Yunanistan Ege’de bir kayalığımızı daha işgal etti
Av. Tacettin Çolak
Bildiğimiz gibi, 2004 yılından bu yana Ege Denizi’ndeki 18 Adamız ve bir Kayalık Yunanistan’ın işgali altında.
Daha doğrusu AKP’giller, Avrupa Birliği (AB)’ye girebilmek için bu adaların işgal edilmesine seyirci kaldı. 17 Aralık 2004’te Avrupa Birliği’nden 10 ay sonrasına (03 Ekim 2005’e) aldıkları “müzakere tarihi”ni Yunanistan’ın veto etmemesi için verilen bir diyetti bu.
Hatırlanacağı gibi; “müzakere tarihi aldık”, diye o tarihlerde, yani kış gününde Ankara Güven Park’ta öğlen vakti havai fişeklerle kutlama yapmışlardı.
Bakın o “kutlama”da yaptıkları konuşmalarda ülkeyi nasıl uçuruyorlardı:
“Hükümete güvenerek Türkiye ve T.C. vatandaşları çok farklı olacak”tı. “Her attıkları adım yeni bir başarı olacak”tı, “bundan sonra demokrasi daha farklı güç bulacak”tı, “ekonomi daha güçlü performans ortaya koyarak Türkiye çağdaş ülkeler arasında yerini almaya başlamış”tı… (http://arsiv.sabah.com.tr/2004/12/19/siy101.html)
Sonrasında da; o fasıl bu fasıl diye diye gündemi işgal edip insanlara umut pompaladılar.
AB ise hiçbir zaman Türkiye’yi Birliğe alma niyeti olmadığından bizimkileri fasıllarla oyaladı.
Günümüzde ise bırakalım AB’ye girmeyi, AB üyesi ülkelerden polis zoruyla derdest edilip adam yerine konulmayan bakanlara geldi iş.
Yunanistan, işte bu tarihten itibaren hiç boş durmadı. Ege’deki işgalini ilhaka dönüştürdü. Sürekli tahkimatlar yapıyor. Askeri birliklerini konuşlandırıyor. Deniz ve Hava sahamızı kevgire dönüştürmüş durumda. Hava sahamızı işgal eden savunma bakanlarını uyaran askerlerimize Türkçe küfürler bile ettiler.
Bizimkiler ise, işi pişkinliğe vurdular. Bırakalım adalarımızın işgalini, küfreden Yunan Savunma Bakanı’na küçük bir tepki dahi ver(e)mediler.
Dahası zaman zaman yaptıkları açıklamalarda; “bu adaların aidiyetinin tartışmalı olduğunu”, bile iddia ettiler. En son Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu; 15 Ocak 2020 günü çıktığı TV’de aynı ifadeyi kullanarak, Yunanistan’ın işgaline meşruiyet kazandırdı.
Öyle ya, ülkede vatan topraklarını savunmaktan aciz yöneticiler varken Yunanistan niye boş dursun?
Onlar ki, bizdeki bazı “sol”ların kendisini benzettiği SYRİZA zamanında bile boş durmadılar, işgali sağlamlaştırmaya devam ettiler.
Son olarak; Muğla İl sınırları içinde bulunan Plati Kayalığı’nı işgal etti Yunanistan.
Bu işgali de Yunan Savunma Bakanı Yardımcısı Alkiviadis Stefanis’un, 14 Mart 2020’de Kalolimnoz Adası ve Plati Kayalığı’na yaptığı ziyaretle ilgili haber ve fotoğrafları Yunan Savunma Bakanlığı resmi internet sitesinde yayımlayarak tüm dünyaya duyurdular.
Böylece Ege Denizi’nde işgal edilen kayalık sayısı ikiye çıktı. Mevcut durum itibarıyla 18 Türk Adası ve 2 Türk Kayalığı Yunan işgali altında.
Muğla sınırları içinde bulunan Plati Kayalığı; Kelemez (Kalimnos-Kilimli) Adası ile Keçi Adası arasında ve 1,85 km uzunluğunda, 0,5 km eninde olup yüzölçümü yaklaşık olarak 1 km2dir.
1923 Lozan Antlaşması ile İtalya’ya verilmeyen ve 1947 Paris Antlaşması ile egemenliği Yunanistan’a devredilmeyen Muğla Plati Kayalığı, 12 Adalara bağlı ya da bitişik adacık statüsünde de değildir.
Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Sayın Ümit Yalım’ın verdiği bilgilere göre; Plati Kayalığı; Lozan ve Paris Antlaşmaları ile Türk Deniz Kuvvetleri, Genelkurmay Başkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığındaki resmi kayıt ve belgelere göre Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenliğindedir.
Yine Ali Kurumahmut ve (Türk Genelkurmay Başkanlığı Bilimsel Danışmanı) Prof. Dr. Sertaç Hami Başeren tarafından yazılan ve 2004 yılında Türk Tarih Kurumu tarafından yayımlanan “Ege’de Gri Bölgeler, Unutul(may)an Türk Adaları” adlı kitapta yayınlanan haritada ve Türk Deniz Kuvvetleri Haritası’nda, Plati Kayalığı’nın Türkiye’ye ait olduğu açıkça gösterilmiştir.
Yunanistan geçmişte de Plati Kayalığı’nı işgale yeltenmişti, ama başarılı olamamıştı.
Yunanistan, 1996 yılında meydana gelen Kardak Krizi’nden üç yıl sonra, Mayıs 1999’da burasını bir Yunan balıkçıya kiralayarak iskâna açmaya çalışmıştı. Dönemin Ecevit Hükümeti, Atina’nın bu girişimini “kabul edilemez” olarak nitelemiş, Dışişleri Bakanı İsmail Cem de, “Plati Kayalığı üzerindeki haklarımızı kaybetmemiz mümkün değil” diyerek sert tepki vermişti. Yunanistan’ın Büyükelçilik Müsteşarı Michail Christides Dışişleri Bakanlığı’na çağırılarak uyarılmıştı.
Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu da; “Yunanistan bu girişimi sürdürürse bundan 3-4 yıl önce ne olduysa yine aynısı olur. Türkiye gerekeni yapar”, diyerek, Kardak Krizi’nde olduğu gibi Türkiye’nin müdahale edeceğini vurgulamıştı. Konu ile ilgili haberlere o dönemki basın organlarının arşivlerinden ulaşılabilir.
O dönem geri adım atan Yunanistan, Plati Kayalığı’na 2006 yılında konut ve kilise inşa ederek burayı iskâna açtı. Bu durum uydu fotoğraflarından da görülmektedir.
Plati Kayalığı’nı 14 Mart 2020 günü Yunanistan Savunma Bakanı Yardımcısı Alkiviadis Stefanis ziyaret etti. Ziyarette, kilisede Yunan bayrağının dalgalandığı ve kayalığın Yunanistan tarafından işgal edildiği açıkça görülmektedir. Ayrıca işgali pekiştirmek için kilisenin istinat duvarına da büyük bir Yunan bayrağı çizmişler.
Böylece 1999 yılında sahip çıkılan Plati Kayalığı, AKP Hükümetleri döneminde önce iskâna açılmış, sonra da işgal edilmiştir. Başka bir anlatımla Plati Kayalığı, alenen Yunanistan’a teslim edilmiştir, AKP’giller tarafından…
Bazı arkadaşların aklına “bir kayalığa bu kadar takılınmaz ki” gibi bir düşünce gelebilir.
Kayalık deyip de geçmeyin…
Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’nin 121’inci maddesine göre, insanların oturmasına elverişli olan veya kendilerine özgü ekonomik yaşamı bulunan kayalıkların kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölgeleri de vardır. Dolayısıyla anılan sözleşmeye göre Plati Kayalığı’nın karasuları ile birlikte kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölgesi de vardır. Kayalığın işgal edilmesiyle Türkiye bölgedeki egemenlik haklarını ve petrol, doğalgaz, balık ürünleri üzerindeki haklarını kaybetmiştir.
Sonuç olarak; 2004 yılında, Ege Denizi’ndeki 18 Ada ve 1 Kayalığı işgal eden Yunanistan, Onikiada bölgesindeki ada sayısını 14’ten 32’ye çıkardı. Mevcut durum itibarıyla Plati Kayalığı’nı da işgal eden Yunanistan, topraklarını ve deniz sınırlarını büyüttü.
Türkiye ise Batı’dan (Ege Denizi’nde) toprak kaybetti ve küçüldü.
Öyleyse sormayalım mı bu Ortaçağcı AKP’giller’e; “Vatan toprakları işgal altındayken, Türk Ordusu’nun Suriye’de, Libya’da ne işi var?”
Çünkü bunların dertleri vatan toprağı değil. Suriye ve Libya’daki Ortaçağcı katillere hamilik yapmak ve buralardan (eğer emperyalist güçlerden kalırsa) parsa toplamak. Ama yedirmezler. Onlar sizin ne mal olduğunuzu çok iyi biliyorlar. Daha doğrusu sizi projelendiren, koruyup geliştiren ve 18 yıldır bu ülkenin, bu halkın başına bela eden de onlar olduğundan, sizin cemaziyelevvelinizi çok iyi biliyorlar.
İşte bu nedenle yedirmezler.
Olan da buralarda bir hiç uğruna gençliğinin baharında yaşamını kaybeden gençlerimize oluyor.
İşte bu nedenle de Yunanistan’a destek vererek, Ege Denizi’ndeki vatan topraklarımızı işgal ettiriyorlar.
Siz de bu işgale ses çıkarmayarak, seyirci kalarak, görmezden gelerek açıkça suç işliyorsunuz. TCK’nin 302’inci maddesinde öngörülen “Vatana İhanet” suçunu işliyorsunuz.
Varsın yasaları ve vicdanının sesini değil de iktidarın talimatlarını dinleyen şimdiki savcılar; yaptığımız suç duyurularına takipsizlik kararları versinler…
Dosyalarınız açık… Yargılanacaksınız…
Kaçısınız yok…