büyük, güçlü atılımlar yapmaları olası da değildir.
Ama her hayal gerçeklerle uyuşmak, örtüşmek zorundadır. Eğer hiçbir maddi temeli olmayan, hiçbir maddi temele dayanmayan, gerçekleştirilemeyecek hayaller kurarsanız, dünyayı kendi hayalhanenizden görürseniz, bir müddet sonra önce kendinizi, sonra da çevrenizdeki insanları kandırmaya başlarsınız. Hayaller, yalanlara dönüşür. Bir müddet sonra da zaten, akıl sağlığınızı yitirirsiniz.
Hele bir de yönetici mevkiindeyseniz, toplumun en azından bir kesimini, bir kısmını hayal dünyasında yaşatırsınız. Aldatırsınız insanları. Ve gerçeklerle bağlarını kopartırsınız. Ve onlar artık sizin körü körüne takipçiniz olurlar. “Hülooğğcu”larınız olurlar. Ama toplum için yararlı insanlar olmaktan çıkarlar.
İşte hem Tayyip hem de Damat bir kısım insanlarımızı hayal dünyasında yaşatıyorlar. Onlara, gerçek olmadığını bile bile, yalanlar söylüyorlar ve ona inanmalarını istiyorlar.
Örneğin ne diyorlar?
2023 yılında Türkiye’nin, dünyanın en büyük 10 ekonomisi içerisine gireceğini söylüyorlar. Ve bunu sık sık dile getiriyorlar.
Örneğin Tayyip, 21 Haziran’da video konferans yöntemiyle katıldığı Kars Barajı Açılış Töreni’nde şöyle diyor:
“Başkan Erdoğan’dan net açıklama: En güçlü 10 ekonomiden biri olacağız
“(…)
“Yılın ikinci yarısıyla birlikte ekonomide çok büyük bir ivme bekliyoruz. Küresel üretim ve tedarik zincirinde Türkiye’nin ağırlığının gün geçtikçe daha çok hissedileceği bir döneme giriyoruz. Kaliteli ve dinamik beşerî sermayemiz, stratejik konumumuz ve güçlü altyapımız, önümüzdeki fırsatları değerlendirmek için en büyük avantajlarımızdır. Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sokma hedefimize, hiç olmadığımız kadar yakınız.” (https://www.ahaber.com.tr/ekonomi/2020/06/21/baskan-erdogandan-net-aciklama-en-guclu-10-ekonomiden-biri-olacagiz)
Damat ne diyor bu konuda?
“En büyük 10 ekonomiden biri olacağız
“Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak: Güçlüyüz, çünkü tarihin en büyük 3 kur saldırısına rağmen düşmeden, yıkılmadan yolumuza devam ediyoruz. Dünyanın en güçlü 10 ekonomisi arasında yer alacağız.” (https://www.sabah.com.tr/ekonomi/2019/12/12/en-buyuk-10-ekonomiden-biri-olacagiz)
Böyle bir olasılık var mı ekonomik parametreler, göstergeler bakımından?
Yok! Ve olması da mümkün değil!
Ekonomik gerçekler böyle bir şeyi söyletebilecek durumda mı?
Hayır. Asla!
Yahu, siz Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu bu durumda nasıl böyle bir şey söyleyebilirsiniz? Nasıl “Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sokma hedefimize, hiç olmadığımız kadar yakınız”, diyebilirsiniz?
Diyor ama Tayyip ve Damadı. Hem de göz göre göre, yalan söylediklerini bile bile bunu dile getiriyorlar.
Eee, nasılsa Allah’la aldattıkları bir kesim var. Onu güveniyorlar zahir…
Oysa Türkiye ekonomisi batakta. Döviz fiyatları almış başını gidiyor, tutabilene aşk olsun…
Türk lirası, dolar karşısında en çok değer yitiren para konumunda. “En Kırılgan 5’liden”, “En Kırılgan Ekonomi”ye düşmüş durumdayız ekonomik açıdan. Buna rağmen dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi arasına katılacakmışız…
Gülerler kedinin çamaşır yıkayışına.
Ya da; rahmetli İsmet İnönü Paşa’nın deyişiyle; Hadi canım sen de! demenin tam zamanı.
Rakamlar rakamlar…
Gerçeği insanın yüzüne çarpan rakamlar…
Siz bize maval okuyorsunuz. Siz bize hikâye anlatıyorsunuz. Oysa gerçekler bambaşka. İşte size kimi somut gerçekler. 1 Temmuz tarihli haber bu:
“Dünyanın en değerli 10 markası belli oldu
“WPP ve Kantar Millward Brown tarafından yayınlanan ‘BrandZ Top 100 Global Markalar 2020’ listesi ile birlikte dünyanın en değerli 10 markası belli oldu.
“(…).
“ABD merkezli e-ticaret devi Amazon yıllık bazda yüzde 32’lik artışla 416 milyar dolar marka değerine ulaşarak dünyanın en değerli markası oldu. Listenin ikinci sırasında ise teknoloji devi Apple yer aldı.
“(…)
“İşte dünyanın en değerli 10 markası
“- Amazon (416 milyar dolar)- Apple (352 milyar dolar)- Microsoft (327 milyar dolar)- Google (324 milyar dolar)- Visa (187 milyar dolar)- Alibaba (153 milyar dolar)- Tencent (151 milyar dolar)- Facebook (147 milyar dolar)- McDonald’s (129 milyar dolar)- Mastercard (108 milyar dolar)” (https://www.yenicaggazetesi.com.tr/dunyanin-en-degerli-10-markasi-belli-oldu-287046h.htm)
Aşağıdaki haber de 9 Haziran tarihli:
“Turkey 100 2020 Türkiye’nin en değerli ve en güçlü markaları raporu Haziran 2020
“Çalışmanın sonuçlarına göre TÜRK HAVA YOLLARI 1.975 milyar dolar marka değeri ile Türkiye’nin en değerli markası olarak saptanmıştır. İkinci en değerli marka 1.616 milyar dolar değer ile ZİRAAT BANKASI olmuş, 1.538 milyar dolar marka değeri ile GARANTİ BANKASI üçüncü sırada yer almıştır.
“(…) 2019 yılı bir önceki yıla göre, markalar için toparlanma yılı olmuş ve en değerli 100 markanın toplam değeri bir önceki yıla göre (19,8 milyar dolar) % 24 artarak 24,6 milyar dolara ulaşmıştır.” (https://digitalage.com.tr/wp-content/uploads/2020/06/brand-finance-turkey-100-2020-full-report.pdf)
Şimdi rakamları toparlayalım.
Öncelikle şirketleri “Marka Değerleri” açısından inceleyelim.
Bildiğimiz gibi, “Marka Değeri”:
“Bir markayla, o markanın adıyla, simgesiyle bağlantılı ve bir firmaya veya firmanın müşterilerine ürün ve hizmet yoluyla sağlanın değeri artıran ya da eksilten aktifler ve taahhütler bütünüdür.”
Diğer bir tanıma göre marka değeri: “Tüketicinin o marka ile özleştirdiği ve diğer markalardan farklılaştırdığı ürün değerlerinin bütünüdür. Bir anlamda markaya yapılan geçmiş pazarlama yatırımları sonucunda o markayla özdeşleşmiş olan değerler toplamıdır.” (http://danismend.com/kategori/altkategori/marka-degeri-ve-bilesenleri/)
Dünyanın en değerli 10 markasının toplam değeri ne?
2 trilyon 186 milyar dolar!
Ya Türkiye’nin ilk 10 markasının marka değeri ne?
12 milyar 550 milyon dolar!
Bırakalım ilk 10’u, Türkiye’nin en değerli 100 markasının değeri ne kadar?
24 milyar 600 milyon dolar!
Dünyanın en değerli markası olan ABD merkezli e-ticaret devi Amazon’un marka değeri; 416 milyar dolar!
Türkiye’nin en değerli markası olan Türk Havayollarının marka değeri; 1 milyar 975 milyon dolar!
Dünyanın en zengin insanı, Amazon şirketinin patronu Jeff Bezos’un serveti yaklaşık 180 milyar dolar!
Jeff Bezos’un bir günde rekor düzeyde kazandığı para ne kadar?
13 milyar dolar.
Şimdi de şirketleri “Şirket Değerleri” açısından inceleyelim
Yine bildiğimiz gibi, “Şirket Değeri” de şudur:
“Şirket değeri, bir şirketin el değiştirmesinde baz alınacak fiyat olmasının yanında aynı zamanda şirketin tüm varlık ve faaliyetlerinin barındıran bir mekanizmadır. Bu nedenle şirket değeri, şirket ile ilgili tüm parametreleri içerir. (https://bit.ly/3fvwtcb)
Türkiye’nin en büyük ilk 10 şirketinin toplam değeri 477 milyar 945 milyon 660 bin 491 lira.
Bunu dolara çevirelim, rakam ne olur?
Bugünün kuruyla 68 milyar 766 milyon 191 bin 458 dolar yapar.
Ya dünyanın en büyük 1’inci şirketi olan Apple’ın şirket değeri ne kadar?
1 trilyon 817 milyar dolar!
Ya en büyük 2’nci şirketi olan Aramco’nun değeri ne kadar?
1 trilyon 780 milyar dolar!
Ya diğer 8 şirketi saymaya gerek var mı?..
Vay babam vay! Rakamlara bak! Gerçeğe bak!
Siz ondan sonra bize; “Türkiye dünyanın en güçlü 10 ekonomisinden biri olacak” diye söyleyin. Biz de inanalım öyle mi?
Üstelik de bu şirketlerin büyük çoğunluğu “yerli ve milli” değil: Gayrimillidir!
Yani bizzat ya yabancı Çokuluslu şirketlerindir ya da yerli ortakları vardır. Ama orada da çoğunluk yine yabancılarındır.
Yani bu şirketler elde ettikleri kârları kendi ülkelerine götürüp giderler.
Bir ülkenin Gayri Safi Millî Hasılası (GSMH), o ülkenin nüfusuna bölündüğü zaman, kişi başına düşen GSMH bulunur. Aynı şekilde, bir ülkenin Gayri Safi Yurt İçi Hasılası (GSYİH) o ülkenin nüfusuna bölündüğü zaman ise, kişi başına düşen GSYİH elde edilir.
Türkiye’nin Kişi Başı Milli Geliri ne kadar?
9 bin dolar civarında.
Üstelik bu rakam sanki herkesin aldığı pay eşitmiş gibi gösterilen rakamdır. Oysa bir Finans-Kapitalistle, bir Koç’la, bir Sabancı’yla, bir Cengiz’le, bir Kolin’le; bir İşçi Mehmet’in, köylü Hasan’ın, Kamu Çalışanı Ali’nin geliri bir midir?
Değil!
Ama Milli Gelir dediğiniz şey bir ülkedeki toplam gelirlerin toplam nüfusa bölünmesiyle bulunan rakamdır. Ve kişiler bakımından gerçeği yansıtmaz hiçbir zaman.
Bugün evli 2 çocuklu bir işçinin aldığı Asgari Ücret ne kadar Türkiye’de?
2.324.70 TL. Asgari geçim indirimi dahil; 2.655.793 TL.
2.655.73X12=31.869.48 TL.
31.869.48 TL’yi bugünkü kur olan 6.95’e bölersek hangi rakamı elde ederiz?
4.585,53 dolar!
Bu 4 kişilik bir ailenin geliridir. Onu da böl dörde; eder kişi başına 1.146,38 dolar. Haydi diyelim ki 1.150 dolar…
Ya ortalama Kamu Çalışanı ücreti nedir Türkiye’de?
4.000 TL civarıdır. Belki daha da azdır. Ama biz öyle kabul edelim.
4.000X12=48.000 TL.
Bunu yine bugünkü dolar kuruna bölelim. Sonuç ne çıkar?
6.906 dolar!
Onu da yine böl dörde; eder kişi başına 1726,5 dolar. Haydi biz buna da diyelim ki 1800 dolar…
Gördük mü gerçekleri?..
Ondan sonra kalksın Tayyip ve Damat “dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi arasında yer alacağız” desin…
Enflasyon bugün açıklanan resmi rakamlara göre; yüzde 11.76.
İşsizlik yine resmi rakamlara göre; yüzde 13.2.
Yine resmi rakamlara göre Genç işsizliği; yüzde 24.4.
Bu rakamları enflasyon açısından en az 3’e, 4’e katlamak gerekir. İşsizlik oranı kesinlikle yüzde 40’tan aşağı değildir. Genç işsizliği de aynı orandadır kesinlikle. Bütün namuslu istatistikçiler bunu söylüyor, bunu yazıyor. Gerçek rakamlar da, oynanmamış rakamlar da bunu teyit ediyor…
Bizim bir hayalimiz var ve mutlaka gerçekleştireceğiz!
Tayyip ve Damat, herkesi kör, alemi sersem sanıyorlar herhalde. Yalan üstüne yalan söyleyerek kendi vurgun ve talan düzenlerini uzatmak istiyorlar. Bu yağma Hasan’ın böreği hep devam etsin istiyorlar. Yiyorlar, yediriyorlar. Vuruyorlar, vurduruyorlar artık Tefeci-Bezirgânlıktan çıkıp Finans-Kapitalistleşmiş yandaşlarına…
Kendisini iktidara getiren ve iktidardan götürecek olana, kanlı zalim ABD’ye de biatta kusur etmekten sonuna kadar sakınıyorlar, onun her dediğini yerine getirmekten de hiç kaçınmıyorlar zorunlu olarak.
Ülkeye şu ana kadar verdikleri zararlar yetmiyormuş, ihanetler yetmiyormuş gibi yeni ihanetlerde bulunuyorlar. Montro Sözleşmesi’nin delinmesi ve ABD donanmasının Karadeniz’e açılmasının aracı olacak olan “Kanal İstanbul”u yapmaya çalışıyorlar.
Antika Tefeci-Bezirgân Sermaye Sınıfının siyasi plandaki temsilcileri oldukları için de hiçbir ulusal değer taşımıyorlar. Vatana ihanette sınır tanımıyorlar.
Varsın, olsun bakalım…
Bu zulüm, bu vurgun, bu talan düzeni hep böyle devam etmeyecek elbet. Uyanacak halkımız. Uyandıracağız halkımızı ve kuracağız Demokratik Halk İktidarımızı.
Olacak bu! Gerçekleşecek bu!
Bu da bizim hayalimiz ve hayalimizi mutlaka gerçeğe dönüştüreceğiz!
Biz, “Gerçekçi ol, imkansızı iste” diyen Kahraman Gerilla Che’nin ideallerinin ülkemizdeki temsilcileriyiz çünkü!
Biz; “Vatan aşkını söylemekten korkmaktansa ölmeyi yeğleyen” Hikmet Kıvılcımlı’nın savaşçılarıyız çünkü!
04.08.2020