Uçurumlar Düzeni (II)
M. Gürdal Çıngı
Gazetemizin 8 Mayıs tarihli 159’uncu sayısında, “Uçurumlar Düzeni” başlığıyla bir yazı yayımlamıştık. Ve içinde yaşadığımız Sınıflı Toplumun adaletsizliklerini, eşitsizliklerini somut olaylarla, rakamlarla göstererek, ezenler ve ezilenler, sömürenler ve sömürülenler arasındaki uçurumları göstermiştik.
Ancak aradan geçen günlerde medyada bu eşitsizliğin giderek arttığını gösteren yeni haberler yayımlandı. Ve biz de bir kez daha aynı konuyu işlemek, adaletsizlikleri, eşitsizlikleri gözler önüne sermek durumunda kaldık…
Koronavirüs salgını döneminde dünyanın dört bir yanındaki Parababaları kârlarına kârlar katarken, halklar çok büyük oranda gelir kayıplarına uğradılar. Çalışanların milyonlarcası, on milyonlarcası işsiz kaldılar, çalışmaya devam edebilenlerin aldıkları ücretler düştü, esnaflar işyerlerini kapatmak zorunda kaldıkları için tümüyle gelirsiz kaldılar. Buna karşılık ihtiyaçların karşılanması için gerekli zorunlu ürünlerin fiyatları yükseldi. Dolayısıyla halklar bir kez de bu durumdan zarar gördüler. Geçim sıkıntıları olağanüstü boyutlara ulaştı.
Halklar açısından bu acılar, yokluklar, yoksulluklar yaşanırken geçinme, yaşamlarını sürdürme zorlukları her geçen gün artarken salgın yeni zenginlerin, yeni milyarderlerin ortaya çıkmasına da neden oldu. Yani salgın halklar için zulme dönüşürken Parababaları için vurgun alanına dönüştü. Bununla ilgili 20 Mayıs tarihli haber şu:
***
“Covid-19 aşıları 9 yeni milyarder ortaya çıkardı
Dünyadaki aşılama çalışmaları üzerine kurulan vakıfların oluşturduğu The People’s Vaccine Alliance (Halk Aşı İttifakı) tarafından yayınlanan raporda, yeni tip coronavirüs (Covid-19) aşılarından elde edilen kârın en az dokuz kişinin milyarder olmasını sağladığı belirtildi.
(…)
SERVETLERİYLE YOKSUL ÜLKELER 1,3 KEZ AŞILANIR
Yayınlanan raporda, “Covid-19 aşıları sonrası oluşan dokuz yeni milyarderin toplam 19,3 milyar dolarlık (15,8 milyar euro) net serveti var” denirken, “Bu servet, düşük gelirli ülkelerdeki tüm insanları 1,3 kez tam olarak aşılamaya yeter” ifadelerine yer verildi.
Coronavirüs aşılarının mülkiyet haklarına ve patentine son verilmesi için kampanya yürüten örgütler ve aktivistlerden oluşan bir ağ olan The People’s Vaccine Alliance (Halk Aşı İttifakı), servet verilerinin Forbes zenginler listesine dayandığını söyledi.
AŞILAR ÜZERİNDEKİ TEKELDEN ELDE EDİLEN KÂR
İttifakı oluşturan kurumlardan biri olan Oxfam’dan Anna Marriott, “Bu milyarderler, birçok ilaç şirketinin bu aşılar üzerindeki tekelden elde ettiği büyük karın görüntüsüdür” dedi.
Raporda, yeni zenginlere ek olarak, mevcut sekiz milyarderin aşı uygulaması sayesinde servetlerinin 32,2 milyar dolar eklediklerini belirtirken yeni aşı milyarderleri listesinin başında Moderna CEO’su Stephane Bancel ve BioNTech CEO’su Uğur Şahin’in yer aldığının altını çizdi.
Diğer üç yeni milyonerin ise Çinli aşı şirketi CanSino Biologics’in kurucu ortakları olduğunun altı çizildi.” (https://www.kurdistan24.net/tr/story/67312-Covid-19-a%C5%9F%C4%B1lar%C4%B1-9-yeni-milyarder-ortaya-%C3%A7%C4%B1kard%C4%B1)
***
Salgın, okuduğumuz gibi bir yandan yeni dolar milyarderleri yaratırken diğer yandan da var olan, zaten milyarder olanların milyarlarına ek yaptı. Öyle ki dünyanın en büyük 7 teknoloji firması, 2020 yılında toplam yıllık gelirlerine 3.4 trilyon dolar eklediler. Ki bu sadece “Big Tech” olarak adlandırılan 7 teknoloji firmasının kârı. Ya diğer sektörlerdeki şirketlerin kârları?..
Parababalarının kârları öylesine yükseldi ki, yılda, ayda hatta günde, saatte değil; dakikada, evet yanlış okumuyorsunuz dakikada, 1 milyon dolara yakın para kazananlar oldu. Örneğin Amazon adlı şirket 2020 yılının son çeyreğinde dakikada 830 bin dolardan fazla gelir elde etmiş. 13 Mayıs tarihli haberi okuyalım:
***
Amazon ve Apple gibi dev teknoloji şirketleri dakikada ne kadar kazanıyor?
Yeni tip koronavirüs (Covid-19) pandemisine rağmen ‘Big Tech’ olarak adlandırılan dünyanın en büyük 7 teknoloji firması, 2020 yılında toplam yıllık gelirlerine 3.4 trilyon dolar ekleme yapmayı başardı.
2019 yılının sonlarında Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve 2020 yılının başında tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını, dünya genelinde özellikle ülke ekonomileri üzerinde etkisini sürdürüyor.
Küresel çapta yatırımları olan ve ‘Big Tech’ olarak adlandırılan 7 dev teknoloji firması ise 2020 yılında yıllık gelirdeki artışlarını sürdürdü. Rakamlara göre, 7 firmanın toplam yıllık büyümesi toplamda 3.4 trilyon olarak kaydedildi.
Sputnik’in aktardığına göre, bu şirketlerden Amazon ve Apple ise son aylarda rekor gelir elde etti ve her iki şirket de 2020’nin son çeyreğinde ilk kez 3 aylık gelirde 100 milyar doları aştı. Özellikle Amazon son çeyrekte dakikada 830 bin dolardan fazla gelir elde etti.
CNBC’nin hazırladığı verilere göre 7 devin 2021’in ilk çeyreğinde, yani 90 günde dakikada elde ettikleri gelir şu şekilde:
- Amazon: 837 bin 330 dolar
- Apple: 691 bin 234 dolar
- Alphabet: 426 bin 805 dolar
- Microsoft: 321 bin 805 dolar
- Facebook: 201 bin 936 dolar
- Tesla: 80 bin 162 dolar
- Netflix: 55 bin 207 dolar
7 firmanın dakika başına kazandığı ortalama tutar ise 373 bin 606 dolar. Hem Amazon hem de Apple’daki olağanüstü yükseliş bu ortalamayı artıran en önemli faktör.” (https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/amazon-ve-apple-dakikada-ne-kadar-kazaniyor-1835982)
***
Bu Parababaları şirketleri ABD’den. Ya diğer ülkelerde durum nedir? dersek bir iki örnek verelim.
Önce Türkiye’den, bizim ülkemizden verelim örneği. Bizim örneğimiz de dakikalık kârlardan söz ediyor aynen ABD’de olduğu gibi… 13 Mayıs tarihli haberi okuyalım şimdi de:
***
Dakikada 10 bin TL
Boş köprülere bu bayram da devlet kasasından ödeme yapılacak.
Yap-işlet-devret modeliyle işletilen otoyol ve köprüler bu bayramda da paralı olacak. CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, Osmangazi ve Yavuz Sultan Selim köprülerine ayrıca her saat 88 bin 750 dolar, günlük 17 milyon 700 bin lira garanti ödemesi yapılacağını belirtti.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, bayram döneminde yap-işlet-devret (YİD) kapsamında devam edecek olan en yüksek payı iki köprünün alacağına dikkat çekerek, “Yavuz Sultan Selim Köprüsü’ne günlük 135 bin araç geçiş garantisi ve garanti ödemesi olarak da araç başına ‘3 dolar artı KDV’ verilecek. Osmangazi Köprüsü için de günlük 40 bin araç geçiş garantisi ve garanti ödemesi olarak ‘35 dolar artı KDV’ ödeme yapılacak. Vatandaş geçse de geçmese de bu ortalama üzerinden garanti ödemesi yapılacak. Yavuz Sultan Selim Köprüsü’ne dakikada 330 dolar, saat başına 19 bin 750 dolar, günde 474 bin dolar garanti veriliyor. Güncel kura göre 3 milyon 923 bin lira” diye konuştu.
DAKİKASI 1156 DOLAR
Akın, bayram döneminde boş kalacak Osmangazi Köprüsü’ne verilen garanti kapsamında ise bir saat içerisinde bin 666 aracın geçmesi gerektiğini belirterek, şunları söyledi: “Osmangazi Köprüsü’nde buna göre dakikada 28 aracın geçmesi gerekiyor. Başka bir deyişle dakikada 1156 dolar (9 bin 500 TL), saat başına 69 bin 384 dolar, bir günde ise 1 milyon 665 bin dolar garanti veriliyor. Güncel döviz kuruna göre 13 milyon 780 bin lira” ifadelerini kullandı.” (https://odatv4.com/dakikada-10-bin-tl-13052126.html)
***
Gördüğümüz gibi, dünyanın bir ucundan bir ucuna Parababaları dakikalar içinde kârlarına kâr, vurgunlarına vurgun katıyorlar. Türkiye’de 10 bin TL katarken kârlarına ABD’de dakikada 800 bin, 500 bin dolar gibi yüksek kârlar katıyorlar. Tabiî o kadarı da olacak. Emperyalizm dünyası bu. Kimi milyon, milyar dolarlar kazanır, kimi on bin, yüz bin lira gibi kazanır…
Üstelik Türkiye’deki örnekler o kadar çok ki… Örneğin İstanbul Havalimanı da “Yolcu Garantili”. Orada da salgın dolayısıyla uçuşlar çok az yapılabildiği için, garantili yolcu sayısına erişmek mümkün olmuyor. Ama yapan firmalar için ne gam. Onlar oturdukları yerden kârlarına kâr katıyorlar. Yolcu ister binsin ister binmesin, ister gelsin ister gelmesin… Yine bu kapsamdaki diğer havalimanları da öyle. Alayıvalayla açılan ve işletilen Şehir Hastaneleri de öyle… Otoyollar da öyle…
Bir başka örneğimiz ise Yeni Emperyalist Rusya’dan. 16 Mayıs tarihli haber:
***
Böyle zenginlik dünyada yok
Rusya’daki gelir dağılımı adaletsizliğine ilişkin çok çarpıcı bir araştırma medyaya yansıdı. İngiliz Financial Times’ın haberine göre Rusya’daki en zengin 120 kişinin serveti, ülkenin toplam GSYİH’sinin yüzde 35’ine eşit. Rusya’nın bu göstergede dünyada ilk sırada olduğu vurgulandı.
En zengin Rus işadamı Aleksey Mordaşov, 30 milyar dolarlık servetiyle ülkenin GSYİH’sinin yüzde 1,5’nden fazlasına tek başına sahip.
Gazeteye göre, Morgan Stanley’deki analistlerin raporunda, Rusya’yı zengin zümrenin servetinin GSYİH’ye oranında yüzde 30 ile İsveç izliyor.
Daha sonra yüzde 19 ile Hindistan ve ABD sıralanıyor.
(…)
Rosstat’a göre, geçen yıl Rusya’nın GSYİH’si yaklaşık 107 trilyon rubleydi.
Financial Times’a göre, derin ekonomik krize rağmen geçen yıl dünyada dolar milyarderlerinin toplam serveti 5 trilyon dolardan 13 trilyon dolara çıktı. Dünyadaki dolar milyarderleri sayısı 700 kişi artarak 2 bin 700’e yükseldi.” (https://www.turkrus.com/1643465-boyle-zenginlik-dunyada-yok-xh.aspx)
***
Sovyetler Birliği’nin yıkılmasıyla, Kamuya ait üretim araçları, özel sektörün eline geçti. Ve bu yeni Parababaları, yılların (Sosyalist düzen altındaki 70 yılın) hıncını çıkarmak için azgınca saldırıya geçtiler Rusya’da ve yukarıda okuduğumuz düzeni yarattılar. Gayri Safi Milli Hasılanın dağılımı açısından zenginlerle yoksullar arasındaki oranlarla dünyada adaletsizlikte, eşitsizlikte birinci oldular. Yani böyle bir uçurum düzeni yarattılar Rusya’da…
Yine bakın Hindistanlı Parababalarının servetlerinin Gayri Safi Milli Hasıla’ya oranı yüzde 19’muş ABD’yle birlikte! Yani zenginleri öyle böyle zengin değil. Çok zengin, süper zengin. Ama o Hindistan ki, salgının acısını en çok çeken ülkelerin başında geliyor. Günlük hasta sayısı 300 binlerde. Her gün binlerce insan yaşamını yitiriyor. Hele ki son haftalarda oksijen maskesi yetersizliği nedeniyle yüzlerce hasta, hastanelerde hayatını kaybediyor.
Yani bu düzen, bu Sınıflı Toplum Düzeni; yağma düzeni, talan düzeni, vurgun düzeni. Ahlâksızlık düzeni Uçurumlar düzeni…
***
WHO: Yoksul ülkelerde sağlık çalışanları aşılanamamışken zengin ülkelerde çocukların aşılanması ahlâki bir çöküş
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Genel Sekreteri Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus zengin ülkelerin çocuklar ve ergenleri aşılamayı bırakıp ellerindeki aşıları yoksul ülkelerle paylaşması gerektiğini söyledi.
(…)
Cuma günü İsviçre’nin Cenevre kentinde düzenlenen bir sanal konferansta konuşan Dr. Tedros, bazı zengin ülkelerin ergenleri ve çocukları aşılama istediğini anladığını fakat bu kararı gözden geçirmeleri gerektiğini söyledi:
“Yoksul ülkeler hâlâ sağlık çalışanlarına yetecek kadar bile aşı edinemedi. Hastanelerin yetersiz kaldığı ülkeler var.”
(…)
ABD Başkanı Joe Biden, 12-15 yaş arası gençlere mümkün olan en kısa sürede aşı yapılacağını açıklamıştı.
Kanada da Pfizer aşısının aynı yaş grubuna yapılmasına onay verdi. Ülkede en fazla vakanın görüldüğü Alberta bölgesinde 12 yaş üzerine aşılama başladı.
İsviçre’de de geçen hafta 16 yaş üzerine aşı randevusu verilmeye başlandı.
Bazı Afrika ülkelerinde ise neredeyse hiçbir aşılama faaliyeti başlatılamadı.
(…)
Dr. Tedros, yoksul ülkeler bu durumdayken zengin ülkelerde çocukların aşılanmasının “ahlâki bir çöküş” olduğunu söyledi.” (https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-57126561)
***
“Ahlâki çöküş” umurlarında mı bu Parababalarının?
Ne gezer… Zaten hepsi ahlâksız. Hepsi soyguncu. Hepsi hırsız…
Bildikleri tek şey, varsa yoksa Para Tanrısına tapma. Para Tanrısının emirlerini yerine getirme. Sadece onun için gayret gösterme. Başka bir şey bilmiyorlar, başka bir şey yapmıyorlar.
Eğer onlarda insanlığın zerresi olsa böyle davranırlar mı? Böyle insanlıkdışı durumları yaratırlar mı?
Tabiî hep dediğimiz gibi, bu onların kendi iradeleriyle yaptıkları bir şey değil. Ulaştıkları üretim derecesi onları bu şekilde davranmaya zorluyor. Kapitalist ekonominin eşitsiz gelişim kanunu ve rekabet onları böyle davranmaya itiyor. Yani akrebin sokması nasıl doğası gereğiyse onların da böyle davranmaları düzenlerinin doğası gereği.
Uçurumlar düzenini bir de şu şekilde görelim:
7 milyar 870 milyon 825 bin insanın yaşadığı 208 ülkede (devlette), tüm ülkelerin GSMH’si ne kadar 2019 yılı itibarıyla?
87.8 trilyon dolar.
İlk 5 ülkenin payı ne?
47.53 trilyon dolar.
İlk 10 ülkenin payı ne?
58.64 trilyon dolar.
İlk 20 ülkenin payı ne?
70.16 trilyon dolar.
Geriye kalan 188 ülkenin GSMH’si ne kadar?
17.64 trilyon dolar.
Dünya üzerindeki 2 bin 7000 dolar milyarderin serveti ne kadar?
13 trilyon dolar.
Ve bu Parababalarının toplam serveti 5 trilyon dolardan 13 trilyon dolara son bir yıl içinde çıktı.
Yani; 208 ülkenin ilk 20’si toplam 87.8 trilyon dolar GSMH’nin, 70.64 trilyonuna sahip.
Toplam 208 ülkenin, 2.700 dolar milyarderinin (ki bunlar ilk 20-30 ülkede bulunuyorlar) servetleri ise 13 trilyon dolar…
Yukarıda aktararak geldiğimiz gerçekler bunlar. Çok acı gerçekler bunlar. İnsanı öfkesinden tir tir titreten gerçekler bunlar. İnsanın kanını beynine sıçratan gerçekler bunlar.
Yani biz “Uçurumlar Dünyası” derken, boş yere söylemiyoruz. Abartmıyoruz. Tümüyle olaylardan ve rakamlardan ortaya çıkan gerçekleri ortaya koyuyoruz.
Uçurumlara bakar mısınız?
Eşitsizliğe, adaletsizliğe bakar mısınız?
Vurguna, talana, zulme bakar mısınız?
İnsanlık daha fazla katlanır mı böyle bir düzene? Daha fazla tahammül eder mi böyle bir yaşama?
Etmez! Etmeyecektir!
Bu düzen, bu Sınıflı Toplum Düzeni, Kapitalizmin en yüksek aşaması olan Emperyalizm düzeni, dünyası, Lenin’in dâhiyane bir biçimde çözümlediği gibi, bir avuç Modern Finans-Kapitalin, dünyanın yeraltı ve yerüstü servetlerinin neredeyse tamamını ele geçirdiği, halklara olmadık acıları yaşattıkları, eziyetleri yaptıkları bir düzen bu.
Bu düzen, insanlıkdışı. Yok edilmesi, ortadan kaldırılması gereken bir düzen.
Mutluluğun, cennet dünyada insan gibi yaşamanın Parada değil, İnsanlıkta olduğu, sosyal eşitsizliklerin olmadığı, insanın insanı sömürmediği, soymadığı bir dünyada yaşamak ve yaşatmakta olduğu bir düzen kurmak gerekiyor.
Ve bu düzen, Modern Sosyalizmdir. Kurulacaktır er ya da geç…