5 yaşına gelmeden yaşamını kaybeden çocuklarımızın neredeyse yarısının ölüm nedeni AÇLIK
Çocuk ve Açlık asla yan yana gelmemesi gereken iki kelime. Çocuk ve Oyun, Çocuk ve Şeker, Çocuk ve Mutluluk ne güzel duruyor yan yana. Ama açlık olmuyor, Çocuk’la yan yana koyunca ciğerimizi delip geçiyor.
Yapılan araştırmaların ortaya koyduğu şu gerçeklere bakar mısınız:
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, Kasım 2023’te Küresel Gıda Güvenliği Zirvesi’nin açılış programında yaptığı konuşmada, dünyada 5 yaş altı 45 milyon çocuğun boylarına göre “tehlikeli derecede” zayıf olduğunu belirtti. Bu çocuklardan 14 milyonunun yüksek derecede ölüm riskini içeren ve en şiddetli “çocuk zayıflığı” sorunuyla karşı karşıya olduğunu aktardı. Ghebreyesus, yılda yaklaşık 1 milyon çocuğun yetersiz beslenme nedeniyle öldüğü tahmin edildiğini bildirdi.
Ülkemizde de durum daha iyi değil, içler acısı. AKP’giller’in yandaş İstatistik Kurumu TÜİK bile 7 milyon 600 bin çocuğumuzun dengeli beslenmediğini ortaya koymak zorunda kalıyor.
TÜİK’in 2022’de yayınladığı Çocuk Araştırması Raporuna göre, 7 milyon 600 bin çocuğumuz dengeli beslenmiyor. Toplam çocuk sayımız 22 milyon 738 bin 300. Bu durumda çocuklarımızın yüzde 33,7’si yani her 3 çocuğumuzdan 1’i sağlıksız besleniyor ve maddi yoksulluk çekiyor.
Adı geçen Araştırma Raporunun sonuçları yüreğimizi dağlıyor:
Meyveyi her gün tükettiği belirtilen çocukların oranı sadece yüzde 50. Biliyoruz ki bazı anneler, elmayı dörde bölüp çocukları arasında paylaştırıyor. Sebzeyi her gün tükettiği belirtilen çocukların oranı yüzde 33. Et, tavuk veya balığı her gün tükettiği belirtilen çocukların oranıysa sadece yüzde 12,7. Yetersiz beslenme oranının en yüksek olduğu ilimiz Şırnak. Şırnak’ta çocuklarda yetersiz beslenme oranı yüzde 20,6. Sağlıklı bir beslenme için şart olan et, süt, peynir, yumurta, meyve gibi temel besin maddeleri çocuklarımız için birçok ailede lüks olmuş durumda.
Bakın havyar, ejder meyvesi gibi lüks gıdalar değil bahsettiklerimiz, bir çocuğun sağlıklı büyüyüp gelişebilmesi için ihtiyaç duyduğu sebze, meyve, et, tavuk ve balıktan bahsediyoruz.
B12 vitamini eksikliği yorgunluk, dikkat dağınıklığı, algılamada zorluk, hafızada yetersizlikle kendisini belli eder. Et ve et ürünleri, yumurta, süt ve süt ürünleri B12 kaynağıdır. Çocuklarımızın B12 vitamini eksikliği yaşamaması için düzenli olarak, haftada 2-3 gün kırmızı et, en az 5 gün yumurta ve günde 3 porsiyon süt ve süt ürünleri tüketmesi gerekiyor. Ama ülkemizde yukarıda da bahsettiğimiz gibi 7 milyon 600 bin çocuğumuz bu gıdalara ulaşamıyor.
Yetersiz beslenme çocuklarımızın sadece mental sağlığını etkilemiyor, fiziksel olarak gelişmelerini de engelliyor. Türkiye’de 5 yaş altı çocuklarda bodurluk oranı yüzde 10. Yani 22 milyon 738 bin çocuğumuzdan 2 milyon 200 bini yeterli beslenemediği için bedensel gelişimini tamamlayamıyor. Yaşına göre olması gerekenden daha kısa-bodur kalıyor.
Derin Yoksulluk Ağı’nın Aralık 2023’te yayımlanan raporuna göre, beş yaş altı çocuk ölümlerinin neredeyse yarısı yetersiz beslenmeden kaynaklanıyor. Yetersiz beslenme çocukların bağışıklık sistemini zayıflatarak doğal enfeksiyonlar sebebiyle hayatlarını kaybetmelerine neden oluyor.
AKP’giller İktidarı ülkemizi Parababaları için vurgun cennetine, emekçi halkımız için işsizlik pahalılık cehennemine çevirdi. Yıllık enflasyon oranları yüzde 120’lerin altına düşmüyor. Gıda Enflasyonu Cumhuriyet Tarihinin hiçbir döneminde olmadığı kadar fahiş oranlarda artıyor. Bundan en çok çocuklar etkileniyor.
Derin Yoksulluk Ağı’nın raporuna göre, son bir yıl içinde para ve diğer kaynakların yetersizliği nedeniyle yeterli gıda bulamayacağı kaygısı taşıyan bireylerin oranı yüzde 23.4, karnı aç olmasına rağmen yemek yiyemeyenlerin oranı yüzde 8.4 olarak kaydedildi. Yani nüfusumuzun neredeyse yüzde 10’u yatağa aç giriyor.
Okullarda açlıktan bayılan çocukları, karnı aç olduğu için öğretmeninden harçlık talep eden, arkadaşının getirdiği sandviçten bir kere ısırmak isteyen çocukları her gün duyar olduk artık. Aileler, çocuklarına beslenme hazırlayamıyor, harçlık dahi veremiyor. İki çocuğu olan bir anne çocuklarına günlük 10’ar TL harçlık verdiğini ve yetmediğini söylüyor. Nasıl yetsin? 10 TL ile okul kantininden bir su zor alınıyor artık. Ceylan derisinden koltuklar ve onları dolduran ensesi kalın kodamanlarla dolu Meclis Kantini değil ki burası, halk çocuklarının eğitim gördüğü devlet okulu kantini.
Ayrıca çocuklar harçlıklarıyla bırakalım bir simit almayı, temiz su dahi alamadıkları için sağlıksız koşullarda tuvaletten su içmek zorunda kalıyorlar.
Hem emekli hem milletvekili olanların aylık maaşlarını 233 bin TL yapan AKP’giller, geçtiğimiz yıl “Okullarda Bir Öğün Ücretsiz Yemek” için verilen teklifi MHP’nin de desteğiyle Reddetti. Demek ki neymiş, bunlar Emekçi Halkımızın ve Halk Çocuklarının düşmanıymış.
Aralık 2023 verilerine göre, dört kişilik ailenin aylık gıda harcaması tutarı olan Açlık Sınırı 14 bin 431 TL oldu. Gıdayla birlikte ulaşım, kira, elektrik, su vb. faturalar, eğitim giderleri vb. diğer tüm temel harcamalar için gereken toplam harcamalar tutarı olan Yoksulluk Sınırı 47.009 TL’dir. Devam edelim, Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), Aralık 2023 enflasyon oranını aylık bazda %4.12, yıllık enflasyon oranını (geçen yılın Aralık ayına göre enflasyon artış oranını) %127.21 olarak açıkladı.
Hal böyleyken AKP’giller’in, Parababaları ve Sarı TÜRK-İŞ ile birlikte belirlediği Asgari Ücret 17 bin 2 TL’dir. Yani öldürmeden süründürecek bir ücret. Yoksulluk Sınırının altında, Açlık Sınırının az üstündedir. Ama onun da birkaç aya kalmadan Açlık Sınırının altında kalacağı kesindir.
Halkımız, AKP’giller tarafından açlık ve yoksulluğa mahkûm edilmiş durumdadır. Bundan da en fazla çocuklarımız etkilenmektedir, yukarıda ortaya koyduğumuz gibi.
Yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenme hakkı, temel bir insan hakkıdır, çocuk hakkıdır. Bu hak uluslararası ve ulusal düzenlemelerle koruma altına alınmıştır. Örneğin ülkemizin de bir bileşeni olduğu Birleşmiş Milletler (BM) tarafından yayınlanan Çocuk Hakları Bildirgesi İlke 4: Çocuğun, yeterli beslenme, barınma, eğlenme ve sağlık hizmetlerine hakkı vardır, der.
Yine ülkemizin de taraf olduğu BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin 24’üncü madde, c bendi, taraf devletler temel sağlık hizmetleri çerçevesinde ve başka olanakların yanı sıra, kolayca bulunabilen tekniklerin kullanılması ve besleyici yiyecekler ve temiz içme suyu sağlanması yoluyla ve çevre kirlenmesinin tehlike ve zararlarını göz önüne alarak, hastalık ve yetersiz beslenmeye karşı mücadele edilmesi amaçlarıyla uygun önlemleri alırlar, diyerek çocukların besleyici gıdalara ve temiz içme suyuna erişiminin sorumluluğunu devletlere yükler ve sözleşmeye imza atan her taraf devlet bunlara erişemeyen çocuklar için gerekli tedbirleri almayı kabul etmiş olur.
Sözleşmenin 27’nci maddesine göre, “taraf devletler her çocuğun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlâksal ve toplumsal gelişmesini sağlayacak yeterli bir hayat seviyesine hakkı olduğunu kabul ederler” ve taraf devletler, “ulusal durumlarına göre ve olanakları ölçüsünde, ana-babaya ve çocuğun bakımını üstlenen diğer kişilere, çocuğun bu hakkının uygulanmasında yardımcı olmak amacıyla gerekli önlemleri alır ve gereksinim olduğu takdirde özellikle beslenme, giyim ve barınma konularında maddi yardım ve destek programları uygularlar”.
Gördüğümüz gibi, uluslararası sözleşmelerle çocukların bedensel, zihinsel ve ruhsal gelişmelerini etkileyen beslenme hakkı koruma altına alınmıştır. Hükümetlere, çocuklara bakmakla yükümlü ailelere bu hakkın sağlanmasında yardımcı olmaları, gerekli önlemleri almaları konusunda sorumluluk-görev verilmiştir.
AKP’giller ise yarattıkları hayat pahalılığının bedelini çocuklara ödettirdikleri yetmezmiş gibi, okullarda bir öğün ücretsiz yemek verilmesi için verilen teklife, arka bahçelisi MHP ile birlikte Hayır oyu vererek çocukları açlığa mahkûm etmektedir. Uluslararası sözleşmenin kendilerine yüklediği görevi yerine getirmeyerek suç işlemektedirler.
ABD-AB Emperyalistlerinin yetiştirip iktidara taşıdığı ve onlara sadakatte gelmiş geçmiş tüm Amerikancı iktidarları sollayan AKP’giller’in yarattığı bu pahalılık düzeninde okullarda bir öğün ücretsiz yemek elbette ki Yetmez!
Anaokulu, ilkokul, ortaokul ve liselerde, yani tüm devlet okullarında tüm çocuklarımıza ücretsiz sabah kahvaltısı ve öğlen yemeği verilmelidir. Bu öğünler çocuklarımızın gelişme ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde sağlıklı ve besleyici olmalıdır. Ayrıca çocuklarımıza bu okullarda temiz içme suyu ücretsiz olarak sağlanmalıdır. Aksi takdirde yarının yetişkinleri olacak bugünün çocukları fiziksel, zihinsel ve ruhsal olarak gelişimini tamamlayamayacak, gelecek nesillerde de etkisini gösterecek rahatsızlıklar ortaya çıkabilecektir.
05 Ocak 2024